Çeyrek asırdan uzun bir süredir aktif olarak teknoloji dünyasının içindeyim ama bu süre içerisinde hiçbir kelimenin “Metaverse” kadar hızlı yayıldığına tanık olmadım. “Öte evren” anlamına gelen bu kelime aslında gerçek evrene bu yönüyle benziyor. Çünkü gerçek evrenin de Big Bang’den sonra bir balon gibi hızla genişlemeye başladığı düşünülüyor. Peki “metaverse” bir balon mu? Eğer öyleyse bu balona ilk ve en güçlü nefeslerden birini vermiş kişi olarak karışık duygular içerisindeyim. Nerede bu metaverse? Kelimenin hayatımıza yoğun bir şekilde girmesinden 6 ay sonra bugün itibariyle konuya kendi bakış açımı sizlerle paylaşmak isterim.
Önce bu kanalla ilk kez karşılaşanlar için neden o ilk ve en güçlü nefesi verenlerden olduğumu söyleyeyim. Geçtiğimiz yılın başlarında bu konu henüz gündemde değilken katıldığım bazı etkinliklerin kulislerinde bu kelimenin sıkça konuşulmaya başladığını duydum. Konuyu araştırınca her zaman “next big thing – yeni büyük şey”in peşinde olan pek çok girişimcinin, büyük teknoloji şirketlerinin bu yeni vizyona odaklanmaya başladıklarını fark ettim. Bu kanalda teknolojik yenilikleri ana iletişim dili Türkçe olan siz değerli izleyicilerimle paylaşmayı önemli bir misyon olarak gördüğüm için de bunu bir video hikayeye dönüştürmeye karar verdim. Çünkü o dönemde neredeyse hiç kimse böyle bir içerik hazırlamamıştı. Sadece Türkçe değil, İngilizce olarak da… Zaten videoyu yayına verdiğim Eylül ayında YouTube’da “metaverse” kelimesini aradığınızda tüm diller içerisinde en çok izlenen video haline geldi. Aradan yarım yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen YouTube shorts formatını hariç tutacak olursak hala tüm dillerde en çok izlenen 10 video arasında… Türkçe bir video var. Teknik olarak 8K çözünürlüğündeki tek video. Bu iki şeyi gösteriyor. Merak ve ilgi. Sadece benim merakım değil aynı zamanda sizin merakınız ve gösterdiğiniz ilgi. Fakat hikayemiz böyle romantik bir şekilde, karşılıklı iltifatlarla ilerlemeyecek. Filmlerde, hikayelerde şaşırtıcı bir twist olur ya… Beklenmedik bir büküm noktası, bir dönüşüm görürüz. Ben de kafa karışıklığımızı azaltabilmek için kavramları dönüştürerek düşünelim diyorum.
“Metaverse”ü anlamak için onu döndürüp “Versemeta” diyelim.
Ben o videonun kapak görseline “bu kelimeyi çok duyacaksınız” deyip “Metaverse” balonuna çok güçlü bir nefes verdikten sonra kulislerde konuşulan o teknoloji devleri adımlarını tek tek atmaya başladı. Beni bile şaşırtacak derecede hızlı ve güçlü adımlardı bunlar. İlki beklendiği gibi Facebook’tan geldi. Ekim’de tüm şirketlerini “Meta” çatısı altında toplayıp konuyla ilgili vizyonlarını aktardılar. Ardından Kasım’da Jack Dorsey kendi kurduğu Twitter’daki CEO’luk görevinden istifa etti ve o da aralarında TIDAL gibi bir müzik servisi ve SQUARE gibi bir ödeme sisteminin de olduğu çeşitli şirketleri bir çatı altında toplayıp adına “Block” dedi.
Örüntüyü görmeye başladık mı? Facebook’u kuranlar “Metaverse”ün “Meta”sını, Twitter’ı kuranlar “Blockchain”in “Block”unu doğrudan sahiplenmeye başladı. Bunlar kavramsal sahiplenmeler ve bunları sahiplenenler en fazla çeyrek asırlık şirketler.
Daha sonra ne oldu biliyor musunuz? Yarım asırlık bir şirket kendi tarihinin en büyük satın almasını yaptı. Geçtiğimiz ay Ocak’ta Microsoft, yaklaşık 69 milyar dolara Activision Blizzard şirketini satın aldı. Bir oyun şirketini! Microsoft! Bir oyun şirketine… 69 milyar dolar ödedi. Bu nasıl bir bütçe biliyor musunuz? Dünyadaki 211 ülkeden 135 tanesinin gayri safi yurtiçi hasılasından daha yüksek. Salt ekonomik ifadelerle konuşacak olursak 135 ülkenin 1 yıl içerisinde ürettikleri değer, satın alınan bu şirketin ürettiği ekonomik değerden daha az.
Peki yıllarca iş hayatına yatırım yapan bir şirket neden en büyük yatırımını oyunlara yaptı? Çünkü hayat giderek oyunlaşıyor. Oyunlar hayata, hayat oyunlara yaklaşıyor. İşte ikinci “twist”imiz, hikayemizdeki ikinci dönemeç bu.
Geleceği görmek istiyorsak oyun hayatına bakmalıyız. Çünkü gelecekte hayat oyunu ona daha çok benzeyecek.
Ben bu içeriği hazırlarken 10 yaşındaki oğlum bilgisayar ekranımda sabitlenmiş olan onlarca tarayıcı sekmesi içerisinden bir tanesinin ikonunu görünce şu soruyu sordu:
- Baba, neden bilgisayarında Roblox açık?
Gizli gizli oyun oynarken yakalanmıştım 🙂 Şaka tabiki, Roblox oyunları bana göre değil. Ben Minecraft’çıyım 🙂 Roblox sekmesi bilgisayarımda açıktı, çünkü onların 2021 yılı verilerini okuyordum. Bilmeyenler için Roblox, çok oyunlu ve çok oyunculu pek çok platformdan sadece biri. Geçen yıl Nisan ayında 202 milyon kişi burada vakit geçirmiş. Türkiye nüfusunun 2,5 katı kadar kalabalık bir nüfusu olan sanal bir ülke gibi düşünebilirsiniz. Buna rağmen en çok oyunculu oyun platformları listesinde sadece 16. sırada. Milyardan fazla oyuncusu olan oyun platformları da var. İnternet sitelerinin kullanıcı sayılarını ülkelerle karşılaştırmak yeni bir akım değil, zaten raporun o kısmından çok başka bir ayrıntısı dikkatimi çekti. Bu kullanıcıların davranış biçimleri…
2021’de Roblox topluluğu tarafından 25 milyon sanal öğe oluşturulmuş. 5,8 milyar sanal öğe ücretsiz ya da ücretli olarak el değiştirmiş. 165 milyar kez avatar güncellemesi yapılmış. Bu ne demek biliyor musunuz? Şu anda öyle bir sanal ülke var ki, milyonlarca kişi hemen her gün oraya gidip sanal görünüşlerini değiştiriyor. Vücut ve yüzlerinin yapısına karar verdikten sonra yeni kıyafetler ve aksesuarlarla görünümlerini güncelliyor. Hadi buraya sanal ülke demeyelim de sanal evren – virtual universe diyelim. Hadi daha da kısaltıp sadece verse diyelim.
Nerede bu metaverse? sorusunun en somut yanıtlarından biri Roblox. Ama o metaverse değil ki! Evet değil, biliyorum. Ama artık sadece bir oyun platformu da değil. Adına “versemeta” diyelim o zaman, yeter ki kullanıcı davranışlarını anlayalım. Çünkü böyle bir değil, birden fazla yer var artık. Milyon değil, milyarlarca genç insan yeni davranış kalıplarını benimsiyor. Biz adına her ne dersek diyelim.
Şimdi bunun çok çarpıcı bir örneğini vereyim. Modanın en lüks markalarından biri olan Gucci, Mayıs ayında Roblox’ta sanal bir bahçe açtı. Gucci, Roblox’ta? Neden acaba? 165 milyar kez avatar güncellemesi yapan, onları sanal aksesuarlarla süsleyen bir metaverse -pardon versemeta- olduğunu söylemiş miydim oranın? Sadece bu aksesuarların 5,8 milyar kez el değiştirdiğini? Bunları yaparken kendi para birimlerini kullandıklarını atlamış olabilirim. İşte Gucci’nin Roblox’ta açtığı bahçede şu çanta 350.000 Robux’a yani 4115$’a satıldı! Çantanın gerçeği 3400$, al sana bir “twist” daha! Fakat gerçeğinden daha pahalı bir fiyata bunu alan kişi onu sadece Roblox evreninde kullanabilir. Onu başka bir platforma transfer edemez. Böyle bir sanal değere yatırım yapmış olduğunu Roblox dışında ispat edemez. Keşke dijital bir varlığın benzersiz olduğunu ve bu nedenle birbirinin yerine geçemeyeceğini onaylayan, böyle bloklar halinde kayıtların bir zincir gibi tutulduğu dijital bir defter olsaydı da orada bunun kaydı yapılabilseydi… Bir dakika! Az önce blokzincir ve NFT mi demeye çalıştım yoksa?
Gördüğünüz gibi bazı kavramlar durup dururken uydurulmuyor. Zaten var olan trendlerin analiziyle ortaya çıkıyor. Milyonlarca insan zaten sanal evrenlerde yani “verse”lerde vakit geçirmeye başlamıştı. Birinden diğerine geçiş yapılamaz mı? Birinden alınan Gucci çanta diğerine taşınamaz mı? gibi sorulara yanıt arayanlar bir şekilde metaverse, blokzincir, NFT gibi kavramlarda buluşmaya başladı. Tıpkı bir zamanlar sadece büyük şirketlerde ya da üniversitelerde var olan bilgisayar ağlarının yani “net”lerin birleşerek internete dönüşmesi ve herkese ulaşması gibi. O zamanlar da internet ne işe yarar, nerede bu internet tartışmaları yaşanıyordu.
Gelelim işin problemli kısmına… Bu dönüşüm daha yeni başladı. Ama pek çok kişi bitmiş gibi davranıyor. Ortada bölük pörçük verse’ler var. Ama pek çok kişi metaverse’ü bildiğini ya da bulduğunu sanıyor. Bi durun bakalım. Tamam belki buralar çok değerlenecek… Ama nasıl?
Bizlerin dünyada göreceli olarak yatkın olduğu bazı teknoloji alanları var. Bunlardan biri de finansal teknolojiler. Kısaca “fintech.” Bu yatkınlığın en önemli göstergelerinden biri de kripto varlıklara duyduğumuz ilgi. Zaten benim yaptığım o videonun çok ilgi görmesinin arkasında da aynı ilgi var. Türkiye son birkaç yıldır bu konuda Dünyada ilk 10 ülkeden biri. 2021 verilerine göre neredeyse 4-5 kişiden biri kripto varlıklara yatırım yapmış. Videonun başında merak ve ilgi demiştim ya işin finans kısmında bu merak ve ilgiyi rahatlıkla görebiliyoruz.
Şimdi bu ilgiyi teknolojiye de yöneltmenin tam zamanı. Size üçüncü bir “twist” yapacağım. “Fintech” olarak değil “techfin” olarak düşünün. Finansal kazançlardan önce teknolojik yatırımları önemseyin.
Aslında bu konuda da potansiyelimiz olduğunu söyleyebilirim. 2021’de Roblox’taki aktif geliştiriciler arasında ilk 10 ülkeden biri olarak gözüküyoruz. “Oyuncular” demiyorum bakın “geliştiriciler” diyorum. Geçen yıl orada üretilen 25 milyon sanal varlığı geliştiren en aktif ülkeler arasındayız.
