Kategoriler
Fotoğrafçılık

Cep telefonuyla portre fotoğraf çekme teknikleri

Fotoğrafçılığın pek çok tanımı var ama benim en sevdiklerimden biri şu: ışıkla boyama sanatı. Gerçekten de öyle. Bir ressam fırçasıyla boyayı nasıl yönlendirip tuvalinde bir resmi ortaya çıkarıyorsa, bir fotoğrafçı da ışığı yönlendirerek bir fotoğrafı ortaya çıkarıyor. Özellikle bir insan yüzünü çekecekseniz ışığı iyi kullanmak gerekiyor. Eğer ışığı iyi kullanırsanız profesyonel DSLR makinelere gerek kalmadan cep telefonuyla bile etkileyici fotoğraflar çekmek mümkün. Bu videoda rahatlıkla uygulayabileceğiniz basit bazı tekniklerden bahsedeceğim.

Bunlardan ilki aynı zamanda en önemlisi ve en erişilebilir olanı.

Doğal ışık kaynağı kullanın

Işık deyince aklınıza hemen pahalı ve büyük ekipmanlar gelmesin. Stüdyo ortamında ışığı kontrol edebilmek için bu tür araçlar elbette önemli. Ama bunların hiçbiri dünyanın en kaliteli ışık kaynağı kadar iyi değil. Dünyanın en kaliteli ışık kaynağı? Güneş! Üstelik ücretsiz. Ama onu kontrol etmezseniz her zaman iyi sonuç vermez. Onu kontrol etme yollarından birisi ışınlarının eğik olduğu zamanlarda çekim yapmak. Sabah doğduktan sonra ve akşam batmadan önceki saatlerde… ki fotoğrafçılar bu zaman dilimine altın saatler der. Öğlen güneş tam tepedeyken çekim yapacaksınız bir tentenin ya da gölge bir yerin o ışıkları yumuşatmasını sağlayın. Eğer içeride fotoğraf çekiyorsanız pencereyi bir ışık kaynağı olarak kullanın. Bu kaynağın yerini değiştiremeyeceğinize göre siz çektiğiniz objenin yerini değiştirin. Silüet çekmek istiyorsanız pencereyle cep telefonunun arasına yerleştirin. Bir portre çekecekseniz yüze boyut katmak için 90 derecelik bir açı oluşturun.

Rembrandt üçgeni oluşturun

Şimdi portre tekniğimizi biraz daha ileri götürmeye çalışalım. Yüzü sadece boyutlu değil aynı zamanda güzel de göstermek istiyorsanız “Rembrandt Üçgeni” oluşturabilirsiniz. Son videomda ünlü ressam Velasquez’den bahsederken onun Hollandalı ressamlardan etkilendiğini hatta onların tablolarını kendi resimlerinin içinde tekrar çizdiğini söylemiştim. İşte Hollandalı bu ressamlardan biri de Rembrandt. Yaptığı portrelerde ışığı özel bir şekilde kullanınca insan yüzlerinin estetik olarak daha etkileyici göründüğünü keşfetmiş. Bu teknikte yanaklardan biri tam aydınlıkken diğerinde göz ve burun yardımıyla oluşturulan gölgeler geriye aydınlık bir üçgen bırakıyor. Peki sadece cep telefonu ve bir pencere kullanarak bunu nasıl yapabiliriz. Çok basit. Pencereden süzülen güneş ışığının 45 derece kadar yukarıdan gelmesini sağlayın. Bunun için pencereyi yükseltmek mümkün olmayacağına göre gerekirse fotoğrafını çektiğiniz kişiyi yere oturtun. Kafanın duruş şeklindeki küçücük bir açı değişikliği bile bu üçgenin görünüp görünmemesini etkileyebilir. O yüzden kafanın nasıl durması gerektiği konusunda objenizi yönlendirin. Fark ettiğiniz gibi tüm mesele ışığı görebilmek. Fotoğrafçılık adeta çektiğimiz şeyi ışıkla boyama sanatı gibi. 

Işığı gözde yansıtın

İnsan duygularını en iyi gözleriyle ifade eder. Özellikle Japonların animelerinde dikkatinizi çekmiştir, karakterlerin gözleri kocaman ve ışıl ışıldır. Filmlerde de görüntü yönetmenleri belli duyguları bu yansıtma tekniğiyle oluşturur. İşte ışığı gözde yansıtmayı başarırsanız benzer bir etkiyi yakalarsınız. Bunu yapmak çok da zor değil. İşin sırrı ışık kaynağına yakın olmak. Pencere gibi bir doğal ışık kaynağı kullanıyorsanız pencere kadrajda gözükmeyecek şekilde çektiğiniz kişinin bu kaynağa olabildiğince yakın olmasını sağlayın. 

Geniş açılı lens yerine dar açılı lens kullanın

Tamamen estetik kaygılarla bunu tercih ediyoruz. Yeni nesil cep telefonlarında artık birden fazla lens var. Önce geniş açı eklendi. Manzara çekmek için ya da dar bir mekanı görüntüleyebilmek için geniş açılı lens tercih edilebilir. Ancak bu tür lensler insan yüzünü biraz daha fazla deforme ettiği için olduğundan daha kilolu gösterir. Hele bir de lense çok yaklaşırsanız karikatür karakter gibi çıkarsınız. Yüz hatlarını daha estetik göstermek için bu tür çekimlerde genelde 35 mm sensörlü profesyonel kameralar için 85 – 105 mm aralığındaki lensler tercih edilir. Hatta spesifik olarak 85mm lenslere portre lensi denir. O yüzden cep telefonunuzda optik bir yakınlaştırma seçeneği varsa onu kullanın.

Benim kullandığım ve aynı zamanda bu videonun sponsoru da olan Galaxy S20 Ultra’da 10x hibrit optik zoom özelliği var. Zoom deyince sadece çok uzaklardaki nesneleri yakınlaştırmayı düşünüyoruz. O da yapılabilir tabi ama optik yakınlaştırma kullanarak portre çekimi yapmak da iyi bir fikir. Normalde pek çok telefonda yazılımla oluşturulan bir portre modu var. İnsan yüzünü otomatik olarak algılayıp arka planın bulanıklaşması sağlanıyor. Optik yakınlaştırmayla bu etki yazılıma göre çok daha gerçekçi bir şekilde sağlanabilir. Bu tür çekimlerde sensör büyüklüğü de önemli bir faktör. Galaxy S20 Ultra’nın görüntü sensörü S10’unkinden yaklaşık 2.9 kat büyük. Bu hem düşük ışıklı ortamlarda daha iyi çekim yapılmasını sağlıyor hem de alan derinliğinin daha iyi fark edilmesini…

Portre dışındaki amaçlarla mesela çok uzaklardaki nesneleri yakalayabilmek için 100x süper çözünürlüklü foto zoom özelliği var. Ben bunu oturduğum yerden kalkmadan kütüphanemdeki kitapların adlarına bakmak için kullanmaya başladım. Çünkü süper çözünürlüklü yakınlaştırma dijital zoom içerdiğinden bazı görüntülerde bozulmaya neden olabilir. O yüzden bu özelliği kafamda fotoğraf da çekebildiğin bir dürbün olarak konumlandırdım.

—–

Galaxy S20, S20+ ve S20 Ultra modelleriyle ilgili daha ayrıntılı bilgi almak ve değiştirme kampanyasından faydalanmak isteyenler için videonun altına özel oluşturulmuş bir link koydum. Fotoğraf çekme özelliklerinin yanı sıra uzun ömürlü pili, toplam 1TB’a kadar genişletebilir hafızası ve benim en beğendiğim özelliği olan saniyede 120 Hz’e kadar çıkabilen ekran yenileme kabiliyetleri sizin de ilginizi çekebilir.  

—–

Tek kareyle yetinmeyin

Portre fotoğrafçılığıyla ilgili bir başka konu da bol bol çekim yapmaktır. Fotoğrafçı deklanşöre bastığında çıkan şu sesin ne sıklıkta duyulduğunu fark etmişsinizdir. En usta fotoğrafçılar bile bol bol çekim yaparak içlerinden en iyisini seçmeye çalışır. Cep telefonuyla da bol bol deneme yapmak gerekir. Eğer fotoğrafçılık anı yakalayıp onu anılara dönüştürme sanatıysa en doğru anı bulmak için bol bol deneme yapmalısınız. Yeni nesil telefonlarda yaratıcılığınızı ortaya çıkartabilecek çok yenilikçi bazı araçlar da sunuluyor. Örneğin S20 Ultra’da tek tuşla çoklu çekim modu diye bir şey var. Yapay zeka yardımıyla size 10 saniyeye kadar çekim yapma ve bir dizi farklı format elde etme olanağı sağlıyor. Tabi bunun sonuçları orijinal çekime bağlı olarak farklılık gösteriyor. Bazen o anda hiç aklınıza gelmeyen değişik seçenekler sunuyor.

Bol bol çekim yapmanın en kolay yolu video çekmektir öyle değil mi? Sonuçta saniyede 24 kare fotoğraftan oluşuyor. O yüzden cep telefonunuzla video kaydederek içinden bir kareyi de fotoğraf olarak kullanabilirsiniz. Yalnız bu teknik için cep telefonunu tripod gibi bir araçla sabitlemenizi tavsiye ederim. Yoksa bulanık görüntüler elde edersiniz. İkinci bir tavsiyem de videoyu cep telefonunuzun çekebildiği en yüksek çözünürlükte kaydedin. S20 Ultra 8K çözünürlükte video kaydedebiliyor. Dolayısıyla her saniye 33 MP çözünürlüğünde fotoğraf kaydetmiş oluyorsunuz. Gerek portre ve gerekse manzara gibi çekimlerde telefonu sabitleyerek video kaydedip ışığın ve nesnelerin en uygun olduğu kareyi seçip bir fotoğraf olarak kullanmak mümkün.

“Cep telefonuyla portre fotoğraf çekme teknikleri” için 3 yanıt

Selam.

YT yorumları almış yürümüş, kalabalıkta gözden kaçarsa diyerek buradan ileteyim dedim sorumu.

Tek başıma 3 hatta 4 kamera kullanarak aktüel çekimler yapıyorum. Ekipmanı olabildiğince küçülttüm ama hiç biri bir telefon rahatlığı vermiyor haliyle.

Sorum şöyle; usb-c maarifetiyle (araya çeviriciler koyarak şüphesiz) 3-4 adet S20 kaynağından gelecek görüntüyü, atem gibi bir resim seçici ya da daha iyisi apollo gibi bir kayıt ünitesi ile görüntülerimi kayıt altına alabiliyor muyum… Lansmanda kullanılabildiğine göre imkansız değil sanırım…

Zaman zaman 6-7 saate varan çekimlerim oluyor ve hiç bir şeyi kaçırmamam gerekebiliyor. Bu yüzden telefonların ısınma sorunu ya da kayıt kapasitesi yetmeyecektir diye böyle soruyorum.

Işık, ses, kamera her türlü ekipmanın kabin boy bir bavula sığması benim için gerçekten önemli 🙂

Sevgiler.

Web sayfanızda videodaki görüntülerden olsa daha güzel olur.
Bu hali biraz fakir kalmış.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir