Kategoriler
Bilim Çevre

Köpekbalığının kuyruğunu tokatlayan adam

Sizi okyanusların en büyük yırtıcısıyla tanıştırayım. Bruce adındaki bu büyük beyaz köpekbalığı, gözleri dönmüş bir şekilde etrafındaki insanları uzaktan sinsice izliyordu. Onları gördüğü her fırsatta büyük bir intikam duygusuyla saldırmaya hazırdı. Kana susamış bu seri katil, bu yüzen dev çöp öğütücüsünün doymak bilmez bir iştahı vardı. Daha geçen gün suya dalmış masum bir dalgıcı ısırmak için tüm gücüyle saldırmış ve bulunduğu kafesin içine girmeye çalışmıştı. Bunda başarılı olamayınca günler boyunca o teknenin etrafında pusu kurmuş ve nihayet yakaladığı ilk fırsatta teknenin içine atlamayı başarmıştı. 

Devamını anlatmak istemiyorum. Hayal gücünüze bırakıyorum. Buna benzer pek çok ürkütücü hikayeyi duymuş olduğunuzu tahmin ettiğim için boşlukları rahatlıkla doldurabilirsiniz. İnsanın korku duygusunu mıncıklamak diğer tüm duygularından daha kolay. Korkuyu yenmenin en kolay yoluysa bilmekten geçiyor.

Mesela okyanuslarda yaşayan yüzlerce köpekbalığının her birini, tek tek, şu anda tam olarak nerede olduğunu görebileceğinizi biliyor muydunuz? Böyle bir harita var. Bu haritayı kullanarak neredeyse gerçek zamanlı olarak köpekbalıklarının hareketlerini izleyebiliyorsunuz.

Örneğin Breton adlı köpekbalığı, 15 Mayıs 2021 sabah 09:42’de Bermuda Şeytan Üçgeni olarak da bilinen sularda görülmüş. 

Ondan 15 dakika önce 2 metre 45 cm uzunluğundaki Slinger adlı mako köpekbalığı Meksika körfezinin ılık sularında kahvaltı yapıyormuş. 

Ondan 1 saat önce de dünyanın diğer yarım küresinde Nepean adlı bir kaplan köpekbalığı Büyük Okyanus’un güneydoğusundaki Yeni Kaledonya sahillerinde arz-ı endam etmiş. Üstelik bu dişi köpekbalığı tam 4 metre boyunda. 26 Mart tarihinden bu yana yaklaşık 1,5 aydır takip ediliyor. İzlediği rotaya dikkat ederseniz Norfolk adalarından kuzeye doğru yüzdüğünü fark edebilirsiniz. İnsanların yaşadığı yerlere doğru gidiyor…

Sahillerde dolaşan bir köpekbalığı. Yoksa videonun başında anlattığım Bruce’un yeni versiyonu Nepean mı olacak? Bu soruya az sonra cevap vereceğiz ama eminim aklınızda başka bir soru işareti daha oluşmuştur. Bunları nasıl takip ediyorlar?

Burası Nova Scotia kıyıları. Suda yüzen dev yüzgece aldırmaksızın atlayan kişi daha önce bu işi yüzlerce kez yapmış biri. Onu yüzen bir platformla kısa süreliğine suyun dışına çıkartıp hızlıca kan ve doku örnekleri alıyorlar. Bir yandan da o üst yüzgece özel bir etiketleme sistemini yerleştiriyorlar. S.P.O.T. tag adı verilen bu cihaz GPS uydularına konum bilgisi gönderiyor. Cihazın iki tarafında bakır iletkenler bulunuyor. Suyun içindeyken kapalı bir devre haline geldiği için herhangi bir veri iletimi yapmıyor. Köpekbalığı suyun üstüne çıkınca devre bozulduğu için cihaz uyanıyor ve bulunduğu yerin bilgisini pingliyor. Bu şekilde 5 yıldan uzun bir süre çalışabiliyor ve araştırmacıların köpekbalığının davranışları hakkında ayrıntılı bilgiler elde edebilmesini sağlıyor. Yeni nesil etiketleme cihazları suyun altındaki ışık miktarı, sıcaklık, derinlik gibi bilgileri de toplayıp depoladıktan sonra belli aralıklarla uydulara gönderebilecek şekilde tasarlanmış. 

Bu bilgileri bizim bile görebiliyor olabilmemiz okyanus yaşamı hakkında farkındalığımızı arttırabileceği için çok değerli. Sadece görmüyoruz, isimlerini bile biliyoruz. Az önce nasıl etiketlendiğini gördüğümüz köpekbalığına da bir isim vermişler: Nukumi. Yerlilerin dilinde “bilge nine” anlamına gelen bir söz bu. 50 yaşında olduğu ve bugüne kadar 100’e yakın çocuğa ve toruna sahip olduğu tahmin edildiği için böyle bir isim verilmiş. Kendisi birkaç ay sahillere yakın yüzdükten sonra 22 Şubat tarihinde birdenbire yön değiştirmiş. 3 aydır Atlantik Okyanusu’nun derinliklerine doğru yüzüyor. 135 günde 5570 mil yol gitmiş. Yani günde ortalama 41 mil mesafe kat ediyor. 50 yaşında bir nine için hiç de fena sayılmayacak bir performans bu. Daha da ilginç bir saptama yapalım mı? Eğer hayatı boyunca günde ortalama 41 mil yüzdüyse toplamda 748250 mil gezmiş demektir. Yaklaşık 1.2 milyon km. Dünyanın çevresini 30’dan fazla kez dönmüş ve hala yüzmeye devam ediyor. Hangi insan evladı yürüyerek bu kadar mesafe gitmiştir? Bırakın yürümeyi uçakla bile bu kadar gezen çok az sayıda insan vardır. 

Sadece bir haritadaki verilere bakarak bile bu deniz canlıları hakkındaki korku duygumuzu hayret ve şaşkınlık duygularına dönüştürebilmeyi başardık. Şimdi bir de yanlış bildiklerimizi düzeltmeye çalışalım. Videonun başında size Bruce diye bir köpekbalığından söz etmiştim ya. Aslında o 1975 yılı yapımı JAWS adlı filmden bir karakterdi. Filmin kötü adamı olarak tasvir edilen bu karakter hakkında söylediğim her cümle yanlıştı.

Köpekbalıkları insanları izlemez. Az önceki haritadan da anlayabileceğimiz gibi insanlar köpekbalıklarını izler. Hatta bu izleme konusunda o kadar ileri giderler ki onları doğal ortamlarından çıkarıp yüzgeçlerine hayatları boyunca taşıyacakları izleme araçlarını monte ederler.

Oldukça akıllı hayvanlar olmalarına rağmen intikam gibi karmaşık duygulara sahip değillerdir. 

Kana susamamışlardır. Hele insan ya da herhangi bir başka memelinin kanına çoğunlukla ilgi duymazlar. 

Doymak bilmez bir iştahları yoktur. Bazı köpekbalıkları haftada sadece bir ya da iki kez beslenirler. Limon köpekbalıkları vücut ağırlıklarının %2’sinden daha az yerler.

Bir köpekbalığının kafese çarptığı, iplere sıkışıp etrafa çarptığı veya bir kafesin ağzına takıldığı bir sahne gördüğünüzde, bu köpekbalığı için acı verici ve tehlikeli bir durumdur, üstelik insanlar tarafından bilerek oluşturulmuş bir durumdur. Köpekbalıklarını kafese daha da yaklaştırmak için yem kullanılır. Bazen köpekbalığının takip ettiği hız, yem üzerine odaklandığı için onun kafese çarpmasına neden olur. Köpekbalıkları geriye doğru yüzemezler, bu yüzden engelden uzaklaşmak için kafalarını savururlar.

Teknelerin içine de atlamazlar. Suyun dışında kendilerini iyi hissetmezler. 

Son olarak insanları gördükleri her fırsatta onlara saldırmazlar. Eğer öyle olsaydı her gün yüzlerce saldırı haberi duyardık. Ama insanlar köpekbalıklarına saldırır. Her yıl milyonlarca köpekbalığı yüzgeçleri ya da etleri için ya da sadece zevk için avlanıyor. Denizlerin en büyük yırtıcısınıen en büyük düşmanı, belki de tüm evrenin en hırçın yaratığı olan insanlar.

Neyseki gelişen teknolojinin de yardımıyla artık onlar hakkında her zamankinden daha çok bilgiye sahibiz. Sadece uydularla değil, sıradan insanların kullandığı dronlarla bile daha önce hiç görmediğimiz manzaralarla karşılaşıyoruz. Nepean, insanların yaşadığı yerlere doğru gidiyor demiştik. Sadece o değil yüzbinlercesi öyle. Sadece biz bunu yeni öğreniyoruz. 

Güney Kaliforniya’da geçtiğimiz günlerde kaydedilen bu görüntülerde sörfçülerin arasında dolaşan köpekbalıkları var. Geçmişte kaç kez buna benzer durumlar oluştu? Şu anda kaç kişi etraflarında sessizce dolaşan köpekbalıklarından habersiz böyle yüzmeye devam ediyor? Sörf tahtasından düşen bu kişiyi fark etmemiş olması imkansız. Ama hiç ilgi göstermiyor. Benzer durumlarda meydana gelen saldırıların çoğu genç ve tecrübesiz köpekbalıklarının kötü ışık koşullarında insanı kendi avlarıyla karıştırmasından kaynaklanıyor. Görüş koşulları açık olduğunda etrafı çepeçevre insanlarla çevrili olsa bile hareketsiz kalmayı tercih ediyor. Asıl şaşırtıcı olan insanın körlüğü. Buradaki sörfçülerin hiçbiri onun farkında bile değil. Olsaydı onlardan biri böyle üstüne doğru yüzmezdi. Sörf tahtasının üstünde ilerleyen bu kişi o anda burnunun dibini bile göremiyor olmalı! Attığı kulaç neredeyse köpekbalığının kuyruğuna değiyor. Adeta onun kuyruğunu tokatlıyor. Ama o hiç oralı değil. 

Sadece köpekbalıklarını değil, gezegenimizde yaşayan tüm canlıları artık her zamankinden daha yakından izliyoruz. İzledikçe daha iyi tanıyoruz, daha iyi biliyoruz.

Bilmek neden bu kadar önemli? Çünkü bilmeyen bilmediğinden korkar. Bilense bilgisi arttıkça korkudan çok saygı duyar. 

“Köpekbalığının kuyruğunu tokatlayan adam” için 6 yanıt

Günaydıııııın Barış Abi. Fark ettim de son iki haftadır koyduğun şeyler Olumlu Bak kanlının yaptığı içeriklerine benziyor. ben geçen hafta düşen çin roketini yapmanı beklemiştim. Bu hafta “tianwen-1” ile inen çinin mars roverını yapmanı bekliyordum. ancak bu son iki haftadır benim beklediğim içeriklerle uzaktan-yakından âlâkası yok.(yinede eline emeğine sağlık)

Zannedersem bunda “Katil Köpekbalığı” gibi filmlerin sirayeti büyük. Dediğiniz gibi de bilgisizlik de buna eklenince bir korku ortaya çıkıyor ki yine değindiğiniz gibi aslında hepsinden tehlikelisi ve korkulması gereken insandır.

Merhaba Barış Bey. Sizin de takviminizde yer olursa, TIMECODE yayınlarında The Dark Knight üçlemesinden bir film izlemek isteriz.

Merhaba, Ben sizin videolarınıza farsça alt yazı eklemesine yardımcı olabilirim. İsterseniz benimle iletişime geçebilirsiniz, çok sevinirim

Bariş abi seni severek takip eden birisiyim. senden bazı içeriklerin devam etmesi için bu yarumu yazıyorum . Bilmediğim şeyleri öğrenmeyi seviyorum bundan dolayı daha önce yapmıiş olduğun ‘Rastgele sorular’ ya da ‘inceleme yaptığınız film videoları ‘ video türlerinin devamının gelmesini istiyorum .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir