Kategoriler
Kitap

Hepimizin ihtiyaç duyduğu bir yetenek

Kitap okuyamıyorum.
Ders çalışamıyorum.
Konsantre olamıyorum.
Konsantre olup, ders çalışıp, kitap okusam da hiçbir şey hatırlayamıyorum.

Oysa hepimizin bu yeteneklere ihtiyacı var.

Size bir şey önerebilir miyim?

“Pırıl pırıl, soğuk bir nisan günüydü; saatler on üçü vuruyordu. Dondurucu rüzgârdan korunmak için çenesini göğsüne gömmüş olan Winston Smith, bir toz burgacının da kendisiyle birlikte içeri dalmasını önleyecek kadar hızlı olmasa da, Zafer Konutları’nın cam kapılarından çabucak içeri süzüldü.”

Önerdiğim şey bu kitap ya da içinde yazılanlar değil. Gerçi onlar da çok güzel ama vurgulamak istediğim başka bir şey. Size önerim bir yetenek kazanmak. Hayal gücümüzü canlandıracak; vicdanımızı ve inanç sistemimizi geliştirecek bir yetenek. Size önerim: Sesli okumak!

Çok basit bir öneri. Ama güzelliği onun basitliğinde zaten. O kadar basit ki pek çok kişi tarafından bilinse de önemsenmiyor maalesef. Ya da okumayı yavaşlattığı için olsa gerek pek sevilmiyor. Nedense herkesin hedefinde hızlı okumak var. Önce bir yavaş okumayı öğrenelim. Sonra hızlısına geçeriz.

Yanlış anlaşılmasın. Hızlı okumaya karşı değilim. Bazı şeyler hızlı okunmalı elbette. Gözle taranmalı. Zaten hızlı okuma tekniklerinde gözünüzle satırların arasında hızlıca dolaşıp adeta onların fotoğraflarını çekmeniz beklenir. Bırakın sizi yavaşlatacak olan sesinizi kullanmayı, dudaklarınızı bile oynatamazsınız hızlı okuyabilmek için. Sadece gözleriniz hareket eder. Böylece bilgiyi sadece görsel yolla elde etmiş olursunuz. Çoğu kişi kitap okuma eylemini bu şekilde hızlı olmasa bile sessizce yürütür. Kitapların yuvası kütüphaneler bile sessizliğiyle meşhurdur.

Ben size bunun tersini yapmayı öneriyorum. Sesli okumayı. Her zaman değil. Ama günde 10 dakikanızı bile bu işe ayırırsanız çok şey kazanırsınız. Her şeyden önce motivasyon arttırıcıdır sesli okumak. Hiç havanızda olmadığınız bir anda bile sizi havaya sokar. Deneyelim mi? Hemen şimdi, elinizi uzattığınız anda ulaşacağınız bir metin bulun ve onu yüksek sesle okumaya başlayın.

“Binanın girişi, kaynatılmış lahana ve eskimiş keçe kokuyordu.”

Yüksek sesle okumak nasıl da konsantrasyon arttırıcı öyle değil mi? Kelimelere ses kıyafetini giydirip üstüne bir de o kıyafetin sesini işitince, kokusunu da almaya başladık.

“Hemen karşıki duvara, içerisi için epeyce büyük sayılabilecek, renkli bir poster asılmıştı.”

Artık kelimeleri sadece gözümüzle değil aynı zamanda hayal gücümüzle de  görüyoruz.

“Posterde, bir metreden geniş, kocaman bir yüz görülüyordu: kırk beş yaşlarında, kalın siyah bıyıklı, sert bakışlı, yakışıklı bir adamın yüzü.”

Şu anda tam olarak benim gibi okuyamıyor olabilirsiniz. Amacımız yazılanların içine dalmak. Onu yaşamak. Buna gayret edin. Sadece gözünüzü değil, ağzınızı, kulaklarınızı, yüzünüzü, nefesinizi, tüm bedeninizi kullanın okurken…  Tabi aklınızı da.

“Winston merdivene yöneldi. Asansörü denemeye gerek yoktu. En iyi dönemlerde bile pek ender çalışırdı; kaldı ki, son günlerde gündüz saatlerinde elektrik kesintisi uygulanıyordu. Nefret Haftası’nın hazırlıkları kapsamında alınan tutumluluk önlemlerinin bir parçasıydı bu.”

Nefret haftası mı? O da ne? Okurken bazen biraz daha yavaşlayıp hatta böyle durup ona sorular sorun. Kitapla konuşun.

“Daire yedinci kattaydı; otuz dokuz yaşında olan ve sağ ayak bileğinin üzerinde iri bir çıban bulunan Winston, merdiveni ikide bir durup dinlenerek ağır ağır çıkıyordu.”

  • Assimilate. Bu kelimenin anlamı nedir?
  • Bir şeyi benimsemek.
  • Evet harika. Özümsemek.

“Her katta, asansörün tam karşısına asılmış olan posterdeki kocaman yüz duvardan ona bakıyordu.”

  • Ubiquitous. Bilen var mı?
  • Her zaman, her yerde.
  • Peki öyleyse “ubiquitous assimilition” ne demek?
  • Her zaman, her yerde, her şeyi özümsemek.
  • Hayallerinizi başkaları veriyorsa, herhangi bir şeyi nasıl hayal edebilirsiniz?

“Resim öyle yapılmıştı ki, gözler her davranışınızı izliyordu sanki. Posterin altında, BÜYÜK BİRADER’İN GÖZÜ ÜSTÜNDE yazıyordu.”

  • Geçen sene “1984”ü kimler okudu? Güzel. “DoubleThink.” Bilen var mı? Meredith?
  • Aynı anda iki zıt inanışı benimsemek. İkisinin de doğru olduğuna inanmak.
  • Doğru olmadığını bildiğiniz halde yalanlara kasten inanmak.

Kendi kendine konuşana ne derler? Buna gerçekten inanıyor musunuz? O zaman siz de deli misiniz? Hadi itiraf edin. Kendi kendinize konuşuyorsunuz. En azından çocukken, oyun oynarken konuşmuşsunuzdur. O yüzden o zamanlar daha iyi bir öğreniciydiniz. Kendi kendine konuşmak da faydalıdır çünkü. Tıpkı sesli okumak gibi. Öğrenmeyi kolaylaştırır. Hafızayı güçlendirir mesela.

Buna psikolojide “production effect – yapım etkisi” adını veriyorlar. Bu konuda araştırmalar yapan Profesör Colin MacLeod “Öğrenmek ve hatırlamak, aktif katılımla mümkündür” diyor. Geçen yıl Waterloo Üniversitesi’nde bir araştırma yapılmış bu konuda. Öğrencileri 4 gruba ayırmışlar. Ellerine de öğrenmeleri için yazılı bir materyal vermişler. Bir grup bunları sessizce okumuş. Bir grup başkalarının sesli okumasını dinlemiş. Üçüncü grup önceden kaydettikleri kendi sesleriyle öğrenmeye çalışırken sonuncu grup da yüksek sesle okuyarak anlamaya çalışmış. Daha sonra bu materyalle ilgili yapılan testlerde okuduğunu en çok hatırlayan grup hangisi olmuş dersiniz?

Son iki grubun başarısı ortada. Üniversitedeyken ben de aynı şekilde ders çalışırdım. Ders kitaplarımı sesli okuyup kasetlere kaydederdim. Sonra da okula gidip gelirken o kasetleri dinlerdim. Tabi bu şekilde ders çalışmanın şöyle bir zorluğu var. Eğer odanızı başka bir kişiyle paylaşıyorsanız ya da mesela yurtta kalıyorsanız sesli okumak çok daha zor oluyor. Okurken başkalarını rahatsız etme riski var. Size kendi kullandığım yöntemi önereyim.

Mr. Bean’in kullandığı bu yöntemi biraz daha geliştirip battaniyeyle uygulayın. Hem dış dünyadan kendinizi soyutlamış olursunuz, hem de akustik olarak yalıtılmış bir ortamınız olur. Sonra da açın kitabınızı, basın telefonunuzun ses kayıt düğmesine. Kitabınızı kısık bile olsa sesli okuyun. Hiç birini yapamayacağınız bir ortamdaysanız, mesela kütüphanede ya da Mr. Bean gibi bir toplu taşıma aracında en azından dudaklarınızı oynatarak kendi kendinize fısıldayın. Hata yapmaktan, yanlış okumaktan da hiç çekinmeyin. Hele yavaş okumaktan hiç…

Az önce bahsettiğim araştırmanın sonuçlarını şöyle yorumluyor bilim insanları: “Yapım etkisi, insan hafızasında önemli bir rol oynuyor. Sesle, gözle ve kulakla aktif olarak katılım, öğrenilen bilginin akılda bir öz-referans oluşturup diğer bilgilerden farklılaşmasını sağlıyor. Böylece bilgiler, ileride daha iyi hatırlanabilecek olan uzun süreli hafızaya kaydediliyor.”

Toplu taşıma araçlarında, kütüphanelerde, başkalarıyla paylaştığımız ortamlarda sesli okuyamıyoruz belki ama biraz çaba sarf edip kendimize gündelik hayatımızda sesli okuma alanları oluşturabiliriz. Sadece öğrenciyken değil. Her zaman. Çünkü kitaplarla konuşmaya ihtiyacımız var. O yüzden sadece sesli de değil, mümkün olduğunda yüksek sesli okuma yapın. Kitabı yaşayın. Onu özümseyin. Sokrat gibi diyalektiği kullanarak kitaba sorular sorun. Akıl yürütün. Sesli okuyun, sesli düşünün ki bu dünyada kendi sesinizi bulasınız.

Eğer onu bulamazsanız ne olur biliyor musunuz? George Orwell’ın uyardığı şey:  DoubleThink. Aynı anda iki zıt inanışı benimsersiniz. İkisinin de doğru olduğuna inanırsınız.

  • Doğru olmadığını bildiğiniz halde yalanlara kasten inanmak. Günlük hayatımızdan örnekler: Benim mutlu olmak için güzel olmam lazım. Güzel olmak için estetik yaptırmam lazım. Zayıf olmam, ünlü olmam, şık olmam lazım.

“Başını kaldırıp o kocaman yüze baktı. O siyah bıyığın ardına gizlenen gülümseyişin anlamını kavraması kırk yılını almıştı.”

  • Delikanlılar, günümüzde size kadınların orospu olduğu söyleniyor. Sürtük oldukları, onları becermeniz, dövmeniz, aşağılamanız, onlardan utanmanız söyleniyor. Kadınlar, bir pazarlama kurbanı.

“Ah, o acımasız, boş aldanışlar! Ah, o sevecen kucaktan dik kafalı, bile isteye kaçışlar!”

  • Her gün, 24 saat, hayatımız boyunca, bazı güçler, ölene dek bizi aptallaştırmak için sürekli çalışacak.

“Yanaklarından cin kokulu iki damla gözyaşı süzüldü. Ama artık her şey yoluna girmişti, mücadele sona ermişti. Sonunda kendine karşı zafere ulaşmıştı. Büyük Birader’i çok seviyordu.”

  • Bu yüzden kendimizi savunmak ve bu saçmalığı beynimize sokma girişimleriyle mücadele etmek için, hayal gücümüzü canlandıracak, vicdanımızı ve inanç sistemimizi geliştirecek tarzda okumayı öğrenmeliyiz.

Hepimizin bu yeteneklere ihtiyacı var.
Savunmak için…
Korumak için…
Aklımızı…

“Hepimizin ihtiyaç duyduğu bir yetenek” için 74 yanıt

türkiyedeki malum durumlar yüzünden amazonun kindlesini kullanmak pek mümkün değil onun yerine kobo aura one en iyi seçim olur almak istersen ama fiyatı biraz pahalı şuan 950tl gibi bir şey

Muhtemelen büyük biraderin(kitaptaki diktatör eleman) ‘büyük biraderin gözü üzerinizde’ yazılı posterinden uyarlama bir şey. Bir anlam ifade etmiyor yani. Diğer bir değişle de 1984 ün simgesi.

Bende calışırken sesli okuyarak calışıyorum yoksa hızlı okuduğumdan birşey anlamıyorum. Çok guzel bir videoydu ve şimdiye kadar olanlarda emeğine sağlık 👏👏Birde barış abi filmin ismini öğrenebilirmiyim?

