Size bir kötü, bir de iyi haberim var.
Kötü haber şu. Her an herhangi birimiz kanser olabiliriz. Daha da kötüsü akciğer kanseri hastalığına yakalanabiliriz. Haydaaa! Nereden çıktı şimdi bu konu diye düşünüyorsanız hemen söyleyeyim. Kasım ayı tüm dünyada ve Türkiye’de “Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı” olarak değerlendiriliyor. Kimin başına ne zaman ne geleceği belli olmaz. Dost acı söyler. Bir dostunuz olarak bu farkındalığı hep beraber kazanabilmemiz için bir kaç bilgi paylaşmak istiyorum şimdi sizlerle.
Öncelikle neden daha da kötüsü akciğer kanseri hastalığına yakalanabiliriz dedim? Çünkü en ölümcül kanser türü, akciğer kanseri. Her yıl en yaygın diğer iki kanser türü olan kolon ve mide kanserinden ölenlerin toplamından daha fazla kişi akciğer kanserinden ölüyor. Aynı zamanda en sık rastlanan kanser türü. Her 2,5 dakikada bir birisine akciğer kanseri tanısı konuluyor.
Peki insanlar neden kanser oluyor? Tam olarak bilmiyoruz.
Kanser hakkında bilim insanlarının geliştirdiği birbiriyle çelişen iki teori var ve her iki teori de önemli gerçekleri içeriyor. Yine de “metastaz” denilen kanser hücrelerinin yayılması süreci çok karmaşık. Ne yazık ki bugün bile bu konu hakkında cevaplanamamış pek çok soru var. Mesela doğuştan mı, sonradan mı tartışması bu alanda da yaşanıyor. Bilim insanları hem genetik hem de çevresel faktörleri inceleyerek bu süreci durdurmak için yöntemleri belirlemeye çalışıyor.
İşte size vereceğim iyi haber de bununla ilgili. Kanser araştırmaları konusunda filmlerde izlediğimiz sahnelerden genel olarak daha iyi durumdayız. Son 70 yılda kanserle ilgili çekilen 82 filmdeki hastaların sadece %37’si iyileşebildi. Oysa gerçekte pek çok kanser türü için hayatta kalma oranı giderek yükseliyor. Maalesef akciğer kanserinde bu oran hala çok düşük. 5 yıllık hayatta kalma oranı %18.6. Çünkü genellikle bu hasta gruplarında kanser teşhisi konulduğunda hastalık akciğer dışında yakın organlara da yayılmış oluyor. Yine de son yıllarda akciğer kanseri konusunda yapılan araştırmalarla kanserin biyolojisi daha iyi anlaşılmaya başlandı. Dolayısıyla yeni tedavi yöntemleri geliştiriliyor.
Kansere karşı savaş, sürekli bir mücadele gerektirir. Bu savaşı vermekte olan hastaların yanında, hasta olmamış kişilerin de bir şeyler yapması gerekir. Ne gibi?
- Araştırma: Kanser konusunda bilimsel araştırmalar ve çalışmaların yapılmasına hız vererek devam edilmeli. Özellikle Tıp Fakültesinde okuyan ya da bu alanda kariyer yapmak isteyen gençler için çok önemli bir çalışma sahası bu.
- Eğitim: Şu anda yapmaya çalıştığım şey bu. Eğer sizin de buna benzer basit bir eğitimi verebileceğiniz imkanınız varsa bir farkındalık kazandırabilirsiniz. Okullar başta olmak üzere bu konuda eğitim verilebilecek her platform bilhassa Kasım ayında değerlendirilmeli.
- Sağlık taraftarlığı: Sağlıklı yaşam konusunda herkese düşen görev bunun savunuculuğunu yapmak. Bilhassa akciğer kanserine sebep olan sigara konusunda tüm toplumu bilinçlendirmeye çalışmak. İşte hepimize düşen en önemli görevlerden biri bu.
Sigara, akciğer kanserlerinin %90’ından sorumlu. Ben sigara diyorum siz bunun yanına light sigarayı, pipoyu, puroyu, nargileyi de koyun. Tütün içeren tüm maddeler kanser riskini arttırıyor. İçenler sadece kendine zarar vermiyor. Sigara dumanına maruz kalanlar yani “pasif içiciler” de aynı şekilde risk altında.
Bakın akciğer kanseri 20. Yüzyılın başlarında nadir görülen bir hastalıktı. Bugünse dünyada en sık karşılaşılan kanser türü. Sağlık bakanlığımızın verilerine göre 10 akciğer hastasından 7 tanesi tütün sebebiyle hayatını kaybediyor.
Eğer uzun süredir devam eden bir öksürüğünüz varsa ya da kanlı balgam, nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü gibi belirtiler görüyorsanız mutlaka doktorunuza başvurun. Tanı konulması için sadece bu belirtiler yeterli değil elbette. Akciğer kanseri, ancak çekilen akciğer filmlerinden anlaşılabiliyor. Eğer böyle bir tanı konulursa, bunun tedavisi hastalığın evresine göre değişiyor. O yüzden dediğim gibi belirtileri görüyorsanız mutlaka doktorunuza başvurun.
Daha da iyisi bir “sağlık taraftarı” haline gelin. Tuttuğunuz futbol takımına bir de “sağlık takımı” diye bir şey ekleyin. Onun taraftarlığını yapın. Sigara içiyorsanız bırakma işini yarına ertelemeyin. Bir an önce bırakın ki hayat maçı uzatmalara kalsın. “Geleceğin Kısa Tarihi” diye bir video yapmıştım hatırlarsanız. Dünyada genel olarak sigara bırakma rüzgarları esiyor devletler bu konuda düzenlemeler yapıyor ve 2040 yılında zaten dünya nüfusunun %5’ten daha azı sigara içecek. Siz o zamana kadar beklemeyin. Çünkü ne kadar uzun süre içerseniz akciğer kanseri riskini de o kadar arttırmış oluyorsunuz.
Bırakmak konusunda zorlanıyorsanız bir de benim Zinciri Kırma yöntemini deneyin. Bugüne kadar pek çok kişi sigarayı bu yöntemle bıraktığına dair mesajlar gönderdi. Yani işe yarayan yöntemlerden biri. Hangi yöntemi tercih ederseniz edin ama hem kendiniz hem de aileniz ve çevreniz için bir an önce harekete geçin.
“Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı” için 4 yanıt
iyiki varsınız barış bey 😊
Barış abi yorumda kayıtlı mail adresinden birkaç defa mail atmıştım fakat cevap alamadım dönüş yapabilme olanağınız var mı ?
Barış abi yoruma kaydettiğim mail adresinden birkaç defa mail atmıştım fakat geri dönüş alamadım. mail ya da farklı bir yol ile iletişime geçme imkanımız var mı ?
güzel bir yazı elinize sağlık