Birazdan size bir video linki vereceğim. Telif hakları nedeniyle buradan gösteremiyorum. Daha önce görmüş olsanız bile dikkatle izlemenizi istiyorum. Videoda iki takım var. Beyaz giyenler ve siyah giyenler. Beyaz giyen takımın kaç pas attığını saymanızı istiyorum. Ama çok dikkat edin tam olarak kaç pas attığını doğru bir şekilde saymalısınız. Gözünüzden hiçbir şey kaçmamalı. Anlaştık mı? O halde ekrandaki QR kodunu kullanarak videoyu izleyin bakalım. Sonra burada buluşup üzerinde konuşacağız.
Kategori: Bilim
Yarın uzaylılar Dünya’ya gelse, en büyük problemimiz ne olurdu? Onlarla konuşmak!
Nasıl konuşacağız? Ne diyeceğiz? Kim konuşacak? Sınıf başkanı mı?
2010 yılında Birleşmiş Milletler’in yaptığı gizli bir toplantıya dair dedikodular yayıldı. Bu toplantıda, uzaylılar Dünya’ya geldiklerinde, onlarla kimin görüşeceği konuşuldu. Ve bir kişi seçildi: Malezyalı astrofizikçi Mazlan Othman. Tabii kendisi böyle bir şeyin görüşülmediğini söyleyerek iddiaları yalanladı. Ama gerçek şu ki, insanlık çok uzun bir zamandır uzaylıları merak ediyor. Yıllardır SETI (Search for Extraterrestrial Intelligence) projesi kapsamında uzayda akıllı yaşam arıyor. Tamam şimdiye kadar herhangi bir şey bulamadık. Peki ya bir gün böyle bir durum yaşanırsa?
Bu gümüş tepsinin içerisinde geleceğin yiyeceği var. Belki hepimiz olmasa da gelecekte çoğumuz, bunun içindeki şeyi yiyeceğiz… Çünkü bu tepsinin içinde neredeyse herkesin et yiyebildiği ama hiçbir canlıya zarar gelmediği bir dünya var. Evet böyle bir dünya mümkün ve çoktan gerçekleşmeye başladı bile. Nasıl mı? Yaklaşın… Sizi şimdi bu dünyanın içine götüreceğim.
Aslında başlarda hiç kafaya takmıyorduk. Çoğu topluluk ufak yerleşkelerden oluşuyordu. Gerektiği kadar avcılık, toplayıcılık yapıyorduk. Geliştikçe, yerleşik hayata geçtikçe tarımcılık, hayvancılık da başladı. Fakat şehirlerimiz hala çok büyük değildi. İhtiyacımız olduğu kadar tarım ve hayvancılık yeterli oluyordu. Nüfus o kadar azdı ki, dünyaya hüküm süren tür de olsak pek fazla bir etkimiz yoktu.
Gökyüzündeki en parlak gök cismi nedir? Güneş ve Ay’ı demiyorum 🙂 Yani onlardan sonra en parlak… Yüzyıllarca kaşiflere yol göstermiş, denizleri aştıran, yeni kıtalar keşfettiren kutup yıldızı olabilir mi? Cık… Aslında şaşırtıcı ama kutup yıldızı öyle pek de parlak bir yıldız değil. Çok daha parlak bir yıldız var. Tam anlamıyla bir yıldız… Çünkü hep gün doğumu ve gün batımlarında görünüyor. İşte şu parlak yıldızı diyorum. Güneş’in ışığına rağmen, ışıltısı gökyüzünde parlıyor. Adına destanlar yazılan, tanrıçalar olan… Venüs’ten bahsediyorum.
Evrenin Sonu Ne Olacak?
Edwin Hubble’ın evrenin genişlediğini keşfetmesiyle Einstein denklemlerini değiştirmek zorunda kalmış ve bunu hayatının en büyük hatası olarak açıklamıştı. Peşine Penzias ve Wilson antendeki güvercin pisliği sandıkları şeyin aslında büyük patlamadan gelen ışıma olduğunu anlamış, evrenin başlangıcını anlamamız üzerine yepyeni bir devrin onunu açmıştı. Fakat Büyük Patlama’da problemler vardı. Çok geçmeden Alan Guth Büyük Patlama’daki sorunlara da çözüm getirerek, Kozmik Enflasyon modelini ortaya attı. Fakat evrenin sonuna dair belirsizlikler hala sürüyordu…
Bugünlerde astronomların heyecanla beklediği bir olay var: Gökyüzünde yeni bir yıldızın belirişi. Şu anda kafanızı kaldırıp gökyüzünde şu bölgeye bakacak olursanız, pek bir şey görmeyeceksiniz. Fakat, çok yakında, tam burada aniden bir yıldız belirecek. Onu çıplak gözle bile görebileceğiz. Hatta neredeyse kutup yıldızı kadar parlak olacak! Ama tek bir farkla, bu aslında bir yıldız değil. Bunun adı T CrB ve yüzyıllardır astronomların kafasını karıştırmaya devam ediyor.