Selam, acaba bir sınıfta o kelimelerin anlamlarını sorduğu filmin adı ne? Assimilate kelimesinin filan anlamını sorduğu sahnedeki film yani. Şimdiden teşekkürler

Her pazar Sizin mukemmel videonuzu izleyip, anlaya bildigim icin Turkceyi iyi ki ogrenmisim diyorum. Tesekkurler Baris abi. Sizin videolariniz her zaman faydasini veriyor. Devamini bekliyorum ve uzun yasayin. 👏

Hiç bizaman sesiz okuyamamışımdır.bu yüzden hep yanlızken kitap okurumokurum. Ve çok başarılı bir çalışma olmuş. Tebrik ederim Barış abi…

Merhaba Barış Bey 🙂 size bir sey sormak istiyorum. Bir seyi dusundugumde veya aklimdan gecirdigimde (sesli telaffuz yok) bir gun sonra ya da kisa sure sonra karsima cikiyor.Hayatim boyunca ara ara olsa da bunu yasiyordum ama su siralar cok sık yasiyorum. Bunun bir adi var mi ya da bu konuda bi bilginiz? Umarim mesajimi gorursunuz. Iyi gunler 🙂

Harika bir video olmus abi, emegine saglik.
👏👏Videoda yararlandigin sahneler hangi filmden?

Abim Senin Videoların Çok Eğitici Valla Sizin Çocuğunuz dan Profesör bile olur Böyle Bi Babanın Oğlu Allah Bilir Ne Olur 🙂 Seni Seviyorum Abim 🙂 <3 #HerZamanYanındayız.<3 ♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥ <3

İzlediğim en iyi videolarınızdan biriydi Özcan Bey. 1984 romanını henüz okumamıştım. Çok büyük spoiler yedim teşekkür ederim :D. En kısa zamanda başlıyorum okumaya. İyi ki varsınız.

Barış Bey, videolarınızı içtenlikle izleyip anlamaya çalışıyorum işinizi kaliteli yapıyorsunuz bu yüzden teşekkür ederken bu videonuz da ki 9:50 den sonra giren fon müziğin adını öğrenebilir miyim

Hepimiz bir bütünün parçalarıyız hepimizin bir yeteneği var birbirimizin açığını kapatıyoruz birimiz olmasa diğerlerine kim ilham olacak geçmişimizden bugüne iyi ve kötü bir sürü kişi ve olaylar meydana geldi insan mutsuz olmadığı zaman mutlu olduğu anların kıymetini bilemez kimimiz hikaye olur kimimiz bu hikayeleri kaydeder ve nesillere aktarır

Geçmişte kim olduğumuzla toplumda yer ediniriz ama yarın ne olacağını kimse bilemez kim olduğumuza şuan karar veririz zaman potansiyel olarak ileri gittiği kabul edilir sabah uyanırsın gece uyursun senin için gün bu iki olay arasında ki zamandır ama zaman bilimsel kaynaklarda güneşin doğuşu ve batışı arasındaki 24 saat ten ibaret herkes günün 24 saat olduğunu kabul eder ama dijital saatlerde bile 23.59 diye gösterir 24.00 yazan saat yoktur 1 dk geçer saat sıfırlanır yeni gün başlar yarını kimse görmez ama yarın daima orada olacaktır.

Her insanın yaşamak ve devam etmek için ihtiyaç duyduğu soyut değerler vardır benim ki fedakarlık inanç merhamet umut bunların benim için anlamı çok büyük her biri hayatımın bir bölümünde değerini anladığım şeyler biri bile olmasa beni ben yapan düşüncelere sahip olamayacaktım.

Farklılıklarımız , üşengeçliğimiz , hatalarımız bizi biz yaparlar farklılıklarımız bizi bir arada tutar ayırt ettirir , üşengeçlik cidden önemliymiş yoksa karanlıktan çıkmamızı sağlayan mumu yakmayı kimse akıl edemezdi hatalar içinde hata ders verir tekrarlamazsak başarılı oluruz en önemli dersi hayatın kendisi verir en ufak zorluktan aklını kullanarak kurtulursun akıl öyle güçlü bir araçtır ki seni en derin çukurdan kurtarır en zor problemlerin üstünden gelmeni sağlar dünyada
zafer elde etmek için savaşılır ama aklını kullanır plan yapar ve doğru uygularsan zaten sen kazanırsın savaşı silahlar değil iyilik için kullanılan zihinler hak eder.

Güçlü birinden yapacaklarından korkmaktansa zeki birinin neler yapabileceğinden korkmak lazım.
Kas gücüne güvenen biriyle akıl gücüne güvenen iki kişiyi bir odaya kapatsak güçlü olan duvarlara kapıya zarar vermeyi dener zeki olan ise plan yapar zayıf noktalara saldırır en büyük güce de sahi olsa düşünmedikten sonra sadece boşa enerjisini harcar.

Ön yargı sadece insanları birbirine düşman eder başka hiçbir işe yaramaz oysa böyle yapmasak dost olmak daha kolay olurdu

Bazen önyargı bir savunma teknigidir belki. herkesle dost olmak ne kadar doğru? bana arkadasini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim
Önyargı sadece insanları düşman etmez bazen düşmandan korur bazen olumlu önyargı ile yaklastiklarindan düşmanca tavır görürsün bazen onyargin yüzüne kendine düşman olursun her şeyin bir dozu olmalı

Önyargı çok kötü bir şeymiş 🙁 farkina vardım ama bunu değiştirebileceğimi sanmıyorum

Ömrümüz boyunca okullarda evde sokakta birçok şey öğreniyoruz bazıları iyi bazıları kötü , bunlar bizim karakterimize işliyor iyiye ulaşmak için kötünün neye benzediğini öğrenmen gerekir.

Düşüncelerim bazen öyle çok ki kendimi alamıyorum bitmek tükenmeyen konulara değinmek istiyorum parmaklarım ağrıyana kadar yazmak yorulana kadar düşünmek istiyorum bazen aklıma öyle zamanlarda öyle fikirler geliyor ki hatırlamak için hatırlatıcı notlar almak istiyorum ama olmuyor hep zaman sız ilham gelmesi bazen aklımdakini kağıda dökmeden uyuyamıyorum aklımda hala yapmak istediklerim listesini sıralıyorum öyle çok ki bazen tekrara veya daha farklı bir açıdan ele alıyorum fark etmediğim bağlantıları düzenliyorum bunları yapmak iyi hissettiriyor bazen o kadar çok uğraşıyorum ki uyumaya zamanım olmuyor not defterimi yakında tutuyorum bazen aklıma geldikçe not alıyorum sayfalarca yazıyorum bu isteğim bitmek tükenmeyen bir amaca dönüşüyor.

Asıl ben size teşekkür ederim böyle güzel düşünceleri okumak insanı mutlu kılıyor dilerim her zaman iyi ve güzeli düşünürsünüz ve bunları okumaya ihtiyaci olanlara bir ışık olursunuz

Yorumun için çok teşekkür ederim,herkes senin kadar iyi ve nazik olsalar güzel olurdu. “Karanlık ışığı söndüremez sadece daha fazla ışık saçar”.

Dünyada her an beklenmedik gelişmeler oluyor biz gerçeğin sadece bilmemiz gerektiği kadarına sahip oluyoruz teknoloji bize hep geç uğruyor uygulamalar için bile uygun model gerekiyor yani aynı telefonu yavaşlayıp bozulmadığı sürece kullanmaya izin vermiyorlar.
Yabancı film ve diziler zaman farkı yüzünden sabaha karşı ancak hazır oluyor alt yazı ve dublaj ise biraz daha geç bir zamanda hazır oluyor zamanı önde yaşıyorsak ta çoğu zaman karanlıkta yaşıyoruz aydınlanmak istiyoruz.

“Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil.” bu sözün o kadar güzel bir anlamı var ki tıpkı hayat gibi asla pes etme asla umudunu yitirme o zaman başarırsın.

Değişmek ne yöne ve nasıl? insan doğayı değiştirir degisen doğa insanı değişen insan yine doğayı değişmeden olmuyor mu ya da değiştirmeden

Kısa bir yazıdan uçsuz bucaksız anlamlar çıkabilir yinede yazarken sade düşünmekte fayda var yoksa düşüncelerin birbirleriyle çelişir işin içinden çıkamazsın.

