Kategoriler
Teknoloji

Kim ulan* bu Elon Musk?

Kasım 2017’de Türkiye’de yüzbinlerce insanın kafasında, eminim bu videonun başlığındaki soru vardı. Sizi tenzih ederim. Daha önce videolarımda da bahsettiğim bu ilginç kişiliği siz zaten tanıyor ve takip ediyor olabilirsiniz. Ama 1 milyon kişinin tanıdığını pek sanmıyorum. Yine de neredeyse o kadar kişi onun Instagram’da paylaştığı şu fotoğrafı beğendi. Türkiye’ye ilk kez gelen ve Instagram’ından genellikle uzay ve roket fotoğrafları paylaşan bir adam neden böyle bir fotoğraf çektirip yayınlamış olabilir? Hayatının farklı yönlerine bakıp bu soruya birlikte cevap arayalım mı?

Sizce ben deli miyim? Onun hakkındaki tek biyografi kitabının yazarına ilk buluşmalarında sorduğu soru bu olmuş: Deli miyim?

Gelin şu durumu hayal edin. Bir şirket kuruyorsunuz. Gece gündüz demeden çalışıp bu şirketi büyütüyorsunuz. Yeni ortaklar alıyorsunuz, yatırımcılar buluyorsunuz. 200 ülkede geçerli bir ödeme sistemi geliştiriyorsunuz: PayPal (Maalesef Türkiye artık o 200 ülke içerisinde yok). En sonunda bu şirketi 1,5 milyar dolara satıyorsunuz. Cebinize 165 milyon dolar civarında bir para giriyor. Artık hayatınızın sonuna kadar hiç çalışmadan rahat rahat yaşayabilirsiniz bu miktarla. Ama Elon Musk ne yapıyor? “İmara açılmak üzere olan bir kaç tane arsa alıp etrafını çeviriyor.” diye düşündüyseniz siz deli değilsiniz, çok akıllısınız. Deli olan biri gider ve bu parayla bir roket şirketi kurar çünkü.  

Evet, Elon Musk kazandığı bütün paraya bir de mutfaktaki kumbarasında birikmiş bir kaç milyonunu ekleyip üç ayrı endüstride üç ayrı şirkete yatırım yapıyor. 10 milyon dolarını enerji sektöründeki SolarCity’e, 70 milyon dolarını otomotiv sektöründeki Tesla’ya ve 100 milyon dolarını da uzay endüstrisindeki SpaceX’e. Üçü de birbirinden riskli sektörler. Ama üçü de ortak bir vizyona hizmet ediyor. Bunun ne demek olduğunu en sonunda anlayacağız merak etmeyin.

Silikon Vadisi’nde yetişen girişimcilerin çoğu kazandığı parasını yine bilgisayar ve internet teknolojilerine yatırmayı tercih eder. Onu sıklıkla karşılaştırdıkları Steve Jobs mesela. O bile teknoloji dışında sadece eğlence sektöründe başarılı olabilmişti. Örneğin 2008’de bir yandan Apple’da iPhone’un yeni modeli 3G’yi piyasaya sürüp, bir yandan da kurucusu olduğu Pixar Animasyon Stüdyosu’yla Wall-E’yi gösterime sokup eğlence sektörünü sallayabilmişti. iPod ve iTunes’u geliştirirken müzik endüstrisinin devlerine kafa tutmuştu. Elon Musk’ın gözünü diktiği yer ise uzay. Risk almıyor, ultra risk alıyor. Gel de deli deme bu adama. Şirketlerle değil devletlerle rekabet etmek zorundasın. Çünkü bu alanda ABD, Rusya ve Çin gibi dünyanın en güçlü ülkeleri at oynatıyor.

Şimdi hayalimize devam edelim. Bir uzay şirketi kurmak isteseniz ne yaparsınız? Sadece 100 milyon dolar yatıracaksınız ve yıllık bütçesi 19 milyar dolar yani bunun 190 kat fazlasına sahip NASA’yla rekabet edeceksiniz. Elon Musk’ın ne yaptığını söyleyeyim. Önce bu konuyla ilgili bulduğu tüm kitapları okumuş. Konuya o kadar hakim bir hale gelmiş ki sonradan işe aldığı roket mühendislerinden bir şey yapmalarını istediği zaman en az onlar kadar konuyu bildiğini gösterebilmiş. Zaten işe aldığı ilk 1000 kişinin tamamıyla kendisi mülakat yapmış. Onlarla yaptığı görüşmeler de enteresan, anlatmıştım sorduğu soruları. Mesela eski bir NASA çalışanı olan Jim Cantrell’e doğrudan telefon etmiş. Gerisini şöyle anlatıyor Cantrell: “Komik aksanlı biri, sizinle konuşmam gerekiyor, ben bir milyarderim ve bir uzay programı başlatacağım, dedi. Onu çok iyi duyamıyordum ve adının Ian Musk olduğunu sanmıştım.” Onun adının nasıl telaffuz edildiği konusunda herkesin kafası karışık. Zaten o yüzden unutulmasın diye başlıkta sesteş bir kelime kullanmak zorunda kaldım. Neyse özetleyecek olursak önce uzay ve roketler konusundaki kitaplarla kendisine teorik bir temel inşa edip sonrasında da dünyanın en parlak beyinlerini etrafına toplamış ve işi pratiğe dökmeye başlamış. İşte SpaceX böyle kurulmuş. Nasıl kurulduğundan çok neden kurulduğu benim ilgimi çekiyor.

İngilizce’de en zor işler için kullanılan bir tabir vardır: “Altı üstü bir bulmaca, roket bilimi değil sonuçta” denir mesela. Yapılması en zor işler için kullanılır. Elon Musk tam rahata ereceği sırada böyle bir zorlu yolculuğa başladı işte. Dünyanın en parlak beyinlerinin Facebook’da insanlara nasıl daha iyi reklam gösterebiliriz konusunda çalışmasına dayanamayıp onların gerçekten de roket mühendisliği yapmalarına imkan sağladı. Tüm bu “deliliğin” arkasında çok büyük bir vizyon var. Günün birinde Mars’a yerleşebilme hayali.  

Ana çalışma ofisi Los Angeles’taki SpaceX fabrikasının içinde. Ofisine giderken koridorda iki poster var. Soldaki poster Mars’ı bugünkü haliyle yani soğuk, çorak, kızıl bir küre olarak gösteriyor. Sağdakindeyse okyanuslarla çevrili yeşillikler içinde bir gezegen var. Musk’ın amacı bunu gerçekleştirmek. “İnsanlığın parlak bir geleceğe sahip olduğunu düşünerek ölmeyi tercih ederim” şeklinde açıklıyor bu idealini.

Bir de Tesla diye elektrikli otomobil üreten bir şirketi var. İyidir, kötüdür, geleneksel araç şirketlerini yakalama ihtimali hiç yoktur, çok pahalı, batacaklar, Amerika’nın Jet Fadıl’ı (evet Türkiye’de bu isim bile takıldı kendisine) gibi tartışmaları bir kenara bırakalım. Çok güzel araba. Henüz çok uzak olsa da benim hayallerimi süslüyor açıkçası. Sadece estetik, çevre dostu, yenilikçi, teknolojik gibi sıfatlarından bahsetmiyorum. Asıl güzelliği yine o büyük vizyonun bir parçası olması. Tesla’yla ilgili tüm patentlerin halka açık olduğunu biliyor musunuz? Açık kaynak kodlu bir yazılım gibi. Dileyenin ücretsiz olarak alıp web sitesini yapabildiği WordPress gibi. Rakipleri dahil herkes Tesla’nın patentlerine bakıp daha iyisini yapabilir. Ulaşım konusundaki Hyperloop gibi başka bazı projelerini de sonradan aynı şekilde paylaştı. Deli mi bu adam? Neden bunları açtı diye sorulduğunda şunu söylüyor: “Deliklerle dolu bir gemideyiz -dünyayı kastediyor- ve bu gemi su alıyor. Biz Tesla’yla bu suyu boşaltan bir kova yaptık. Siz olsanız kovanın tasarımını paylaşmaz mısınız?”

Evet, onun sahip olduğu vizyonun arkasında bu geminin su aldığına dair bir korku var. Dünyanın geleceği konusunda çok endişeli. Küresel iklim değişikliği problemine karşı enerjiyi güneş gibi sürdürülebilir kaynaklardan bulmamız gerektiğini savunuyor. Şirketi SolarCity Amerika’nın en büyük güneş paneli üreticisi durumuna geldi bile. En son çıkardıkları ürün çatılardaki kiremitlerin güneş enerjisini elektriğe çevirmeyi sağlıyor ve fiyatı normal bir çatının maliyetiyle aynı. Eninde sonunda bir gün herkes çatısını değiştireceğine göre gelecekte herkes kendi enerjisini üreten bu tür evlerde oturabilecek iddiasında. Üretilen enerjiyi depolayabilmek ve gerektiğinde akşam Tesla’yı şarj edebilmek için ev tipi piller de üretip satmaya başladı. Sadece evlerde değil elektrikli otomobillerde de en önemli ihtiyaç bu piller. O yüzden Gigafactory adını verdiği fabrikalar kuruyor. Bunlardan ilkinin inşaatı hala devam etmesine rağmen şu anda tek başına dünyada üretilen tüm lithium-ion pillerinden daha fazlasını üretmeye başladı bile. Fabrikanın ikincisinin de temelleri atıldı ve dünyanın çeşitli bölgelerinde 3 fabrika daha yapılması planlanıyor.

İnsanlığın geleceği konusunda tek endişesi enerji problemleri değil. Şu anda Google’ın kurucularından Larry Page insan ırkının kökünü kazıyabilecek yapay zekaya sahip bir robot filosu kuruyor olabilir diyor. Larry Page kötü biri olduğundan değil, hatta Musk’la araları çok iyi. Ama bu iyimserlik yeterli önlemleri almasına engel olmuş olabilir diye düşünüyor. Yani bu konuda oldukça karamsar. Yapay zekanın olası olumsuz etkilerine karşı araştırmalar yapan ve kar amacı gütmeyen Open AI’ın da kurucuları arasında.

Hakkında yazılmış bu biyografide başka ayrıntılar da var. 12 yaşındayken kendi yazdığı Blastar adındaki uzay oyununu yaklaşık $500’a satarak ilk yazılım satışını yapması, annesinin ünlü bir foto model olması, Iron Man filminin çekimleri sırasında Tony Stark’ı canlandıran Robert Downey Jr.’ın kendisini ziyaret ettikten sonra aldığı ilhamla karakterini yaratması gibi konuları size bırakıyorum.

Vurgulamak istediğim iki önemli konu var. Şu ana kadar hep ilham verici taraflarını size anlattım. Ama her insanda olduğu gibi onda da kusurlu taraflar var. Birincisi bu. Aile yaşamı, iş ilişkileri her zaman mükemmel olmamış. Bazı zaferleri kazanırken bazılarını kaybetmiş. O yüzden “kim ülen bu Elon Musk?” diye küçümsemek de yaptıklarını öve öve bitiremeyip ona fanatik bir hayranlık beslemek de mantıklı değil. Hiç bir insan için. Bunun yerine onun yaşamından ilham alabileceğimiz ve daha da önemlisi uygulayabileceğimiz sonuçlar çıkartmak çok önemli. Bu yüzden ben tekrar bardağın dolu tarafını göstermeyi tercih ediyorum ve vurgulamak istediğim ikinci konu olarak kitapta benim en çok ilgimi çeken bölümlerden biri olan çocukluğuna dair kısımların altını çizmek istiyorum.

Her ne kadar şu anda Amerikan vatandaşı olsa da Elon aslında Afrikalı. Dünyanın en gelişmemiş kıtasında doğmuş. 17 yaşına kadar Güney Afrika’daki şiddet ve gerilimin, kabile savaşlarının içinde yaşamış. O zamanlar oluşmaya başlayan karakterinin en çarpıcı yanlarından biri kitap okuma dürtüsü olmuş. Bu kitapta yazdığına göre gençliğinde günde on saat kitap okumak onun için gayet sıradanmış. Haftasonu günde iki kitabı rahatlıkla bitiriyormuş. Bakın bu konuda şöyle diyor:

“Okulun ve komşu okulun kütüphanesindeki kitapların hepsini bitirmiştim, sanırım üçüncü veya dördüncü sınıftaydım. Kütüphaneciyi benim için kitap sipariş etmesi konusunda ikna etmeye çalıştım. Sonra Britannica Ansiklopedisi’ni okumaya başladım. Bu oldukça faydalı olmuştu. Neyi bilmediğiniz hakkında bir fikriniz yok.”

İşte ileride yapacağı tüm girişimlerin arkasındaki vizyon da o dönemde oluşmaya başlamış. Amerika’da daha üniversite yıllarında insanlığın geleceğini en çok etkileyecek sorunlardan oluşan üç alan tespit etmiş: internet, temiz enerji ve uzay. Sonrasında attığı adımlar, kurduğu şirketler, aldığı kararlar hep bu yönde.

Musk’ın uzun vadeli idealiyse: “SpaceX vasıtasıyla uzayda gezegenlerarası seyahat edebilen bir medeniyet yaratarak insanlığa yardım etmek.”

Deli mi? Bunu yapabilir mi yapamaz mı göreceğiz. Asıl önemli olan onun yapıp yapmaması değil arkadaşlar. Bir insanın bir vizyona sahip olması. Önce yüksek bir hedef belirlemek. Sonra o hedefe ulaşabilmek için roketlere yakıtı doldurmak: okumak. Kelimenin her anlamıyla okumak. Sadece bilmek için değil, aynı zamanda Musk’ın da dediği gibi ne kadar çok şeyi bilemediğini görmek için de okumak. Vizyon böyle oluşur.

Bunu yapmış Elon. Eminim çocuk yaşında o ansiklopediyi okurken A maddesinin sonlarına doğru bir isim de dikkatini çekmiştir: kendisi gibi yüksek hedeflere sahip olduğu için “İstikbal göklerdedir” diyen bir isim. Yoksa Türkiye’ye geldiği daha ilk gün onun bahçesinde niye poz versin ki? Ve sonrasında yazdığı şu satırlar bize okuduklarını ne kadar iyi anladığını ve kendi vizyonuyla örtüştürdüğünü göstermez mi?

Three broken libs
A pierced lung
And still he fought
For peace at home
Peace in the world

Üç kırık kaburga, bir delik akciğer…
Ama o yine de savaştı…
Yurtta barış, dünyada barış için!

————-

*Türk Dil Kurumu’na göre ulan: ünlem kaba konuşmada

  1. ünlem Ey
    “Ulan, bizim sokak çocukları ne insan şeyler be!” – M. Ş. Esendal
  2. Öfke ve nefret anlatan bir seslenme sözü
    “Uşaktım ulan ne olacak, dediği zaman kimse sesini çıkarmazdı.” – S. F. Abasıyanık

“Kim ulan* bu Elon Musk?” için 29 yanıt

👏👏👏 paylaşım için teşekkürler.. Musk’un Türkiye’mize gelmesi benim için sürprizdi.. Ama sizin bu haftanın konusu olarak bunu seçmeniz benim için sürpriz olmadı :). SpaceX’in en yakın yıldıza 20 yılda ulaşacak minik araçlar gönderme projeleri vardı sanırım.. İnşallah ömrümüz hedeflerine varmaya yeter.. Umarım dünyanın karbon dengesini kontrol etmeyi başarmanın marsı yeşillendirmeyi başarmaktan daha kolay olacağını itiraf etmelerine de ömürleri yeter.. Okumak bilgilenmek.. Okudukça eksikliği görmek.. Gördükçe daha da çok okumak.. Derken hayatı okumakla geçirmek.. Gözlerin önüne kitaplardan perde indirmek.. Ve insandan kopup.. Kitap olmak.. Yazılım olmak.. Ve robot olmak.. Tabi bu da benim okuma tarzım 🙂 sevgiler..

Ve son yillarda ABD’deki davranışlarına ve sözlerine bakarsanız Trump ve faşizm destekçisi ve ırkçı olduğunu da görebilirsiniz! Ümit ederim son zamanlardaki tutumuna daha ayrıntılı bakarsınız.

Emeklerinize sağlık birçok konuda Bildiğim konu dahi olsa başka bir tarafı ile ele almanız beni her zaman çok heyecanlandırıyor ve yayınlamış olduğunuz videoları büyük bir merak ve heyecanla bekliyorum.Birde Okumaya daha çok okumaya ihtiyaç duyduğumuz gerek politik gerekse teknolojik alanlarda ki boşlukları ve merak uyandırmak ve konu hakkında sizin videolarınız dan yola çıkarak daha fazla şeyler öğrenmek ve onları geliştirip daha başka bilgilere yelken açmak ve haftayı hatta ayı bile onu araştırma ve geliştirme noktasında inanılmaz verimli olduğunu söylemeden geçemeyeceğim başta belirtmiş olduğum gibi EMEKLERİNİZE SAĞLIK…Her pazar günlerini iple çekiyoruz çocuklarım ile birlikte….

Üç kırık kaburga, bir delik akciğer…
Ama o yine de savaştı…
Yurtta barış, dünyada barış için!

Tekrar ve tekrar ve tekrar güzel emek sonucu çıkmış bir şaheser. Teşekkürler Barış Musk!

Öncelikle canı gönülden tebrik ediyorum sizi. Çok başarılı içerikler üretiyorsunuz. Sizden naçizane isteğim blue beam konusunu ele alırmısınız

Videoları çok güzel kurguluyosun tebrik ederim hiç sıkılmadan izliyorum 🙂
Bir de abi sana sakal yakışmıyo benim fikrim senin kararın.

Bunu youtube videosunun altına da koyacağım galiba ama buraya da yazmak istedim.İzlerken gerçekten böyle bir insana hayran oldum ve ekranda kişiyle öyle bir bütünleştirdim ki kendimi (çünkü ben de bir bilim insani olmayı hedefliyorum ) İngilizce ödevimizde önemli bir insanın biyografisini yazma ödevinde Elon Musk ı kullanacağım.Fikir için teşekkürler 🙂

Tek kelime ile müthiş adamsın Barış kardeşim. Tüylerim diken diken olarak izledim ve bir daha izledim. Bugün 1 kişiye elimle açtım izlettim. Merak eden, araştıran, okuyan kişilerin yollarının bir gün bir yerde kesişiyor olduğunun ıspatı işte, tıpkı seninle seni takip edenlerin kesiştiği gibi. Tekrar tebrikler, çalışmalarında başarılar…

Hiç sıkılmadan, merakla ve bitmemesini isteyerek izledim. Müthiş bir çalışma olmuş.Bize vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkürler.Teknoloji adına daha fazla video bekliyoruz,süper anlatım. Hocam kitabı okuduysanız bana yollayabilir misiniz?(Turkce ise.)

Barış abi videolarının sonunda kullandığın müziğin ismi nedir? Ben de youtubede storytelling e başlamak istiyorum.

Olayların ardında olanlara incelemeden araştırmadan bakanlara çok güzel bir cevap. En azından bu videoyunuz sayesinde insanların bir fikir sahibi olmasını sağladığınız için çok teşekkür ederim.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Sizinle bugün internetten gelen bir ileti sayesinde tanışma fırsatı bulabildim. Benim adıma güzel ve süpriz dolu bir tanışma oldu .

Barış bey Elon Musk’ın solar projelerinin patentleri de halka açık mı? Bu konuda yatırım yapmayı düşünüyoruz bizimle bilgilerinizi paylaşırsanız seviniriz.

Çok güzel bir çalışma olmuş. Başta siz olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Keşke böyle özellikle gençlerin ufkunu açan, onları ülkeye, geleceğimize katkı sağlamaları konusunda yüreklendiren daha fazla çalışma olsa. Bu arada Türk ulusunun ufkunu açan, yeni bir vizyon çizen o yüce insanı, Atamı bir kez daha minnet ve şükranla anıyorum.

Videoda tuyler urpedici yeri hic kuskusuz Ataturkle ilgili olandir, simdi metni okurken bilen ayni duyguyu yasadim. Ben sizi ilk 20 binler icinde olarken izliyorum. Oyrettiklerin icin tesekkur ederim.

Barış abi Öncelikle teşekkür ediyorum böyle yararlı videolar yayınladığınız için. Sizden bir öğrenci ve videolarınızı kaçırmayan bir abone olarak küçük bir isteğim olacak Nikola Tesla hakkında bir video yayınlar mısınız ? Şimdiden çok teşekkürler

Merhabalar bahsettiğiniz patentler ile ilgili olarak bir link bulamadım.

rica etsem link atabilirmisiniz.

Sevgili Barış bey Teslanın açık kaynak kodlarına internette aradım fakat bulamadım yardımcı olabilir misiniz bende araba üretmek istiyorum sağlıklı günler dilerim.
Saygılarımla Talha Aziz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir