Geçen hafta New York’ta, Grand Central Terminal’in mermerle kaplı tarihi salonunda garip bir manzarayla karşılaştım. Dev bir cam küpün içine, yeşil halı kaplı minik bir ofis yerleştirmişler. Telaşla işlerine yetişmeye çalışan bu insanlar az sonra kendi gidecekleri şirketlerindeki masalarının adeta küçük bir kopyasını orada görüyordu. Klasik bir çalışma kübiğinde bulabileceğiniz tüm detaylar vardı. Tam o sırada birileri o cam kübün içine girmeye başladı.
Şimdi sizi biriyle tanıştıracağım. Bu Helena Wootton, kısaca Ella. 16 yaşında bir genç kız. 100 yıl öncesinden bir görüntü bu. Kendisi demiryollarının yüzüncü yıl kutlamalarının güzellik kraliçesi seçilmiş. Bu eskimiş film karesinde bile ışıldayan o gülümseme, sanki size bir sır vermek üzereymiş gibi değil mi?
Bakın o sırrı nerede buldum…
Şimdi size bir gazete küpürü okuyacağım:
—
100 YIL BOYUNCA MÜHÜRLENECEK FİLM
Demiryolu Yüzüncü Yıl Geçit Töreni’nin Kız Kraliçesi’ne Hediye
Bu yazıyı okuyabiliyor musunuz?
Btn nl hrflr cmldn çkrsk bl srnszc kyblyrz.
Eğer ünlü harfler olmadan da cümleyi rahatça okuyabiliyorsak, neden ünlü harflere ihtiyacımız var? Dijital çağ ile birçoğumuzun fark ettiği bir şey bu aslında. Mesaj atarken “selam” yerine “slm”, “naber” yerine “nbr” yazmak gibi…
İki türlü de anlayabiliyorsak, boşa harf eklemenin bir anlamı var mı?
Daha da önemlisi… Bir bilgiyi, en kompakt en sıkıştırılmış haline nasıl getirebiliriz? Claude Shannon, işte bu soruyu sorarak dünyayı değiştirdi. Bugün Güneş sisteminin dışına bile mesaj gönderebiliyorsak, bu unutulmuş dahiye borçluyuz.
Zinciri Kırma takvimini ücretsiz olarak indirip kullanabilirsiniz: https://bit.ly/zinciri-kirma-2025
Poster ve Astronomi takvimini almak için: https://soo.cool
Bilgelik Ağaçları ile Alışkanlık Geliştirme
Her büyük değişim, küçücük bir tohumla başlar. Bir hayalden… Bir arzudan… İçten gelen bir sezgiden…
Ama biliyoruz ki, sadece bir tohum yetmez. Biraz da gayret etmek gerekir. Özen göstermek…
Zorlukların üstesinden gelinmeli. Engeller aşılmalı. İnancını korumalı ve sabretmeli. Ve en önemlisi, ona sevgiyle bakmalı, her türlü zorluğa rağmen…
Evrenin yaşı yaklaşık 13.8 milyar yıl. İnsan aklının kavramakta zorlandığı bir süre… Ama şimdi size çok daha büyük bir sayıdan bahsedeceğim:
10 septilyon yıl.
Bu sayı o kadar büyük ki, evrenin şu anki yaşını milyarlarca kez içinde barındırıyor. Ve bu sürenin bir anlamı daha var: kuantum bilgisayarları test etmek için kullanılan özel bir problemi – rastgele kuantum devre örneklemesi problemini – klasik bir süper bilgisayarla çözmeye çalıştığınızda gereken süre.
Dünya Geçmişte Neden Mordu?
Eğer 2.5 milyar yıl önce Instagram olsaydı, tüm doğa fotoğraflarınız mor filtreli gibi görünürdü. Şaşırdınız değil mi? Ama gerçekten de bir hipoteze göre gezegenimiz bir zamanlar tamamen farklı bir renge bürünmüştü.
Dünya’yı çizin desem nasıl bir şey çizersiniz? Kıtaların tam sınırlarını hatırlamasanız da işte Afrika, Asya, okyanuslar… Sonra yeşile ve maviye boyarsınız, çölleri de biraz sarıya. Dünya çoğunlukla mavi, geri kalanı da ağırlıkta yeşil olan bir gezegen. En azından şu anda öyle. Fakat hep böyle değildi. Dünya, bundan 2.5 milyar yıl önce, mordu. Evet neredeyse hiç yeşil yoktu. Eğer o zaman uzaydan bakacak olsaydık, böyle bir gezegen değil, böyle bir gezegen görürdük.