Kategoriler
Bilim

Nasıl el sıkışılmaz?

Selam, ben Barış.

Böyle el sıkışılmaz değil mi? Başka nasıl el sıkışılmaz? İşte şöyle

Tamam “alfa erkeği”sin ve vücut dilinle bunu ispat etmeye çalışıyorsun, onu anladık da, bir tokalaşmanın sonrası karşındaki şu hale gelmemeli. Ya da bu hale. Yoksa sıkmak için uzattığın ele böyle ters ters bakarlar.

Yapılan bir araştırmaya göre “nasıl el sıkışılmaz” konusunda insanların en çok söylediği 10 şey şuymuş:

  1. Terli ya da ıslak avuçlarla
  2. Gevşek parmaklarla
  3. Çok sert sıkarak
  4. Göz teması kurmadan
  5. Çok kuvvetli çalkalayarak
  6. Çok uzun süre
  7. Çok kısa süre
  8. Çok yakınlaşarak
  9. Sol elle
  10. Sıcak elle

Peki nasıl el sıkışmalıyız? Bundan önce el sıkışmak nedir bunu bir düşünelim. El sıkışmak iki kişi arasında gerçekleşen kısa bir ritüeldir. Bir barış törenidir. M.Ö 5. Yüzyıla ait şu rölyefte biri Atina’dan ve öteki Sisam Adası’ndan iki asker birbiriyle el sıkışırken görülüyor. Sağ ellerinde silah olmadığını, dolayısıyla savaşma niyeti taşımadıklarını, barış için geldiklerini gösteriyor. DEVAMI ▷

Kategoriler
Müzik

17 adımda müzik nasıl aktif dinlenir?

Bakıyoruz ama görmüyoruz. Duyuyoruz ama dinlemiyoruz. İşte ispatı. Şimdi sana bazı sesler dinleteceğim. Bakalım hangi şarkıya ait olduğunu anlayabilecek misin? Hazır mısın? Kapat gözlerini ve dinle.

Etrafımız müzik dolu. Ama hepsi de hayatımızın fonundan akıp geçiyor. Müzik sadece yolda yürürken, evde ütü yaparken ya da yaz tatillerinde tekne turu atarken kulağımıza ulaşan seslerden ibaret değil. Bütün bunlar bizi pasif bir dinleyici haline getirdi. İnsanların %99’u müziği bu şekilde pasif olarak dinliyor. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Gökdelen camlarını neden hala insanlar temizliyor?

Bir çölün kenarında yerden 828 metre yükselen bu bina adeta sahip olduğumuz tasarım ve teknoloji bilgisinin vücutlaşmış bir heykeli gibi. Eyfel Kulesi’nin 3 katı yüksekliğindeki 163 katlı bu gökdelen 24000 cam panelle kaplanmış. Binanın tasarımı için milyarlarca dolar harcanarak milyonlarca saatlik çalışma yapılmış ve hemen her şey düşünülmüş. Bir şey hariç. Camların temizliği.

Geçtiğimiz yüzyılın başlarından itibaren yapılmaya başlanan gökdelenlerdeki cam temizliği o zamanlarda da çok büyük bir problemdi. Bu problemi geçici gibi gözüken çözümlerle aşmaya çalıştılar. Camlardan asılan insanlar temizlik yaptılar. 1938’de kaydedilen bu görüntüleri o bakımdan anlayabilmek kolay. İmkanlar kısıtlıydı. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Örümceği eğitip sıçratabilir misiniz?

Örümcekten korkar mısınız? Peki ya sıçrayan örümcekten? Bazıları bundan hiç korkmuyor. Hatta onun başını okşayarak evcilleştirmeye çalışanlar bile var. Bunlardan biri Mustafa Bey. Dr. Mostafa Nabawy. Kendisi bir bilim insanı. Sıçrayan örümcekleri ehlileştirmeye çalışıyor. Geçenlerde ekibiyle yaptığı bir bilimsel araştırmayı “Nature” dergisinde yayımladı.

Araştırma için bu ekip 4 tane dişi regal sıçrayan örümcek Phidippus regius işe almış. Bilimsel ismini özellikle verdim, çünkü sıçrayan örümcek deyince öyle tek bir türden bahsetmiyoruz. Bunlar tam bir hakiki pokemon ailesi. Doğada şu ana kadar keşfedilen 35000 farklı örümcek çeşidinden 6000 çeşidi sıçrayabiliyor. Bu 6000’den sadece biri Phidippus regius. İşte bu ekip 4 dişi örümceği eğitmeye çalışmışlar. Amaçları yüksek hızlı kameralarla onların sıçrayışlarını kaydetmek. Sonra da bu görüntüleri yavaşlatıp “sen de yavaşlat” etiketiyle paylaşmak. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Oynamadan oyun analizi yapılır mı? Detroit: Become Human

Bu video bir oyun incelemesi değil. Oyun dünyasını merak edip de arada bir neler oluyor diye kontrol eden birisinin kendini güncelleme çabası. Oyunlarla olan ilişkimi daha önce Konsol Üssü’nden Murat’a anlatmıştım. Onu şuradan izleyebilirsiniz. Dolayısıyla sıkı bir oyuncuysanız aradığınızı bu videoda bulamayabilirsiniz. Ama oyuncu olmaktan çok oynatıcı olmayı istiyorsanız, doğru yerdesiniz.

Bu arada oyun derken, şöyle bir oyundan bahsediyorum.

Bu bir Android. Bu da bir insan. Bu insan, bu androide “Oku” demiş. O da kitaplığa göz gezdirip, bakın hangi kitabı seçmiş. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Gökyüzündeki en parlak 3. cisim

Yaz geceleri yapmayı en çok sevdiğim şeylerden biri gökyüzünü seyretmek. Öyle teleskopla filan değil. Çıplak gözle. Özellikle şehir ışıklarından uzakta bunu yaparsanız, gözünüz gönlünüz açılır. Geçen gece yine öyle gökyüzünü seyrederken hızla geçen bir ışık gördüm. Uçaklardan çok daha hızlı ilerliyordu bu ışık. Hemen en yakınımdaki fotoğraf makinesi olan cep telefonumu çıkarttım ve fotoğrafını çektim.

Fotoğrafa bakınca aklınıza UFO’lar geldi değil mi? Işığın tabağa benzer şekli onlarca yıldır insanlığın hayalgücündeki şekle, uçan dairelere çok benziyor. Ben de öyle olmasını çok isterdim. Ancak fotoğrafını çektiğim şeyin bir UFO “Unidentified Flying Object” yani tanımlanamayan uçan nesne olmadığını biliyordum. O nesne benim için tanımlanamayan değil tanımlanabilen bir uçan nesneydi. Aslına bakarsanız onu görebilmek için gökyüzünün hangi noktasına tam olarak ne zaman bakacağımı da biliyordum. Çünkü aydan ve Venüs’ten sonra gökyüzünün en parlak bu üçüncü cismi “Uluslararası Uzay İstasyonu.” DEVAMI ▷