Dün hayatımdaki en garip canlı yayınlardan birini izledim. Yayın ABD Kongresi’nden yapıldı. Sadece YouTube’da eş zamanlı olarak 100 binden fazla kişi tarafından izlendi. Halka açık düzenlenen bu toplantıda şu üç adam elini kaldırıp yemin etti ve sonra da başladılar konuşmaya…
ABD federal hükümetinin UFO’ları uzun süredir bildiğini, son derece gizli bir UFO kurtarma programını sürdürdüğünü ve “insan olmayan” uzay araçları ile “ölü pilotlara” sahip olduğunu iddia ettiler. Bunların yeminli ifade olduğunu ve canlı yayınla yüzbinlerce kişinin karşısında söylendiğini tekrar hatırlatayım. UFO yerine artık ABD’de UAP deyimi kullanılıyor ama ben Türkiye’de daha çok UFO olarak bilindiği için bu şekilde devam edeceğim.
Peki kim bunları söyleyen üç kişi? Kenarlarda oturanlar eski pilot. Sağdaki emekliye ayrılmış ve ta 2004 yılında San Diego açıklarında uçarken UFO’larla karşılaşmış. Onun kaydettiği videoyu 3 yıl kadar önce bu kanalda yayınlamıştım. Solda oturan Ryan Graves de eski bir F-18 pilotu. O da Virgina Beach’te yani bu kez ABD’nin doğu yakasındaki bir karşılaşmadan söz etti. Filosundan pek çok kişinin bilinmeyen nesneleri tespit etmeye başladığını anlattı. Bunların özellikle radar sistemlerini yeniledikten sonra düzenli olarak görüldüğünü söyledi. Hatta kendisi değil ama bir arkadaşının 50 feet yaklaşık 15 metre uzaktan gözleriyle gördüğünü aktardı. Gördüğü şeyi de şöyle tarif etti: “temiz şeffaf bir kürenin içinde uçları o küreye değen koyu gri veya siyah küpler.”
Gelelim ortadaki kişiye. En iddialı söylemlere sahip olan bu kişi: David Grusch. Kendisi eski Amerikan istihbarat yetkilisi ve Hava Kuvvetleri subayı. Geçen ay, Haziran 2023’te bir yayına verdiği demeçte “extraordinary” diyebileceğimiz oldukça sıra dışı iddialarla gündeme gelmişti. Dünkü canlı yayında bu iddialarını bir kez de kongre üyeleri karşısında ve yeminli olarak tekrarladı. Onun bu iddialarına geçmeden önce kim olduğunu daha iyi anlayabilmek için kısaca bir geçmişine bakalım isterseniz.
Grusch, Afganistan’da da bulunmuş bir savaş subayı. Daha sonra Ulusal Jeo-uzaysal İstihbarat Teşkilatında (NGA) ve Ulusal Keşif Ofisinde (NRO) çalışmış kıdemli bir kişi. 2019’dan 2021’e kadar NRO’nun Tanımlanamayan Hava Olayları Görev Gücü temsilcisiymiş. 2021’in sonlarından Temmuz 2022’ye kadar da NGA’da UAP analizi eş başkanı ve görev gücü temsilcisiymiş. 2023 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nın taslağının hazırlanmasına yardımcı olmuş ki bu ifşacı korumaları ve ifşa etmeme emirleri ve anlaşmalarına yönelik muafiyetler de dahil olmak üzere UFO’ların rapor edilmesine ilişkin hükümleri içeren bir yasa. Yani kendisinin sarı çizmeli Mehmet Ağa olmadığı kesin. Bu konuların içinden gelen biri.
İşte bu kişi ilk kez 5 Haziran 2023’te “The Debrief” adlı bir web sitesinden iki gazeteciye konuştu. Adını duymamış olabilirsiniz. “Kendi kendini finanse eden” “bağımsız” ve “sınır bilimi” konusunda uzmanlaşmış bir web sitesi olarak tarif ediyorlar kendilerini. Niye böyle adı sanı pek duyulmamış bir yere konuştu derseniz çok daha muteber yayınlar olan The New York Times, Politico ve The Washington Post onun bu hikayesini yayınlamayı reddetmiş.
Ne var peki onun bu hikayesinde de kimse yayınlamaya yanaşmıyor dersiniz?
İddiası şu: ABD federal hükümeti son derece gizli bir UFO bulma programı yürütüyor ve ölen pilotların cesetlerinin yanı sıra insan yapısı olmayan “non-human” çok sayıda uzay aracına sahip. Grusch ayrıca UFO programlarını gizlemek için “beyaz yakalı suçların” işlendiğine dair somut kanıtlar olduğunu ve programları gizlemek için insanların öldürüldüğünü söyleyen yetkililerle görüştüğünü iddia ediyor. Bu iddialarını dünkü canlı yayında tekrarladı. İsim verebilir misin diye sorulduğunda burada herkesin önünde söyleyemem ama kapalı kapılar ardında tüm isimleri tek tek ifşa ederim dedi.
İşte onun bu hikayesinin yayınlanmasından iki gün sonra 7 Haziran’da bu kez Fransız gazetesi Le Parisien’de iddialarını ayrıntılandırdı. Bu UFO’ların ekstra boyutlardan gelmiş olabileceklerini söyledi. Bu ta 1940’lardan beri söylenen “Boyutlararası UFO hipotezi.” İşte dünkü canlı yayında da sorulan sorulardan biri bununla ilgiliydi. Dikkatimi çeken bir şeyi daha söyleyeyim, gerçekten partilerüstü bir toplantı oldu ve her iki taraftan da çok akıllıca sorular geldi. Ben en çok Missouri’den katılan Cumhuriyetçi temsilci Eric Burlison’ın sorularını sevdim. Hepimizin aklına gelen o en önemli soruyu da elbette o sordu:
“Bir uzaylı türünün milyarlarca ışık yılı kat edecek kadar teknolojik olarak gelişmiş olması ve buraya kadar gelmesi ve bir şekilde Dünya’da hayatta kalamayacak kadar beceriksiz olup kaza geçirerek düşmesi, benim biraz abartılı bulduğum bir şey. Sizin bir açıklamanız var mı?”
İşte Grusch’un cevabı bu boyutlararası UFO hipotezinden geliyor ve diyor ki: “bunun dünya dışı olması gerekmeyebilir ve aslında tam burada aynı yerde bulunabilecek daha yüksek boyutlu bir fiziksel uzaydan geliyor olabilir.” Indiana Jones filminde böyle bir şey vardı değil mi? Eski uzaylılar uzaya değil, “boşluklar arasındaki boşluğa” uçuyordu.
Grusch’un iddialarına devam edelim, çünkü bu işlerin uzun süredir devam ettiğini de söylüyor.
- UFO’lar ekstra boyutlardan gelebilir.
- Papa XII. Pius, 1933’te İtalya’nın Magenta kasabasında bir UFO kazasının varlığını ABD’ye gizli kanallarla bildirmişti, diyor. Kalıntıları Mussolini hükümeti tarafından saklanmıştı. Sonra ABD Stratejik Hizmetler Ofisi, Beş Göz ile koordineli olarak bunu 1944 veya 1945’te ele geçirmişti.
- ABD askeri kuuvetleri tarafından “futbol sahası” büyüklüğündeki uçaklar hakkında bilgilendirilen istihbarat yetkilileriyle konuştuğunu söyledi.
- ABD hükümeti bazı kaza yapan UFO’ları bir savunma teknolojileri yüklenici şirketine aktarmıştı. Dünkü canlı yayında bu iddialarının ardından Boeing’le ilgili sorular soruldu ama üstü kapalı cevaplar verdi.
- UFO’ların “kötücül faaliyetleri” olduğunu söyledi.
Hatta kendisinin ve eşinin travmatik bir deneyim yaşadığını da ifade etti. Bu sözde gizleme faaliyetleri esnasında bazı kişilerin zarar görmüş olabileceğini söyledi. “Kim onlara zarar verdi, UFO’lar mı yoksa onları gizlemeye çalışan hükümet görevlileri mi?” şeklindeki soruya “her ikisi de…” diye cevap verdi.
90’larda X Files diye bir dizi vardı ve ben de hastasıydım. Dün o canlı yayını izlerken resmen o diziden bir bölümü izliyor gibiydim. Fakat bu kez ifade verenler aktör değil yıllarca ciddi görevlerde çalışmış insanlar. Peki onların bu yeminli ifadelerini kanıt olarak kabul edebilir miyiz?
Bence hayır. Somut veri veya maddi kanıt olmadan, bu iddiaları değerlendirme konusunda kısır bir döngüye girme ihtimalimiz var.
Rochester Üniversitesi’nden astrofizikçi Adam Frank’in yazdıklarını okumuştum. “Bu iddiaları hiç heyecan verici bulmadığını” çünkü bunların hepsinin “sadece söylenti” olduğunu yazıyor; burada “bir adam, hükümetin uzay gemilerine sahip olduğunu bir adamdan duyan başka bir adamı tanıyan bir adam tanıdığını söylüyor.”
Radyo astronomu Michael Garrett de diyor ki dünyaya kadar gelip düşen uzay araçları olabilmesi için her gün yüzlercesinin buraya gelmesi gerekir. Ve astronomlar şu ana kadar böyle bir gözlem yapmadı. Bununla ilişkili olarak dünkü canlı yayında pilotlara karşılaşmaların yaşandığı yerlerin uydu görüntüsüne bakıldı mı diye soruldu. Pilotlar da bu karşılaşmalarda çoğu zaman tüm elektronik cihaz ve sensörlerin devre dışı kaldığını ifade etti.
Grusch aslında bu tür raporların olduğunu ama bilzerin hiçbir zaman görmediğini iddia ediyor.
“Nedendir bilmiyorum.” diye de ekliyor.
O kadar çok şeyi “ben gördüm, biliyorum ama sizden saklıyorlar” iması var ki konuşmalarında… Gördüğü şeyler de hep ikinci elden raporlar.
Dünkü canlı yayının 51. Dakikasında hükümet bunları saklıyor mu? sorusuna çok net olarak “evet” dedikten sonra gerekçelendiriyor: “Kesinlikle, 4 yıl boyunca mülakat yaptığım 40 görgü tanığının söylediklerine dayanarak…”
Ve nerede? Bu soruya da 51. Bölge demiyor ama bölgeleri kesin olarak bildiğini iddia ediyor. Ama kendisi gidip o bölgelere bakmamış. Yine bu konuda bilgisi olduğunu düşündüğü insanların söylediklerinden yola çıkarak biliyormuş. Şu sırada kollarıyla kendini sarmalaması şeklindeki beden dili ekstra dikkatimi çekti: “Self hugging” pozisyonu. Teselli edilme arzusunu gösteren bir işaret.
Bu insanların otoriteye karşı gelip halk karşısında yeminli ifadeler vermeleri gerçekten büyük cesaret. Yaklaşık 2,5 saat süren oturum boyunca yalan söylediklerine ilişkin herhangi bir kanıya da kapılmadım. Özellikle videosunu yayınladığım o meşhur karşılaşmaya tanık olan emekli pilot David Fravor epeyce sempatik biri. Fakat neredeyse 20 yıl önce karşılaştığı bir olayı hatırladığı kadarıyla anlatıyor. O olaydan sonra hiç görmemiş. Üst makamların bu olayları kapattığına dair de en ufak bir şüpheyle karşılaşmamış. Zaten kendi yaşadığı duruma ait videoları Pentagon yayınladı. Ondan sonra bu konular bir çeşit “me too” hareketine dönüştü. “Ben de gördüm, benim bacanak da bir keresinde kaçırılmıştı” benzeri raporların sayısında artış oldu.
Bunun üzerine bilim insanlarından yardım istendi. NASA, konusunda uzman ve saygın kişilerden bir araştırma komisyonu oluşturdu. Hatta geçtiğimiz Mayıs ayında onlar da yaptıkları çalışmaları açıkladılar. Bu gibi raporların nasıl incelenemesi gerektiğine dair görüşlerini sundular. Bir “framework” diyebiliriz. Bununla birlikte, UFO ya da yeni adıyla UAP’nin dünya dışı kökenli olduğuna dair kanıt olduğuna inanmadıklarını söylediler.
Şu anda herkes elindekilere bakarak kendi inançlarını açıklayabiliyor en fazla. İddialar havalarda uçuşuyor. Ama maddi kanıt hala yok. “Abi videolar var, daha ne olsun?” Var da bunların dünya dışı nesneler, insan olmayan biyolojik varlıklar olduğunu göstermiyor o videolar. Ne oldukları henüz anlaşılamıyor.
Bu tür videoları özellikle 2019’dan sonra görmeye başlayan pek çok insan, geçmişte yaşadıkları bazı olaylarla birleştiriyor olabilir. Gerçi özellikle ticari pilotların %95’inin iş kaygısıyla bunları açıklamadıklarını ifade etti yine bir eski pilot. İşte bu oran değişmeye başlamış olabilir. Ancak 1930’lardan beri ABD hükümetinin düşen uzay araçalarını yakalayıp sakladığı iddiası için ne o videolar ve ne de bu konuşmalar beni ikna etmiyor. Dünyada 200’den fazla ülke var. Uzaydan bakınca hiçbirinin birbirinden farkı yok. Aralarındaki sınırlar bile görünmüyor. Neden kaza yapanları sadece ABD hükümeti bulup hem de on yıllar boyunca saklasın ki? Diğer ülkelerin başı kel mi? Hiç mi denk gelmemiş? Uzay konusunda bir zamanlar ABD’den bile başarılı ve toprak olarak da çok daha geniş bir coğrafya olan Rusya’da kaza yapan bir araç yok mu? Eminim vardır ve şimdi siz de yazarsınız aşağıya ama ben bu hikayaleri çok duydum. Hatta az önce de söylediğim gibi çok izledim.
X Files dizisi 218 bölüm boyunca bunları anlattı. ABD hükümetinin ajansında çalışan resmi bir görevli, yine aynı hükümetin bu bilgileri halktan sakladığına inanıyordu. Tanıdık geldi mi? İşte bu paranoya etrafında ne hikayeler örüldü. “I want to believe.” Fox Mulder’ın ofisindeki UFO posterinde bu slogan yazılıydı: İnanmak istiyorum.
Uzaylıların ve paranormal olayların var olduğuna ben de inanmak istiyorum. Ama ondan da çok ne istiyorum biliyor musunuz? Bu tür şeylerin varlığını kesin bir şekilde kanıtlayacak bilgi ve kanıtlar görmeyi de istiyorum.
Bu çok normal. Siz de isteyebilirsiniz.
Çünkü bu bilinmeyenin, açıklanamayanın, belirsizin gerçeğini araştırma ve keşfetme süreci.
“ABD yıllardır UFO’ları gizliyor mu?” için 3 yanıt
Barış Bey,
Bu olayların sadece Amerikada olduğundan bahsetmişsiniz, ancak biraz araştırırsanız Türkiye’de de gündem olduğunu bulabilirsiniz. Youtube’da Okan Bayülgen’in kanalında “muhabbet kralı – ufo olayları” videosuna bakabilirsiniz. Özellikle orada 3 ayrı emekli askeri pilotun birbirinden farklı zamanlarda ufo karşılaşmalarını detaylı bir şekilde anlattıklarına rastlayabilirsiniz.
Videonun kendisi çok uzun ve kendimce önemli gördüğüm kısımları size aktarıyorum:
1:49:25 Emekli Kaptan Pilot Hami Yüksel’in anısı. Ufo’ya vur emri verildiğini ve 2 uçakla 3 ayrı sorti yaptıklarını görevinin tüm detaylarıyla aktarıyor. Cismin yerden de görülebildiğini ama radarla tespit edilemediğini, çok yüksek irtifalara kolayca çıkıp çok hızlı ivmelendiğini aktarıyor.
2:09:45 Emekli Pilot Mehmet Öksüm’ün Görev sırasında 20 dakika karşılıklı uçtuğunu, cismin uçak içinde 8 kişi ve yerden de bir çok tanık tarafından gözlemlendiğini, 2-3 kilometre çapında olabileceğini aktarıyor.
2:34:10 Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, görev sırasında 4 jet ve 8 pilotla cisimleri çok kısa mesafeden gördüklerini tüm detaylarıyla aktarıyor.
Bu videoları da izledikten sonra fikrinizin ne olacağını merak ediyorum.
1835 yılında Osmanlı Seraskerlik makamına bağlı olan Jurnal teşkilatının Anadolu Jurnal Defteri No.7520 s.16 numaralı raporunda 17 Temmuz 1835 yılında Cuma gecesi Bayramiç Kasabasında kıble tarafından rengi yeşile çalan parıltısı ay ışığına muadil daire şeklinde bir ışığın 3 dakikaya yakın gökyüzünde durup ardından kaybolduğu belirtilmiş.
Ufologların dikkatini çekebilir 🙂
Çok ilginç, Kozmos kitapındakı bilgiler aklıma geldi.