Çok klasik bir müziği yeniden keşfetmeye ne dersiniz? Vivaldi’nin 4 mevsiminden bahsediyorum. Özellikle de yaz fırtınasının anlatıldığı Summer 3’ten…
Barok müziğin en bilinen bestecilerinden Vivaldi’nin 4 mevsiminin 1000’den fazla farklı albüm ve konser kaydı var. Hatta bunlardan biri tüm zamanların en çok dinlenen klasik müzik albümlerinden biri. Ben bunların hepsini dinlemedim ama dinlediklerim içinde bir tanesi beni gerçekten çok etkiliyor: Recomposed.
Bu bir analog remix. Tamamen yeniden kompoze edilmiş. Vivaldi’nin 4 mevsiminde kullandığı motifler ve elementlerden yararlanılmış. Asıl bestelerin dörtte üçüne sadık kalınmış ve postmodern minimalistik bir tarzda yeniden yorumlanmış. Müziği dinlerken sanki Vivaldi’nin yeniden doğduğunu ve müziğini bu kez de bizim yüzyılımızın insanlarına yeniden yaptığını sanıyorsunuz.
Albümü yapan kişi Max Richter. Kendisinin müziğini Leftovers dizisinden hatırlayabilirsiniz. Orada televizyonda görmeye alışık olmadığımız karelere müziğiyle hayat veriyor. Sadece müzik ve görüntüyle hikayenin nasıl anlatılabildiğini gösteriyor. Piyanosunun tınıları “geride kalanlar”ın anıları gibi…
Her bölümü birbirinden güzel. 4 mevsimin hepsi için bir konçerto var. Her konçerto 3 bölümden oluşuyor, tıpkı her mevsimin 3 aydan oluşması gibi. Vivaldi adeta müziğiyle dünyanın döngüsünü, mevsimlerin değiştirdiği manzaraları resmediyor. Kelimesiz, konuşmasız seslerle bize bir hikaye anlatıyor.
Besteci kendi eserini çalanlara hızlı, tempolu çal gibi talimatlar vermek yerine her konçertoya bir şiir eklemiş. Soloları yapacak kemancılar nasıl çalacaklarını bu şiirlerden öğreniyor. Mesela ilkbaharda keman solosunun “havlayan köpekler gibi (il cane che grida)” olması gerektiğini görüyorsunuz.
Concerto in G minor, Op. 8, No. 1, Spring
While on the flowering meadow,
Among the murmuring of leaves and boughs,
Dozes the goat-herd, watched over by his faithful dog.
Benim favorim yazın sonunda gelen, 3. bölüm. Burada adeta fırtınayı çağırıyor. Bir yaz fırtınasını… Gökgürültüsünü, havadaki elektriği hissedebiliyor musunuz? Ve şimşekler çakmaya başlıyor. Gökyüzü bir aydınlanıp bir kararıyor. Kemanlar şimşeklerin yaydığı ısıyı yüksek tonda çalarken, viyolalar yıldırımları seslendiriyor. Nihayet şiddetli bir yağmur başlıyor. Hızlı ve kesik çalınan notalarla oluşan bir arpej yağmuru. Gökgürültüleri yağmura eşlik ediyor.
Konçertolar solosuz olmaz. 4 mevsim de bir istisna değil. Bazı müzikler için “tüy dikenleştirici” tabirini kullanmayı seviyorum. Summer 3’te işte tam da böyle bir keman solosu var. Bu solo Vivaldi’ninkinden farklı. Yeniden yazılmış.
Böyle bir solonun, böyle bir yağmurun sonunda yapılabilecek tek şey var. Fırtına sonrası sessizliğine kulak vermek…
Eserin tamamını buradan dinleyebilir ve bir başka versiyonunu da şuradan izleyebilirsiniz.
“Summer 3” için 3 yanıt
Etkilenmemek elde değil. Teşekkürler.
Selamlar , bu video ve özellikle sondaki solo bölümü beni parçalara ayırdı.Daha önce defalarca dinlememe rağmen bu yorum çok farklıydı ,bu kadar etkileyici bir şey dinlemeyeli çok uzun zaman olmuştu, çok teşekkür ederim.Bir ricam olacak videoda kullandığınız kayıt ,verdiğiniz linklerden farklı ve bence en iyisi de o. Onu da paylaşabilir misiniz?
Size katılıyorum bence de duyduklarım arasında en iyisiydi. Bu nedenle aramaya karar verdim ve uzuuun bir arama sonucu Barış Bey’in kullandığı videoyu bulabildim. Linki de budur efendim. Keyifli dinlemeler. https://www.youtube.com/watch?v=ZobvtM7p9G8