Kategoriler
Kitap Verimlilik

İş dünyasında yaratıcılık, Creativity, Inc

Ateş ve barut. Yağ ve su. İş ve kreativite. Birbiriyle karışamayan, karışmaması gereken kombinasyonlar gibi duruyor. Ama galiba son ikiliye bir istisna yapmanın vakti geldi. İş dünyasının asıl ihtiyacı kreatif bir DNA olabilir mi?

Tasarım ve teknoloji dünyasının kesiştiği noktada “sanat” yapabilen çok az şirket vardır. Bunların içinde en beğendiklerimden biri Pixar. Çocuklara ve büyüklere animasyon yapıyor. Şirketi kuranlardan biri, Ed Catmull, aynı zamanda onu hala yönetiyor. Üstelik tecrübelerini bir kitapta derledi.

Pek çok insan iş dünyasında başarının olağanüstü fikirlerden geldiğini düşünür. Bence de öyle. En azından çoğu zaman. Fakat bu olağanüstü fikirlerden, buluşlardan daha önemli, daha çok dikkate alınması gereken bir faktör var: insan. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Apple Watch alalım mı? Almayalım mı?

Bir zamanlar Casio saatler vardı. Estetikten nasibini alamamış bu küçük Japon harikalarını hesap makinesi olarak da kullanırdık ama onlara asla “akıllı saat” demedik. Şimdi “Apple Watch”la akıllı saatler devri resmen başladı. Peki bunlar gerçekten Casio’dan daha mı iyi?

Eylül 2014’te her zamanki gibi etkileyici bir sunumla Apple Watch tanıtıldı. O zaman bu sunum hakkındaki yorumlarımı “Apple Watch, but don’t taste” videosuyla anlattım. Şimdi de artık piyasaya çıktığına göre Apple Watch hakkında konuşabiliriz.

Teknoloji perspektifinden bakınca Apple’ın “kişisellik” ilkesinden yola çıktığını görüyoruz. Önce “kişisel bilgisayarlar” personal computers PC vardı. Sonra cep telefonlarıyla teknoloji daha bir kişisel hale geldi. Akıllı saatlerle “en kişisel” şeklini buldu. Bu noktadan sonra insan acaba daha kişisel bir teknoloji nasıl olacak diye düşünmeden edemiyor. DEVAMI ▷

Kategoriler
Felsefe Sinema Teknoloji

Ex Machina ya da makineler düşünebilir mi?

Hepimizin cebinde yapay bir zeka var. İnternette yaptığımız her arama aslında kişiliğimizle ilgili önemli bir ipucunu da karşıdaki arama motoruna veriyor. Yani bir bilgisayara, yani hesap yapabilen ve yavaş yavaş düşünmeyi öğrenen bir makinaya içimizi açıyoruz. Bu makina günün birinde insan kadar zeki olursa ne yapar? exMachina filminin hikayesi bu sorunun etrafında dönüyor.

Son yıllarda izlediğim en iyi bilimkurgu filmlerinden biri. Film ilk bakışta Her, AI, Matrix, Pinokyo, Metropolis, Ghost in the Shell, Blade Runner gibi filmlere benziyor. Felsefi sorulara kapı açan, bir kaç kez izlenmesi gereken, çok katmanlı bir film.

Hikayemiz -anlayabildiğim ya da tahmin edebildiği kadarıyla- “singularity” yani tekillik zamanında geçiyor. Yakın gelecekte yapay zekanın insan zekasının ötesine geçeceği varsayımsal bir nokta, bir zaman adeta teknolojik bir milat. Varsayımsal yani farazii. Bu kelimenin altını çiziyorum. Peki bu nokta geldiğinde robotların bizden daha zeki olduğunu nasıl anlayacağız? Öncelikle “makinalar düşünebilir mi?” Aslında felsefi arka planını Dekart’a kadar götürebileceğimiz bu soru 1950’de Alan Turing tarafından da soruldu ve Turing testi ortaya çıktı. DEVAMI ▷

Kategoriler
Verimlilik

Az çoktan fazladır

Teknoloji ve tasarım, her gün yapmak zorunda kaldığımız seçimleri azaltabilirse daha mutlu bir hayat yaşayabiliriz. Bu bölümde Hick yasası ve reçel deneyinden söz ederek bunların teknolojide nasıl uygulandığını gösteriyoruz.

Kategoriler
Teknoloji

iPhone 6 mı, iPhone 6 Plus mı almalıyım?

İnsanlar kendilerine “yeni bir telefon almalı mıyım?” ya da “nasıl bir cep telefonuna ihtiyacım var?” sorularını sormak yerine “iPhone 6 mı, iPhone 6 Plus mı almalıyım?” sorusunun cevabını arıyorlar. Aslında ben de kendime bu soruyu sordum, ama tam bir yıl önce. Cevabını videomun sonunda bulabilirsiniz.

Kategoriler
Felsefe Sinema

Hikayede duygu, Wall-e, robotlar ve kalbe dokunmak

Ne anlatırsanız anlatın, tüm ruhunuzu açarak, karşınızdakinin kalbine dokunmaya çalışın

İnsanlar binlerce yıldır birbirlerine hikayeler anlatıyorlar. Hikaye anlatma tekniklerimiz çok değişti. Yaklaşık 100 yıllık bir geçmişiyle henüz çok genç olan sinema bile kendi tekniklerini doğurdu, geliştirdi ve sürekli olarak değiştirmeye devam ediyor. Bütün bu değişimler içerisinde temel kalan ve belki de hiç değişmeyecek olan bir şey var. Hikayenin kahramanlarıyla dinleyenler arasındaki duygusal ilişki. Bunu hikaye anlatımında sürekli yeni teknikler deneyen Peter Jackson da itiraf ediyor. Film yapımının hiç bir zaman temelli değişmeyeceğini söylüyor: “Çünkü bu, oyuncuların söylediği sözler ya da o anı yaşamaları esnasında izleyicinin kalbine dokunup dokunmamalarıyla ilgili bir şey”. DEVAMI ▷