Yaz geceleri yapmayı en çok sevdiğim şeylerden biri gökyüzünü seyretmek. Öyle teleskopla filan değil. Çıplak gözle. Özellikle şehir ışıklarından uzakta bunu yaparsanız, gözünüz gönlünüz açılır. Geçen gece yine öyle gökyüzünü seyrederken hızla geçen bir ışık gördüm. Uçaklardan çok daha hızlı ilerliyordu bu ışık. Hemen en yakınımdaki fotoğraf makinesi olan cep telefonumu çıkarttım ve fotoğrafını çektim.
Fotoğrafa bakınca aklınıza UFO’lar geldi değil mi? Işığın tabağa benzer şekli onlarca yıldır insanlığın hayalgücündeki şekle, uçan dairelere çok benziyor. Ben de öyle olmasını çok isterdim. Ancak fotoğrafını çektiğim şeyin bir UFO “Unidentified Flying Object” yani tanımlanamayan uçan nesne olmadığını biliyordum. O nesne benim için tanımlanamayan değil tanımlanabilen bir uçan nesneydi. Aslına bakarsanız onu görebilmek için gökyüzünün hangi noktasına tam olarak ne zaman bakacağımı da biliyordum. Çünkü aydan ve Venüs’ten sonra gökyüzünün en parlak bu üçüncü cismi “Uluslararası Uzay İstasyonu.”