Kategoriler
Tasarım

Dünyanın en popüler emojisi

Arkadaşlar size bir sorum var. Şu işaretin ne olduğunu biliyor musunuz? ~
Peki ya bunun 🙂

Her iki sembolü de özellikle seçtim. İlkini en sona bırakıp ikincisinden başlayayım. Bilmeyen yoktur herhalde… Bu bir emoji. Gülmekten gözünden yaş gelmek anlamına geliyor. Emoji sözcüğü uydurulmuş olmakla birlikte 2013 yılında Oxford Sözlüğü’ne girdi. Girmekle kalmadı 2015’de yılın kelimesi olarak bir kelime değil de bir emoji seçildi: az önce size gösterdiğim “gülmekten gözünden yaş gelmek” emojisi.

Emojiler öyle sanıldığı kadar yeni bir kavram değil, 1999 yılından beri hayatımızda. İlk emojiyi tasarlayan kişi kim biliyor musunuz? Tabiki anime ve manga kültürüyle yoğrulmuş bir kişi: Shigetaka Kurita. Bunlar da 12 piksel x 12 piksel olarak tasarlanan dünyanın ilk emojileri. Japonya’daki bir telekom şirketi için yapılmış. İnsanlar telefon mesajlarında Japonca’nın yanı sıra bu grafikleri de kullanmaya başlamışlar. Sonuç: dili, lisanı aşan bir iletişim şekli. Japonya’dan bir arkadaşınız size şöyle bir mesaj gönderse anlamazsınız ama ya şöyle bir şey gelirse?

Zaten emoji kelimesi de Japonca resim ve karakter kelimelerini birleştirerek ortaya çıkmış, yani resimli karakter anlamına geliyor. Bunun kökenindeyse “emoticon” denilen benzer bir kavram var. İngilizce “emotion – duygu” ve “icon – ikon” kelimelerinin birleşimi. Duyguları noktalama işaretlerini kullanarak anlatmak demek. En meşhur emoticon iki nokta üst üste tire parantez üçlüsüyle yapılan gülümseyen yüz, smiley 🙂

Bunun gülümseyen bir yüz olduğunu anlamak için başınızı çevirerek bakmanız gerekiyor. Bizi bu külfetten kurtaranlar yine Japonlar olmuş ve Kaomoji denilen özel bir emoticon türünü ASCII karakterlerini kullanarak geliştirmişler, ta 1980’lerde. İddialara göre dünyadaki ilk emoticonu Japon bir nükleer bilimci ASCII NET ağında şu şekilde kullanmış: (~_~)

Sonrasında hızla farklı versiyonları üretilmiş. En çok kullanılan, en popüler olan kaomoji yine gülümseyen bir surat olmuş: bunun anlamı (^O^) “usta koala gülüyor.”

Gülümseyen yüz emoticonun kullanımı çok daha eskiye dayanıyor. 155 yıl önce, 1862 yılında The New York Times gazetesinde başkan Abraham Lincoln’ün bir konuşması yayınlanmış. Konuşmanın bir yerinde alkışlar ve gülüşmeler yazıyor, sonrasındaysa noktalı virgül ve parantez var 😉 1881 yılındaysa Puck adlı bir mizah dergisi 4 duyguyu ifade eden 4 emoticon tasarımını yayınlamış.

Yapılan bir araştırmaya göre gençler artık çok fazla yüz yüze konuşmuyor. Hatta telefonla da konuşmuyor. Mesajlaşıyor. Bu mesajlarda da bol bol emoji kullanıyor. Hatta sadece emoji kullanarak iletişim kurulan mobil uygulamalar bile var.

Modern kültürümüzün ürettiği en ilginç iletişim şekillerinden biri emojiler. Şimdilerde klasik kültürü de tercüme etmeye başladılar. Örneğin unutulmaz romanlardan biri olan Moby Dick’i tümüyle emoji diline çevirmeyi başarmış bir proje var.

Koskoca romanı neden yazı yerine sembollere çevirmişler? Daha doğrusu genel olarak iletişimde neden böyle bir ihtiyaç doğmuş hiç düşündünüz mü?

Psikolog Albert Mehrabian’ın araştırmaları bize iletişimin %7’sinin ne söylediğimiz, %38’inin nasıl söylediğimiz ve %55’inin de o anda ne yaptığımız ve nasıl göründüğümüzle ilgili olduğunu söylemişti. Siz benim neden sadece yazı yazmak yerine hem yazı yazıp hem de video çektiğimi sanıyorsunuz? Dedik ya artık yüz yüze iletişim kaybolmaya başladı, gençler en çok mesajlaşarak iletişim kuruyor diye. İşte sadece yazıyla iletişim kurmak işin sadece %7’si olduğu için kalan kısımdaki boşlukları emojiler dolduruyor.

Ben yine de bazı emojileri anlamakta güçlük çekiyorum diyorsanız yalnız değilsiniz. Mesela gülümseyen kahverengi şu şey de ne olabilir ki? Hemen söyleyeyim: Kin no unko. Tabiki Japonca ve iyi şansın sembolü. Gördüğünüz gibi bu yeni gelişmekte olan uluslararası görsel dilimiz bize kültürlerarası bir bakış açısı da kazandırıyor. Önyargılardan arınmamızı sağlıyor.

Tasarım dünyasında yazılı iletişim için tipografi kullanırken görsel iletişim için piktografi tercih edilir. Piktogramlar ya da piktograflar bir eşyayı, bir objeyi, bir yeri, bir işleyişi, bir kavramı resmetme yoluyla temsil eden sembollerdir. Uluslararası bir havaalanında 72 milletten insan için 72 dilde tuvalet yazamazsınız o yüzden bir tasarım çözümü üretirsiniz. Bunlar 1974 yılında kabul edilen havaalanı sembolleri. Emojilerle piktogramlar arasındaki temel fark sanırım işin yine duygusal boyutu. Ben yine de havaalanlarında emoji görmeyi tercih ederim. Düşünsenize 3 saatlik uçuşun ardından sıkışmışsınız. Çaresizce etrafa bakıyorsunuz ve sonra da bir emoji görüyorsunuz. Ne büyük rahatlama.

Gelelim en başta gösterdiğim işarete. Bunun adı tilde. Muhtemelen her gün gördüğümüz bilgisayar klavyesinde bile olan ama ne anlama geldiğini, nerede kullanacağımızı tam olarak bilemediğimiz bir sembol. “Yaklaşık” anlamına geliyor. Matematikte ve bazı dillerde farklı kullanımları da var. Ama en önemlisi 3000 yıldan beri var olan ve hiç değişmemiş bir sembol. Teknolojiyle hayatımıza giren ve cep telefonlarıyla yaygınlaşan şu emojiyse daha 30 yaşında bile değil, henüz klavyede bir tuşu bile yok ama dünyanın en popüler emojisi.

Nereden mi biliyorum? EmojiTracker web sitesinden. Dünyada atılan tweetleri gerçek zamanlı olarak takip eden bir site bu. En az popüler olandan en popülere doğru bir sıralama yapmışlar. Dünyanın o andaki ruh halini görebiliyorsunuz. Bakınca öpücük atanları, kalp gönderenleri, ya seni yerim diyenleri, çılgınları, şımarıkları, depresyonda olanları, kalbi kırıkları, utananları, trip atanları kısaca insanları görüyorsunuz. Listenin en başındaysa dünyanın şu haline bakıp gülmekten gözünden yaş gelenlerin ne kadar çok olduğunu…

Topluca deliriyoruz galiba?

——

Emojilerle teknoloji arasında çok yakından bir ilişki var. Teknolojik ilerleme sayesinde yeni bir dil geliştiriyor gibi görünüyoruz. Resimli bir dil. İyi ama binlerce yıl önce hiyeroglifler de böyle değil miydi? Medeniyetimiz geliştikçe o resimleri sembollere, sembolleri de daha stilize karakterlere dönüştürmemiş miydik biz? Alfabe dediğimiz şey böyle ortaya çıkmadı mı? Şimdi alfabe yetmez, yazı dili yeterli değil diyerek tekrar resimlere dönmeye başladık. Bu durumda teknolojik olarak geliştikçe eskiye doğru mu gidiyoruz? Emojiler modern dünyanın hiyeroglifleri mi? Gelin bu soruların cevaplarını hep beraber verelim. Sizden bu sorularla ilgili cevaplarınızı bekliyorum.

Sizden istediğim bir şey daha var. Kanala aboneyseniz “abonelik” butonunun hemen yanında “bildirim gönder” özelliği var. Eğer bunu işaretlerseniz yeni bir video yayınladığım anda size bilgisi geliyor. Neden bunu istiyorum? Çünkü geçen hafta sürpriz bir canlı yayın yaptım. Bu özelliği aktif eden kişiler canlı yayından da anında haberdar oldular ve yayına katıldılar. Bundan sonra her hafta böyle bir canlı yayın yapmayı planlıyorum. Ancak farklı zamanlarda. Yani canlı yayınlar, sürpriz yayınlar olacak. Önümüzdeki hafta, sürpriz bir anda yapacağım canlı yayında bu videoda az önce anlattıklarım hakkında daha geniş bir şekilde konuşmak istiyorum ve daha da önemlisi sizlerden gelecek olan yorumları da okumayı düşünüyorum. Bunun için abone olmadıysanız olmanızı, zaten olduysanız da bildirimleri açık hale getirmenizi rica ediyorum.

Son bir şey daha. Bu videoyu sosyal medyada ruh halinizi en iyi yansıtan emoticonları kullanarak paylaşabilirsiniz. Canlı yayında en kreatif paylaşımlara da yer vermek istiyorum. Paylaşım yaparken bana mention etmeyi unutmayın ki sizi görebileyim. Twitter, Facebook ve Instagram’da beni @barisozcan olarak bulabilirsiniz.

En son bir şey daha. Sürpriz canlı yayınlar yapacağımızı söylemiş miydim? Evet söylemiştim. Peki önümüzdeki hafta belki bir değil iki canlı yayın yapabileceğimi? Onu söylememiştim değil mi? Hatta sürpriz sürpriz canlı yayınını belki bir kısa film setinden yapabileceğimi? Ne ben söyledim, ne de siz duydunuz…

Pazar günleri yayın takvimimiz hala aynı. Sanattan, tasarımdan ve teknolojiden bahsedeceğimiz başka bir konuda buluşmak üzere…

 

“Dünyanın en popüler emojisi” için 4 yanıt

Teknoloji ile ilerliyoruz lakin daha çok geçmişi özlüyoruz resimlere ifadelere geri dönme sebebimizde bence bundan dolayıdır.Bu şuan dünya üzerinde ki bütün kategorilerde böyle bence moda en basit örneği teknoloji gelişiyor kıyafetlere ışıklar döşeniyor tsirtlere 3 boyutlu resimler çiziliyor ama insanlar hala eski mısır kadın ve erkeklerinin takılarına kıyafet ve kumaslardaki tonlara özlem duyuyor ve kullanıyor.Aslında geçmişten uzaklaştıkça geçmişe dönüyoruz, Farkediyoruz ki biz ilk çağlarda bile mağaralara o resimleri yapanlar kadar özgür ifade edemiyoruz kendimizi ve geçmişi yeniden kullanıyoruz.Benim düşüncelerim bunlar 😊🙇📱
İyi günler yeni videolarınızı dört gözle bekliyorum.

Sevgili Barış Abi ben 14 yaşındayım düşünce şeklim yavaş yavaş oturmaya başladı
Sen bu tarz videolar yükledikçe düşünce yapım değişiyor olaylara daha farklı bi açıdan bakmayı öğreniyorum veya bi kavramın daha derinine inebiliyorum ve günlük hayatta da çok faydası oldu videolarının sayende artık düşünerek konuşmayı ve insanları dinlemeyi öğrendim ve bunun gibi daha pek çok şey sana bana kattığın herşey için çok teşekkür ederim

Azra şu anda içinde bulunduğum stresli ve üzücü bir durumda bile yüzüme bir gülücük kondurmayı başarabildiğin için bu cevabı yazmak çok içimden geldi. Yazdığın şey o kadar güzel o kadar temiz ki kendinle şu an seninle duyduğum gururun on katını duymalısın. Keşke yaşındaki tüm çocuklar senin gibi olsa. Çünkü tanıdığım onca büyük insanların hepsinden daha duyarlı, daha başarılı ve daha “insan”sın. Seni seviyorum.

Barış ”abi” diyeyim. Barış ”bey” insanlar arasına çok mesafe koymakta. İnsanlara hitap ederken de çok dikkatli ve özenle seçilmeli. Samimiyet göstergesi sonuçta. Barış abi seni #sokakröpartajları ‘ nda izlemiştim. Oradaki tshirtünde Mahatma Ghandhi’ yi gördükten sonra çok mutlu oldum. çünkü biliyorum ki sadece giymek için tercih etmezsin Onu. 20′ li yaşlarımın başında etkilenmiştim. Kendi elbisesini bile kendisi üreten bir insanı tanımaktan. Teknoloji kölesi olmaktan bir nebze de O alıkoymuştu beni tam anlamıyla diyemem çünkü şuan bile teknolojiyi kullanarak yazıyorum. Tezat hayatlarımız; karanlık, aydınlık yönlerimiz. Abi yalnız değilsin bu kardeşinde nacizane senin gibi düşünüyor. Düşünmek için yaşıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir