Bu videonun başlığını TOGG sedan siparişimi verdim şeklinde koymak istiyordum ama henüz sipariş alınmaya başlanmadığı için sembolik olarak bunu yapmış olalım. Konumuz Türkiye’nin otomobili TOGG. Aslında konumuzun bu olacağını ben bile bilmiyordum. Normalde 2019’da izlediğim en iyi filmler konusunda konuşup ne zamandır ihmal ettiğim sanat başlığında bir içerik üretecektim. Ancak hafta içi muhtemelen çoğunuzun da sosyal medyadan takip ettiği gibi yeni bir otomobilin lansmanı duyuruları yapılmaya başlandı. Ve nihayet Cuma günü yapılan törenle bir değil iki otomobil prototipi birden tanıtıldı. Dolayısıyla ben de elimden geldiği kadar hızlı bir şekilde bu içeriği hazırlamaya çalıştım.
Kategori: Teknoloji
Bugün evimizi nasıl akıllı hale getirdiğimizi anlatacağım. Üstelik bunu pratik örneklerle de göstereceğim ama önce biraz teorik bilgi vermek istiyorum.
Nesnelerin interneti diye bir kavram duydunuz mu hiç? Internet of Things (ya da kısaca IoT) de deniyor. Daha 20 yıl önce 1999’da ortaya atılan bir kavram bu. İnternetin ilk yıllarında ona sadece bilgisayarlar bağlanıyordu. Sonradan cep telefonları, tabletler gibi başka cihazlar da ortaya çıkmaya başladı ve bunlar da internete bağlandı. Günümüzde internete bağlanan cihazların sayısı ve çeşitliliği o kadar arttı ki artık onları görünce şaşırır hale geldik.
Neden 8K video yaptın? Biz 720p bile izleyemiyoruz! Son yayınladığım 3 bölümlük video serisiyle ilgili gerek videonun altındaki yorumlardan ve gerekse sosyal medyadan en çok aldığım tepki bu ve benzerleri oldu. Ben yavaş yavaş haftasonu Pazar günü yayınlayacağım “Zinciri Kırma” videosunu hazırlamaya çalışırken bir yandan da bu yorumlar ardı arkası kesilmeden gelmeye devam etti. O yüzden ben de bir açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Araya böyle bir videoyu hiç aklımda, planlarımda yokken yapıp koyuyorum şimdi. Bazı kısımlarda teknik açıklamalara gireceğim, bu kısımlar video içerik üreticisi olmaya çalışan arkadaşların ilgisini çekebilir ama bence bunun dışında konunun herkesi ilgilendiren sosyolojik bir boyutu var, ona da değineceğim.
2000’li yıllarda uzaya roket gönderme konusunda en heyecan verici isim bugüne kadar SpaceX oldu. Çünkü geçen yüzyılda ancak çok büyük devletlerin ya da uluslararası organizasyonların başarabildiği bir işi ilk kez özel bir şirket de başarmıştı. Üstüne üstlük uzaya gönderdiği roketleri son derece yenilikçi yöntemlerle geri getirip, tekrar tekrar kullanarak maliyetleri düşürmüştü. Kısa sürede onun açtığı bu yoldan başka özel şirketler de yürümeye başladı. Bu şirketlerin hepsi de çok büyük ve güçlü şirketler.
Bir saniye…
Şu formu bir doldurayım…
…ve siparişi ver… meden önce neler olduğunu bir anlatayım size…
Geçtiğimiz Perşembe günü Tesla bir etkinlik düzenledi. TSİ sabaha karşı olduğu için canlı olarak yayınlamadım ama canlı olarak takip ettim.
Bilmeyenler için Tesla sadece elektrikli otomobiller üreten bir firma. Kurucusu ve sahibi de Elon Musk. Daha önce hem Elon Musk konusunda hem de Tesla konusunda bu kanalda çeşitli videolar hazırladım ve yaklaşık 1 yıldan beri de bir Model 3 kullanıcısıyım. Hem elektrikli araç teknolojilerini hem de Tesla’yı yakından takip etmeye çalışıyorum. Dolayısıyla uzun süreden beri beklenen yeni bir Tesla aracının -bir Tesla kamyonetinin- açıklanacağı bu etkinliği büyük bir heyecanla izlemeye başladım.
Hababam sınıfında bir “Külyutmaz öğretmen” vardı ya… Onun sınıfında dalga geçmek, kopya çekmek imkansızdı hani. Öğrencilerin dikkatini başka yerlere vermemesi için adamcağız sıraların üstüne çıkıp dolaşırdı.
- Sağa bakmak yok! Sola bakmak yok! Sen, dön önüne! Sen, kımıldama! Gözünü önünden ayırma! Yutmam! Yutmam! Kimse yutturamaz bana! Ben kül yutmam!
İşte bu külyutmaz öğretmen 42 yıl önce değil de bugün yaşasaydı, böyle sıraların üstüne çıkıp dolaşmasına gerek kalmazdı. Tek yapması gereken internette Çin’deki alışveriş sitelerinden birine girip 2999 yuana şu kafa bandını sipariş etmek olurdu. Sonra da bunu öğrencilerin kafasına geçirdi mi tamamdır.