Elon Musk şimdi de AY’a insan gönderiyor!

Aya geri dönüyoruz. 50 yıl sonra. Üstelik bu kez oraya gidecek kişiler astronot değil. Sıradan insanlar. Lafın gelişi sıradan. Geçtiğimiz Pazartesi günü, 17 Eylül 2018’de, Elon Musk aya gidecek ilk özel yolcuyu duyurdu. İlk Ay turistini. Japon girişimci Yusaku Maezawa. Adını ilk kez duyuyor olabilirsiniz ama ileride tarih kitaplarına geçecek bu isim. Bunu yapabilmek için kendisi 2023’te Space X’in Ay’a göndereceği BFR roketindeki tüm koltuk biletlerini satın almış. Geçen Pazartesi günü yaptıkları basın toplantısı canlı yayınında yanında kimleri götürmek istediğini de açıkladı. Bu kısmı çok önemli. O yüzden size konuyla ilgili bazı ayrıntıları vermem lazım.

Ama önce bu videoyu yapma konusunda beni destekleyen sponsorum Cambly’nin özel bir fırsatını size duyurmak istiyorum. Cambly, İngilizce’yi konuşarak öğreten bir online platform. Ana dili İngilizce olan eğitmenlere bağlanarak, belirli bir konu üzerinde çalışabilir, sınavlara hazırlık yapabilir, İngilizce pratiğinizi geliştirebilirsiniz. Ya da az önce size bahsettiğim basın toplantısı canlı yayını gibi tarihi olayları daha yakından takip edebilirsiniz. Eğer dünya yeni bir döneme girerken kendinize uzun vadeli hedefler koymayı düşünüyorsanız ve bu hedefler arasında İngilizce öğrenmek de varsa bu platforma da bir göz atabilirsiniz. Şu anda yeni sezona özel yaptıkları en büyük indirimi uyguluyorlar. Bir yıl boyunca düzenli olarak İngilizce konuşabilme fırsatıyla ilgili ayrıntılı bilgiyi ve indirim kodunu açıklama bölümünde bulabilirsiniz.

Bu arada insanlığın uzay yolculuğunda da yeni bir dönem başlıyor. Eski dönem adeta bir rüzgar gibi geldi geçti. Bir soğuk savaş rüzgarı gibi. Her şey 1959 ile 1972 yılları arasında oldu bitti. Sanılanın aksine Ay’a ilk ulaşan araç Amerikalıların değil Ruslarındır. 1959’da dünya dışı bir yere ilk ulaşan insansız araç Luna 2’nin ardından 10 yıl sonra 1969’da Amerikalılar ilk insanları gönderdiler. Sonraki 3 yıl boyunca 6 kez daha insanlı uçuş yapıldı ve toplam 12 kişi Ay’a gitmiş oldu. Dediğim gibi amaç bir güç gösterisiydi. Devletler, teknolojik güçlerini gösterebilmek için yarışıyordu. Soğuk savaş dönemi bitince bu pahalı yarış da sona erdi.

Aradan geçen yarım yüzyıl boyunca insanlık uzaydan çok internet ve cep telefonu gibi konulara odaklandı. Artık Ay’a giden uzay araçlarındaki bilgisayar teknolojisinden yüzlerce kat gelişmiş ve hızlı araçları cebimizde taşıyoruz. 50 yıl öncesinden çok farklı bir dünyada yaşıyoruz. Hedeflerimiz daha yüksek. Mars’a yerleşmenin hayallerini kurmaya başladık. E tabi böylesi büyük hedeflere ulaşmak için eskileri de bir ziyaret etmek gerek. Ay yolculuğu o yüzden tekrar gündeme geldi.

NASA, yeni bir uzay programı başlattı: Orion. 2019 veya 2020’de Ay’ın yörüngesine uydular yerleştirecek. Fakat bu kez uzay yarışında sadece devletler yok. Özel şirketler çok daha agresif. Elon Musk’ın Space X’i bu özel şirketlerden belki de “en havalısı.” Uzaya gönderdikleri arabadan sonra şimdi de Ay’a turist göndermek tam da onlardan beklenebilecek bir hamle.

Bu yolculuğun maliyetinin 2 milyar ile 10 milyar dolar arasında olacağı hesaplanıyor. Bilet fiyatlarını varın siz düşünün. Buna rağmen adını pek çok kişinin duymadığı bir Japon hepsini satın aldı. Yusaku Maezawa genç bir girişimci. Çok zengin olduğunu düşünebilirsiniz. Ama sandığınız kadar da değil. Japonya’nın en zengin 14. Kişisi. Türkiye’de ondan daha zengin insanlar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Daha 20 yıl önce 1998’de sokaklarda kaykayıyla gezen bu delikanlı bir online ticaret işi kuruyor ve böyle bir zenginliğe kavuşuyor. Bir yandan da en büyük tutkusuna yatırım yapmaya devam ediyor. Sanata. Kendisi aynı zamanda bir müzisyen ve sanat tutkunu. İşte bu kişi Ay’a ilk gidecek insan olarak açıklandı. İşte bu kişi kişisel servetinin tamamını kullanarak Ay’a giden tüm biletleri satın aldı ve bunları kime hediye edecek biliyor musunuz? Sanatçılara…

Yanında 6 ila 8 sanatçı götüreceğini söyledi. Ressam, heykeltraş, müzisyen, moda tasarımcısı, film yönetmeni. Dünyayı temsil edecek bu sanatçılarla birlikte uzayda 1 haftalık bir yolculuk. Bu yolculukta neler görecekler? Neler hissedecekler? Ay’ın yörüngesinde bir tur attıktan sonra dünyaya döndüklerinde yaşadıkları deneyimi nasıl sanat eserlerine dönüştürecekler?

İşte insanlığın bu yeni dönemi beni çok heyecanlandırıyor. Yıllardır bu YouTube kanalında ısrarla sanatın önemini onu tasarımın ve teknolojinin de önüne koyarak vurgulamaya çalışıyorum.

Eski dönemde insanlığın teknolojik yarışında savaşlar en önemli motivasyondu. Devletler en büyük finansördü. Sonuçta ne oldu? 12 Amerikalı, beyaz, erkek aya gitmeyi başarabildi.

Oysa şimdi geldiğimiz noktaya bakın. Güney Afrika asıllı bir girişimcinin kurduğu roket şirketini, o şirketin kurulduğu ülkeyle büyük bir savaştan çıkmış Japon bir girişimci finanse ediyor ve yanında dünyayı temsil edecek sanatçılar götüreceğini söylüyor. Irkından, dininden, cinsiyetinden söz etmeden. Ayırt edici özelliği sanat olan insanlar. İnsanlığa ilham verecek eserleri yaratabilecek vasıfta kişiler.

O roket şirketinin misyonunu şöyle açıklıyor Elon Musk: İnsanlığı uzayda seyahat edebilen çok gezegenli bir medeniyete dönüştürmek. Bunun en önemli adımlarından birini atacak olan Yusaku Maezawa da sadece sanatın dünya barışını sağlayabilecek güçte olduğuna inanıyor. Uzay medeniyetinin öncüsü olabilmesi için de sanatçılardan oluşan bir ekip kuruyor. Önceden misyon ya da keşif olarak bilinen uzay görevlerinden bu yenisini bir “sanat projesi” olarak tanımlıyor. #dearMoon sanat projesi.

Eğer gelecek konusunda bu bizi heyecanlandırmayacaksa başka ne heyecanlandırabilir ki? Her türden sınırların kalktığı bu yeni dönem hakkında sadece heyecanlanmak değil aynı zamanda düşünmek ve hazırlanmaya başlamak da gerekmez mi? Ben 2023’te Ay’a gidecek o insanlarla ilgili canlı yayın hazırlıklarıma başladım bile. Çok büyük bir ihtimalle önümüzdeki 10 yıl içerisinde Ay’a ve Mars’a giden daha pek çok insan göreceğiz. Ve eminim 20-30 yıl içerisinde bu videoyu izleyen gözlerden bazıları da böyle bir yolculuk yapacak ya da ülkelerin ve hatta dünyanın sınırlarını aşan yeni bir medeniyetin kurulmasına katkı sağlayacak.

Böyle bir medeniyetin öncü isimlerinin sembolik de olsa sanatçılardan seçilmesi, barış yönünde atılmış çok büyük bir adım. Sonuçta Heybeli’de çıktıkları bir mehtap bile ölümsüz eserler bestelemesine vesile olurken, o mehtabın kaynağına ulaşan ilk insanlardan olmak, özellikle sanatçı ruhlarda nasıl bir iz bırakır? Yıldızlı geceyi resmeden Van Gogh Ay’a gidebilseydi nasıl resimler çizerdi? NASA’da çalışan Neil Armstrong değil de, Ayışığı sonatını besteleyen Beethoven ayı görebilseydi, nasıl besteler yapardı?