Kategoriler
Sinema

Filmlerdeki Renklerin Sembolik Anlamı

Televizyonun sadece siyah beyaz yayın yaptığı yıllarda sinemada filmleri renkli olarak izlemek bambaşkaydı. Artık renksiz bir ekran kalmadı. Nereye baksak renkli ekranlardan izliyoruz filmleri. Bunları izliyoruz izlemesine de renkleri gerçekten görebiliyor muyuz?

Filmlerdeki renklerden konuşmak istiyorum bugün biraz. Onların temsil ettiği fikirlerden. Renk sembolizminden. Şu izlediğiniz film dünyanın ilk renkli filmi. 1902 yılında çekilmiş. Sinemanın ilk yıllarında renkli film çekebilmek çok zordu. O yüzden sinemacılar renksiz kaydettikleri görüntüleri kare kare elle boyuyorlardı. İşte daha o zamanlarda renkleri bilinçli olarak seçip ona sembolik anlamlar yükleme konusunda denemeler başladı. Neden? Hikayeyi daha güçlü bir şekilde anlatabilmek için. Nasıl yani?

Kill Bill filminin posterini hatırlıyor musunuz? Hatırlamıyorsanız da mühim değil. Hemen en yakın arama motorunda görsel bir arama yapın. Hangi rengi görüyorsunuz? Peki bu rengi başka nerelerde görürüz? Dikkat çekmek gereken yerlerde değil mi? İşte Kill Bill posterinin de böyle bir amacı var. İyi ama zaten tüm posterler dikkat çekmek için tasarlanmaz mı? Evet ama burada sarı renk Uma Thurman’ın kıyafetine de dönüşmüş durumda. Yani onun canlandırdığı karakterin bir parçası. Çünkü bu renk pek çok anlamının yanı sıra delilik ve çılgınlığı da sembolize ediyor. Zihinsel zehirlenme durumunu. Neden bu anlamlara geldiğini bilemiyorum. Belki de krom, kurşun, kadmiyum gibi zehirli metallerde sarı renk pigmentlerinin olması sebebiyle evrensel kültürümüz bize “aman dikkat” sinyali veriyordur. Ayrıca kendi vücudumuzdan da zehirli atıkları bu renk bir sıvıyla attığımızı hatırlatmak isterim.

Filmlerin dünyasında renkler bir dönüşümü de gösterebilir. “Sihirbaz Oz” filminde gerçek dünya renksiz ve solukken, Dorothy’nin girdiği dünya rengarenktir. Ondan yıllar sonra gelen Sin City’de siyah beyaz dünyanın içinden özellikle seçilmiş renkler bize arkadaşlık eder. Benzeri bir tekniği Spielberg de kullanmıştır ama 3 saatlik filmde sadece bir kez. Kırmızılı bir kız gösterir bize. Siyah beyaz hikayedeki gerçek bir olaya yapılan çok güçlü bir gönderme.

Renkler karakterin duygu durumunu da yansıtabilir. Kaplan ve Ejderha filminde sürekli beyaz giyen oyuncuyu nedense aşık olduktan sonra kırmızı görmeye başlarız. Kırmızı, bu filmde evrensel olarak da kabul gören aşkı temsil ediyor. Ama aynı kırmızı, yönetmen Shyamalan tarafından başka türlü yorumlanıyor. Altıncı His filminde bir takım nesneler özellikle kırmızı renkle vurgulanıyor. Filmi ikinci kez izleyenler bu nesnelerin ortak özelliğini gayet iyi anlayacaktır. Yani hikayeci bir rengi kullanarak bize hikayesi hakkında ipuçları -neredeyse spoiler- veriyor.

Eskiden kare kare filmler boyanıyordu demiştim ya. Şimdilerde bu işlem bilgisayarlarda tasarım ve renklendirme yazılımlarıyla yapılıyor. Dijital olarak tamamında renkleriyle oynanmış ilk film Coen kardeşler tarafından çekildi: Neredesin Be Birader? Hikayesini anlattığı dönemin ruhunu daha iyi yansıtmak için renkleri kullandı Coen kardeşler. Kuru, tozlu, toprak rengi, sepia bir renk paleti. Bu palet bizi içinde yaşadığımız hayatın gerçekçi renklerinden kopartıp o döneme bir yolculuk yapmamızı kolaylaştırdı.

Artık bazı TV dizileri de en az filmler kadar kaliteli. Benim favorilerimden biri de Breaking Bad. Bir başka deyişle renkleri en iyi kullanan dizi. Böyle söyleyince dizinin en önemli özelliği renkleriymiş gibi oldu ama hayır, bir çok açıdan neredeyse her bölümü sinema filmi kalitesinde bir dizi görmek isterseniz buna bir bakın. Dizinin renklerle ilişkisi daha iki ana karakterin soyadıyla başlıyor: White ve Pinkman. Beyaz ve pembe adam. Şimdi adı “Beyaz” diye sürekli beyaz giyen bir adam hayal etmeyin. O kadar basit değil. Dizideki karakterlerin hangi renk giydiğini sahne sahne analiz eden bu infografikte de görülebileceği gibi renk kullanımında bilinçli tercihler var. Neredeyse sürekli mor giyen şu karaktere bir bakın. Mor. Lüks, asalet, elitlik gibi anlamları çağrıştıran bu renk, tıpkı dizideki karakter gibi hikayedeki tehlikeli pek çok şeyden uzakta, güvenli ortamında yaşamaya çalışan biri. Bilhassa da uyuşturucu üretiminde aktif rol oynayan ve bu yüzden başı beladan kurtulamayan Pinkman’dan uzakta. Pinkman genelde sarı giyiyor. Bir başka deyişle renk çemberinde morun tam zıddı olan bir renk. Sarının zehirli elementlerle olan ilişkisine değinmiş miydim? Her neyse. Baş rol oyuncumuz Bay White’ın yakınındaki iki karakterden biri bu Pinkman. Diğeriyse Bay White’ın eşi Skyler. Genelde mavi giyiyor. Bu dizinin özetini renklerle formülize edecek olursak şöyle bir şey diyebiliriz: Genelde mavi giyinen eşiyle sıradan bir yaşamı olan lise öğretmeni Bay White’ın hayatı, bir gün genelde sarı kıyafetler giyen eski öğrencisiyle değişmeye başlar. Üstelik sadece hayatı değil, karakteri de… İçinden adeta yeni bir karakter, bir alter ego ortaya çıkar: Heisenberg. Bay White, Heisenberg’e dönüştüğünde genellikle yeşil giymeye başlar. Yani sürekli etki altında kaldığı mavi ve sarı renklerinin bir çeşit karışımı olur. Dizinin en baskın rengi de bu yeşildir zaten.

Yeşilin en anlamlı kullanımlarından birini Hitchcock’un Vertigo’sunda görürüz. Karakterler arasındaki dramatik çatışma, bir yandan birbirinin tamamen zıddı olan yeşil ve kırmızı renkler arasında da yaşanmaktadır. Birbirinin zıddı olduğu için adeta mıknatısın zıt kutuplarının birbirini çekip yapışması gibi kırmızı ve yeşil de pek çok filmin renk paletine yapışmıştır adeta. Amelie en başından bu iki renkte tasarlanmış bir filmdir mesela.

Bazı filmlerde renkler neredeyse bir karaktere dönüşür. Bazı filmlerdeyse filmin tamamına. Usta yönetmen Kieslowski’nin üçlemesi Mavi, Beyaz ve Kırmızı filmleri Fransa bayrağından seçilmiştir. Özgürlük, eşitlik ve kardeşliği temsil eder.

Usta yönetmenlerin elinde renkler bir hikaye anlatma aracına dönüşür. Mesela Stanley Kubrick’in renkli dünyası. Ya da Wes Anderson’un…

Şimdi isteyenlere bir ev ödevi. Bizde “Sil Baştan” adıyla gösterilen “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” filmini bir izleyin. İzleyenler hikayeyi bir de renklerin dünyasından görsün. Özellikle Clementine karakterinin değişen saç rengininin anlamını çözmeye çalışsın.

Tıpkı film yönetmenleri gibi, hikaye anlatıcılar gibi bakabiliriz aslında bizler de bu dünyaya. Renkleri herkesin gördüğü gibi görmek yerine onları yeniden keşfedebiliriz. Sembollerin peşinde koşmanın ötesinde ona anlamlar yükleyebiliriz. Işığın felsefesini yapabiliriz. Bunu yapmaya hazır mısınız? Bir düşünün bakalım en sevdiğiniz renkler hangileri? Benimkini biliyorsunuz. Tüm renkleri sevdiğim için favori rengim bunların karışımı.

“Filmlerdeki Renklerin Sembolik Anlamı” için 9 yanıt

Kill Bill’deki sarı-siyah renkler doğadan etkilenme. Örneğin arılar, arı sokmayan kimse yoktur heralde. Aslında sarı veya sarı-siyah renkli canlılardan da uzak durmak lazım. Sarı kurbağa ve akrepte bu kategoride. Dikkat çekici sembol işaretlerde de sıkça kullanılma sebebi bu olabilir.

Kaynakları hangi bağlamda kullandığımı daha iyi gösterebilmek için yazının ilgili yerlerinde linkler yerleştirdim. Bu linklere tıklayarak doğrudan kaynaklara ulaşabilirsiniz.

Acaba mavi ve beyazıt anlamlarını söyler misiniz ve Breaking bad dizisinde renk paketinin olduğu resmi nerden buldunuz

1977 yapımı İtalyan korku kültü The Suspiria bu konuda çok iyi bir yapımdır.Mutlaka gözatın derim.

Merhabalar;
Neredeyse tüm yazılarınızı okudum. Tabii, haliyle videolarınızı da izledim.
Sizden ricam diksiyon-konuşma ile ilgili bir yazı yazabilir misiniz?
Teşekkürler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir