Hayaa… Fışttt… Eğer yeterince pratik yaparsam… Sanki bu kılıcı ışık hızından bile hızlı savurabilirim. İnanmıyor musunuz? Bakın göstereyim. Elimle kılıcı çevirdiğim zaman, kılıç bir bütün olarak dönüyor. Aynı açıda döndüğü için, uç kısmı, elime yakın olan kısmından daha çok yol katediyor. Yani uç kısmı daha hızlı hareket ediyor. Ne kadar uzakta, o kadar hızlı. O halde yeterince uzun bir kılıç alırsam… Ucundaki hız ışık hızını geçebilir. İnanmadınız mı? İnanmadıysanız haklısınız. “Işık hızını nasıl aşabiliriz?” diye düşünenlerin aklına gelen belki de ilk örnek budur. Bu şekilde kılıcı savurarak ışık hızını aşmanız mümkün değil. Nedenlerini söyleyeceğim. Ama birazdan anlatacağım ışık hızını aşmanın üç farklı yolundan birinde, bu kılıcı kullanarak ışık hızını aşmanın gerçek bir yöntemini göstereceğim. Üstelik bunların hiçbiri Einstein’ın özel görelilik teorisine aykırı değil.
Bazen böyle renkli kurdeleler görürsünüz. Bunların anlamı ne biliyor musunuz? Mesela bu kurdele: Turuncu. Lösemi farkındalığının rengi.
Turuncu renk, lösemiden etkilenen kişiler, onların aileleri ve tüm sağlık camiası için umut ve dayanışmanın sembolü. Ve bu videonun yayına girdiği hafta da “Lösemili Çocuklar Haftası” olarak bunu bir sembolün ötesine taşımaya çalışıyor. Lösemili Çocuklar Vakfı LÖSEV tarafından yapılan faaliyetler, bize erken teşhisin, araştırmanın ve tedavi seçeneklerinin önemini hatırlatıyor.
Bir melodi düşünün…
Her nota, tıpkı bir sayı gibi. Tek başına basit, ama bir araya geldiklerinde…
Mozart’ın dehasını bundan 250 yıl önce bu notalar taşıdı bize. Peki ya bugün? Bugün size başka bir dehanın hikâyesini anlatacağım. O da tıpkı Mozart gibi çocuk yaşta keşfedildi. O da tıpkı Mozart gibi kendi dilini, matematiğin dilini, ana dili gibi konuşuyor.
Ve işin en güzel yanı… O, aramızda yaşıyor.
—
Viyana’nın sokaklarında bir çocuğun parmakları piyanoda dans ederken, iki yüzyıl sonra Avustralya’nın bir köşesinde başka bir çocuk kalemini kağıda değdiriyordu. Biri notalarla konuşurken, diğeri sayılarla fısıldıyordu. Mozart nasıl müziğin dilini ana dili gibi konuştuysa, Terry Tao da matematiğin evrensel alfabesini daha beşikte öğrenmeye başlamıştı.
Büyük Giza Piramidi… Yapımından 4500 yıl sonra bile ayakta duran ve hala keşfedilmeyi bekleyen gizemlerle dolu, Dünya’nın 7 harikasından biri. Bir arkeoloji madeni… Ve ondan da öte, bugün bile duruşuyla bizi etkileyen bir yapıt.
Fakat Dünya’nın diğer 6 Harikası’nı hatırlıyor musunuz? Şöyle bir düşünün bakalım.
Babil’in asma bahçeleri. Rivayete göre Kral Nebuchadnezzar II tarafından, memleketinin yeşilliklerini özleyen Kraliçe Amytis için yaptırılmış.
Hiç Kimsenin Doğru Çözemediği Soru
Bu para, bu paranın etrafında kaç tur döner? 1… 2…
Çok basit bir soru ne kadar zor olabilir? Şimdi size buna çok benzer başka bir soru göstereceğim, birbirine eşit iki para yerine biri diğerinin üç katı olan iki daire var bu soruda ve bunu kimse doğru cevaplayamadı. Bakalım siz cevaplayabilecek misiniz? Soru şöyle:
Şu gördüğünüz şekilde B dairesinin yarıçapı, A dairesinin yarıçapının üç katıdır. Gösterilen pozisyondan başlayarak A dairesi, B’nin etrafında yuvarlanıyor. A dairesi aynı konuma geldiğinde, B’nin etrafında kaç tur atmış olur?
“Sizden daha zeki bir şeyi kontrol edemezsiniz.”
“İnsanların bunun çok ciddi bir problem olduğunu bilmesini istiyorum.”
“Yapmak istediklerini bize yaptırmak için insanları nasıl manipüle edeceğini çözecek, çünkü bizden öğreniyor.”
Bu sözler 2024 Nobel Fizik ödülünü alan iki isimden biri olan Geoffrey Hinton’a ait. Ödülü paylaştığı John Hopfield ile birlikte bugün yapay zeka olarak adlandırdığımız nöral ağların kaşifleri, büyükbabaları “godfather”ları olarak kabul ediliyorlar. Bu yüzden de Nobel Fizik ödülüne layık görüldüler. Evet “fizik” ödülü… Pek de fizikle alakası yok gibi, daha çok bilgisayar bilimleri. Tabii bu durum fizikçileri ikiye ayırdı. Kimisi fizik bu değil derken, kimisi de birçok fizikçinin yapay zekayı kullanmasını ve geliştirmesini örnek göstererek “fizik, fizikçilerin yaptığıdır” diyerek destek gösterdi.