İsimlerimizle hatırlanır yaptıklarımızla değerlendiriliriz oysa yapmadıklarımızdan daha fazla sorumluyu sadece farkına varmıyoruz

Merhaba, bende grafik tasarımcı olarak sanat, tasarım ve teknoloji dünyasına aşığım. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum ve bu konuda biyografi kitapları okumayı seviyorum. Sizinde otobiyografinizi okumayı çok isterim. Kitap çıkarmayı düşünürseniz çok mutlu olurum.Teşekkürler, Saygılarla…

Sessiz okurken zihnimde daha rahat canlandiriyormusum gibi hissettim sanki. kendi sesimizi bulamazsak birbirine zıt iki şeyin aynı anda doğru olduğunu düşünürsek ne olur ki?

Sır gibi saklamıyorum 🙂 Sıkça sorulan sorular bölümünde de açıkladığım gibi YouTuber’ların telif haklarını ödeyerek kullandıkları müzik kütüphanelerine aboneyim. Bunlardan alarak kullandığım müzikler internetteki başka kaynaklarda bulunamıyor. Yani YouTube kanallarına özel müzik üretimi yapıyorlar. Dolayısıyla kaynak/link veremiyorum. Telif haklarına sahip olduğum için yıl sonunda hepsini içeren özel bir video olarak yayınlıyorum. Örneğin: Karışık Kaset 2017 https://www.youtube.com/watch?v=gZdJ70cDvbA

Selamun aleykum abi
Abi senden bi ricam var
Duyduğuma görə Azerbaycanın Türkiye gibi büyük tarihi var
Ama hiç bir yerde bulamıyorum senden ricam Azerbaycan tarihi hakkında bi video hazırlarmısın ?

Barış abi bilinçaltımizi nasıl koruyabiliriz? okuduğum duyduğum gördüğüm her şeyden çok çabuk etkileniyorum ve korkarım beynim çok güzel bilgiler düşünceler varken tv dizileriyle ya da yanlış bilgilerle dolu bugün bir kitap bitirdim 🙂 kitap okumayı sevdigime karar verdim yılda en fazla iki ya da üç tane okumama rağmen okuduğum kitap Cesur Yeni Dünya idi ve yazarın bazı dusunceleri kitaptaki sartlandirma denilen şey gibi beynime işledi 1984 u de okumak istiyorum bundan sonra ama henüz neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verememisken daha doğrusu anlamamisken okuduğum her kitabın izlediğim her filmin beni “sartlandiriyormuscasina” etkilemesini istemiyorum FAZLA UZUN YAZMIŞIM KISACASI BİLİNÇALTIMI KORUMAK İÇİN NE YAPMAM GEREKİYOR? bu arada seneye son sinifim ve bu seneyi çok boş geçirdim vicdan azabi duymaya başladım çok şükür aslında hep farkındaydım ama farkindalik yetmiyor maalesef 🙁 çaba lâzım CEVAPLAMASANİZ DA OLUR bu yıl içerisinde bilincalti konusuyla ilgili bi video yayimlarsaniz mutlu olurum istek video yapmiyordunuz sanirsam ama her pazar bi video yayimliyorken konularinizdan biri neden bu olmasın kusura bakmayın tekrardan günlük hayatta da uzun ve çok konuşuyorum KISA VE ÖZ YAZMAK ÖNEMLİ AMA YAPAMIYORUM 🙂

Düşüşten önce kibir gelir.

Her şeyin fazlası zarardır.

Dün geride kaldı.
Yarın ne olur kimse bilmez.
Bugün ne olacak diye plan yapma.
Yapman gerekeni yap.
Asla pes etme.
Fedakarlıktan kaçınma.
İnanmaktan vazgeçme.
Merhamet et.
Umudunu kaybetme.

Barış bey sizin olumlu yaklaşımımız diğer youtuberlar arasında sizin temayüz etmenize sebep.
Size bir tavsiye:
İnternet siteniz için web 1.0 yerine web 2.0 kullanmanız..
Teşekküelee ve iyi çalışmalar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir