Kanalımın kategorisini neden eğitim olarak seçtim?

Bugün Pazar değil biliyorum, ama aralarda böyle sürprizler yapmayı da seviyorum. Pazar günlerinin oturmuş bir formatı var. O format üzerinde zaman zaman küçük değişiklikler yapsam da ilk günden bu yana sanattan, tasarımdan ve teknolojiden bahsetmeye devam ediyorum. Arka planda ve üzerimde beyaz rengi tercih ettiğimi biliyorsunuz. Ama çok parlak olduğu için özellikle geceleri izleyenler rahatsız olduklarını söylediler, o yüzden son videolarımda fark etmişsinizdir, beyaz, pür beyaz olmaktan çıktı. Renk paletini yeni kullanmaya başladığım kameranın da yardımıyla biraz yumuşattım. Ve bu görsellik ve içerikle bir müddet daha Pazar hikayelerine devam etmeyi planlıyorum.

Bir yandan da aklımda yeni projeler var. 2018’de bunları hayata geçirmeyi istiyorum. Mesela bu videoda ya da daha önce yaptığım kamera arkası videosunda olduğu gibi aralarda bu kanalın mutfağıyla ilgili bilgiler vermek istiyorum. Bugün konuşmak istediğim konu kanalımın kategorisi. Sıradan bir YouTube izleyicisi için izlediği kanalın kategorisinin ne önemi var diye düşünüyor olabilirsiniz, haklı da olabilirsiniz. Ama ben en başta epeyce bir düşündükten sonra “eğitim” kategorisini seçmeye karar verdim. Neden?

Bu soruya cevap vermeden önce dilerseniz kategorilere bir göz atalım. Elimizde ne var?

• Otomobil ve Taşıtlar
• Güzellik ve Moda
• Komedi
• Eğitim
• Eğlence
• Aile Eğlencesi
• Film ve Animasyon
• Yiyecek
• Oyun
• Nasıl Yapılır ve Stil
• Müzik
• Haber ve Politika
• Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar ve Aktivizm
• Kişiler ve Bloglar
• Evcil ve Yabani Hayvanlar
• Bilim ve Teknoloji
• Spor
• Gezi ve Etkinlikler

Aslına bakarsanız benim bugüne kadar ürettiğim içerikler bu kategorilerden pek çoğunun altına girebilir. Mesela “bilim ve teknoloji” kategorisi. Bunu seçmeme sebebim, özellikle bilim konusunda kendimi çok da yetkin görmemem. Sonuçta burası YouTube ve bu kategoride içerik üretecek insanların bilim insanı olması beklenmiyor belki ama yine de içerik içeriktir. Ben mümkün olduğu kadar işin teknoloji tarafında kalmaya çalışıyorum. Ama anlattıklarım konusunda yapılan bilimsel araştırmalar varsa bunların hepsini kaynaklarıyla birlikte ortaya koyup çekilmeyi tercih ediyorum. İçinden çıkamadığım durumlarda da tanıdığım bilim insanlarına danışıp onların yönlendirmelerine göre araştırmalarımı devam ettiriyorum.

“Gezi ve etkinlikler” diye bir kategori var. Yaptığım seyahatlerin bir kısmında çektiğim videolarla yaptığım VLOG’lar tam da bu kategoriye uygun aslında. Ama bir yandan da “Kişiler ve Bloglar” kategorisine de uygun. Her halukarda kanalın tamamının temasını belirleyecek kadar güçlü değil bu içerikler.

“Eğlence” ve “Komedi” kategorileri muhtemelen Türkiye’deki en popüler YouTube kategorileri. Ve yine muhtemelen tarif etmesi en zor olanlar da bunlar. Çünkü insanların eğlence anlayışları ya da mizah anlayışları birbirinden çok farklı olabiliyor. “Prank” denilen eşek şakalarını yaparak insanları güldürebilirsiniz. Ya da sizi eğlendiren filmlerden, dizilerden bahsedebilirsiniz. İşte bu yönüyle kanalımdaki videoların bir kısmı da “eğlence” kategorisinin altına giriyor. Bu arada kategori isimleri İngilizce’den çeviri olduğu için bu bazılarına garip geliyor olabilir ama mesela “Black Mirror – Kara Ayna dizisi” teknik olarak eğlence sektörünün ürettiği bir TV gösterisi. Başta da söylediğim gibi “eğlence” ve “komedi” birbiriyle sık karıştırılan iki ayrı kategori.

Bir de “Film ve Animasyon” kategorisi var. Yaptığım web dizisi “Scarecrow – Korkuluk” bu kategoriye giriyor. Yani içeriğin kendisi bir film ya da animasyon.

Tıpkı “Müzik” kategorisinde içeriğin kendisinin müzik olması gibi. Ben her ne kadar klasik müzikten elektroniğe, cazdan rock müziğe kadar farklı türlerde müziklere yer versem ve bu konularla ilgili içerikler hazırlasam da şimdiye kadar hiç özgün müzik üretmedim. Şimdiye kadar…

Sonuçta tüm bu kategorilerle yakından ilişkili içeriklerim var. Ama ben özellikle “eğitim”i seçtim. Bir yere gezmeye de gitsem, bir filmden de bahsetsem hep aklımda bu üst başlık var. Gezdiğim yerle ilgili ya da anlattığım filmle ilgili beni izleyenlere nasıl eğitsel bir içerik çıkartabilirim?

Geçenlerde bir haber okudum. Apple’ın CEO’su Tim Cook Londra’da bir okulu ziyaret etmiş. Apple’ın “Herkes kod yazabilir” müfredatını kullanmaya başlayacağını anons eden bir okul bu. Düşünün “herkes kod yazabilir” diye bir müfredatı başlatıyorsunuz, ve tabiki tüm öğrencilerin elinin altında son model iPad tabletler var. Zaten bunları üreten firma Apple çok yakında dünyanın ilk 1 trilyon dolarlık şirketi olma yolunda hızla ilerliyor. Ve bu şirketin kategorisi ne? Tabiki teknoloji. O zaman günümüzün ve belki de geleceğin en önemli içerik kategorisi de bu olmaz mı? Bence olmaz. Çünkü o lansmanda Tim Cook ne demiş biliyor musunuz öğrencilere?

“Teknolojinin aşırı kullanımına inanmıyorum. Eğer teknolojiyi sürekli kullanırsanız başarıya ulaşacağınızı da söyleyemem.”

Bu teknoloji şirketlerinin başındaki insanlar, kendi ürünleri de dahil olmak üzere teknolojik araçların özellikle çocukların, gençlerin hayatındaki rolünü kısıtlamaya çok dikkat ediyorlar. Steve Jobs, Bill Gates gibi kişilerde hep bunun örneklerini görüyoruz. Tim Cook’un çocuğu yok ama çocuğu kadar yakın olan yeğenine sınırlar koyduğunu söylüyor. Özellikle sosyal medya konusunda.

Garip bir tezat gibi gözüküyor değil mi? Bence çok da garip değil. Sonuçta bu şirketlerin ürettiği teknolojik aletler, yazılımlar ya da sosyal medya platformlarının bir araç olduğunu hiç bir zaman akıldan çıkarmamak lazım. Bir sosyal medya mecrası olan YouTube da, oradaki videoları izlediğimiz cep telefonu da sadece bir araç. Peki neye aracılık etmeli bu araçlar? İşte bu kanalı oluştururken kategori konusunda beni en çok düşündüren soru bu olmuştu. Neye aracılık etmeli? Ben kendi cevabımı “eğitim” olarak verdim. Bence teknoloji bizimle eğitim arasında bir aracı olmalı. İster teknoloji, ister seyahat, ister eğlence kategorisinde içerik üreteyim, her zaman bir yandan da bu üst başlığın altını doldurmalıyım diye düşünüyorum. Çünkü nerede olursanız olun, hangi yaşta olursanız olun en çok ihtiyaç duyduğumuz şey eğitim. Ve şu anda teknoloji gibi araçlar sayesinde insanlık tarihinin en şanslı olduğu bir döneminde yaşıyoruz. Yabancı bir dili mi öğrenmek istiyorsunuz, pek çok seçenek var önünüzde. İngilizce’yi öğrendiniz mi 1,5 milyar insanla iletişime geçebilirsiniz. Kodlamayı mı öğrenmek istiyorsunuz, yine pek çok seçenek var önünüzde. Üstelik kodlama evrensel bir dil. Öğrendiniz mi potansiyel olarak 7 milyar insanın hayatına dokunma şansınız var demektir. İşte bu yüzden eğitim bu kadar önemli. Hatta o kadar önemli ki 1 trilyon dolarlık dünyanın ilk şirketi teknoloji kategorisinde ürünler üreten bir şirket olacak ama bu şirketin başındaki kişi “eğitim dünyanın en büyük eşitleyicisi” diyor. Çünkü o da biliyor ki şu anda dünyanın bir yerlerinde bir kişi onun yerini doldurmak üzere kendini eğitiyor. Bakın kendini eğitiyor diyorum. Çünkü ancak diğer tüm kategorileri bir kenara bırakıp kendi önceliğini eğitim olarak belirleyen ve kendisine sunulanlarla yetinmeyip daha fazlasını arayan bir kişi dünyanın geleceğinde etkili olabilecek bir şeyler yapabilir.

Bu bonus videoyu yapmak için vakit ayırmama imkan sağlayan bir sponsorum var bugün. Sizlerin de ilginizi çekecek bir etkinlik düzenliyorlar. Bir eğitim fuarı. Her yıl Ekim ve Mart aylarında yurt dışındaki önemli üniversitelerin, prestijli okulların temsilcilerini Türkiye’ye davet ediyorlar. Bu temsilciler de gelip kendi sundukları eğitim imkanlarından bahsediyorlar. Hatta bu fuara özel burs ve indirim gibi bir takım fırsatlar da sağlıyorlar. Eğitim konusunda önünüzdeki seçeneklerin sayısını arttırmak, yurt dışı eğitim alternatiflerini de görüp değerlendirmek isterseniz bu yıl 1-7 Mart tarihleri arasında düzenlenecek olan bu fuarı kaçırmayın derim. Ayrıntılı bilgi için www.akare.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz. Böylece eğitim konusunda kendi geleceğiniz, kendi hayalleriniz hakkında hiç değilse seçenekleri görmüş ve bir adım atmış olursunuz.