Kategoriler
Genel

YouTube’un seçtiği 12 değişim elçisinden biri oldum #CreatorsforChange

YouTube tarihinde ilk kez “sosyal değişim için bir zirve toplantısı” düzenledi ve tüm dünyadan 150 kişiyi, Türkiye’den de beni davet etti.

Çok heyecan verici bir şey ama ayrıntıları duyunca daha da heyecanlanmaya başladım. Çünkü o 150 kişiden 12 kişiye de diğerlerine ilham verebilecek, örnek projeler yaptıkları için “değişim elçisi” ünvanını vermişler ve bunlardan birinin de ben olduğumu söylediler. Bu da yetmiyormuş gibi o 12 kişiden 3 kişiyi sahneye davet edip yaptıklarını diğer davetlilere anlatmalarını rica ettiler. Ve o 3 kişiden biri olarak da yine beni seçmişler.

Etkinliğin kamera arkasını kaydettim ve ayrıca yayınlamayı planlıyorum. Bu heyecanı her ne kadar anlık olarak Instagram.com/BarisOzcan Facebook.com/BarisOzcan ve Twitter.com/BarisOzcan adreslerinden aktarmaya çalıştıysam da buradan video olarak sıcağı sıcağına sizlerle paylaşmak ve teşekkür etmek istedim. DEVAMI ▷

Kategoriler
Tasarım

Dünyanın En İlginç Merdiven Tasarımları

Merdiven mi? Bugünlerde merdivenlerden inip çıkan kaldı mı? Asansörler dururken niçin merdivenlerin yüzüne bakalım? Her şey bir kenara merdivenler hakkında video mu olurmuş?

Olur tabi. Sanat, tasarım ve teknoloji alanındaki her şey bu kanalda bir video konusu haline gelebilir. Gelin bir yandan dünyanın en ilginç merdiven tasarımlarına bir göz atalım, bir yandan da merdivenler hakkında konuşalım.

Dünyanın dört bir tarafında çeşit çeşit merdivenler tasarlanmış durumda. Kimisi çok eski, kimisi çok yeni. Bazıları çok süslü, bazıları çok sade. Zik zaklar çizerek tırmananlar da var, döne döne yükselenler de… Renkleriyle öne çıkıyor bazı merdivenler, üzeri ince ince boyanmış olanlar. Bir de tasarımlarıyla farklılaşanlar var. Yaratıcılıkta sınır tanımayanlar. Doğadan ilham alanlar. Onunla iç içe geçmeyi, bütünleşmeyi başaranlar. Bazı merdivenler fonksiyonelliğin çok ötesine geçebiliyor. Kendi başına bir sanat nesnesi haline gelebiliyor. Kimi zaman süslü bir sanat, kimi zaman minimalist. Amaç bir hedefe ulaşmaksa onu kolaylaştırmak isteyenler de var elbet. Bazı merdivenlere tırmanabilmek içinse epeyce cesur olmak gerek. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

İnsan Kontrollü Dev Robotlar

Pek çok filmde ya da animede görmüşsünüzdür. İnsanların bir kıyafet ya da bir zırh gibi giydiği robotları. Aslında bu yöntem bir robotu kontrol etmenin en kolay yolu gibi gözüküyor. Ama devasa bir robotu bu şekilde kontrol edebilmek gerçekten mümkün mü?

Giyilebilen robot deyince aklınıza hemen Iron Man gelmiştir herhalde. Ama ben daha büyük robotlardan söz etmek istiyorum. Bunlar için kullanılan özel bir tanım var. Mecha. Japonca. Mekanik kelimesinden türetilmiş. Bunlar devasa robotlar ama insana benzeyen uzuvları var. Dolayısıyla Iron Man’den çok onun düşmanlarından biri olan Iron Monger bu kategoriye giriyor.

Kurgusal hikayelerde bunları çoğunlukla savaş makineleri olarak görüyoruz. Ama bazen de ağır yükleri kaldırmak, polis ya da itfaiyeci olarak davranmak gibi  sivil amaçlara da hizmet edebiliyorlar. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Yıldızlar Arasında 20 Yıl

İnsanlık başka gezegenlere uzay aracı gönderme konusunu başardı. Peki başka bir yıldıza gidebilmek mümkün mü? Aralarında Stephen Hawking’in de bulunduğu bir grup bilim insanının bu konuyla ilgili bir çözümü var. Rus bir iş adamının da bu işe yatıracak parası.

Yıldızlara yolculuk yapmak. İnsanoğlunun en büyük rüyalarından biri ve belki de sandığımızdan çok daha kısa bir süre içerisinde gerçekleşecek. Bu konuyla ilgili en ciddi projelerden birini, “Starshot” projesini Nisan 2016’da dünyanın en ünlü bilim insanlarından Stephen Hawking açıkladı.

“Yıldızlarla bizim aramızda etrafımızı kuşatan çok büyük bir boşluk sınırı var ama artık bunu aşabiliriz” diyor Hawking.

Aşılması gereken bu boşluğu nasıl tarif edebiliriz? Bize en yakın yıldızı ele alalım: Alpha Centauri. Tam 4.37 ışık yılı uzaklıkta. 4 filan deyince ne kadar yakınmış gibi gözüküyor değil mi? 4 km uzakta der gibi… Ama bu ışığın kat ettiği mesafe. Yani mesela orada birisi ışıkları kapatsa ya da yıldız bir anda yok olsa biz 4 yıl boyunca onu görmeye devam ederiz, kendi güneşimiz için bu süre 8 dakika. Bugüne kadar yapılmış en hızlı uzay aracını oraya göndermeye kalksak 30.000 yılda oraya ulaşır. Kayıtlı insanlık tarihinin sadece 5000 yıl olduğunu düşünürsek bu da epeyce uzun bir süre. İşte o yüzden “Starshot Projesi” oldukça iddialı. Çünkü bu mesafeyi 20 yıllık bir yolculukla aşmayı planlıyorlar. Peki nasıl? DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Neden not almalıyız?

Dünyanın en eski teknolojilerinden biri kalem. Düşünsenize insanlığın ürettiği neredeyse tüm fikirler önce kalemle vücut buldu; sonra kağıt üzerinde notlara dönüştü ve nihayetinde dünyayı değiştirdi. Bir başka bakış açısıyla şöyle de diyebiliriz. Not alınmayan fikirler yüzünden kimbilir ne kadar çok değerli düşünce kaybolup gitti. O yüzden not almak -abartacağım şimdi- neredeyse antik bir sanat!

Küçük bir sorum var şimdi size. Hazır mısınız? Şu notların kime ait olduğunu tahmin edebilir misiniz? Biraz daha ipucu vereyim. Dünyanın en başarılı iş adamlarından biri olarak kabul edilen Richard Branson’a. Kendi yazdığı blog yazısında kurduğu Virgin Holding’in en başarılı şirketlerinden bazılarının çok alakasız anlarda doğduğunu belirtmiş. Eğer not defterlerimizi açıp o anlarda gelen fikirleri yazmasaydık belki de bunlar hiç gerçekleşemeyecekti diyor. DEVAMI ▷

Kategoriler
Sanat

Olimpiyat sembollerinin ilginç anlamları

Olimpiyatlar deyince “spor” aklımıza geliyor değil mi? Her dört yılda bir değişik bir ülkede yapılan uluslararası spor müsabakaları… Ama onun kültürle, tasarımla ve hatta sanatla da ilgisi var. Çok köklü bir gelenek ve köklü olan her şeyde olduğu gibi içinde semboller barındırıyor. Bunların anlamını çözebilmek için biraz derine inmemiz lazım.

Olimpiyatların nasıl başladığını anlayabilmek için bundan 2792 yıl öncesine gideceğiz. Zamanda bu kadar geriye gidiyoruz ama mekan olarak çok da uzak olmayan bir yerdeyiz. Mora yarımadasındaki Olympia bölgesinde. İlk oyunlar burada başlamış. Ama onun öncesindeki kaynağı efsaneler ve mitlere dayanıyor. Tıpkı nehirlerin kaynaklarının dağlarda olması gibi olimpiyatların kaynağı da Yunan mitolojisindeki tanrıların yaşadığı Olympus dağına kadar gidiyor. Bu efsanelerden birine göre Herakles ve 4 kardeşi Zeus’u eğlendirmek için yarışlar düzenlermiş. Kazanana da bir “kotinos” takılırmış; zeytin ağacı dalından yapılmış bir taç. Yani o zamanın geçer akçesi ne altınmış, ne gümüş. Maddi olarak en değerli şey zeytinmiş. Manevi olaraksa barış. Onun için koşarlarmış. “Zeytin dalı uzatmak” deyiminin nereden geldiğini sanıyorsunuz? Ulaşılmak için koşulan “barış kavramı” zamanla zeytin dalıyla özdeşleşmiş. Gördüğünüz gibi Barış kavramını takip etmek, hatta mümkünse ona abone olmak çok eski bir gelenek 😉 DEVAMI ▷