Tasarım karmaşadan sadelik çıkartma sanatıdır. Karmaşa deyince aklınıza sadece görsel bir karmaşıklık gelmesin. Soyut kavramları da sadeleştirebilirsiniz. Fikirleri görselleştirmekten bahsediyorum. Felsefeyle grafiği buluşturmak…
Gelin birlikte bunu yapmaya çalışalım. Benim kendime göre olaylara bir bakış açım var. Şöyle bir noktadan bakıyorum. Bana göre “doğru” bu noktadır. İşin doğrusu budur. Ama sana göre böyle olmayabilir. Sen de şu noktadan hareket ederek kendine bir dünya görüşü oluşturmuş olabilirsin. İkimizin aynı fikirde olduğu alanlar da var, farklı olduğu yerler de… Başka bir kişi başka bir noktadan bakar. Herkesin bakış açısı, değer yargıları birbirinden farklıdır. Bilgi dediğimiz şey göreceli olabilir. Sadece insandan insana değil, zamandan zamana, toplumdan topluma değişebilir. İşte genel olarak bu söylediklerim felsefe tarihinde Relativizm – Görecilik olarak adlandırılıyor. Felsefeciler tarafından ortaya konan bu düşüncenin fizikte de karşılığını görebiliyoruz. Kuantum fiziğine bağlı bilimsel ve kuramsal gelişmeler bu felsefi akımın da gelişmesine sebep olmuş. İşte üzerinde konuştukça derinleşebileceğiniz böylesine karmaşık bir konuyu görselleştirmek istiyorsunuz. Diyelim ki “Relativizm” üzerine bir konferans için poster tasarlayacaksınız. Nasıl yaparsınız? Bu karmaşının içinde sadeliği nasıl yakalarsınız? Aslında bunu yaptık bile.
Çok basit gibi gözüküyor. Bunu yapmakta ne var? Tasarımcı değilim ama ben bile yaparım diyorsunuz değil mi? Yapılmış bir iş hakkında konuşmak kolaydır. Asıl zor olan yeni bir şeyler söylemek, ortaya koymaktır. İki farklı şeyi daha önce hiç olmadığı bir biçimde bir araya getirmektir. Galiba kreativite, yaratıcılık böyle bir şey.
Bu posteri Carreras adında bir tasarımcı yapmış. Felsefe ve grafik gibi iki farklı şeyi bir araya getirmiş ve buna “Philographics” adını vermiş. Felsefi akımların minimalist görsellerini tasarlamış.
Olabilecek en minimalist posteri göstereyim şimdi size. “Absolutism” için tasarlanmış. “Absolute” mutlak demek. Hiçbir şeye bağlı olmaksızın var olan, bağımsız ve koşulsuz olan anlamında felsefi bir terim. Bunu sadece bir nokta olarak göstermiş. Relativizmin şeffaf ve iç içe geçmiş noktalarının yerini tek ve mat bir nokta almış. Buna baktıkça aklıma “ilim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttı” sözü geliyor. Tasarımcı Carreras bunu yaparken böyle düşündü mü bilmiyorum. Ama çok da önemli değil. Sanat böyle bir şey. Sanatçının elinden çıktıktan sonra kendi başına varlık gösteriyor ve onu siz yorumladıkça yaşıyor.
Bu görselleri farklı şekillerde yorumlayabilirsiniz. Baktığınızda gördüğünüz formla onun arkasındaki fikri birleştirebilirsiniz. Çok basit gibi görünen bir çizimden yola çıkarak çok derin bir felsefi görüşün içine dalabilirsiniz.
Şimdi üçgenlere geçelim. Aynı üçgen kaç farklı felsefe akımını tanımlamakta kullanılabilir ona bakalım. “Authoritarianism – Otoriteryenizm” adından da anlaşılacağı gibi otoriteyle ilgili. Otorite ve bunun idaresine yönelik itaat ile şekillenmiş sosyal organizasyon biçimi. Size de piramitleri hatırlatmıyor mu? Ya da üçgenin en tepesindeki sivri uçtan aşağıya baktığınızda otoritenin yukarıdan aşağıya genişleyerek inen hiyerarşik yapısını çağrıştırmıyor mu?
Bu üçgenleri ikiye çıkartıp üst üste koyduğumuzda yepyeni bir şekil elde ediyoruz. Yepyeni bir bakış açısı. “Eternalism – Zaman felsefesi.” İki üçgenin oluşturduğu bir kum saati. “Eternal” sonsuz demek. Şekle yandan bakarsanız sonsuzluğun sembolünü de görebilirsiniz.
Üçgenlerin sayısını arttıralım. Bu kez “perspektivizm”e ulaşıyoruz. Nietzsche tarafından ortaya konmuş bir kavram. Tüm fikirlerin farklı perspektiflerden geldiğini anlatıyor.
Bu da “determinizm.” Bu felsefi akımın temelinde nedensellik ilkesi var. Evrende bir düzen vardır ve nedenler-sonuçlar bu düzen içerisinde işler. Bu düzen çözüldüğünde nedenler ve sonuçların açıklanıp daha sonra gelişecek olayların bilgisini elde etmek mümkün olacaktır. Yıkılan domino taşlarına benzer bir görsellik.
Güzellikle ilgilenen “Estetizm”; parayla ilgilenen “Kapitalizm”; bireyle ilgilenen “Individualism”; hiççilikle ilgilenen “nihilizm” ve çeşit çeşit düşünce biçimleri, bakış açıları, felsefi akımlar.
Tasarımın özünde işte bu tür bir soyutlama becerisi var. Karmaşık fikirleri sadeleştirmek. Akılda kalıcı hale getirmek. Gördükten sonra küçük bir çocuğun bile hatırlayabilmesini ve hatta ezberinden çizebilmesini sağlayabilmek. Lisan engelini ortadan kaldıran görsel bir dil yaratmak. Çok kolay gibi gözüken çok zor bir iş. Ama bu işi başardığınızda insanların yüzündeki mutluluğu görmeye değer. Düşünen insanların yüzündeki mutluluğu…
“Filografikler” için 2 yanıt
Paylaşım için teşekkürler , ilginç konulara değiniyorsunuz . . .
Hocam önerebileceğiniz tasarım programları var mı? (Filografik , 3D vb. ) Ayrıca filografiğin tanımını tam olarak bulamadım siz yardımcı olur müsünüz?