Kategoriler
Genel

En iyi tatil nasıl yapılır?

Tatil kelimesini de kavramını da pek sevmiyorum. Bana göre tatil yapmak, dinlenmek; hiç bir şey yapmamak değil, normalde yaptığım rutin işlerin dışına çıkmak demek. Bu rutinin dışına çıkmanın en kolay yolu da bir yerden başka bir yere gitmek, yani seyahat etmek. Peki en iyi tatil nasıl yapılır?

Ben yolculukla ilgili eylemlerimi üçe ayırıyorum: yolculuk öncesi, yolculuk sırası ve yolculuk sonrası…

Bir yerlere gitmeye karar verdiğiniz andan itibaren aslında kalben, ruhen ve zihnen o yolculuğunuz başlıyor. Eminim bunu siz de hissetmişsinizdir. O yüzden seyahat kararınızı mümkün olduğu kadar erken verin ve onu şimdiden düşünmeye, planlamaya başlayın. Mutlu olacağınızı bilimsel olarak garanti edebilirim. Hayat kalitesi hakkında yapılan bir araştırma yolculuktan duyulan mutluluğun, yolculuk daha başlamadan önce maksimum seviyelerine eriştiğini gösteriyor.

Okul yıllarımda Jules Verne’in bir romanını okumuştum: İki yıl okul tatili. O zamanlar ıssız adada yapılacak iki yıllık bir tatil fikri çok hoşuma gitmişti. Ama gerçek hayatta böyle “once in a lifetime – hayatta bir kez” gerçekleştirilebilecek türden fantastik tatil hayalleri kurmak yerine daha kısa ama daha sık aralıklarla seyahat etmek akıllıca olabilir.

Peki ne kadar kısa ve ne kadar sık? Bu elbette sizin özel durumunuza bağlı. Örneğin yılda 1 ay tatil yapıyorsanız bunu tek seferde yapmak yerine her mevsim 1’er hafta olacak şekilde yıl içine dağıtabilirsiniz. Hem böylelikle tatil deyince çoğu kişinin aklına gelen “deniz, kum, güneş” üçlüsünün dışına da çıkılabilir. Yapılan başka bir bilimsel çalışmada yaklaşık 8 gün süreli tatillerin mutluluk ve sağlık açısından ideal olduğu bulunmuş.

Ama maalesef ben yılda bu “1 ay süre”yi bulamayanlardanım. O yüzden bu dağıtımı yıl içinde haftasonuna eklediğim sürelerle her seferinde 4-5 günlük yolculuklarla yapmaya çalışıyorum. Ama 4-5 günde ne yapılabilir ki diyenlere hemen 3 günlük Tayland seyahatimi örnek vereyim. Meraklılar bu seyahatte çektiğim 35 dakikalık mini belgeseli izleyebilir. Eğer yolculuk öncesinde iyi bir planlama yaparsanız seyahatinizde adeta zamanın genişlediğini göreceksiniz.

Yine geçmişte, küçük bir çocukken yaz tatillerinin süresi bana çoook uzun gelirdi. Ama büyüdükçe sürelerin kısalmaya başladığını farkettim. Çocukken zaman neden daha yavaş akar? Çünkü çocuğun etrafındaki her şey onun için yenidir, sürekli yeni şeyler dener, yeni şeyler duyar, görür, hisseder. Beyni çok miktarda yeniliği işlerken zaman yavaşlamış gibidir.

İşte bunu büyüdükten sonra yapabilmenin en kolay yolu da farklı yerlere yolculuk yapmak, yeni insanlarla tanışmak. Söyledim ya her tatilde “deniz, kum, güneş” üçlüsüne dönerek yeni bir şey yapamazsınız. Arada bir dağlara çıkmak, tarihi ya da kültürel değeri olan yerleri ziyaret etmek, farklı şeyleri denemek çok şey kazandırır. Buralarla ilgili yolculuk öncesinde yapacağınız okumalarla yepyeni bakış açıları yakalamak mümkün. Yakaladığınız bu yeni bakış açısını yolculuk sırasında okumaya devam ederek pekiştirebilirsiniz. Evet, bilge birinin dediği gibi…

“Dünya bir kitap ve seyahat etmeyenler, onun sadece bir sayfasını okuyorlar”. – Aziz Augustine

Ama maalesef seyahat edenlerin bir kısmı dünya kitabının sayfalarını şöyle bir karıştırsa da çoğunu okumadan geçiyor.

Yolculuk öncesini ve sırasını konuştuk, gelelim yolculuk sonrasına. “Bu kadar şey yaptıktan sonra tatilden dönünce bir de dinlenmek için tatil yapmamız lazım ama” demiyoruz herhalde 🙂 Eğer yolculuğu, yeni şeyler yaşadığımız bir maceraya dönüştürmeyi başardıysak, bu kazanımlar zaten tecrübe hanemize yazılmış demektir. Çünkü yolculuk, bizi kendimize geri getirir.

Deneyimlerimizi yazarak; video, ses ya da fotoğraf olarak kaydettiğimiz “an”larımızı, “anı”lara dönüştürebilirsek, tecrübelerimizi paylaşırsak bunlar başkaları için de faydalı olacaktır. Hemen başka bir bilimsel araştırmanın ışığında diyebilirim ki “anılar zaman içerisinde sizin yaşadıklarınızı nasıl seçip hatırladığınıza bağlı olarak” oluşuyor. O yüzden harddiskinize ve beyninize kaydettiğiniz görüntüleri dikkatle seçin. Hayatınızın görüntü yönetmeni olun ve onu bir aksiyon, macera, romantik, komedi türünde bir filme dönüştürün.

Her şey iyi güzel de çeşitli imkansızlıklar sebebiyle o kadar da seyahat edemiyorum veya örneğin yurt dışına çıkamıyorum diyorsanız o zaman da şu sözü hatırlayın:

Tek gerçek yolculuk aynı gözlerle, yüz değişik ülkeyi dolaşmak değil; aynı ülkeyi, yüz değişik gözle görebilmektir… – Marcel Proust

Başta “en iyi tatil nasıl yapılır” diye sormuştum. Bana göre bu sorunun cevabı yolculuk yapmak. Ama önemli olan varmak değil yolda olmak. Zaten hayatın kendisi de bir yolculuk değil mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir