Kategoriler
Gelecek Teknoloji

İnsansı Robotların Yükselişi

Şu anda teknoloji dünyasında en popüler konu AI. Yapay Zeka. Şimdilik sadece yazılar, resimler ve biraz da görüntüler şeklinde bizi etkileyen yapay zeka artık bir vücuda bürünmeye başlayacak. Robotları zaten konuşuyorduk ama artık “İnsan görünümlü Fiziksel Yapay Zeka”dan söz etmeye başlayacağız. Bu videoda sizlere 2024 yılı itibariyle Dünya’daki en iddialı robotları tanıtacağım.  

9) Norveç, 1X – Neo

Dokuzuncu sırada, Norveç’ten 1X Robotics’in Neo platformu var. Neo, hem ev işlerini yapmak hem de daha karmaşık manuel görevleri gerçekleştirmek üzere tasarlanmış. 

165 cm boyunda ve 30 kg ağırlığında. Saatte 4 km hızla yürüyor ve 12 km hızla koşabiliyor. Ama bundan çok daha hızlı koşabilen robotlar var listemizde. 20 kg kaldırabilme kapasitesi var bu robotun ve 2 ila 4 saat arasında çalışabiliyor.  

İnsan benzeri elleri ve tam hareket aralığı sayesinde hem hassasiyet hem de güç gerektiren görevleri yerine getirebiliyor.

Şirket henüz Neo’yu piyasaya sürmedi, ancak Eve yani Havva adındaki robotları şu anda kullanılabiliyor ve bununla yaptıkları demolar oldukça etkileyici görünüyor. Bu demolarda, uçtan uca sinir ağının yani nöral network yardımıyla çeşitli ev görevlerini nasıl tamamlayabildiklerini gösteriyorlar.

8) Singapur, Fourier Intelligence – GR-1

Sekizinci sıramızda, Fourier Intelligence’ın GR-1 robotu var. Fourier Intelligence, rehabilitasyon teknolojileri konusunda uzmanlaşmış Singapur’dan bir şirket ve GR-1 ile onlar da insansı robotlar alanına giriş yapıyor.

Bu robot 165 cm boyunda ve 55 kg ağırlığında. Saatte yaklaşık 5 km hızla yürüyebiliyor ve kendi ağırlığına yakın yükleri taşıyabiliyor. 44 tam vücut serbestlik derecesine sahip olan GR-1, insan benzeri kinematik ve hareket kabiliyeti sunuyor.

En dikkat çekici özelliklerinden biri, 11 serbestlik derecesine sahip robotik elleri. Bu eller, GR-1’in nesneleri güvenli bir şekilde kavramasını ve farklı görevleri hassasiyetle yerine getirmesini sağlıyor.

7) ABD, Figure – Figure 01

Yedinci sırada, son zamanlarda büyük ses getiren Figure şirketinin Figure 01 adlı robotu var. Genel amaçlı bir robot olan Figure 01, çeşitli endüstrilerde geniş bir görev yelpazesini yerine getirebilecek şekilde tasarlanmış.

167 cm boyunda ve 60 kg ağırlığında olan bu robot, 20 kg’a kadar yük taşıyabiliyor ve tek şarjla 5 saate kadar çalışabiliyor. Karmaşık ortamlarda otonom olarak hareket edebiliyor ve çevresindeki insanlarla etkileşime girebilen bir yapay zeka sistemine sahip.

Figure, kısa sürede çok büyük ilerleme kaydetti. Sadece bir yıl içinde render görüntülerinden, dinamik yürüyebilen bir prototipe ulaştılar. Şirketin stratejik ortaklıkları da bu başarının arkasındaki itici güçlerden biri. BMW, bu robotu üretim hatlarında kullanmayı planlıyor. Yakın zamanda OpenAI ile bir ortaklık kurdu ve Microsoft’un bulut hizmetlerini kullanmaya başladı. Bu sayede sürekli olarak öğreniyor ve yeni görevlere adapte olabiliyor. Yani, bu robot her geçen gün daha da akıllanıyor!

Figure 01’in en son güncellemesi, gerçek zamanlı insan konuşmalarına katılabilme yeteneği oldu. Bu özellik, OpenAI tarafından geliştirilen ve benim de hakkında ayrıca bir video hazırladığım çok modlu dil modeli tarafından destekleniyor. Robot artık görsel deneyimlerini anlatabiliyor, gelecekteki eylemlerini açıklayabiliyor.

Figure AI’nin etik değerlere olan bağlılığı da gerçekten takdire şayan. Şirket, robotlarını sadece barışçıl amaçlar için geliştirdiğini söylüyor ve topluma olumlu katkılar yapmayı hedefliyor. Bu etik duruş, hem kamuoyunun geniş kesimlerinde kabul görmelerini sağlıyor hem de teknolojilerine olan güveni artırıyor.

Maddi açıdan da oldukça başarılılar. Son zamanlarda gerçekleştirdikleri 675 milyon dolarlık finansman turu ile piyasa güvenini kazanmış durumdalar ve değerlemeleri 2,6 milyar dolara çıktı. Bu finansal destek ve yatırım, araştırma ve geliştirme çalışmalarını hızlandırmalarına, üretimi artırmalarına ve Figure 01’i ticari olarak piyasaya sürmelerine yardımcı olacak.

——-

6) Kanada, Sanctuary AI – Phoenix

Altıncı sırada, Kanada’lı Sanctuary AI’nin Phoenix robotu var. 

Bu robot, 170 cm boyunda ve 70 kg ağırlığında. 25 kg’a kadar yük taşıyabiliyor ve saatte yaklaşık 5 km hızla hareket edebiliyor. En dikkat çekici özelliklerinden biri, 20 serbestlik derecesine sahip endüstri lideri robotik elleri. Bu özellik, endüstriyel işlerden müşteri hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede çeşitli görevleri yerine getirebilmesi için çok önemli.

Sanctuary AI’nin geliştirme stratejisi iki aşamalı bir süreçten oluşuyor. İlk aşamada, robotlar yüksek kaliteli teleoperasyon ile kontrol ediliyor, yani bir insan pilotun hareketleri robot tarafından taklit ediliyor. Bu aşama, insan görev performansı hakkında değerli veriler toplamak için çok önemli. İkinci aşama ise bu görevlerin otomasyonuna odaklanıyor, yani robotun yetenekleri geliştikçe teleoperasyondan otonom operasyonlara geçiş yapılıyor.

Bu metodik geliştirme yaklaşımı, Sanctuary AI’nin özel yapay zeka kontrol sistemi Carbon tarafından destekleniyor. Carbon, teleoperasyon sırasında toplanan verileri entegre ederek robotun otonom işlevlerini geliştiriyor. 

Bu robotları, insan varlığının sınırlı olduğu veya mümkün olmadığı tehlikeli ortamlarda ya da ciddi iş gücü eksikliği yaşanan yerlerde kullanmayı hedefliyorlar.

Yakın zamanda yapılan bir gösteride Phoenix, tamamen otonom olarak karmaşık görevleri yerine getirebildiğini kanıtladı. Bu gösteri, birçok kişi tarafından listemizde de yer alan ve  az sonra göstereceğim Tesla’nın Optimus’undan daha üstün olarak değerlendirildi.

5) ABD, Apptronik – Apollo

Sıradaki robotumuz, Apptronik şirketinin geliştirdiği Apollo. 1.72 boyunda ve 72 kg ağırlığında olan Apollo, 25 kg’a kadar yük taşıyabiliyor. 4 saatlik pil ömrü ve değiştirilebilir bataryalarıyla kesintisiz çalışma imkanı sunuyor.

Bu robotu tanıtırken insanların alet edevat kullanabilme özelliğine dikkat çekmişler. O yüzden genel amaçlı bir tasarım yapmışlar. Dünyada bir veya iki şeyi yapabilen milyonlarca özel amaçlı robot var. Bu robotsa, milyonlarca şeyi yapabilecek tek bir robot olarak tanıtılıyor.

Apollo’nun en ilgi çekici özelliklerinden biri; başındaki, ağzındaki ve göğsündeki LED’ler. Bu LED’ler, robotun durumunu iletmek için kullanılıyor. Yazılımı sayesinde kolay kontrol edilebilen Apollo, depo ve üretim operasyonlarına kolayca entegre edilebiliyor.

Apptronik, yakın zamanda Mercedes-Benz ile ticari bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma kapsamında Apollo, Mercedes-Benz’in üretim tesislerinde pilot uygulamaya alınacak. Robot, üretim hattına parça getirme ve montaj sürecinde kullanılacak.

4) ABD, Agility – Digit

Sıradaki robotumuz şu anda bazı fabrikalarda çalışmaya başladı bile. Hem de öyle test ya da demo amacıyla değil. Baya işçi gibi çalıştırıyorlar. Bunu geliştiren Agility Robotics nispeten eski bir şirket, 2016’da kurulmuş. Oregon State Üniversitesi’nden doğan ve robotik alanında büyük adımlar atan bir şirket. Verimli ve güçlü robotlar üretmesiyle tanınıyor. Digit, çok amaçlı bir insansı robot olarak lojistik sektöründe devrim yaratmayı hedefliyor.

Digit, karmaşık ortamlarda yürüyüş ve koşu hareketleriyle dolaşabiliyor, merdiven çıkmak için derinlik algısı kullanıyor ve yapılandırılmamış ortamlarda otonom olarak gezinme yeteneğine sahip. Kolları, lojistik ve depo operasyonlarında kritik olan temel manipülasyon görevlerini gerçekleştirebiliyor. Bu yetenek, özellikle paket teslimatı ve kamyon boşaltma gibi otomasyona duyulan ihtiyacın arttığı sektörlerde büyük bir avantaj sağlıyor.

Digit’in de en dikkat çekici özelliklerinden biri, yeni tasarlanmış elleri. Bu eller, e-ticaret ve nakliye depolarında sıkça kullanılan plastik kasaları kolayca tutup taşıyabiliyor. 

Amazon’un depolarında da kullanılan bu robotları üreten Agility, yakın zamanda Nvidia ile önemli bir ortaklık kurdu. Bu işbirliği, Project Groot adı verilen genel amaçlı bir temel model geliştirmeyi amaçlıyor. Ford, bu robotla teslimat çözümleri üzerinde çalışıyor.

Şirket ayrıca Oregon’da yeni bir fabrika açıyor. Bu fabrika, yılda 10.000 adet Digit üretme kapasitesine sahip olacak ve 500 kişiye istihdam sağlayacak. 500 kişi derken insan kişi 🙂

3) ABD, Boston Dynamics – Atlas

Gelelim listemizdeki en popüler şirkete ve onun robotlarına. Boston Dynamics adını duymayan var mıdır? Adını duymasanız bile özel günlerde yaptıkları güzel danslarla kalplerimizi fetheden ve biraz da ürperten robotlarını mutlaka görmüşsünüzdür

Onların hayvansı robotlarının yanı sıra insansı robotları da var ve Atlas bunlardan biri. Gelişmiş bir kontrol sistemi ve son teknoloji bir donanıma sahip. Bu sayede ileri düzey atletik hareketler yapabiliyor, çeviklik gösterebiliyor ve dinamik olarak etrafındaki şeylere uyum sağlayabiliyor. Derinlik sensörleri sayesinde çevresini algılayabilen Atlas, sofistike kontrol algoritmaları kullanıyor.

Muhtemelen listemizde olimpiyatlara katılabilecek en uygun robot Atlas.

2024 başlarında Boston Dynamics, onun yeteneklerinde önemli geliştirmeler yaptı. Özellikle hassasiyet ve güç gerektiren görevlerde, örneğin otomotiv parçalarının taşınması ve yerleştirilmesinde, Atlas’ın performansı dikkat çekici. Zaten şirket Hyundai ile birleşti. 

Bu araba markalarıyla robotlar arasında uzun süredir devam eden organik ilişkinin bir devamı. Honda’nın ASIMO adlı robotunu ben bu anlamda “honorable mention” olarak burada yad etmek isterim, bir çeşit şeref ödülü vermek isterim. Her ne kadar üretimi durmuş olsa da yıllarca çocukların ve kendini çocuk hissedenlerin gönlünü aldı, onun yeri robot dünyasında hep ayrı bir yerde anılacak…

Neyse çok duygusallaşmıyım şimdi ama gerçekten de bir düşününce bir sürü otomobil üreticisi, insansı robot geliştirme çalışmalarına ya doğrudan katılıyor, ya da robotik şirketleriyle işbirliği yapıyor. BMW – Figure 01, Ford – Digit ve Mercedes – Apollo iş birliklerini az önce söyledim. Hyundai – Atlas’ı sahiplendi. Tesla – Optimus’u geliştiriyor, geleceğiz ona az sonra. Toyota da T-HR3 robotu üzerinde çalışıyor.

Bu konuda benim şöyle bir teorim var: Araba markaları insansı robotlara yatırım yaparak aslında gizlice “Transformers” evrenini gerçeğe dönüştürmeye çalışıyor; yakında Optimus Prime’ı trafikte görürsek şaşırmayalım 🙂

2) Çin, Unitree – H1

İkinci sırada, Çin’li Unitree şirketinin geliştirdiği H1 robotu var. H1, olağanüstü güç ve performans özellikleriyle öne çıkıyor ve listede benim boyumu geçerek kendisine şöyle bakmamı sağlayacak ilk robot.

1.80 boyunda ve 47 kg ağırlığında. Saniyede 3.3 metreden daha hızlı yürüyebiliyor. Saatte değil, saniyede! Hatta potansiyel olarak saniyede 5 metreye kadar çıkabiliyor ki bu, otonom koşabilen insansı robotlar arasında en hızlısı olduğu anlamına geliyor. Zaten bu alanda Dünya rekorunu elinde ayağında bulunduruyor. 

H1’in en etkileyici özelliklerinden biri, hidrolik sistemler kullanmadan takla atabilmesi. Bu özellik, onu Boston Dynamics’in Atlas’ı gibi diğer insansı robotlardan ayırıyor. H1, bu hareketleri gerçekleştirmek için kendi geliştirdikleri elektrikli eklem motorlarını kullanıyor.

Tıpkı Boston Dynamics gibi onların da köpek şeklinde robotları da var ve bu köpek robotları web sitelerindeki mağazadan sipariş verip alabiliyorsunuz. İnsansı robotların da bu şekilde satışa çıkacağına dair bazı dedikodular duydum; eğer bu robotu üretmeye hazırlanan Unitree’den bu videoyu izleyen varsa ve böyle bir şey gerçekten olursa bana bir haber vermelerini rica ediyorum, zira bu robotu test etmek için sabırsızlanıyorum. 

Nerede kullanırım bilemiyorum ama aklımda birkaç fikir var…

1) ABD, Tesla – Optimus

Evet Optimus’a geldik. Tesla’nın geliştirdiği bu robot, kendini tekrarlayan, sıkıcı veya tehlikeli görevleri yerine getirmek üzere geliştiriliyor.

Bunun da 180 cm boyunda ve 47 kg ağırlığında olması planlanıyor. 20 kg taşıma kapasitesine, 68 kg kaldırma kapasitesine ve saatte 8 km’ye kadar yürüme hızına sahip olması hedefleniyor.

Tesla, Optimus’un geliştirilmesinde yapay zeka ve otomasyon konusundaki uzmanlığını kullanıyor. Otonom araç geliştirme deneyimlerini bu robota aktararak, karmaşık ortamlarda navigasyon ve karar verme yeteneği kazandırmayı amaçlıyor.

Robot, Tesla’nın elektrikli araçlarında da kullanılan 4680 pil hücreleriyle çalışıyor ve bu da uzun operasyonel süreler gerektiren endüstriyel uygulamalar için yüksek enerji yoğunluklu bir çözüm sunuyor. Robot, Tesla araçlarındaki benzer yedekleme ve emniyet mekanizmalarını içeriyor, böylece insan işçilerle güvenli bir şekilde çalışabilmesini amaçlıyorlar.

Son güncellemelerde, Optimus Gen 2 olarak adlandırılan ikinci nesil bir robot tanıtıldı. Bu yeni versiyon, öncekine göre %30 daha hızlı yürüyebiliyor ve parmaklarındaki yeni sensörler sayesinde yumurta gibi hassas nesneleri tutabiliyor.

Sonuç:

İşte sevgili izleyiciler, 2024’ün en etkileyici 9 insansı robotu! Bu da benim robotum, Bob. Belirli günlerde kapının önüne koymak suretiyle büyükleri korkutmak, küçükleri sevindirmek amacıyla kullanıyorum.

Bu robotların her biri, geleceğimizi şekillendirme potansiyeline sahip. Hangisinin öne çıkacağını, hangisinin günlük hayatımızın bir parçası haline geleceğini zaman gösterecek.

Bu alandaki rekabet giderek kızışıyor ve her geçen gün yeni gelişmeler yaşanıyor. Kim bilir, belki de yakın gelecekte bu robotlardan biriyle yan yana çalışıyor olacağız.

Sizce hangi robot en etkileyici? Hangisinin geleceği şekillendireceğini düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı aşağıya bekliyorum.

Outro (Robotik bir ses):

Teknoloji dünyasındaki en son gelişmelerden haberdar olmak için kanalıma abone olmayı, hatırlatıcıları açmayı ve videoya kalp atmayı unutmayın. Bir sonraki videoda görüşmek üzere!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir