Kategoriler
Tasarım

Instagram’ın logosu neden değişti?

Instagram’ın logosu neden değişti? 400 milyon kullanıcı tarafından her gün 80 milyon fotoğraf ve video paylaşılan bir platformunuz olunca en ufak bir değişiklik bile çok göze batıyor. Ama Instagram’ın yaptığı değişiklik en değişim severleri bile zorlayacak türden.

Instagram’ın logosuna ne çok alışmışız. Halbuki 5 yıl önce hayatımızda böyle bir şey yoktu. Onun görmeye alışık olduğumuz logosu ilk ortaya çıktığında fotoğraf çekip filtre ekleyerek paylaşmak dışında pek az şey yapılabiliyordu. Oysa şimdi video çekiliyor, kolaj yapılıyor; GIF benzeri “boomerang”lar, “hyperlapse”ler oluşturuluyor. Yani çocuk büyümeye başladı. Üstündeki kıyafeti yenilemenin vakti çoktan geldi. Zaten o yüzden Instagram’ın tasarım ekibi yaklaşık 1 yıldır bu değişiklik üzerinde çalışıyormuş.

Instagram bizim cep telefonlarımızda yaşıyor ve orada tek başına değil. Pek çok uygulamanın arasında bana dokun ve beni kullan dercesine bize bakıyor. Cep telefonlarımızın da kendine özel bir arabirim tasarımı var. Bu tasarımlar son yıllarda düzleşti. Düzleşti derken “flat design” akımından bahsediyorum. Oysa ondan önce “Skeuomorphism” denilen bir başka tasarım akımı yaygındı. Evet böyle bir kelime gerçekten de var. O zamanlar gerçek hayattaki nesneleri bilgisayar ekranına olabildiğince gerçekçi bir şekilde aktarmak modaydı. Mesela bir takvim uygulaması mı yapacaksanız, gerçek bir masa takvimine olabildiğince benzetin. Kenarlardaki yırtık sayfa ayrıntısını görebildiniz mi?

Son yıllarda her şey düzleşmeye başladı. İkonlar da bundan nasibini aldı. Böylesi bir dünyada Instagram’ın eski logosu o kadar demode kaldı ki…

Tamam. Logonun değişmesine ikna olduk. Makasları çıkarıp ağacımızı budamaya başlayabiliriz. Özellikle logo tasarımında tam da bu yapılır. Gerçek hayatta markanın temsil ettiği değerlere bakıp onu görselleştirirsiniz. İlk görselleştirmeler ortaya çıktıktan sonra da onu sadeleştirmeye başlarsınız, yani budarsınız. Instagramcılar da bunu yapmışlar, eski logoyu budamışlar, budamışlar, budamışlar; sonunda ağaç ağaçlıktan çıkmaya başlayınca biraz paniğe kapılmışlar. Bir ağacı budadıktan sonra dallarını, yapraklarını yerine koyamazsın ki. Onu tekrar renklendirmek için ne yapalım diye düşünmüşler ve ellerine bir sprey boya alıp rengarenk boyamaya karar vermişler. Aynı logoya şirketin yüklediği anlam ise şöyle: “Yenilenmiş görüntümüz kullanıcılarımızın anlattığı hikayelerin ne kadar farklı ve canlı olduğunu daha iyi yansıtıyor.”

Buradan da anlaşılıyor ki her konuda olduğu gibi tasarımda da yaptığınız işi iyi anlatmak, sunabilmek gerekiyor. Tasarımla hikaye anlatıcılığı önemli bir teknik.

Logo tasarımlarında uygulanan bir başka teknikse “logoyu 5 saniyede hatırla ve çiz kuralı”dır. Adı üstünde, tasarımcı olmayan bir kişi gördüğü bir logoyu hafızasından 5 saniye içinde kalemle çizebiliyorsa o logo yeteri kadar sade, hatırlanabilir ve dolayısıyla amacına ulaşmış bir logodur. Instagram’ın eski logosunu akıldan çizebilmek oldukça zor ama deneyince kameranın lensi, sağ üst köşedeki vizör ve gökkuşağı renkleri akılda kalıyor. Aslına bakarsanız yeni logoda bu üçü de var. Sadece gökkuşağı renkleri biraz ısıtılmış, daha sıcak tonlara taşınmış.

Bu rengarenk logoya tıkladığınızda karşınıza gelen uygulamadaysa sadece tek renk var, “monokromatik” bir tasarım tercih edilmiş. Böylece arabirim bir ön birim olmaktan çıkıp gerçekten de bir arabirim haline gelmiş oluyor. Sizinle fotoğraflarınız arasında sessiz sedasız duran renksiz bir tuval gibi. Uygulamanın içinde gördüğümüz renkli her şey bizim çektiğimiz fotoğraflardan ve videolardan geliyor.

Bu logo değişiminde tasarım kitaplarındaki hemen her kural harfiyen uygulanmış gibi görünüyor. Yani teoride her şey tamam. Üstelik sadece tasarım teorisi de değil. Nörobilim teknikleri açısından da “görsel zıtlık” sağlanmış, çünkü insanlar bu tür görsellere daha önce bakar, daha çok bakar ve daha uzun bakar (kaynak);  “yüksek yoğunluklu anlam”a sahip, çünkü insanlar sade ama anlam yüklü görselleri severler (kaynak); “yuvarlak hatlar” taşıyor, çünkü insanlar köşeli tasarımlardan çok yuvarlak hatlı tasarımlara bakmayı tercih ederler (kaynak) Ama pratikte ona bakınca bir şeyler eksilmiş gibi hissediyor insan. Eski logoya Instagram’ın ruhu öylesine bulaşmıştı ki. Çok kendine hastı. Trendleri takip etmezdi, trend belirleyiciydi. Tamam eskimişti, kirlenmişti ama yeni logo onu temizlemek için akşamdan çamaşır suyuna bastırıp sabaha da üç su yıkandıktan sonraki haline dönüşmüş gibi.

Neyse Google’ın logosu değişince de bir video yapmıştım ve orada “sevdiniz mi, sevmediniz mi” diye sormuştum. Sonuçta alışırsınız. Şimdi de size değişimi sever misiniz diye sorsam -ki soruyorum, hadi yorumlarla cevaplayın- eminim pek çoğunuz evet çok severiz dersiniz. Ama gerçekte bir değişim olduğunda insanların çoğu bundan hoşlanmaz. Instagram’ın yeni logosundan da pek çok kişi nefret etti. Bana gelince… Ben zaten eski logoyu çoktan değiştirmiştim.

“Instagram’ın logosu neden değişti?” için 11 yanıt

Merhaba Baris bey severek takip ediyorum sizi. Haftasonlari kahvaltı sonrasi keyif benim icin videolarınız 😊 simdi gelelim soruya. Degisimi evet severim ama benim değiştirmem şartıyla 😁😁 zorla yapılan degisiklikleri sevmem fakat kisa zamanda uyum sağlarım. Ben de bir soru sorsam size? Acaba telefonda kullandığınız tema hangisi 😊

Yazidaki linkleri yeni pencerede acilacak sekilde ayarlamalisiniz bence. Bir linki tiklayip sayfadan ayrilmak ve geri donmek zor oluyor.

Selam üstad,

gene enfes bir video, emeğinize sağlık.2 isteğim olacaktı sizden;

1. Oku serisi için Stanislaw Lem’ den bir kitap bölümü yapabilir misiniz?
2. Kullanmış olduğunuz andriod launcher’ ı çok hoş, hangi programları kullanıyorsunuz? Paylaşabilir misiniz?

Teşekkürler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir