Bakın elimde ne var?
Bu bir bardak sanıyorsunuz değil mi? Hayır değil.
Ya içinde kahve yok mu bunun? Evet ama aynı zamanda soğuk süt, buz küpleri, şeker, çikolota, krem şanti, aromalı şurup… Bir sürü şey var. Ama bu o içindeki içindeki şeylerin hiçbiri de değil. Onların toplamından daha büyük!
Bu bir Frappuccino!
Bir kere bunu içmeden önce alabilmek için bir dil öğrenmeniz lazım. Öyle baristaya gidip de “bana bir kahve verir misin?” demekle olmuyor. “Venti mi, grande mi?” diye soruyor. “Kahve, sadece kahve…” Yahu büyük demek çok mu zor? Bari küçük boy alayım diyorsunuz bu sefer de “tamam tall verelim” diyorlar. İyi de tall uzun demek değil miydi? Evet bizim zavallı dünyamızda öyle, ama o kahve aromalı dünyada “tall” bile küçük demek.