Her gün muazzam miktarda bilgi akışına maruz kalıyoruz. Üzerimize gelen bu bilgi yükü, zihinsel kaynaklarımızı tüketiyor. O yüzden bol bol not alıyoruz. Sayfaları, defterleri dolduruyoruz. Ama o zaman da neyi nereye yazdığımızı unutuyoruz.
Bilgiye ulaşmak için günümüzde iki temel yöntem var.
İlki arama motoru kullanmak. Bir kutunun içine istediğiniz kavramı yazıp; ara diyorsunuz, buluyor. Aslında başkalarının hazırladığı ve herkese açık web sayfalarını tarayıp size bir link listesi sunuyor.
İkincisi yapay zeka kullanmak. Bir kutunun içine istediğiniz kavramı yazıp; soruyorsunuz, cevaplıyor. Aslında başkalarının hazırladığı ve herkese açık bilgilerle kendisini eğitip sorunuza uygun bir metin oluşturuyor.
Dikkat ederseniz her iki yöntemde de başkalarının hazırladığı ve herkese açık bilgi ve belgelerle sınırlısınız.
Arama motorunu kullanarak sadece benim bilgisayarımda olan bana özel bilgilere ulaşamam. Aynı şekilde yapay zeka bana ait belgelerle eğitilmediği için sorduğum sorulara bana özel cevaplar veremez.
Peki ya her ikisinin gücünü kendi çalışma ortamımda kullanabilmenin bir yolu olsaydı? Bu soru yapay zekanın yaygınlaşmaya başladığı ilk günden beri aklımda. Kendime ait bir yapay zeka motoru olamaz mı?
Öyle bir yapay zeka olsun istiyorum ki, sadece benim çalışma alanımdaki belgeleri tarayıp, sorularıma sadece benim bilgilerim çerçevesinde cevap verebilsin. Notlarımı, planlarımı, önceki kararlarımı öğrensin ve bunları etkin bir şekilde kullanabilsin. Adeta ikinci bir beyin gibi davransın. Sadece bana ait bir kitaplığın kütüphanecisi gibi olsun. Çok şey mi istiyorum? Her şey istemekle başlar.
Bunun için pek çok araç ve yöntem denedim ve sonuçlarını karşılaştırdım. Ve nihayet bu isteğimi karşılayan bir çözümü buldum. Hem de zaten uzun süredir kullandığım bir not uygulaması olan Notion’da.
Daha önce Notion’dan ve onu nasıl kullandığımdan bahsetmiştim. Notion AI özelliğiyle yapay zekayı 17 farklı şekilde nasıl değerlendirebileceğinizi de anlatmıştım. Tabi bunları sadece anlatmıyorum, aynı zamanda her gün kullanıyorum. En basitinden bu videoları hazırlarken tüm notlarımı, düşüncelerimi, araştırmalarımı, planlamalarımı Notion kullanarak yapıyorum.
İşte şimdi Q&A diye yeni bir özellik çıkardılar. Ama ben ona Borges adını verdim. Bakın Jarvis demiyorum, Borges diyorum. Hani 20. yüzyılın en önemli edebi eserlerinden biri olan “Babil Kütüphanesi”ni yazan ve aynı zamanda kendisi de bir kütüphaneci olan Jorge Luis Borges var ya. Ondan dolayı. Borges’i okumayı size bırakıp, Notion’daki bu yeni Q&A özelliğini nasıl kullanabileceğinizi anlatayım.
En baştan başlayalım. Diyelim ki Notion’da yenisiniz. Orada yazdığınız hiçbir not yok. Bomboş. Başka yerlerde yazığınız notları topluca “import” edebilme özelliğini kullanabilirsiniz. Mesela benim şu ana kadar yazdığım tüm video metinlerini ve notlarını tuttuğum “sandbox” adını verdiğim bir klasörüm var. İçinde yüzlerce belge ve binlerce sayfayla dolu. Hepsini paketleyip böyle tek bir dosya olarak import ediyorum. Bu işlem pek çok belge türünü destekliyor.
Evet, artık hepsi Notion’ın çalışma alanına geldi. Örneğin geçen yaz hazırladığım bir video senaryosuna bakalım. Yazının format özellikleri ve hatta içine eklediğim yorumlar da korunarak buraya taşınmış durumda. Bunlar önemli, çünkü Notion AI tüm bu bilgileri kullanarak kendisini eğitecek.
İster doğrudan bu ortamda belgelerinizi yazın veya isterseniz başka ortamlarda hazırladığınız belgeleri buraya taşıyın. Yaklaşık 30 dakika içerisinde Notion bunların içini tarayıp işliyor ve kullanıma hazır hale getiriyor.
Şimdi başka bir örnek vereyim. Ben kendi kütüphanemdeki kitapların bir listesini uzun zamandır özel bir kütüphanecilik programıyla kaydediyorum. Fakat orada kendi formatıyla sınırlı kalıyor. Kitaplara ilişkin özel notlarımı tutabileceğim bir alanı yok. Notion işte tam bu konularda çok işe yarıyor. O programdaki listeyi CSV formatında export edip Notion’a import ettim. Tüm kitaplarım böyle bir tabloya dönüştü. Artık yeni sütunlar ekleyip kendi notlarımı yazabilirim. Ya da Notion AI kullanarak çok daha gelişmiş işlemler yapabilirim. Örneğin boş bir sütuna gidip “Set up AI autofill” komutunu veriyorum. Daha sonra da “Custom Autofill” seçeneğiyle kitabın özetini istiyorum: “Bu kitap için Türkçe bir özet yaz.” Ben bunu istedim ama siz yapay zekadan isteyebileceğiniz başka şeyleri de buraya yazabilirsiniz. Bu komutu verince her satırdaki kitaba ilişkin özetleri yazıyor. Aynı anda birden fazla kitap özetini yapay zekayla yazdırmış oldum.
Şimdi daha da ileri gideceğiz. Az önce bugüne kadar yazdığım tüm yazıları Notion’a taşımıştım. Şimdi de kütüphanemdeki kitapların listesini taşıdım. İşte buna benzer şekilde sadece size ait bilgi ve belgelerle bu dijital çalışma ortamını dolduruyorsunuz. Bir anlamda ikinci beyninizi besliyorsunuz.
Şimdi bir soruyu üç farklı yöntemle soralım. Sorum şu: “Yapay zeka çağında tasarım nasıl olacak?”
Bunu arama motoruna sorarsam herkese açık kaynaklardan bu soruya en uygun cevapları verenlerin bir listesi geliyor. Bunu bir yapay zekaya sorarsam kendi eğitildiği bilgilere en uygun cevabı veriyor.
Bunu Notion AI Q&A ile sorarsam sadece benim belgelerimdeki bilgilere göre cevap veriyor. Ne eksik, ne fazla. Ben bu sorunun cevabı olabilecek bazı bilgileri toplamda 8 farklı yere yazmışım. Bu liste benim kişisel arama motorum gibi davrandı. Üstteki kutuya da yapay zekayla hazırlanmış cevabı yerleştirdi. Ancak bu cevap da bana özel. Genel geçer kavramları kullanmak yerine benim daha önce tuttuğum notları ve yazıları değerlendirerek bir cevap verdi. Bu bana özel bir cevap. Üstelik dipnotlar koyarak bu cevabı hangi belgelerdeki fikirlerden oluşturduğunu da belirtti.
SORU: “Dungeons and Dragons” benzeri bir hikaye yazmak istiyorum. Hangi kaynakları kullanabilirim?
CEVAP: Ejderhalar hakkında bilgi ve ilham alabileceğiniz bir kaynak var. Ayrıca, hikayenizi oluştururken kullanabileceğiniz görsel ve işitsel kütüphaneler hakkında bilgiler mevcut. D&D benzeri bir hikaye için bu kaynakları kullanabilirsiniz.
SORU: Kütüphanemde fantezi türündeki kitapları listele.
CEVAP: Kütüphanenizde fantezi türünde bazı kitaplar bulunmaktadır. Bu kitaplardan bazıları “The Blood Spell”, “Goliath (Leviathan)”, “Crown of Oblivion” ve “Angel Mage” olarak listelenebilir. Diğer kitaplar için kütüphane listenizi kontrol etmeniz gerekebilir.
Bakın ona böyle bir belgem olup olmadığını bile söylemedim. Sadece soru sordum ve o da hem cevap verdi ve hem de ilgili belgeye bağlantı yaptı.
Hani bazen bir şeyleri unutmamak için not tutarsınız ama sonra o notu nerede tuttuğunuzu da unutursunuz ya. Şimdi tam da böyle bir duruma uygun bir soru soracağım.
SORU: Star Wars etkinliği ne zamandı?
Şimdi bu öyle genel bir soru ki. Arama motoruna sorsanız bir sürü ilgisiz cevap çıkar. Yapay zekaya sorsanız, nereden bilecek hangi etkinlikten bahsettiğinizi. Sizi tanımıyor ki. Bakalım Q&A ne diyecek?
CEVAP: Star Wars etkinliği 25 Mayıs – 30 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşmiştir.
Nereden biliyor? Çünkü yerini bile unuttuğum takvim notlarımdan birinde buldu. Hem kısa ve öz bir cevap verdi ve hem de o belgeye bağlantı sağladı. Ayrıca alakalı olabileceğini düşündüğü diğer tüm belgelerin de bir listesini sundu. Tam bir dijital asistan gibi davrandı.
Unutulan notlar üzerine başka bir örnek.
SORU: Stephen Hawking’ten bir alıntı yapmıştım. Hatırlayamıyorum. Neydi bu alıntı?
Bazen unuttuklarınızı hatırlayabilmek için soruyu bile nasıl soracağınızı bilemezsiniz. Ama yapay zeka hatırladığınız parçaları kullanarak cevabı bulabilir. O yüzden soruyu özellikle böyle yazdım.
CEVAP: Stephen Hawking’den yaptığınız alıntı, “Zamanın Kısa Tarihi” kitabından: “Şu anda evrendeki uzak yerlerde ne olduğunu bilemiyoruz: görebildiğimiz uzak yıldız kümelerinden bize gelen ışık onları terkedeli milyonlarca yıl oldu. Görebildiğimiz en uzak nesneden gelen ışık yola çıkalı neredeyse sekiz milyar yıl geçti. Yani evrene baktığımızda onun geçmişteki durumunu görmekteyiz.”
Hem yaptığım alıntıyı tam olarak buldu. Hem de alıntının bağlamını açıkladı. “Yaz için 7 kitap önerisi” diye bir video yapmıştım 6 sene önce, o videoda bu alıntıyı kullanmışım.
Bunlar çok güzel. Ama şimdi size en sevdiğim özelliğini göstereyim. Soruya bakın şimdi.
SORU: 16. yüzyılda Japonya’da yaşamış ve Japon bahçe tasarımı üzerine önemli eserler vermiş olan ünlü peyzaj mimarı kimdir?
CEVAP: Arama sonuçlarında, 16. yüzyılda Japonya’da yaşamış ve Japon bahçe tasarımı üzerine önemli eserler vermiş olan ünlü bir peyzaj mimarı hakkında net bir bilgi bulunamamıştır.
Bulamadı. Bilemedim cevabını verdi. Çünkü benim dijital alanımda bu sorunun cevabına ilişkin net bir bilgi yok. Olmadığını bildiğim için bu soruyu sordum.
Oysa aynı soruyu bir yapay zekaya sorsak asla bilmiyorum cevabı vermez. Gerekirse halüsinasyon görür ama yine de bir cevap verir, yanlış bile olsa. O yüzden hala yapay zekanın verdiği cevaplara tam anlamıyla güvenemiyoruz. Oysa burada yapay zeka tamamen sizin ona verdiğiniz bilgilerle çerçeveleniyor.
Öğrenci ya da öğretmenseniz sadece kendi ders notlarınızı kullanarak soru cevap yapabilirsiniz: Sinir sistemi üzerine ders notlarımı nerede bulabilirim?
Çalışansanız sadece kendi işlerinizle ilgili konuları sorgulayabilirsiniz: Geçen haftaki toplantıda yöneticimle yaptığım konuşmada aldığım notlarda çıkan aksiyon maddeleri nelerdi?
Kişisel gelişiminizle ilgili sorular sorabilirsiniz: Okuma listemde uzay yolculuğunu içeren hangi makaleler var?
Ailenizle paylaştığınız bilgileri düzenli hale getirebilirsiniz: Londra seyahatim için planladığım tüm etkinlikleri özetleyebilir misin?
Benim verdiğim örnekler tümüyle kendi belgelerimin içinden oluşturulduğu için beni çok heyecanlandırdı. Bu heyecanımın size tam olarak geçebilmesi için kendi belgelerinizle deneme yapmalısınız.
Bu özellik şu anda beta aşamasında. Eğer zaten bir Notion AI kullanıcısıysanız, Q&A özelliğine hemen Notion çalışma alanınızda başlayabilirsiniz. Eğer bu özelliği denemek istiyorsanız, bu videonun sponsoru olan Notion kanalın izleyicilerine özel bir link oluşturdu, açıklamalar bölümündeki bu linki kullanarak erken erişim için bekleme listesine katılabilirsiniz.
Borges’in hayal ettiği Babil Kütüphanesi, bir zamanlar var olduğu düşünülen ancak şimdi yıkılmış bir yapı. Bu öyle bir kütüphane ki, sonsuz sayıda kitap ve yazılı metin içeren devasa bir yer. Her türlü bilginin toplandığı bu kütüphane, içindeki kitapların düzensizliği nedeniyle hiçbir şeyin bulunamadığı bir labirent gibi. Eğer siz de kendi bilgilerinizin içinde böyle kaybolmuş hissediyorsanız artık yapay zekadan destek almaya başlayabilirsiniz. Ben o yüzden bu özelliğe Borges adını verdim. İnsan bilgisinin sınırsızlığını ve anlam arayışının sonu gelmez doğasını bana hatırlatsın diye…