Sanat, tasarım ve teknoloji konularında bir şeyler anlatırken hep anlattıklarımı yaşayan kişilere özenmişimdir. Sizin de içinizden bu tür şeyler yapmak geçmiyor mu? Ne güzel bir sanat eseri, ne çarpıcı bir tasarım, ne müthiş bir icat! Hepsinin ortak özelliği fikirlerle ilgili olması. Ben bunları balıklara benzetiyorum. Fikir balıkları. “Bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğret” diye bir söz var. Ben balık tutmayı öğretecek kadar iyi bildiğimi söyleyemem. Ama iyi bir öğrenici olmaya çalışıyorum. O yüzden bu sorunun cevabını aramaya karar verdim. Fikir balığı nasıl yakalanır?
Bu sorunun kısa cevabı, engellerle dolu dış dünyada macera ruhuyla risk alarak dolayısıyla hatalar yaparak deneyimler yaşarken bir yandan da bunlar hakkında gözlem yapabilmek için yalnızlık alanında iç dünyaya çekilerek doğru soruları sormak. Size kısa olduğunu söylemiştim basit olduğunu değil. Şimdi bu cevabı sondan başlayarak inceleyelim.
1) Doğru soruları sorarak
Bu alanlarda başarılı olmuş insanların yani sanatçıların, tasarımcıların ya da mucitlerin en önemli ortak özelliklerinden birisi soru sormaları. Ne? Nasıl? Neden? Benim en sevdiğim sorulardan biri de neden olmasın? Yazar James Allen gerçek başarı için kişinin kendisine şu dört soruyu sorması gerektiğini söylemiş:
Neden? Neden olmasın? Neden ben değil? Neden şimdi değil?
2) Gözlem günlüğü tutarak
Soru sorabilmek ve daha da önemlisi bu sorulara cevap bulabilmek için gözlem yapmak gerekir. Sanatçılar, tasarımcılar ve mucitler çok iyi birer gözlemcidir. Daha yaratıcı olmak için daha çok gözlem yapmak gerek. Gözlem yapmak derken sadece etrafına bakmaktan bahsetmiyorum. Dikkatlice incelemek, ayrıntılara bakmak, gerekirse bakış açısını değiştirerek tekrar tekrar bakmaktan bahsediyorum. Bu tür bir yeteneği kazanabilmek için yanınızda her zaman bir defter bulundurun. Hatta ona bir isim koyun. Mesela: gözlem günlüğü. Gördüklerinizi, fark ettiklerinizi oraya yazın. Not almaktan hoşlanmıyorsanız fotoğraf çekmek de işe yarayabilir. Zaten fotoğrafçılarda olaylara, nesnelere, kişilere farklı bir açıdan bakma konusunda bu yetenek gelişmiştir. “Sanat gördüklerini yeniden üretmek için değil, görmeyi öğrenmek için vardır.” diyor ressam Paul Klee. Görmeyi öğrenin.
3) Yalnızlık alanı oluşturarak
Gözlemlerinizi değerlendirmek için kendinize bir alan oluşturun. Bir yalnızlık alanı. Bu alanın iki boyutu olsun. Zaman ve mekan. Önce bir yer seçin. Sonra da bir zaman. Seçeceğiniz yer kendinize ait bir oda olabilir. Ben üniversitedeyken kendime ait bir odam olmadığı için bu alanı yatağımın bir köşesi olarak belirlemiştim. O köşede oturup, üzerime ince bir örtü örterek yalnızlık alanıma kapanırdım. Bu alanı oluşturduktan sonra bir de size uygun zaman seçmelisiniz. Araştırmalara göre insanın en yaratıcı olduğu saatler sabahın erken saatleri. Pek çok yazar eserlerini sabah 6-7 civarında yazmışlar. Mimar ve tasarımcı olan Frank Lloyd Wright gibi bazıları 3-4 civarında kalkıp çalışmışlar. Bu herkesin yapabileceği bir şey değil ve istisnaları da elbette var. Bazıları için gecenin geç saatleri daha uygun olabilir. Hangi zamanın size daha uygun olduğuna siz karar verin. Ama yeter ki sadece size ait olan bir zaman ve mekanınız olsun ve o alanda her gün tek başınıza bir miktar zaman geçirin. Kendi kendinizle baş başa kalın. Dediğim gibi yalnızlık alanı.
4) Engelleri kucaklayarak
Hayat engelli bir koşu gibi. Kimimiz karşısına çıkan engelleri sahip olduğu imkanlar sayesinde kolaylıkla atlayıp geçebiliyor. Kimimiz takılıp kalıyor. Oysa sanatçılar, tasarımcılar ya da mucitler bu engelleri de kendilerine birer malzeme yapmışlar. Engeli aşmak acı verici bir deneyim olabilir. Ama en güzel romanlar, en iyi şarkılar hep bu büyük acılardan doğar. Az önce bahsettiğim ressam Paul Klee diyor ki “Ağlamamak için, çiziyorum.”
5) Macera ruhuyla yeniliklere açık olarak
Yeniliklere açık olmak. Yeni deneyimlere. Açık olmanın ötesinde bunları aktif olarak aramak. “Dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” diyor Mevlana. Yeni bir şeyler söyleyebilmek için yeni deneyimler yaşamak lazım. Yeni maceraları kovalamak. Tabi bu da risk demek.
6) Risk alarak ve hata yaparak
Einstein hakkında muhtemelen bilmediğiniz iki şey söyleyeyim:
- Çok gayretli bir denizciydi
- Yüzme bilmiyordu
Bu iki şey de iki şeyi gösteriyor. Az önce söylediğim maceracı ruh ve risk almak. Hayatı pahasına risk almak fazla iddialı. Ama hata yapmaktan korkmayacak bir cesaret hepimize gerekli. En yaratıcı beyinler aynı zamanda en çok hata yapanlardır. Çünkü noktaları daha önce hiç kimsenin birleştirmediği şekilde birleştirmeye çalışırlar. Hayat engelli bir koşu gibidir demiştik ya. İşte onların önüne bir engel çıktığında ilk akla gelen çözüm üzerinden atlamak olmayabilir. Hayattaki amacımız en hızlı bir şekilde bitiş çizgisine varmak değil ki. Önemli olan engellerle nasıl mücadele ettiğimiz. Karşımıza çıkan problemleri nasıl çözdüğümüz. Sadece kişisel ya da toplumsal problemlerden söz etmiyorum. Tasarım problemlerini nasıl çözüyoruz? İhtiyaçlarımızı teknolojiyle nasıl karşılıyoruz? Kendimizi sanatsal olarak nasıl ifade ediyoruz?
Öyle ya da böyle hepimiz bitireceğiz bu yarışı. O zaman biraz yavaşlamakta hiç bir mahzur yok. Yavaşlayalım, dinlenelim, iyi uyuyalım, rüya görelim, sadece geceleri değil zaman zaman yalnızlık alanımıza çekilip gündüz düşlerine bırakalım kendimizi. Büyük hayaller kuralım. Çünkü neyi hayal edersek o oluruz.
Fikirleri balıklara benzettiğimi söylemiştim. Benzeri bir kurguyu çok sevdiğim yönetmenlerden biri olan David Lynch de yapıyor ve diyor ki “eğer küçük balıklar yakalamak istiyorsan sığ sularda kalmaya devam edebilirsin. Büyük balık yakalamak için derinlere gitmen lazım, çok derinlere.”
“Fikir balığı nasıl yakalanır?” için 3 yanıt
gerçekten de çok teşvik edici bir video hazırlamışsınız
tebrikler diğer videolarınızı merakla bekliyorum 🙂
Selam ben almanca ögreniyorum bana almanca bilenlerle konuşa bilecegim bir proqram ya da site söyleye bilirsinizmi?
O kadar güzel, o kadar ilham dolu bir yazı ve video hazırlamışsınız ki, özellikle de fikir balıklarının peşinde yüzmeyi seven biri v yolun çok başında bir tasarım öğrencisi olarak teşekkür ederim size.. Hatta yakın bir zaman da yalnızlık köşemde 🙂 bu konuyla ilgili düşünmüşken sizin bu güzel videonuzu da görünce mutlu oldum, yapmak, paylasmak istedigim seyler icin ilham doldum, ellerinize sağlık 🙂