Son yayınladığım videoda bir harita göstermiştim. Hatırladınız mı? Hani şişeden çıkmıştı. Haritanın 3. Adımında da “zor olanla başla” demiştim. O kısımla ilgili sizlerden bazı yorumlar geldi. Bunu biraz daha açmak istedim. Konuyu sadece test çözerken zor sorulardan başlayın şeklinde dar yorumlamamak lazım. Ben daha çok yapmamız gereken işler listesinde bize zor gelse de önemli olan şeyleri önceliklendirin demek istedim. Çünkü genellikle zor olan şeyler aslında bizim öncelik vermemiz gereken işlerdir. Bununla ilgili çok güzel bir hikaye vardır. Hazır böyle bir yolda yürüyorken size o hikayeyi anlatayım.
Çünkü hepimiz böyle uzun ince bir yolda yürüyoruz. Hepimizin günde 24 saati, haftada 7 günü var. Karşımıza çıkan işler, fırsatlar, insanlara nasıl davranacağımız önemli. Neye öncelik vereceğiz?
Yürüdüğümüz yolda kum da var, çakıl da, taş da… Hayatımızda çok da önemi olmayan, küçük, basit işler kum taneleri gibi. Çakıllar onlardan biraz daha büyük. Yani biraz daha önemli. Okulunuz, işiniz, paranız. Taşlarsa gerçekten önemli şeyler. Anne-baba, kardeş, arkadaş gibi önemli insanlar. Ya da kendinize koyduğunuz hedefler, sağlığınız, kitaplar gibi önemli şeyler.
Bu yolda yürürken hayat kavanozumuzu öyle ya da böyle kumlarla, çakıllarla, taşlarla dolduruyoruz. İnsanların çoğu zamanını geçirirken önceliği kum gibi küçük şeylere verir. Çünkü bu daha eğlencelidir. Daha kolaydır. Twitter’da ya da Facebook’ta önünüzden akıp giden binlerce küçük mesajı düşünün. Oynadığınız yüzlerce video oyununu. İzlediğiniz çok da gerekli olmayan ama sürükleyici TV programlarını… En üzücüsü de başka insanların söyledikleri önemsiz şeylere kulak verirler. Onların kum kadar küçük sözlerinden etkilenirler. Hatta bu yüzden kavgalar ederler. Edemezlerse kendilerini yiyip bitirirler.
Bütün bunları tükettikten sonra da bir vicdan azabıyla mecburen yapmak zorunda oldukları diğer şeylere yönelirler. Yapılması “gereken” ödevler vardır. Para kazanmak “gerekir.” Her sabah işe “gidilmelidir.” Belki de gerçekten hoşlanmadığın insanlarla vakit geçirmek zorundasındır. Gündemle ilgili ama seninle ilgisiz haberlerden konuşursun. Bir etkinlikten öbürüne koşturup durursun. Kendini çok meşgul zannedersin.
İşte hayat kavanozumuz bunlarla dolarken gerçekten önemli şeylere çok az yer kalır. Aileye, dostlara, kitaplara… Düşünülmesi gereken fikirlere… Önemsiz şeylere öncelik vermenin sonucu budur. Gerçekten önemli olanlardan bir kısmı hayatına sığamaz.
Peki ne yapmak gerek? Çalkalamak! “Çalkala yavrum çalkala” diye bir söz var ya. İşte hayatımızı çalkalayarak bir düzene sokmalıyız. Önemli şeylere, yani zor olana, ağır ve büyük taşlara öncelik verip ondan sonra zamanımızı düzenlemeliyiz. Ben buna zaman çalkalaması adını veriyorum. Şöyle izah edeyim.
Yolda yürürken karşımıza çıkan aynı taşları, çakılları, kumları aynı kavanoza dolduracağız. Ama işimize gelen her zamanki yöntemle değil. Önce taşlardan başlayacağız. Ne kadar önemli taşımız varsa hepsini hayat kavanozumuza dolduracağız. Evet, bu zor olanla başlamak anlamına geliyor. Bir tarafınız bunu kabul etmek istemiyor. Ama sabırlı olun. Hepsine gereken zamanı verin. Ailenizle daha çok ve kaliteli zaman geçirin. Arkadaşlarınızla anlamlı sohbetler edin. En iyi arkadaşlarınız olarak kitapları belleyin. Ve belki de en büyük taşınız “düşünce taşı” olsun. Düşünmeye vakit ayırın.
Hayatınızda sadece bunlar olsa bile anlamlı yaşamış olursunuz. Ama sadece bunlar olmak zorunda da değil. Sonrasında yapmanız “gereken” işlere geçebilirsiniz. Onları doldurmaya başlayın kavanozunuza… Onlar da önemsiz değil. Elbette hayatınızı geçindirmek için para kazanmanız gerek. Bir ev, bir araba sahibi olmak için çalışabilirsiniz. Bunun için okulda başarılı olmalısınız. Okul sonrası hayatınızda işinize gereken önemi vermelisiniz. İşin gerektirdiği her şeyi yapmaya gayret etmelisiniz. Kavanoz neredeyse doldu gibi gözüküyor değil mi? İşte şimdi onu çalkalamanın vakti geldi. Biraz çalkalayınca, zamanınızı yönetince taşlar yerine oturur merak etmeyin. Hatta kavanozda boş yer bile kalır. Ondan sonra küçük kumları da koymaya başlarsınız. Dedik ya onlar en kolayı. Çok fazla çalkalamadan aralara sıkışıverirler. Dengeli bir hayat için onlara da yer var. Eğlenmeye de oynamaya da yer var bu hayatta.
Bu hikayeyi bir felsefe profesörünün öğrencilerine anlattığı söylenir. Kaynağını araştırdım ama tam olarak nereden çıktığını bulamadım. Anonim bir hikaye anlayacağınız. Ama önemli işlere öncelik vermek konusunda çok akılda kalıcı bir örnek bu. Üstelik ikinci senaryoda tüm taşları, çakılları ve kumları yerleştirdikten sonra o profesör üstüne bir de kahve dökmüş. Bu benim daha önce kahve videosunda anlattığım profesör mü yoksa? Neyse siz çay da dökebilirsiniz başka herhangi bir sıvı da. Her halukarda bunlara da yer var o kavanozda. Ben olsam su dökerdim. Bunun anlamını da siz söyleyin bakalım yorumlarda.
Mesajım kısaca şu: Hayatı dolu dolu yaşamak istiyorsan önce taşları, sonra çakılları en son da kumları doldur ve çalkala. O zaman hayatın anlamına bile yer kalır o kavanozda…
Sponsor: Cambly ► http://bit.ly/2m5RoIY (10 Dakika Ücretsiz Görüşme Referans Kodu: barisozcan)
Bugünkü videomun bir sponsoru var. Size İngilizce konuşmayı öğretecek bir sponsor. Herkesin taşı farklı, çakılı farklı dedik ya işte bazıları için İngilizce öğrenmek de bunun gibi bir şey. Kimisi için bir taş. Çünkü İngilizce konuşarak yeni arkadaşlar edinebilirsiniz. Hatta belki de hayat arkadaşı 😉 Kimisi için bir çakıl. Çünkü kariyerinizde ilerlemek ve başarılı olmak için İngilizce konuşabilmek çok önemli bir avantaj. İşte Cambly’nin İngilizce öğrenmek isteyenler için bir uygulaması var. Ana dili İngilizce olan eğitmenlerle dilediğiniz zaman dilediğiniz yerden “konuşarak” öğreniyorsunuz. İster grup derslerine katılıyorsunuz, isterseniz de tamamen size özel birebir dersler alıyorsunuz. Cambly, bu kanalın izleyicilerine ücretsiz bir başlangıç yapma imkanı da verdi. Açıklamalar bölümündeki linke tıklayarak bundan faydalanabilirsiniz. Eğer İngilizce öğrenmek hayatınızın önemli önceliklerinden biriyse artık bunu ertelemenize gerek kalmadı.
Geçen haftaki videoda Pazar sabahçılarına şişeden mesaj çıktı. Bu videoda Perşembe akşamcılarının kavanozuna taşları, çakılları, kumları doldurduk. Bakalım gelecek videoda bizi neler bekliyor? O zamana kadar hayatı dolu dolu yaşayın. Bir kavanoz hayata kaç taş sığar? sorusunun cevabını önceliklerinizde arayın.
“Bir kavanoz hayata kaç taş sığar?” için 10 yanıt
Su=doğallık=yalın
Bu gezinti mekanı neresi. Çok güzel.
New York’ta evimizin hemen arkasında akan bir ırmağın kenarı.
Etkili insanların 7 alışkanlığı eğitimlerinde video olarak paylaşılıyor hikaye. Yaratıcısı orada mevcut.
Merhaba. Bir doğa aşığı olarak videodaki yeri merak ettim. Tabii ki sadece yer değil güzel olan, her zamanki gibi video da. İçerik öğretici ve anlam yüklü. Hikayeyi çok önceden biliyorum. Benzeri düşüncedeki bir başka kitap da ‘Ye O Kurbağayı’ dır. Sevgi ve huzurla kalın…
New York’ta evimizin hemen arkasında akan bir ırmağın kenarı.
Selam Barış bey. Bu https://www.youtube.com/watch?v=5TbUxGZtwGI videola alakalı bir video hikaye hazırlaya bilirmisiniz? Sizin düşüncelerinizi bilmek isteriz. Bence siz daha iyisini yaparsınız.
Merhabalar Barış Bey videonun başlangıç kısmındaki müziği nasıl bulabilirim acaba? Ek olarak harika bir içerik ellerinize sağlık.
Merhaba, biz bu çalışmayı 2. sınıf öğrencilerimle zaman planlaması öncesi hayatımızdaki öncelikleri sıralama etkinliği olarak yaptık. Size görselleri nasıl ulaştırabilirim bilmiyorum ama hayat kavanozlarımız çok güzel oldu. İlham kaynağı olduğunuz için kendi adıma ve öğrencilerim adına çok teşekkür ederim.
Faydalı içerikler üreten nadir insanlardansınız Barış Bey.
Sizi tebrik ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum.