23 Nisan 2005. O gün neşe dolan insanlardan biri de Jawed Karim’di. Bangladeş asıllı Almanya doğumlu Jawed, Amerika’da gittiği hayvanat bahçesinde gördüğü filleri anlatan 18 saniyelik bu videoyu iki arkadaşıyla birlikte yeni açtıkları bir web sitesine yükledi. Bu siteye önce kendi videolarını koydular. Çünkü “Broadcast Yourself – Kendini Yayınla” şeklinde belirledikleri sloganlarının altını böylece doldurmuş oldular. Şimdi sıra üstünü doldurmaya gelmişti. Yani bir isim ve logo bulmaya. YouTube ismi buna çok uygundu. Çünkü sokakta konuşulan İngilizce’de televizyon yerine “tube” deniliyordu ve onlar görüntülü yayıncılığın sadece bir izleyicisi, tüketicisi olan kişiyi, bu sürecin bir parçası, hatta öznesi haline getirmek istediler. Ve en başında “You” dediler: “Sen.”
Peki bu ilk logodaki kırmızı şeklin anlamı ne? Bu da tüplü televizyonlara bir gönderme. Belki bir kısmınız görmedi bile ama eskiden televizyonlar tüplüydü ve şöyle bir şekli vardı. Neredeyse 100 yıla yakın bir süre boyunca insanlar hareket eden resimleri, görüntüleri bir tüpe bakarak izlediler. Dolayısıyla logoda bu tüpü çağrıştıran bir şeklin kullanılması da gayet yerli yerinde.
Geçtiğimiz günlerde YouTube 12 yıllık logosunu yeniledi. Öyle “devrimsel” bir yenilikten söz edemeyiz daha çok “evrimsel” bir tasarım değişikliği yaptılar. Örneğin tüplü televizyon şekli artık “Tube” kelimesinin etrafını sarmıyor. Oynatma ikonunun çevresine taşındı. Yazı tipi de değişti. Eski logoda kullanılan yazı tipi olan “Alternate Gothic Number Two” 1903 yılında tasarlanmış bir font. Türevleri olan Franklin Gothic ve News Gothic’le birlikte daha çok basılı yayıncılıkta kullanılan bir yazı tipi. Yeni YouTube logosunu yapan tasarımcıların açıklamasına göre bir yandan yayıncılık dünyasının bu mirasını korurken bir yandan da klasik televizyon çağı, VHS video çağı gibi yayıncılık dönemlerini de inceleyip kendine has yeni bir yazı tipi tasarlamışlar. Bu ikinci değişiklik de tamam. Sırf bu açıklamada anlatılan hikaye ve yüklenen anlam nedeniyle kabul edilebilir.
Peki ya üçüncü değişikliği nasıl izah edeceğiz? Oynatma butonunun ve ikonun güncellenmiş renginden bahsediyorum. YouTube’un sanat departmanının başındaki Christopher Bettig diyor ki “tüm kırmızılara baktık, videoyla bağlantısı olan bir ton bulmak istedik.” Buldukları kırmızı tonu bu! Maviden ve yeşilden arındırılmış pür kırmızı. Kaba tabiriyle cart kırmızı. Kıpkırmızı. Göz yakıcı kırmızı.
Buraya kadar logoyu tüm modernize etme çabalarını anladım. Ama tüm tasarımcıların bildiği ve uyguladığı bir kural vardır. Renkleri en saf haliyle kullanmamak. Hele logo tasarımında bu daha da önemlidir. Kendine has bir ton markaya karakter katar. Hatta bazen markayla öyle bir özdeşleşir ki rengin adını bile belirler. Bakınız Parliament mavisi.
YouTube olabilecek en parlak kırmızıyı seçerken tam olarak neyi düşündü acaba? Daha da ilginci buldukları bu kırmızının video kavramıyla bağlantısı ne? Bu konuda bir açıklama yapılmamış. O yüzden ben onların yerine düşündüm ve bir anlam yüklemeye karar verdim. Buna kırmızının intikamı diyeceğim.
Çünkü bunun da tüplerle bir ilgisi var. CRT teknolojisiyle yani “Cathode Ray Tube”lerle. Bu teknoloji sadece televizyonlarda değil, kamerlarda da kullanıldı yıllarca. O zamanlar insan gözünün renkleri algılaması konusunda ilginç bir şey keşfedildi. Tüm renkleri eşit hassasiyetle algılamıyoruz. Eskiden çalıştığım şirket Adobe’de bu konuda yapılmış bir araştırmaya rastlamıştım. Renk, ışığın gözümüzün retinasına değişik biçimde ulaşması ile ortaya çıkan bir algılama. Gözümüz farklı dalga boylarındaki ışıklara karşı farklı tepkiler veriyor. En uzun dalga boyuna sahip olan kırmızı renk, özellikle de koyu bir arka plan ile birlikte kullanıldığında öyle şiddetlidir ki, bir görüntüde yer alan küçücük kırmızı bir leke bile görüntünün her yerini etkiler.
O yüzden tüplere dayalı eski yayın teknolojisinde görüntüler RGB renk modeliyle yani kırmızı, yeşil ve maviyle oluşturulurken video sinyalinde bu renkler eşit oranda kullanılmazdı. Örneğin tipik bir analog görüntü sinyalinde öncelikli renk her zaman yeşildir. Kırmızıya karşı gözümüzün hassasiyeti yüksek olduğu için onun oranı en az olacak şekilde ayarlanır. Böylece kırmızı renk sinyali zayıflar ve görüntüde çoğu zaman problem yaratır.
Bugün CRT tüpleri terk ettik ama görüntüleri izlediğimiz ekranlar hala RGB renk modeliyle çalışıyor. Ve bize her gün 5 milyar video izleten YouTube platformu logosunu yenilerken seçtiği rengin tonuna bakın. 255, 0, 0. Bunun anlamı maksimum yani 255 değerinde kırmızı, sıfır yeşil ve sıfır mavi. İşte nihayet görüntülerin problemli çocuğu kırmızı intikamını aldı.
Dediğim gibi ne tasarımcıları, ne de YouTube’un ilk videosunu da yükleyen kurucularından Jawed logoda kırmızı rengini seçerken bunların farkında mıydı bilmiyorum. Ama biz farkında olsak da olmasak da renkler hayatımızı etkiliyor. Ve bazılarımız tüm renklere hak ettiği en yüksek değeri vermeye çalışıyor. İnanmazsanız en yakın arama motoruna bu değerleri yazın bakalım ne çıkacak?
255, 255, 255.
“YouTube’un logosu neden değişti? Kırmızının İntikamı” için bir yanıt
Abi seni seviyorum ve çok iyi işler yapıyosun kaliteli içeriklerle insanları mutlu ediyosun düşündürüyosun derinlere sürüklüyosun senle iletişime geçmek için YouTube deki videolarına yarom yazıcaktım herkes yazıyo sosyal medyada Facebook kullanıyorım ordan yazamadım ve bende dedimki eğer web sitesindeki yorum yapılmamış bi yazısına yorum yaparsam bu mesaj daha rahat bi şekilde ulaşır seni takip etmeye devam edicem ilerili günlerde daha iyi yerlere gelirsin umarım iyi akşamlar