Bu kişi Kane Tanaka, dünyanın en yaşlı kişisi idi. 119 yıl 107 gün yaşadıktan sonra geçen hafta hayatını kaybetti. Bu da Elon Musk, dünyanın en zengin kişisi hala. Aylarca mücadele ettikten sonra nihayet geçtiğimiz gün Twitter’ı satın aldı. 44 milyar dolara.
Birkaç aydır kurduğu farklı şirketler aracılığıyla epeyce bir hissesini satın alıp en büyük hissedar konumuna gelmişti. Daha sonra tüm şirketi satın almak için bir teklifte bulundu. Twitter önce buna karşı gelmeye çalıştı, hatta finans dünyasında “zehirli hap” denilen tekniklere bile başvurdu ama doğruya doğru. Elon “reddedilmesi çok zor” bir teklifle gelmişti. Sonuçta Twitter karlılık açısından öyle Facebook ya da YouTube gibi bir şirket değil. 44 milyar doları öyle bir kalemde başka kim verir ki?
Elon Musk Twitter’ın en aktif kullanıcılarından biri. Platformu o kadar çok önemsiyor ki onunla ilgili pek çok fikri, pek çok önerisi var. Adındaki “w” harfinin çıkarılmasından, San Francisco’daki merkez binasının evsizler için bir barınağa dönüştürülmesine kadar hemen her konuda fikrini beyan etti. En sonunda da gitti şirketi olduğu gibi satın aldı. Bu arada halka açık bir şirketin özelleştirilmesinden söz ediyoruz.
Peki n’olacak şimdi?
- İyi olacak
- Kötü olacak
- Değişen bir şey olmayacak
Buna cevap vermeye çalışmadan önce sosyal medya aleminde Twitter ne kadar önemli ya da önemsiz bir platform onu anlamaya çalışalım. Az önce de söylediğim gibi aylık aktif kullanıcı sayısı 3 milyara yaklaşan bir Facebook, ya da 2 milyarı geçen bir YouTube değil. Bırakın bu iki devi, kullanıcı sayısı açısından Instagram’dan, TikTok’dan, Telegram’dan, adını bile duymadığınız QQ’dan, Weibo’dan, Qzone’dan daha aşağıda, ta 17. sırada. Tahminlerimizden biraz daha aşağıda değil mi? Oysa çok daha “önemli” gözüküyor. Belki potansiyel oalrak gerçekten de öyle.
İşte bu satın alma “iyi olacak” diyenlerin başında elbette Elon Musk’ın kendisi geliyor. 13 Nisan’da teklifini ilettiği yönetim kuruluna yazdığı resmi mektuptaki son iki cümlesinden bunu anlıyoruz: “Twitter olağanüstü bir potansiyele sahip. Ben onun kilidini açacağım.” diyor.
Yönetim Kurulu başkanı Bret Taylor’ı kişisel olarak çok iyi hatırlıyorum, çünkü tüm zamanların en iyi sosyal medya sitesi olduğuna inandığım FriendFeed’i geliştirmişti. Fakat çok severek kullandığım FriendFeed’i 2009’da Facebook’a sattı ve Facebook da o siteyi aldıktan sonra tümüyle kapattı. Artık ikonik hale gelen “beğen” butonu FriendFeed’in mirasıdır. İlginç bir bilgi daha vereyim, FriendFeed’i dünyada en çok kullanan 3 ülkeden biri Türkiye’dir. Kaderin garip bir cilvesi olarak aynı Bret Taylor’un yönetim kurulu başkanı olduğu Twitter satıldı şimdi de… “Bu adam nereye gitse satıyor.” diye notumu aldım 🙂
Twitter’ın bir de meşhur bir kurucusu var @Jack. Jack Dorsey. O artık aktif oalrak Twitter’ın bir parçası değil ama yine de konuyla ilgili düşüncelerini bir şarkıyla paylaştı. Radiohead’den “Everything in it’s right place” gelsin dedi: Her şey yerli yerinde.
Bu paylaşım, elbette sembolik ve şifreli bir tweet. Teknolojinin yönettiği bir dünyada insan olmakla ilgili bir albümden seçilen şarkı olduğu için. “Bir şirket olarak Twitter her zaman benim tek sorunum ve en büyük pişmanlığım oldu.” diyor onu kuran Jack Dorsey. Şirketin halka açık hale geldiği için artık Wall Street’e ve dolayısıyla bir reklam modeline ait olduğunu söylüyor. Onu Wall Street’ten geri almanın doğru bir adım olduğunu düşünüyor. Kısaca Elon Musk’ın onu satın alarak özelleştirmesini destekliyor.
“Elon, güvendiğim tek çözüm.” diye yazmış. “Onun bilincin ışığını genişletme görevine güveniyorum.” Burada “bilinç” derken kastettiği Twitter. Onun “küresel bilinç”e en yakın şey olduğuna inanıyor. Bu çok enteresan bir düşünce ve onu açıkladığı 25 Nisan 2022 tarihinden çok önceleri ben de benzer şeyleri düşünüyordum. Dünya dev bir organizma olsaydı, üzerinde yaşayan insanlar da onun beyin hücreleri olurdu herhalde. Beyin nasıl çalışır? Hücreler arasında bağlantı kurarak. İşte fikirlerimizi adeta atomik ölçekte -en fazla 280 karakterlik- mesajcıklarla ifade ettikçe ve bu ifadeler karşılıklı etkileşime geçtikçe adeta devasa bir beynin hareketlenmeye başladığını görüyoruz. Sanki dünyanın zekası gelişiyor. Ama iyi yönde mi, ondan emin değilim. Sanırım Jack Dorsey’nin “global consciousness” derken kastettiği buna benzer bir şey. Peki Twitter ona en yakın şey midir, bence orası tartışmaya açık. Belki de bu satın alma sonrasında atılacak adımlarla gerçekten o hale gelebilir. Dolayısıyla başta söylediğimiz “a şıkkı” gerçekleşebilir.
Ama “b şıkkı” da olabilir. Sonuçta Elon Musk bazıları için Iron Man benzeri bir süper kahraman, bazıları için de Green Goblin benzeri bir süper kötü. Bu satın almanın sonuçları kötü olacak diyenlerin de haklı eleştirileri var. Twitter’ın tüm kontrolünü tek bir kişinin ellerine bırakmak, üstelik öylesine biri de değil, dünya ve hatta uzay çapında çeşitli ticari çıkarlara sahip birinin eline bırakmak son derece zararlıdır diyorlar.
Örneğin 2020’de Twitter, bazı Çin hesaplarını “devlet bağlantılı medya” olarak etiketlemeye başlayacağını söyledi. Ancak Elon Musk’ın CEO’su olduğu Tesla, Çin pazarında çok aktif ve iddialı. Şimdi Çin Devlet Başkanı, Elon’ı arayıp ondan bu etiketleri kaldırmasını istese ne olacak? Demokrasi, ifade özgürlüğü, propaganda gibi konularda daha çok tartışmalar göreceğiz önümüzdeki günlerde.
Peki Elon Musk, bu satın almadan sonra somut olarak neleri değiştirecek? Kendi söylediklerinden bazı tahminlerde bulunabiliriz.
Edit – düzenleme- butonu gelebilir
2019’da bu isteğini tweetlemişti. Nisan 2022’de katıldığı TED Konferansı’nda da bu düşüncesini söyledi. “Sadece kısa bir süre için bile olsa bir tweet attıktan sonra onu düzenleme özelliği gelmeli. Tüm retweetleri ve favorileri sıfırlayabilmeliyiz.” dedi.
Ayrıca düzenlediği bir ankete katılan 4,5 milyona yakın kişiden %73.6’sı bu özelliği desteklediğine dair oy verdi. Bu arada Twitter böyle bir özellikle ilgili yaklaşık 1 yıldır çalıştıklarını duyurdu.
Daha uzun tweetler yazılabilir
Twitter eski telefonlardaki mesaj kısıtlamasına da uygun olabilmek için 140 karakter sınırıyla ortaya çıkmıştı. 2017’de bunu iki katına 280 karaktere çıkardılar. Ancak Elon Muska’a göre bu da yeterli değil. “Twitter’ın uzun biçimli tweet’ler için çok gecikmiş olduğu”nu yazdı.
Bot’ların sonu gelebilir
Twitter’ın ve aslına bakarsanız pek çok sosyal medya mecrasının belki de en önemli problemi bot’lar. Yani insan olmayan kullanıcılar. Hadi ben buna bir de insan olamayan kullanıcıları ekleyeyim. Elon Musk satın almadan sonra sadece gerçek insanların sisteme giriş yapabilmesini sağlayacağını duyurdu.
Açık kaynaklı algoritma
En enterasan değişimlerden biri Twitter algoritmasının açık kaynaklı hale getirilmesi fikri. Elon Musk’a göre Twitter’ın şu andaki algoritmasının yanlılığı söz konusu ve bu problem ancak kaynak kodu açık hale getirilirse çözülebilir.
“Twitter algoritmasında yer alan fiili önyargının kamu söylemi üzerinde büyük bir etkisi olması konusunda endişeliyim.” diye bir paylaşım yaptı geçen ay. Sonra da şu soruyu sordu: “Gerçekten neler olduğunu nasıl bilebiliriz?”
İçerik moderasyonu
Twitter’ın içerik moderasyonu konusunda daha az sıkı olması yönünde değişiklikler gelebilir. Çünkü Elon Musk, Twitter’ın faaliyet gösterdiği ülkelerin yasalarına uyması gerektiğine ve aksi takdirde kullanıcıların konuşmalarını düzenlememesi gerektiğine inandığını söyledi.
Büyük teknoloji şirketleri her ne kadar objektif olmaya çalışsalar da belli bir dünya görüşüne sahipler. Dolayısıyla platformlarına getirdikleri kurallar bu görüşe uygun bir şekilde yapılanabiliyor. Ne demişti George Orwell “Hayvan Çiftliği” romanında? “Bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir.” İşte sosyal medyada da “herkes özgürce konuşabilir ama bazıları daha özgürce konuşabilir.” diyebilir miyiz?
Elon Musk “özgür konuşma”dan söz ederken şöyle bir benzetme yapıyor: “Sevmediğin birinin sevmediğin bir şeyi söylemesine izin var mı? Eğer durum buysa, o zaman özgür konuşmamız var. Çok can sıkıcı, ama bu sağlıklı, işleyen bir özgür konuşma durumunun işaretidir.”
Ona göre konu gri bir alansa, tweet’in var olmasına izin verilmeli. “Bir şeyleri silmekte çok isteksiz olmak ve kalıcı yasaklarda da çok dikkatli olmak gerektiğini düşünüyor. “Böyle bir yasaklama yerine zaman aşımları daha iyidir.” diyor. Bu konu özellikle ABD’de önemli çünkü Twitter, eski başkan Trump’ın tweetlerini platform kurallarına uymadığı gerekçesiyle yasaklamıştı.
Arada herhangi bir bağlantı kurmaya çalışmayalım ama Elon Musk aynı başkanın döneminde dünyanın en zengin 34. kişisinden dünyanın en zengin kişisi haline geldi. Tarihte servetini bu kadar hızlı arttıran başka bir kişi var mı bilmiyorum. Ama onun attığı tüm tweetleri analiz eden bir datasete göre 2018’e kadar çok sık kullanmıyormuş. 2013 baharında birdenbire aylık tweet sayısı 100’ü geçiyor. Ne tesadüf ki aynı hafta Tesla hisseleri %40 değer kazanıyor. 2018’den itibaren aylık tweet sayısı 300’leri geçiyor. Düşünün iki büyük şirketin yöneticisisiniz ve yine de günde ortalama 10 kez Twitter kullanıyorsunuz. Zaten tam da 2018’den sonra şirketlerinin değeri ve dolayısıyla kişisel serveti de attığı tweetlerle doğru orantılı olarak artıyor. Twitter, sizin için benim için o kadar önemli olmayabilir ama Elon Musk için önemli olduğu kesin.
Aslına bakarsanız dünyada güç ve servet sahibi olan herkes için medya çok önemli bir güç. Daha önceki en zengin Jeff Bezos da bir gazeteyi satın almıştı yıllar önce. Bir gazeteyi ya da Twitter gibi bir sosyal medya platformunu satın almak ticari açıdan çok mantıklı bir karar gibi gözükmeyebilir ama dolaylı olarak çok stratejik kararlar olduğunu atlamamak lazım.
Ben daha da ileriye gidip komplo sınırını geçip teoriler üretmeyeceğim ve hatta “kişilerin beyanı esastır” prensibinden hareketle Elon Musk’ın kendi sözlerini de aktaracağım: “Bu para kazanmanın bir yolu değil.” diyor. “Benim güçlü sezgisel anlayışım, azami derecede güvenilir ve geniş kapsamlı kapsayıcı bir kamu platformuna sahip olmanın medeniyetin geleceği için son derece önemli olduğudur. Ekonomi ile hiç ilgilenmiyorum.”
Tüm projelerini medeniyetin daha iyi bir geleceğe sahip olması niyetiyle yaptığını söyleyen bir kişi için bu söylem gayet tutarlı gözüküyor. İnanıp inanmamak size kalmış. Konuyla ilgili a, b ya da c şıklarından birini seçmek serbest.
Sonuçta yaşayacağımız en fazla 119 yıl. Geçen hafta hayatını kaybeden dünyanın en yaşlı kişisi Kane Tanaka o kadar yaşadı. Onun doğduğu yıl Wright Kardeşler ilk kez bir uçağı havalandırmıştı. Kalkış, o kalkış. Öldüğü yıl dünyanın en büyük ve en güçlü roketlerini yapıp Mars’a koloni kurmayı hayal eden Elon Musk Twitter’ı satın aldı. Galiba bütün mesele bu ve benzeri noktaları birleştirip zamanın okunun yöneldiği doğrultuyu görebilmek. Twitter gerçekten de onu kuran Jack Dorsey’in dediği gibi küresel bilince en yakın şeyse, sanırım bize düşen bu bilincin travmatik bir şekilde kararmasına değil de ışımasına destek olacak şekilde o bilinçteki yerimizi belirlemek.
“Elon Musk Twitter’ı neden aldı?” için 2 yanıt
Baris abi outrodaki muzigin ismini sorabilirmiyim? 🙂
Barış abi tekrardan kitap öneri videosu atacak mısın?