İki gün önce hep birlikte tarihi bir ana tanıklık ettik. 21. Yüzyılın en önemli roket fırlatma olayını canlı yayında izledik. O yayını kaçıranlar varsa yayının videosunu izleyebilirler. Biraz uzun bir video ama heyecanlı olduğun(m)u garanti edebilirim.
Sonuçta şu anda dünyanın en büyük roketi uzaya gönderildi. Bundan önce gönderilen son büyük roket 1973’te fırlatılan Saturn 5’ti. Yani bir anlamda yarım yüzyıldır uykuya dalmış olan uzay çalışmaları tekrar hareket kazandı. Üstelik uzaya gönderilen roket çok eğlenceli bir yük taşıdı. Daha doğrusu çok havalı! Üstü açık bir araba. O yüzden havalı 🙂 Bu araba bir Tesla Roadster.
Bütün bunlar gerçekten de çok heyecan verici ama eminim yaptığım canlı yayına katıldıysanız ya da sonradan kaydını izlediyseniz sizin de fark ettiğiniz pek çok soru işareti de kafanızda oluşmuştur. Gelin bu videoda o sorulara cevap arayalım. 3. Rokete ne oldu?
Falcon Heavy üç roketin birleşiminden oluşuyor. Yandakiler kalkıştan bir süre sonra ayrıldılar ve başarılı bir şekilde dünyaya iniş yaptılar. Hem de ne iniş. Eş zamanlı şiir gibi bir iniş! Yan roketler erken ayrıldıkları için tekrar fırlatıldıkları noktaya geri dönebildiler. Ancak merkezi roket bir süre daha yükseldikten sonra geri dönmek zorunda olduğu için Atlantik okyanusundaki bir drone platforma inecekti. Yani tıpkı Tesla’nın sürücüsüz arabaları gibi Space X’in de kaptansız gemileri var. Gerek roketler ve gerekse bu iniş platformu tamamen bilgisayarlar tarafından kontrol ediliyor. Bu arada şunu da belirtmeden geçmeyelim. Önceden bu roketler ayrıldıktan sonra parçalanıp denize düşüyordu. Yani yeniden kullanılması zaten mümkün değildi. Ancak Space X “yeniden kullanılabilir roketler” üretmeye çalıştığı için bunları kullandıktan sonra adeta fizik kurallarına meydan okurcasına dikey olarak indirebilmeyi de başarmıştı. Tabi onlarca başarısız denemenin ardından. Nitekim bu fırlatışta yan roketler başarıyla geri geldi. Herkes canlı yayında üçüncü roketin inişini beklerken önce görüntü dondu. Sonra da yayını kameralardan değil de sunucuların yüz ifadelerinden izlemeye başladık 🙂
Canlı yayın sırasında ben kaçırdım ama sizlerden fark edenler olmuş, “We lost the center core” diyorlar. Yani merkezdeki roketi kaybettik. Yayında da belirtmiştim, video sinyalini kestiler ama arkadaki panelde dumanlar dağıldıktan sonra hala boş olan platform gözüküyor. Böylesi büyük bir olayda panikle video sinyalini kesmeleri ve kısmi bir başarısızlığı tüm dünyaya ilan etmelerini beklemek zaten çok mantıklı olmazdı. Bu arada video sinyalimiz kesildi dedikten sonra bu tür şeyler zaman zaman olabiliyor şeklinde bir açıklama yaptı sunucular. Space X yayınlarını ve videolarını izleyenler bilirler, gerçekten de okyanusta yaptıkları inişlerde yere temas etmeden çok kısa bir süre önce görüntüde donmalar olabiliyor. Roketler, kameralardan kablosuz olarak yapılan yayının sinyalini bozabiliyor. Yani başarılı olan inişlerde de video sinyalinin kesildiğine daha önce pek çok kez şahit olduk.
Bir not daha… Okyanusa başarılı olarak ilk iniş Nisan 2016’da yapılabildi. Yani daha iki yaşında bile olmayan bir teknoloji bu. Ve en önemlisi de Space X başarısız uçuşlarını saklamaya çalışan bir şirket değil. Tam tersine başta Elon Musk olmak üzere bu tür “başarısızlık” videolarıyla yani “blooper”larla eğlendiklerini de gördük. YouTube’da Space X’in kendi kanalında bile pek çok blooper video görebilirsiniz.
Kaldı ki bu bir test uçuşu. Yani bu uçuşun asıl hedefi zaten olası hataları mümkün olduğu kadar yapmak. Ki gerçek bir yük taşırken başarılı olunabilsin. Fırlatmadan önce verdiği demeçte Elon Musk başarı ihtimalinin 2/3 olduğunu söylemişti. Sonradan o demeci tekrar izleyince fark ettim ki Falcon Heavy geliştiriminin “neredeyse” bittiğini ama “center core” denilen merkezi rokette hala bazı düzeltmeler yapmak gerektiğini belirtmiş.
Peki 3. Rokete ne oldu? Falcon roketlerinin geri gelirken yavaşlatılması gerekiyor. Yumuşak bir iniş için bu şart. Bunun için de yukarı çıkarken tüm yakıtı harcamıyorlar. Bir kısmını dönüş için saklıyorlar. İşte merkezi roketin arkasındaki 9 motordan 3’ünün geri dönüşte tekrar çalıştırılması gerekiyordu. Ancak bunlardan sadece biri ateşlenebildi. Dolayısıyla roket yeryüzüne yaklaşırken yeterince yavaşlatılamadı ve saatte 500 km hızla okyanusa çakıldı. Elon Musk fırlatma sonrası yaptığı basın toplantısında bu çakılma sırasında drone geminin iki motorunu da beraberinde götürdüğünü söyledi.
Aynı basın toplantısında “Falcon Heavy sana ne öğretti?” diye bir soru geliyor. Elon Musk’ın cevabı şu: “Falcon Heavy bana şunu öğretti. Çılgın şeyler gerçek olabilir.”
Çılgın şeyler. Bakın bu yaşadığımız olayın nasıl bir çılgınlık olduğunu size şöyle anlatmaya çalışayım. 22 katlı 3 tane binayı, apartmanı, kuleyi uzaya gönderiyorsunuz. 22 katlı diyorum çünkü 70 metre yüksekliği. İstanbul’da köprüden geçenler şöyle hayal edebilir, köprü yolunun denizden yüksekliği 64 m. Dolayısıyla köprünün bacaklarını roket olarak hayal edebilirsiniz. Bina yüksekliğinde dünyanın en büyük roketlerinden bahsediyoruz. Fırlatmadan sonra yandaki iki bina (roket) ayrılıp dikey olarak geri geliyor. Ortadaki binanın çatı katı, üzerindeki arabayla birlikte binadan ayrılıyor. 22 katlı binanın geri kalanı da okyanusdaki bir geminin üstüne dikey olarak konmaya çalışıyor. Ama konamadığı için sulara gömülüyor. Doğal olarak insanların çoğu da bu olayın geri kalan kısmına değil de başarısız olan bu kısmına odaklanarak 3. Rokete ne oldu diye soruyor. 3. Roket mevta oldu arkadaşlar. Sizlere ömür. Panik yok 🙂
İnsanlar olarak bu tür başarısızlıklar nedense daha çok ilgimizi çekiyor. Ama bence asıl sormamız gereken soru kırmızı Tesla’ya ne oldu?
O şimdi uzayda. Şu anda galaksimizde, güneş sisteminde bir araba dolaşıyor 🙂
Her ne kadar bu araba dünyada kendi kendine gidebilen bir araç olsa da sürücü koltuğunda uzay giysileri giymiş bir manken oturuyor: Starman. Yıldız adam. Dedim ya çok havalı diye. Kolunu da atmış yan tarafa, eline de bir tespih verdin mi tam olacak.
Onun uzayda süzülüşünü izleyenlerin çok değişik yorumları var. Mesela dünyanın en pahalı araba reklamı diyenler… Aslında doğru. İşin o yönü de var. Ama sadece bir reklam değil. Bu görüntülerde aynı zamanda Space X’in geliştirdiği uzay giysisini de görüyoruz. Yani o giysi de test ediliyor.
Ve tabiki komplo teorisyenleri. Şüpheyle yaklaşanlar. Sorgulamak ve şüphe duymak güzel bir şey ama tüm dünyanın gözü önünde yapılan bu tür gösterilerde önceden bilgisayarla hazırlanmış CGI görüntüleri kullanmak pek akıl karı değil gibi gözüküyor. Sonuçta hadi bunlarla bizi kandırdılar, peki sırada bekleyen müşterilerinin uydularını yörüngeye yerleştirirken onları nasıl kandıracaklar?
Peki ama uzaydaki bu görüntüler biraz garip gözükmüyor mu? Yıllardır cilalı CGI efektlerle beynini ve gözlerini eğitmiş biz izleyiciler için gerçekten de çok çiğ. Nitekim Elon Musk da şunu söylemiş: “Görüntüler sahte olsaydı bundan çok daha iyisini yapardık!”
Şu anda uzayda, Mars’la Dünya arasındaki bir yörüngeye doğru yola çıkmış gerçek bir araba var. Kırmızı bir gezegen için kırmızı bir araba galaksimizde süzülüyor ve otostopçusunu bekliyor.
Yani panik yok!
Anladınız siz onu…
(Videoda oynadığım Space Rocket First Stage Oyununu ücretsiz olarak indirebilirsiniz: iOS – Android Oyunu üreten kişiyle bir ilgim yoktur ve bu bir reklam değildir.)
“3. Rokete ne oldu? Falcon Heavy fırlatışının sonuçları” için 12 yanıt
Ne diye bilirim ki sadece çok iyi bir proje her zamanki gibi yine güzel bir araştırma ben ellerine sağlık
Merakla diğer konuyu bekliyorum.
Barış Bey, Merhaba.
Paylaştığınız son videoyu izledim ve çok beğendim.Paylaştığınız son videonun sonlarında çalan şarkıyı çok beğendim ve ismini bulamadım. Rica etsem şarkının ismini yazabilir misiniz?Cidden çok beğendim de…
Elon Musk ın çalışmalarına ve hırsına hayranım fakat ben roket teknolojisinin insanlığı geleceğe taşıyacağına inanmıyorum. Ne kadar geliştirilirse geliştirilsin roket teknolojisi ilkel teknolojidir. Yakın tarihte itki dışında yer çekimini yenen uzay araçları yapabileceğiz. Roket çalışmaları tarihin tozlu sayfalarına karışacaktır. Ben felaket tellalı değil, insanlığı daha üstün bir teknolojinin beklediği müjdesini veriyorum.
Videoda kullandığınız şarkı isimlerini yazabilir misiniz? Ayrıca çok başarılı bir video olmuş
Barış ağabey merhaba, Seni gururla takip ediyorum. Gerçekten eli öpülesi bir ADAMsın.
Şahsım adına Yüksek Makine Mühendisi olarak merak ettiğim şey: Yeryüzünde belli bir sıcaklık ve basınçta var olan bu otomobil uzay boşluğunda (çok düşük basınç ve sıcaklıkta) nasıl hiç deforme olmadan durabiliyor acaba? En basitinden aracın dış yüzeyi kameralara çok temiz ve hala bozulmamış gözüküyor. Sonuçta kırmızı roadster uzay için değil dünya için üretilmiş bir araç. Açıkçası dışı buz tutmuş ve mat bir görüntü bekliyordum. Bu konuda düşüncelerini inan çok merak ediyorum. Belki bunu yeni bir video ile bizlere açıklayabilirsin.
Takibe devam :)))
barış abi 23 yaşında yazılımcıyım eğer yazılım konusunda bir projen varsa beraber oluşturmak isterim olumlu veya olumsuz cevabını bekliyorum sevgiler.
Oyunun adı ne bende denemek istedim
Yine başalı bir konu…
Muhteşem 🙂
11 Şubat 2018 zincir kırıldı galiba :((
Araba Mars’ın rotasından sapıp Asteroid Kuşağı’na doğru gidiyormuş. Bu haber doğru mudur?