Bugün çok farklı bir fırlatmaya tanık olacağız. Bir dondurmayı uzayın sınırına göndereceğiz. Üstelik bu kez Cape Canevaral ya da Boca Chica’dan değil; Türkiye’den gerçekleştirilecek bu fırlatma. Konya Bilim Merkezi’nden gönderilecek aracımız 100.000 fitin üzerindeki bir irtifaya uçacak. Yolcumuzsa bir astronot değil. Lezzetiyle uzaya götüren bir dondurma: Twister Cosmix.
Cosmix Dünya’daki lezzet misyonunu tamamladıktan sonra tekrar uzaya, kendi evine dönüyor bugün. Beraberinde sizlerin hazırladığı mesajları da taşıyarak…
Biliyorsunuz uzay görevlerine gönderilen araçlar bazen beraberinde başka akıllı canlılar için hazırlanmış bilgileri de taşır. Yıllar önce gönderilen Voyager uzay araçlarındaki plaklarda Dünya’daki canlılardan kaydedilmiş sesler ve görüntüler vardı. Şimdi o araçlar Güneş Sistemi’nden bile çıkarak yolculuklarına devam ediyorlar. İşte bugünkü sembolik uzay görevinde de aynı geleneği sürüyor. Twister Cosmix uzaya yükselirken beraberinde sizlerin hazırlamış olduğu birbirinden güzel mesajları taşıyor.
Şu anda yer ekibinin yaptığı hazırlıkları görüyoruz. Özel bir düzenekle dondurmanın tam karşısına bir kamera yerleştirilmiş durumda. Böylece an be an onun durumunu görebileceğiz.
Aracımız yavaş bir şekilde saatte 15 mil yani yaklaşık 24 km hızla yükselecek. Ancak onu taşıyan balon patladıktan sonra serbest düşüşe geçecek ve bu esnada hızı saatte 200 mil yani yaklaşık 300 km’nin üzerine çıkacak. Yere yaklaşırken paraşütü açılacak ve yumuşak bir iniş gerçekleştirecek.
1783’te bir sıcak hava balonuyla yapılan ilk denemelerde ulaşılan rekor yükseklik buydu: 84 feet, yaklaşık 26 metre. O günden bugüne çok şey değişti. Bu balon 14 GPS uydusuyla haberleşiyor. Bunlardan aldığı sinyallerin “üçgenleyerek” pozisyonunu belirliyor ve irtifası hakkında bilgiler veriyor.
Şimdi hep beraber geri sayımımızı yapalım. 5 4 3 2 1
Uçuş başladı! İşte şu anda 84 feeti geçtik bile… Konya Bilim Merkezi’ni görüyoruz. Yaklaşık iki saat sürecek uçuşta Twister Cosmix’i taşıyan aracımız 80 km’nin üzerinde bir yer menzili kat edecek.
Türkiyenin en yüksek gökdelenlerinin çatısından etraf böyle gözüküyor. 1083 feet. 330 metre Eyfel Kulesinin yüksekliği.
Bu arada fark ettiniz mi? Dondurmamız sadece yükselmiyor aynı zamanda semazenler gibi dönüyor. Yere yakın yüksekliklerde bu normal. Oldukça hafif olan aracımız rüzgarın etkisiyle bir yandan kendi ekseni etrafında dönerken bir yandan da yükselişine başladı.
Şu anda 2722 feet yüksekliğe ulaştı. Bugüne kadar yapılmış en yüksek bina olan Burj Khalifa bu yükseklikte.
Araç troposferde yükselmeye devam ediyor. Yükseldikçe etrafındaki sıcaklık düşüyor. Ortalama her 100 m’de 0,5 °C azalıyor. Dolayısıyla insan için pek uygun olmasa da bu yükseklikte bir dondurma için ideal şartlar oluşmaya başlıyor. Troposferin kalınlığı kutuplarda 6, ekvatorda 16 km. civarında ama bu kalınlık mevsimlere göre değişiklik gösterebiliyor.
Yeri gelmişken dünyadan uzaya gönderilen ilk mesajı da hatırlatayım. Bu mesaj 1974 yılında 25.000 ışık yılı uzaklıktaki M13 küresel yıldız kümesi bölgesine doğru gönderildi. Mesajda 1’den 10’a kadar sayılar, Deoksiribonükleik asidi (DNA) oluşturan elementler olan hidrojen, karbon, nitrojen, oksijen ve fosforun atom numaraları, DNA nükletotitlerindeki şeker ve bazların formülleri gibi bilgiler yer alıyordu.
16834 feetteyiz. 5137 metre. Türkiye’nin en yüksek zirvesi Ağrı dağının tepesine kadar çıktık.
29029 feet yüksekliğe ulaştık. Burası yeryüzündeki en yüksek nokta olan Everest tepesinin zirvesiyle aynı yükseklikte. Uluslar arası uçuş yapan yolcu uçakları genellikle bu yükseklikte uçuyorlar. Atmosferdeki gazların %75’i aşağıda kaldı.
Ticari uçakların çıkabildiği en yüksek irtifadayız. Yukarıda biraz daha bulutlar var. Altokümülüs bulutları. Birazdan onların da içinden geçceğiz.
Ve evet… artık atmosferin yeni bir tabakasındayız. Burası Stratosfer.
68986 feet yükseklikteyiz. Bugüne kadar içinde insan taşıyan bir sıcak hava balonuyla gelinen en yüksek irtifa bu. 2005 yılında Hindistan’dan havalanan bir balonla bu yüksekliğe erişerek bir rekor kırılmıştı. Bundan sonrasına insanlar değil ancak dondurmalar dayanabiliyor.
Balonun bu yükü taşıyabilmesi için içerisinde 1000 L Helyum gazı var. Bu gaz havadan daha hafif olduğu için rahatlıkla yükselebiliyor. Doğal lateksten yapılan bu balonun yerdeki çapı sadece 3 metreydi. Yükseldikçe büyümeye başladı. Az sonra 2 katlı bir evden daha büyük olacak!
Şu anda Armstrong hattına çok yaklaştık. Bakın artık tüm bulutlar aşağıda. atmosferik hareketlilik çok azaldığı için mikrofondan ses de gelmiyor. Sıcaklık -60 santrigrat derece civarında. Basınç 0,0618 atmosfer gibi oldukça düşük bir seviyede. Bu kadar düşük bir basınç sıvıların kaynama noktasını 37 derecelere kadar düşürür. Bu da insanın vücut sıcaklığına eşittir. Dolayısıyla korunmasız olan bir insanın kanı bu seviyede kaynamaya ve buharlaşmaya başlar. Yüksek irtifada uçan jet uçakların bu limitin üstündeyken kokpit eğer basınç kaybederse, pozitif basınçlı bir oksijen maskesi bile pilotun bilincini yerine getiremez.
Evet nihayet uzayın kenarına kadar geldik. Buradan sonra hiçbir canlı korunmasız olarak hayatta kalamaz. Şu anda uçakların rotasının ve Everest’in yüksekliğinin 3 katı kadar yukarıdayız. Artık Twister Cosmix’e veda etme zamanı geldi.
105466 feet yüksekliğe ulaştık. Burası uzayın sınırı. Burası Dünyanın bitip kozmozun uçsuz bucaksız enginliğini başladığı nokta. Burası Dünya’dayken bizleri lezzetiyle uzaya götüren Twister Cosmix’in uzaydaki yuvasına sembolik olarak yapacağı yolculuğun başlangıcı.
Bu noktanın bir başka anlamı da şu. Eğer gerçekten Dünya dışı bir ziyaretçi buraya gelseydi, aşağıda yaşayan çeşit çeşit, renk renk insanlara, o insanların oluşturduğu topluluklara baksaydı hepimizin birbirine benzediğini söylerdi herhalde. Aramızdaki benzerliklerin, farklılıklarımızdan çok daha fazla olduğunu düşünürdü…
Mutlak bir sessizlik var.
Ve işte balonumuz patladı. Şimdi araç yerçekiminin etkisiyle serbest olarak düşmeye başlayacak.
Görüntünün alt tarafında patlayan balonun parçalarını görebilirsiniz.
Hoşçakal sevimli uzaylı! Bilim insanları başka bir yerde biz insanlara tıpatıp benzeyen insanlar olma ihtimalini çok düşük görüyor. Ancak yine aynı bilim insanları Kozmos’u akıllı yaratıkların dolduruyor olabileceğini de gözden uzak tutmuyor. Henüz gitmesek de görmesek de bu karanlığın bir yerlerinde canlı ve hatta akıllı varlıkların olduğuna eminiz.
Sembolik de olsa böyle bir uçuş yapmak ve Twister Cosmix ile mesajlarımızı iletmek o yüzden çok anlamlı. Kozmik okyanusun kıyılarında, bir şişenin içine yazılan bir not gibi iyi dilek mesajlarımızı uzayın kıyılarına bırakmış olduk.
Bir başka uzay macerasında tekrar görüşmek üzere. Hoşçakalın.