Peki ya bu potansiyeli başkalarının kurduğu bir platformda değil de kendi kuracağımız sanal platformlarda değerlendirsek? Dünyaya sanal ortamda açılsak? Akıllı kontratlar geliştirsek? Merkeziyetsiz finans platformları yapsak? NFT marketleri kursak?
Merkeziyetsiz finans platformu deyince geçtiğimiz yıl bu kanalda ilgili videolara destek olan Paribu çok anlamlı yeni bir adım attı. Paribu Net’i hayata geçirdi. Paribu Net, yarının blokzincir projesi. Dolayısıyla Paribu da artık sadece bir kripto para işlem platformu değil, aynı zamanda bir teknoloji firması.
Paribu Net, akıllı kontratlar ve dağıtık uygulamalar (DApps) geliştirilebilen bir blokzincir. Bu teknolojinin zayıf noktalarını çözmeye odaklanmış. Örneğin daha hızlı olabilmek için 5 saniyede bir blok üretme ve işlemler için minimum bekleme süresi vaad ediyor. Aynı zamanda yüksek blok büyüklüğü ile her blokta daha fazla işlem sonuçlandırılabiliyor (yani ölçeklenebilir) ve en gelişmiş ve güncel şifreleme standartlarıyla güvenli işlem gerçekleştirilebiliyor (yani güvenli). Ayrıca tüm işlemler için düşük ağ ücreti hedefleniyor.
Paribu Net ekosistemi kendi “coin”ine de sahip olacak. Paribu Coin (PRB) ile ağ üzerinde gerçekleşen tüm akıllı kontrat işlemleri ve transfer ücretleri ödenebilecek. İsteyen ağ katılımcıları “stake etme” özelliğiyle onaylayıcı olarak konumlanabilecek.
Paribu Net’in ağ ekonomisini ve yol haritasını görebileceğiniz net.paribu.com adresini ziyaret ederek “Whitepaper” ve “Lightpaper”ları incelemenizi tavsiye ederim. Yakında üzerinde çeşitli uygulamalar geliştirmek üzere test ağında çalışmalar yapmaya da başlayabilirsiniz.
Trendleri okuyabilmek için kavramları aynadan yansıtmak lazım. Ben öyle yaparak geleceğin dünyasını anlamaya çalışıyorum.
Fintech vs. Techfin.
Hayat oyunu vs. Oyun hayatı.
Metaverse vs. Versemeta
2021’de Roblox’ta geliştirme yapanlar arasında en aktif ülkelerden biri olduğumuzu söylemiştim. Bizim evde bu konuda en aktif kişi 10 yaşındaki oğlum. Orada ya da Minecraft’ta arkadaşlarıyla buluşup vakit geçiriyorlar. Roblox’ta sadece geçen yıl oluşturulan 25 milyon sanal öğeyi kim tasarlıyor sanıyorsunuz? Bugünün çocukları, gençleri. Kendi evrenlerini “versemeta”larını yapıyorlar. Yarın onlar büyüdüğünde alışkanlıkları da büyüyecek, birleşecek ve “metaverse”e dönüşecek.
Filmin sonundaki sürpriz dönüşümlere, twistlere hazırlıksız yakalanmak istemiyorsanız tanımlara takılmayın. Gerekirse onlara aynadan bakın.
“Metaverse’ü anlama rehberi: Metaverse vs. Versemeta” için bir yanıt
Metaverse face maker i incelemenizi tavsiye ederim. Kanalınız için güzel bir içerik olur. Metaverse için kendi 3 boyutlu avatarınızı NFT olarak soğuk cüzdanınıza ekleyip oyun sanal toplantı gibi metaverse platformlarında kendi görüntünüzle yer alabiliyorsunuz. metaversefacemaker.com