Kategoriler
Teknoloji

Neden not almalıyız?

Dünyanın en eski teknolojilerinden biri kalem. Düşünsenize insanlığın ürettiği neredeyse tüm fikirler önce kalemle vücut buldu; sonra kağıt üzerinde notlara dönüştü ve nihayetinde dünyayı değiştirdi. Bir başka bakış açısıyla şöyle de diyebiliriz. Not alınmayan fikirler yüzünden kimbilir ne kadar çok değerli düşünce kaybolup gitti. O yüzden not almak -abartacağım şimdi- neredeyse antik bir sanat!

Küçük bir sorum var şimdi size. Hazır mısınız? Şu notların kime ait olduğunu tahmin edebilir misiniz? Biraz daha ipucu vereyim. Dünyanın en başarılı iş adamlarından biri olarak kabul edilen Richard Branson’a. Kendi yazdığı blog yazısında kurduğu Virgin Holding’in en başarılı şirketlerinden bazılarının çok alakasız anlarda doğduğunu belirtmiş. Eğer not defterlerimizi açıp o anlarda gelen fikirleri yazmasaydık belki de bunlar hiç gerçekleşemeyecekti diyor. DEVAMI ▷

Kategoriler
Sanat

Olimpiyat sembollerinin ilginç anlamları

Olimpiyatlar deyince “spor” aklımıza geliyor değil mi? Her dört yılda bir değişik bir ülkede yapılan uluslararası spor müsabakaları… Ama onun kültürle, tasarımla ve hatta sanatla da ilgisi var. Çok köklü bir gelenek ve köklü olan her şeyde olduğu gibi içinde semboller barındırıyor. Bunların anlamını çözebilmek için biraz derine inmemiz lazım.

Olimpiyatların nasıl başladığını anlayabilmek için bundan 2792 yıl öncesine gideceğiz. Zamanda bu kadar geriye gidiyoruz ama mekan olarak çok da uzak olmayan bir yerdeyiz. Mora yarımadasındaki Olympia bölgesinde. İlk oyunlar burada başlamış. Ama onun öncesindeki kaynağı efsaneler ve mitlere dayanıyor. Tıpkı nehirlerin kaynaklarının dağlarda olması gibi olimpiyatların kaynağı da Yunan mitolojisindeki tanrıların yaşadığı Olympus dağına kadar gidiyor. Bu efsanelerden birine göre Herakles ve 4 kardeşi Zeus’u eğlendirmek için yarışlar düzenlermiş. Kazanana da bir “kotinos” takılırmış; zeytin ağacı dalından yapılmış bir taç. Yani o zamanın geçer akçesi ne altınmış, ne gümüş. Maddi olarak en değerli şey zeytinmiş. Manevi olaraksa barış. Onun için koşarlarmış. “Zeytin dalı uzatmak” deyiminin nereden geldiğini sanıyorsunuz? Ulaşılmak için koşulan “barış kavramı” zamanla zeytin dalıyla özdeşleşmiş. Gördüğünüz gibi Barış kavramını takip etmek, hatta mümkünse ona abone olmak çok eski bir gelenek 😉 DEVAMI ▷

Kategoriler
Müzik

Çalışırken müzik dinlenir mi?

Çalışırken müzik dinlenir mi? Müzik sizin veriminizi mi arttırır yoksa konsantrasyonunuzu mu düşürür? Müziği çok seven birisi olarak inanın size olumlu bir cevap vermek isterdim. Ama 2016 yılı itibariyle bu soruya verilebilecek olumlu ya da olumsuz kısa ve net bir cevap yok. Hangi durumlarda ne tür müzik dinlenebileceği konusundaysa pek çok öneri var. Gelin şimdi bunlara bir kulak verelim.

Her karmaşık problemin en azından bir tane açık ve basit bir cevabı vardır ve bu cevap genellikle yanlıştır. O yüzden size doğru cevaplar verebilmek için bazı sorular soracağım.

Yeni bir şeyler öğrenmeye mi çalışıyorsunuz? O halde müziği kapatın. Beyniniz sürekli analizler yapıp yeni öğrendiği kavramları hatırlamaya ve daha önceki bilgilerle kıyaslamaya çalışırken bir de kulaktan gelen müzik verilerini çözümlemeye çalışırsa ona öncelik vermeye başlayabilir. Daha önceki bir videomda “Aynı anda kaç işe birden odaklanabilirsiniz?” diye sormuştum ya. İşte bu tam da onunla ilgili bir konu. DEVAMI ▷

Kategoriler
Tasarım

Kendi Pokemon Go Oyunumu Tasarladım: #hakikiPokemon

Pokemon Go oynamamak ve onun hakkında konuşmamak için elimden geleni yaptım. Gerçekten. Bu konu hakkında yorum yapmayan bir ben eksik kalmak istedim. Ama başaramadım. Konuşacağım. Hatta daha da ileri gidip kendi Pokemon oyunumu tasarlayacağım.

hakikiPokemonLogo

Logoyu indirip kullanmak için tıklayın.

Eğer Pokemon Go nedir diyenler hala varsa kısa bir özet geçeyim. Hatta hiç geçmeyeyim doğrudan tebrik edeyim. Dünya adındaki bu global köyde her şeyden uzak sakin bir yaşam sürebilmeyi başardığınız için, tebrikler.

Peki konuyu zaten bilenler ya da biraz önceki açıklamamdan sonra hemen Google’dan arayıp öğrenenler için anlatılmayan, gösterilmeyen bir şey kaldı mı? Tükettik mi bu konuyu? Herkesin kendine göre bir bakış açısı olduğuna göre herkes konuşmadıkça tam olarak bitirilmiş sayılmaz. o yüzden şimdi sıra bende! DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

7 milyar insan Facebook’a girerse ne olur?

Facebook bir kolej odasında kurulduktan 10 yıl sonra 1 milyar insanı birbirine bağladı. Bundan 10 yıl sonrası içinse hedefi çok büyük. Tüm dünyayı birbirine bağlamak!

Dünyanın en büyük sosyal mecrası Facebook. O kadar büyüdü ki her ay 1.65 milyar insan tarafından kullanılıyor. Ama bu sayı yeterli değil. Çünkü daha da fazla büyümesi gerek. Tüm dünyanın onu kullanması lazım. Bunun için dünyanın en gelişmemiş, en ücra köşelerine bile internet hizmeti verilmeli. Peki bu nasıl yapılacak?

Facebook bu misyonunu gerçekleştirebilmek için internet.org adında bir web sitesi açtı. Ağustos 2013’te. O zamandan beri ucuz ve yaygın internet erişimi için çeşitli projeler üretiyor. Bunlardan en çarpıcı olanı bir drone projesi: Aquila. Bu insansız hava aracını bir çeşit uçan modem olarak düşünebilirsiniz. Yerden yaklaşık 20 km yüksekte 90 gün boyunca uçması planlanıyor. Benzer bir projeyi Google da “Loon Projesi” adıyla bir yandan uçan balonlarla yapmaya çalışırken, öte yandan “Titan Projesi”yle  tıpkı Facebook gibi insansız hava araçlarını da geliştiriyor. Anlayacağınız herkese internet sağlama konusunda göklerde çok yoğun bir araştırma geliştirme çalışması var. Sanki “istikbal göklerdedir” sözü bize değil de onlara söylenmiş gibi. DEVAMI ▷

Kategoriler
Tasarım

Eyfel Kulesi’nin sembolik ve ilginç hikayesi

Eyfel Kulesi. Aşkın ve güzelliğin sembolü olarak da bilinir. Peki nasıl olur da bilmem kaç tonluk bir demir yığını, devasa bir sokak lambası, 127 yaşındaki bir fabrika bacası romantizmin sembolü haline geldi? Bugüne kadar 250 milyondan fazla insanı kendine bir mıknatıs gibi çekti?

Eyfel Kulesi bugün dünyanın parayla en çok ziyaret edilen anıtı ünvanına sahip. Ve biraz önce söylediğim sıfatları bugün bir sanat ve tasarım harikası olarak kabul edilen bu anıtı aşağılamak için söylemedim. İlk yapıldığında Paris’in sanat ve edebiyat çevresi onu tam olarak böyle tanımlamış. Üstelik Eyfel Kulesine karşı olan bu sanatçılar kulenin o zamanki yüksekliği olan 300 metrenin her bir metresi için bir sanatçıyı yani toplam 300 kişiyi örgütleyerek kuleye adeta savaş açmışlar. DEVAMI ▷