Birazdan size bir video linki vereceğim. Telif hakları nedeniyle buradan gösteremiyorum. Daha önce görmüş olsanız bile dikkatle izlemenizi istiyorum. Videoda iki takım var. Beyaz giyenler ve siyah giyenler. Beyaz giyen takımın kaç pas attığını saymanızı istiyorum. Ama çok dikkat edin tam olarak kaç pas attığını doğru bir şekilde saymalısınız. Gözünüzden hiçbir şey kaçmamalı. Anlaştık mı? O halde ekrandaki QR kodunu kullanarak videoyu izleyin bakalım. Sonra burada buluşup üzerinde konuşacağız.
Yarın uzaylılar Dünya’ya gelse, en büyük problemimiz ne olurdu? Onlarla konuşmak!
Nasıl konuşacağız? Ne diyeceğiz? Kim konuşacak? Sınıf başkanı mı?
2010 yılında Birleşmiş Milletler’in yaptığı gizli bir toplantıya dair dedikodular yayıldı. Bu toplantıda, uzaylılar Dünya’ya geldiklerinde, onlarla kimin görüşeceği konuşuldu. Ve bir kişi seçildi: Malezyalı astrofizikçi Mazlan Othman. Tabii kendisi böyle bir şeyin görüşülmediğini söyleyerek iddiaları yalanladı. Ama gerçek şu ki, insanlık çok uzun bir zamandır uzaylıları merak ediyor. Yıllardır SETI (Search for Extraterrestrial Intelligence) projesi kapsamında uzayda akıllı yaşam arıyor. Tamam şimdiye kadar herhangi bir şey bulamadık. Peki ya bir gün böyle bir durum yaşanırsa?
Cybertruck’la ilgili düşüncelerim yıllar içinde çok değişti. Borsa gibi bazen yukarı yönlü, bazen de aşağı yönlü hareketler sergiledi. Ama bu düşüncelerimin hepsi de onu bir ekranın arkasından, uzaktan izlerken oluştu. 4,5 yıl önce ilk kez tanıtıldığında da, 6 ay önce ilk kez fabrikadan çıktığında da… Kendisini yakından görmek ve sürmekse bambaşka bir şey. Önce görmekten başlayalım.
Tasarım. Ben onu ilk gördüğümden beri çok beğeniyorum. Evet çok iddialı, sert, köşeli, keskin, düz hatlara sahip ve zaten o yüzden geleceği hissettiriyor. Geleceğe dönüşten çıkmış gibi.
Bu gümüş tepsinin içerisinde geleceğin yiyeceği var. Belki hepimiz olmasa da gelecekte çoğumuz, bunun içindeki şeyi yiyeceğiz… Çünkü bu tepsinin içinde neredeyse herkesin et yiyebildiği ama hiçbir canlıya zarar gelmediği bir dünya var. Evet böyle bir dünya mümkün ve çoktan gerçekleşmeye başladı bile. Nasıl mı? Yaklaşın… Sizi şimdi bu dünyanın içine götüreceğim.
Aslında başlarda hiç kafaya takmıyorduk. Çoğu topluluk ufak yerleşkelerden oluşuyordu. Gerektiği kadar avcılık, toplayıcılık yapıyorduk. Geliştikçe, yerleşik hayata geçtikçe tarımcılık, hayvancılık da başladı. Fakat şehirlerimiz hala çok büyük değildi. İhtiyacımız olduğu kadar tarım ve hayvancılık yeterli oluyordu. Nüfus o kadar azdı ki, dünyaya hüküm süren tür de olsak pek fazla bir etkimiz yoktu.
Apple’ın Yapay Zekası: Apple Intelligence
Apple yapay zekayı nasıl kullanacak? Kendi ekosistemine nasıl entegre edecek? Telefonda, tablette, bilgisayarda yapay zekanın yeri ne olacak? Merakla beklenen bu soruların cevabı nihayet açıklığa kavuştu. Bu hafta başlayan yazılım geliştiricileri konferansının açılışında dünyanın en büyük donanım ve yazılım üreticilerinden birinin daha yapay zekaya ilişkin stratejisini öğrendik.
Yazılım geliştiricileri konferansı ya da kısa ve stilize adıyla WWDC’de pek çok yenilik duyuruldu. Mesela artık telefon ekranındaki ikonların ve widgetların yerini özgürce düzenleyebiliyorsunuz. Ya da kilit ekranındaki kamera ve el fenerini değiştirebiliyorsunuz. iOS kullanıcıları artık özgürsünüz. Androidçiler size hoş geldin 2024 diyor 🙂
Uzun süredir bir dizi tavsiyesi yapmıyordum ama bir yandan da çok güzel diziler izlemeye devam ediyorum, çok güzel diziler keşfediyorum. Bu videoda onları sizlerle de paylaşmak istedim. Hiç spoiler olmayacak merak etmeyin. Kısaca konularından bahsedip neden önemli olduklarına değineceğim. Başka bazı dizilerle kıyaslayacağım. Ne kadar zaman ayırmanız gerektiğinden söz edip geçeceğim. Listede her türden dizi var: gerilim, bilim kurgu, dram ve tabiki komedi türünde. Yeni çıkan güncel diziler olduğu gibi, klasikleşmiş eski ama kaliteli yapımlar da var. Bakalım hangileri ilginizi çekecek? Hangilerini izlediniz, ve sizin yorumunuz ne oldu? Onları da merak ediyorum ve listemize yılın en görkemli dizisiyle başlıyorum.