Kategoriler
Tasarım Teknoloji

Yapay zeka GauGAN, çizimleri tabloya dönüştürmeyi öğrendi

Yapay zeka dünyasından çok ilgimi çeken yeni bir gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu gördüğünüz basit çizimi, şöyle bir tabloya dönüştürebilir misiniz? Ne kadar sürede? Bob Ross olsa yarım saatte yapardı herhalde. Artık bilgisayar yardımıyla böyle bir tabloyu hazırlamak yarım dakika bile sürmüyor.

Hazır mısınız?

Bu yazılımda NVIDIA tarafından geliştirilen bir “derin öğrenme modeli” kullanılmış. Karalamaları fotorealistik tablolara dönüştürüyor. Bunu yaparken “Üretken Ters Ağ – Generative Adversarial Network (GAN)” yöntemini kullandığı için geliştirilen yazılıma “GauGAN” demişler. Sonunu anladık da ismin baş tarafı nereden geliyor diyenler şu tablodaki imzaya bakabilir. Evet post-empresyonist ressam Gauguin’den esinlenmişler. DEVAMI ▷

Kategoriler
Gelecek Teknoloji

Ayna Dünyalar

Şu anda siz bu videoyu izlerken bir yerlerde sessiz sedasız içinde yaşadığımız dünyanın bir kopyasını yapıyorlar. Amaçları gerçek dünyayla bu kopya dünyayı birleştirmek. Peki ne işe yarayacak böyle bir şey? İşte asıl soru bu. Büyük bir ihtimalle internetin ve sosyal medyanın yerine geçecek. Şimdilik bir basket sahasına toplanmış insanları şaşırtmakla yetiniyor.

Az önce izlediğimiz şey size çok çarpıcı gelmemiş olabilir. Buna benzer görsel efektleri yıllardır sinemalarda, televizyonlarda izliyoruz. Ama işin püf noktası da bu zaten. O filmleri izlerken iki boyutlu perdelerden, camlardan başka bir dünyayı görüyoruz, bizimkini değil. Mesela şu anda beni elinizdeki cep telefonundan, bilgisayar ya da televizyonunuzdan izliyorsunuz. Ben kendi stüdyomdayım, siz de kendi odanızda. Peki ya ben de sizin odanıza en azından bir görüntü olarak gelip köşedeki sandalyeye oturabilsem nasıl olurdu? Ya da en sevdiğiniz film kahramanları, bir uzay gemisinin değil de sizin kapınızdan içeri girseydi? Az önceki balinanın basket sahasına gelmesi gibi iki farklı dünya birleşmiş olurdu. İşte bu konsept, biraz “Augmented Reality – Artırılmış Gerçeklik” biraz da “Virtual Reality – Sanal Gerçeklik”e benziyor. Tam olarak “Mixed Reality” adı veriliyor. “Karışık gerçeklik” diye tercüme edebiliriz. Bunun biraz felsefi bir tanımı daha var: Ayna Dünya. DEVAMI ▷

Kategoriler
Gelecek Teknoloji

2019’da yükselecek 6 teknolojik trend

Bir deniz kıyısında olduğunuzu düşünün. Dalgalar sahile vuruyor. Bir yandan okyanusun derinliklerinden yeni bir şeyler getiriyor. Öte yandan sahildeki eski taşları söküp götürüyor. Ben trendleri o dalgalara benzetiyorum. 2019’da yine bir çok dalga sahillerimize vuracak ve dünyayı şekillendirmeye devam edecek. Yaklaşmakta olan bu dalgaların içinden 6 tanesini sizler için seçtim. Belki bu yeniliklerin hepsi sizin ayaklarınızı ıslatmayacak. Ama dünyanın nereye gittiğini bilmek daha geniş bir vizyona kavuşabilmek için önemli. Sanattan başlayalım mı? DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji Uzay

Çinliler Ay’ın karanlık yüzüne rover gönderdi!

Yine uzayla ilgili sıcak bir gelişmeyle karşınızdayım. Dün, yani 8 Aralık Cumartesi günü yerel saatle sabaha karşı 02:23’de Çin’in güneyinden bir roket fırlatıldı. Fırlatışla ilgili bir canlı yayın yapılmadı, Çinliler bu gibi konularda biraz daha ketum davranmayı seçiyorlar. Ama fırlatıştan sonra “China Central Television” şu görüntüleri yayımladı.

Bu roket Ay’a bir uzay aracı götürüyor. Chang’e-4 adlı bu araç iki temel bölümden oluşuyor. Bir parçası inişi gerçekleştirecek. Diğer parçası ise bir rover. Yani tekerlekli olduğu için Ay yüzeyinde dolaşabilecek bir araç. Dediğim gibi aracın ayrıntıları çok fazla verilmiyor ama Ağustos ayında Pekin’de kaydedilen görüntülerden ve o görüntülerde tasarımcısının verdiği bilgilerden diğer Rover’lardakine benzer ekipmanlarla donatıldığı sonucu ortaya çıkıyor. Panaromik kameralar, düşük frekans spektrometre, Ay yüzeyini tarayacak bir radar gibi enstrümanlar var. Bunların bir kısmı yine başka uluslar tarafından gönderilmiş. Çinlilerin yürüttüğü bu Ay görevinde Almanya, Hollanda ve İsveç tarafından üretilen bilimsel araçlar da kullanılacak. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Bir taşı suda en fazla kaç kez sektirebilirsiniz?

Muhteşem bir şeyler, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor. – Carl Sagan

Deniz kenarına, ya da bir nehir, bir göl, bir su kenarına gittiğinizde ne yaparsınız? Ben etrafta küçük taşlar varsa hemen suyun üstünde taş sektirmeye başlarım. Çok zevklidir taş sektirmek. Hele bir de yanınızda bu konuda iddialı bir arkadaşınız varsa “taş sektirme yarışı”ndan daha güzeli yoktur.

  • Madem bu kadar iddialısın o zaman yarışalım bakalım kim daha fazla yapacak?
  • Ama ben seni yenerim, çok iyiyim çünkü bu konuda…

Bu konuda “çok iyi olmak” derken… Taş sektirme rekorunuz kaç? Ben 3-4 kereyi geçtikten sonra mutluluktan ne yapacağımı şaşırıyorum 🙂

Ben 3-4 kere sektirince mutlu oluyorum, hadi siz 7-8 kere sektiriyorsunuz diyelim. Örümcek adam bile bundan fazlasını yapamıyor. Peki bu konudaki dünya rekorunu biliyor musunuz? Evet, böyle bir rekor var. Taş sektirme rekoru. Bakın size göstereyim. 2013 yılı Eylül ayında şu görüntüler kaydedildi.

Burada bir duralım. Sizce bu taş daha ne kadar sekebilir? Bir zamanlar “en fazla bu kadar olur” diye düşünülüyordu çünkü. Siz cevabınızı düşünürken ben de size bir hikaye anlatayım. 1960’lı yıllarda Jerdone Coleman McGhee adında biri sevdiğinden ayrılmak zorunda kalmıştı. “Ne alaka!” diye düşünüyorsunuz değil mi? Ayrılık acısı insana neler yaptırır biliyor musunuz? Bu adamcağız umutsuzluk içinde bir akşam tatil için geldiği İspanya’nın Akdeniz kıyılarındaki Costa Brava sahilinde yürüyüşe çıkmış. Güneş batarken yerde bulduğu taşları denizin sakin sularına fırlatmaya başlamış. Bir tane atmış. Sonra bir tane daha. Derken attığı bir taş, sanki sonsuza kadar gidecekmiş gibi sekmiş. “Kaç oldu acaba?” diye düşünürken, arkasında toplanan kalabalığın alkışlarıyla kendine gelmiş.

Geliş o geliş. Ben bu işi biraz daha ciddiye alayım o zaman deyip memleketi Teksas’a dönmüş ve 30 yıl bu konu üzerinde çalışmış. Derdi neymiş? Daha fazla taş sektirmek. Size elindeki ipi bir iğne deliğinden geçirme yeteneği olan adamın hikayesini hatırlattı mı bu konu? Hani padişah ona önce 10 kese altın verip sonra da 20 değnek vurdurmuştu. İşte bu adam da böyle bize tuhaf görünen bir yetenek geliştirmeye çalışmış. Bu işin sonunu nerelere bağlayacağımı duyunca onun altın mı yoksa sopa mı hak ettiğine kendiniz karar verirsiniz.

Durdurduğum videoyu oynatmaya devam edeceğim şimdi. 19’da kalmıştık. Jerry, 30 yıllık çalışmanın ardından 1992’de taşı ne kadar sektirmiş biliyor musunuz? Tam 38 kez. 38 kez taş sektirmeyi başararak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş. Sonra bir de bu konuda bir kitap yazmış: Taş Sektirmenin Sırları. Hiç üşenmedim, bu eski kitabı bulup biraz karıştırdım. Meğer taş sektirme deyip de geçtiğimiz şeyin ne incelikleri varmış.

Bu konudaki ilk bilimsel araştırmalar 1968 yılında başlamış. O yıllarda biraz daha ilkel yöntemlerle yapılan analizler zamanla geliştirilmiş. Bugünlerde bu işle ilgili laboratuvar çalışmaları yapılıyor.

Burası Splash Lab. Burada suya taş atıp doktora tezi yazıyorlar. Sadece taş değil tabi bazen de mermi gönderiyorlar su tanklarının içine. Doktor Tadd Truscott’ın uzmanlığı sıvı dinamikleri. Taşın sudaki hareketini inceleyebilmek için saniyede binlerce kare kaydedebilen özel kameralar kullanılıyor.

Bir taşın suda maksimum seviyede sekebilmesi için onun fırlatılırken döndürülmesi çok önemli. Dönme hareketi ciroskopik dengeyi sağlıyor ve taşın suya batmasını engelliyor. Suya bu şekilde dokunan taş önünde bir dalga yaratıyor. Taşın hızı dalgadan daha fazla olduğu için de bir kaldırma kuvveti oluşuyor.

Fransız bilim insanlarının aynı konuda yaptığı başka bir çalışma ideal bir taş sektirmenin nasıl olması gerektiği konusunda bize bir fikir veriyor. Maksimum sektirme için taşın suya değme açısının tam 20 derece olması gerekiyor. Bunu nasıl anlamışlar? Tabiki bir formül geliştirerek. İşte size taş sektirmenin formülü.

Şimdi şu taş sektirme videosuna geri dönelim mi? 1992’de Jerry’nin 38’lik rekorundan 10 yıl sonra başka bir isim 40 kez sektirmeyi başardı. Bu isme geri döneceğiz. Ama şu videoyu oynatmaya devam edelim. 2007’de Russel Byars 51 kez ve 2013’te Max Steiner tam 65 kez taş sektirerek bu rekoru yenilemeyi başardı.

Ama şu anki rekor bundan daha fazla. Bu gördüğünüz kişi Dünya taş sektirme rekortmeni: Kurt Steiner. Ve parça parça izlettiğim videodaki o taşı atan kişi bu. Şimdi onun rekorunu bir görelim bakalım kaçınız doğru tahminde bulunabilmiş.

88 kez.

Bir kez daha izleyelim mi bu rekoru?

Diğer rekortmenlerin bile dudağını uçuklatan bir fırlatış bu. Bu kişiler birbirlerini tanıyorlar ve rekabet halindeler. Bu videonun konusunu hazırlarken onların hayat hikayesine biraz daha yakından tanıklık ettim. Kurt Steiner çok enteresan bir karakter. Kendisine “dağ adamı” diyorlar. Ama güçlü ya da yabani olduğundan değil. Münzevi bir hayatı olduğundan. Taş sektirmeyi bir hayat felsefesi olarak görüyor. Hatta “taş sektirmenin zeni” hakkında konuşuyor.

Taşları tutmak, uygun olanları seçmek ve bu süreçte böyleyse ne olur, şöyleyse ne olur şeklindeki düşünceler; ateş, hava, su, toprak için de meydana gelmiş ve tüm bunlar bizim dünyada nasıl düşündüğümüzün temelini oluşturuyor. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

11 dakikada Mars Turu

Mars, binlerce yıldır insanların ilgisini çeken bir gezegen. İlk kez 4000 yıl önce kayda geçirilen bu gezegeni 17. Yüzyılda teleskopun icadından sonra çok daha yakından incelemeye başladık. 1877’de Mars’ın ilk haritasını 22 cm’lik bir teleskop kullanarak İtalyan astronom Giovanni Schiaparelli

yaptı. Bu haritanın en önemli özelliği içinde kanalların olmasıdır. Uzaylı deyince aklımıza ilk kez Marslıların gelmesinin sebeplerinden biri de budur. Uzunca bir süre bu kanalların orada yaşayan gelişmiş bir medeniyet tarafından yapıldığı düşünüldü. 15 yıl kadar sonra DEVAMI ▷