Kategoriler
Motivasyon

2019’a girmeden önce en son bu videoyu izleyin!

Pek rahat değilsin değil mi? Kendini biraz huzursuz hissediyorsun. Yapmak istediğin ne çok şey var. Ama yapamıyorsun. Mutlu olmak istiyorsun. Ama olamıyorsun. Başarmak istiyorsun. Ama sadece düşüyorsun. Karanlık bir dehlizin içine doğru… çekiliyorsun. Kıpırdayamıyorsun. Felç olmuş gibisin. O karanlık seni sarıp sarmalıyor. Kendini kaybolmuş hissediyorsun. Kurtulmak istedikçe daha da batıyorsun. Dünyaya hoş geldin. Aşağıda gömülü olanların dünyasına.

Hayatının %90’ı böyle bir yerde geçecek. Gömülü bir dünyada. Çünkü seni böyle programladılar. Yazılımını böyle geliştirdiler. Evet, biz insanların da bir yazılımı var. Tıpkı kullandığın bilgisayarın ya da cep telefonunun işletim sistemi gibi. İlk alındığında her şey mükemmel işler. Doğduğun ilk günde senin de mükemmel olman gibi. Ama tek başına bir işletim sistemi ne işe yarar ki? Cep telefonundan faydalanabilmek için ona bazı programları, bazı uygulamaları indirmen gerekir. Dünyaya geldiğin ilk 7 yıl işte bunları yaparsın. Beynine bazı programları indirirsin. Bu dünyada yapacağın işlerin %90’ını, hayatının o ilk %10’unda indirdiğin bu programlar belirler.

Çünkü doğduğun zaman bir uykudan uyanmış gibisindir. 7 yılda atarsın bu mahmurluğu üzerinden. 70 yıllık bir uyanıklığa hazırlık için 7 yıl uykuyla uyanıklık arasında yaşarsın. Adeta hipnoz olmuş gibisindir. “Yüksek bir etkilenebilirlik” durumundasındır. O yüzden hızlı öğrenirsin. O yüzden oyun oynamayı seversin. Hayallerin o kadar güçlüdür ki elindeki bir sopanın at olduğuna da inanırsın, ışın kılıcı olduğuna da. Hipnoz halinde bir şeylere inanmak kolaydır.

Sonra o yüksek etkilenebilirlik durumunda seni başkaları hipnoz etmeye başlar. Hipnoz olmak sallanan bir cep saatinden ibaret sanıyorsan aldanıyorsun.  

  • İnsanın gözünün önünde cep saati sallıyorsunuz, öyle değil mi?
  • Çok televizyon izlemişsin sen.
  • Çocukken izlerdim.

Televizyona bakarak hipnoz olursun. Anne babana bakarak hipnoz olursun. Kardeşlerine bakarak, içinde doğduğun topluma bakarak hipnoz olursun. Kendi hayalgücünden vazgeçip onlarınkine teslim olursun. Beynine kendi istediğin programları indirmek yerine onlardan gördüklerini indirirsin. Etrafındakilerde neyi görürsen ona inanırsın. Onlar yapamadığı için sen de yapamazsın. Onlar mutlu olamadığı için sen de olamazsın. Onlar başaramadığı için sen de tökezleyip düşmek zorundasındır. Coğrafya kaderdir. Hayat zordur. Doğrudur.

  • Çok korkuyorsun. Hepsi senin suçunmuş gibi geliyor. Şimdi nasıl hissediyorsun?
  • Kıpırdayamıyorum.
  • Kıpırdayamıyorsun.
  • Niye kıpırdayamıyorum?

Niye kıpırdayamadığını sanıyorsun? Sana öyle öğrettikleri için. Senden adam olmaz dedikleri için. Onu yapamazsın, şunu edemezsin, bunu başaramazsın diye diye seni gömdükleri için.

  • Şimdi de zemine gömül.
  • Dur biraz, bekle!
  • Gömül.

İşte böyle programlandın. Bu şekilde programlanınca 7’sinden 70’ine böyle yaşar insan hayatını. Aldığı onca telkinle düştüğü o yeri kabullenir, kalır. Gömülü olanların dünyasında yaşar.

Peki oradan bir çıkış var mı? Oraya nasıl düştüysen öyle çıkacaksın. Şimdi gel filmi geriye saralım. Bu hale nasıl düştük anlamaya çalışalım.

  • Şu anda uykun geliyor. Bazen yüksek etkilenebilirlik durumuna yönlendirmek için kişiye görsel odak noktaları sunduğumuz oluyor tabi.
  • Yüksek etkilenebilirlik durumu mu?
  • Öyle, aynen öyle.

İnsan 7’sinden sonra o “yüksek etkilenebilirlik durumu”na nasıl döner? Kendisine öğretilmiş çaresizliğinden nasıl kurtulur? Kendini yeniden nasıl programlar?

Bu sorunun cevabını aslında biliyorsun.

Buldun mu? Tekrar göstereyim.

Gördün mü? Tekrar göstereyim.

Anladın mı?

Tekrar!

Beyni yeniden programlamanın en etkili yolu bu. Tekrar. Tekrar. Sallanan bir cep saati gibi. Yapmak istediğin şey her ne ise, onu ancak bu şekilde yapabilirsin. Gömülü dünyandan kurtulabilmek için aynı şeyi defalarca tekrar etmelisin. Çünkü beynin bu şekilde işliyor. Sürekli olarak tekrar eden dalgalar üretiyor. Tıpkı bir çayı karıştırdığında dalgaların oluşması gibi.

İster uykuda ol, ister uyanık, beynin hiç durmaksızın çalışıyor. Milyonlarca elektrik sinyali nöronlar arasında gidip geliyor. Bir ritm halinde. O yüzden bunlara “beyin dalgaları” deniyor. Şu anda kafana bir elektroensefalogram bağlasan bunları sen de görebilirsin. Az önce ayaktayken ya da dolaşırken beynin saniyede 30 kez titreşen beta dalgaları oluşturuyordu. Şimdi biraz daha rahatsın. Arkana yaslanıp oturmuş bu videoyu izliyorsun. Beyninde saniyede 15 kez titreşen alpha dalgaları oluşturuyorsun. Eğer biraz daha rahatlayabilirsen, yarı uyku durumuna geçebilirsen o dalgalar saniyede 7 kez titreşmeye başlayacak. Hipnozda olduğu gibi Theta dalgalarına dönüşecek. Beynindeki yaratıcılığın, hayalgücünün en yüksek seviyede olduğu bir duruma geçeceksin.  

7 yaşına geri dönemezsin ama beyin dalgalarının saniyede 7 kez titreştiği o duruma farkında bile olmadan her gün geçiyorsun. O duruma geçmen de çok önemli değil. İstesen de istemesen de her gün geçiyor olman önemli. Yani tıpkı beynin gibi senin de bir ritmin var. Üstelik bu ritmin oluşabilmesi için evrendeki her şey işbirliği yapıyor. Güneş her gün doğup batıyor (edebi anlamda, gerçekte dünya kendi etrafındaki dönüşünü tamamlıyor). Çünkü güneşin de dünyanın da ayın da bir ritmi var. Biri 7 kez tekrar edince bir hafta geçmiş oluyor, öteki 30 kez tekrar edince bir ay. İşte bu ritmlerle rezonansa girmelisin.

Roketler fırlatılırken neden geri sayım yapılır biliyor musun? Tekrar tekrar kontrol edilmesi gereken yönergeler vardır da ondan. Tüm bir ekibin tek bir vücuda dönüşüp bir ritmi tekrar etmesi gerekir. Büyük başarılar ancak böyle kazanılır.

İnsanlar neden yeni bir yıla girerken geri sayım yaparlar biliyor musun? Belki kendileri farkında bile değil ama zamanla senkronize olabilmek için. Geri sayım bittiğinde yeni biri olarak doğmak istedikleri için. 7 yaşındayken ellerinde tuttukları o sopanın sihirli bir değneğe dönüşebileceğine inanmak için.

Peki insanların o sihirli değneğe kavuşup yeniden doğabilmek için yapmaları gereken şeyi sana söyleyeyim mi? Geri sayım bittikten sonra durmamak. Saymaya devam etmek. Gökte parlayan güneşten, beynindeki teta dalgalarına kadar her şey bunu yapıyor. Bir ritm halinde ilerliyor, titreşiyor; her şey doğuyor, batıyor, tekrar ediyor.

Yeni bir yılda yeniden doğmak mı istiyorsun? Bunun için her gün yeniden doğmayı kendine öğretmen gerekecek. O zaman gömülü olduğun o dünyadan kurtulmak için geri sayım başlasın. 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1…

“2019’a girmeden önce en son bu videoyu izleyin!” için 21 yanıt

Ben yeni yılda yeniden doğmak istiyorum. Bunuda sizin yardımınızla yapmak istiyorum. Ben kimim… lisemezunu 40 yaşında 16 yıl neredeyse 24 saat bakkal işlettim parada kazandım. Ancak sağlık nedeniyle 1 yıl önce bıraktım. Sağlık problemim ne derseniz 9 yıldır parkinson hastasıyım birde sol gözümün ana damarı tıkandı ve patladı son bir yıldır hareketlerim yavaşladı elimin titremesi arttı bu da tek tedavi yolum olan çok severek yaptığım doğa siporlarını yapamamaya başladım. Ben ise dün bir karar verdim bu narı yapamazsan yapanları seyret ve seyrettir dedim bana bir kamera lazım dedim aramaya başladım karşıma siz çıktınız işte dedim bana böyle süper bir usta değerli bir insan lazım inşallah bana yardımcı olmanızı çok istiyerek sözlerime ara veriyorum telefonla konuşmak dileğiyle sağlıklı ve huzurlu bir şekilde nice yıllar yaşananız dileği ile saygılar sunarım. Seçkin YAZGAN Kastamonu 05438751552

Okumak ve bir hedefe doğru kitlenmek tabii ki amikdalaya imkân vermemek adına önemli ancak toplumun bir parçası olduğumuzu ona karşıda sorumlu olduğumuzu unutmamak gerekir. Hadi her eylem toplumsal olmak zorunda değildir ama ahlaksal olmak zorundadir. şunu demek istiyorum evde yemek pişirmek önemli ancak bu yemek neye hizmet ettiği de bir o kadar önemli umarım yeni yılda kendine hedef koyacaklar bunu gözeterek hareket eder. Yoksa kendi bireysel noktamızda körermek içten değil.
son olarak 2008 yapımı körlük filmi bana bu mesajı çağrıştırdı. toplumda herkes bir sürekliliğine kör oluyordu. Bu körlük beyaz ışıktı yani normalin dışında beyaz ışık bilindiği üzere tüm renklerin birleşimi yani hayat bize tüm renkleri en yoğun biçimde sunarken kör olmamak mümkün değil ama insanlar o en âciz dönemini geride omuz omuza vererek çıkıyor bir amaça hizmet ermeye başladıkça renkler güzelleşiyor. Sakın ideolojik algılanmasın yoksa irfan sahibi olmak gibisi yok.

Kendi doğrularımızı başkalarının belirlemesine izin verdiğimiz gibi yaptığımız hataların bedelinide ağır ağır ödüyoruz kendine güven kendine inan bu hayatta önemli olan mutlu olmak değil mutlu kalmaktır başarabiliriz.. -Kayıp

Youtube videosunun altında. Aklınızda bulunsun Video ile ilgili her şeyi videonun altındaki açıklama kısmında buabilirsin.

Sevgili arkadaşlar, yukarıdaki yazının içerisinde bazı kelimelerin altının çizili olduğunu fark etmişsinizdir. Bunlar kullandığım kaynaklara giden linkler. Videoyu izlerken kullandığım bilginin, filmin, müziğin kaynağını merak ediyorsanız bu linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz. Örneğin videonun sonunda kullandığım müzik için yazının en sonundaki 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1 geri sayımına tıklayabilirsiniz.

Merhabalar ,
Burada tam yapmamız gerekeni anlayamadım. Tekrar etmemiz gereken şeyi ve nasıl olacağı konusunu biraz açabilirmisiniz.
Teşekkürler

Merhabalar,
Ben Yaşar Adanalı bir bilgisayar mühendisliği öğrencisiyim. Sizin çok büyük bir hayranınızım. Sizin çok  yardımsever bir insan olduğunuzu biliyorum. Derslerde kullanmak için benim bilgisayara  ihtiyacım var. Sizden ricam eski  bilgisayarınızı bana hediye edermisiniz?

Barış abi mükemmel olmuş video. Ben birey rica edecektim tefekkür (düşünce) hakkında yani bir iki saniye içerisinde ne kadar çok şey düşünüp hayatımıza yön veriyoruz. Bu düşüncelerin uzunluğu kısalığı önemli mi veya büyük kararlar vermek için düşünme şekillerinin bir önemi var mı gibi buna benzer durumlar hakkında bir video yapar mısın?

Bunu demenin sadece bir anlık iyi hissetme artısı oldu. O kafamdaki basit ama geniş açıyla bakıldığında aşırı farklı olan felsefe soruları hiçbir zaman bitmeyecek. Hayatım boyunca bir kız arkadaşım bile olmayacak. Aptal, mal kelimelerinin bana denmemesi için ne yapmam gerektiğini bilmeyip, hep aşağılanarak hareket etmek.. 2019’da neden hayatımız değişecek ki? Kafamdaki cevabı olmayan felsefe sorularını bir ihtimal cevabını öğrenince değişecek tek ya da birkaç şey, kafadaki bulanıklığın gitmesi veya bir anlık mutlu olmak.. Belki daha fazla soru bulmaya başlayacağız.

Merhaba Barış bey
Kenevir hakkinda çok sayida bilgi dolaşıyor. Bu konuda bir video hazırlamayı düşünürseniz bizde güvenilir bir kaynaktan dogrusunu öğrenmiş oluruz.

Videonuz için teşekkürler. Emeğinize sağlık. 2019 zinciri kırma takviminin (geçen sene paylaştığınız gibi ücretsiz) word halinde paylaşımınız mevcut mu? Bir türlü bulamadım bu sayfanızda.

(Bir de bir kitap tavsiyesi videolarda fikir olarak yararlanabilirsiniz. Apophenia: Rastlantilarin Ötesinde. Ramazan sarısakal. Yazarın felsefî denemelerinin yer aldığı bir birikim.

Bir süre önce jose silva denen bir yazar hakkında bir şeylerle karşılaştım tam olarak bu alpha ve teta zihin seviyelerindeyken bilinci koruma ve zihinin hatırlamasını istediklerimizi hatırlatma hatta kendi zihnimi programlatayıp kontrol edebileceğimizden bahsediyordu. Sizin videonuzdan bu zihin seviyelerinde yaratıcılığımızın ve bir şeyleri şartlama güdümüzün daha yüksek olduğunu öğrendiğim için ilk siz aklıma geldiniz ve bu konu hakkında videonuz var mı yok mu diye bakınırken bu videoyu hatırladım. Çok ilgimi çekince biraz araştırdım ve bununla alakalı sayısız kurs ve çok tutarsız abartılmış vaatler buldum yinede ön yargılı olmamak için silvanın kitabını okumak istedim. Yalnız piyasan silinmişti kitap ne ikinci elcilerde nede güncel markette hiç bir yerde yoktu. İnternette pdfsini bile bulamadım sonra scribd uygulamasında denk geldim ve üye olup indirdim. Kitabın başında silva tarafından yazılmamış kısımlarda yine abartılmış vaatler vardı insanların göz hastalıklarının bile bu yöntemle iyileştiğinden bahsediyorlardı. Sonra silvanın yazdığı kısıma geçtim. Gayet mütevazi bir uslupla gerçekten kendi zihnimizle mümkün kılabileceğimiz şeylerden bahsediyordu. Tıp öğrencisi olduğum için baştaki boş vaatler çok saçma gelmişti ama bu adamın yazdıkları mantıklı ve makul geldi. Bir şeyleri hatırlamak en çok ihtiyacım olan şey şu anda. Sınavlarıma hızlı çalışmak ve alpha seviyesine iniş çıkışı kontrol etmek. Lakin hala kuşkularım var. Kitabın pdfsi bende var. Bu konu ilginizi çekerse e mailimden ulaşabilirsiniz. Belki hakkında video bile yapmayı düşünebilirsiniz bilemiyorum. Bilimsel bir yönü olduğu aşikar ama araştırırken karşınıza çıkacak bu meditasyon tekniklerini ceplerini doldurmak için kullan şarlatanlar sizi korkutmamasını ve tekniklerin temellerini ele almanızı öneririm. Sizin yada ekibinizin görüp merak edip dikkate alması dileğiyle.:))

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir