Kategoriler
Sanat Tasarım Teknoloji

Bu JPEG Resim 69.300.000 Dolara Satıldı! NFT Kripto Sanat Çağı Başladı

Bu JPEG resim 69.3 milyon dolara satıldı! Evet, yanlış duymadınız. Bir kişi 2000 araba ya da 200 ev ya da 20 ada alabileceği bir fiyatı bu dijital resim dosyasını satın almak için harcadı. Peki neden? Bu kişi ya çok çılgın ya da hepimizden daha akıllı!

Acaba bu resimde bizim ilk bakışta göremediğimiz gizli bir özellik mi var? Birlikte inceleyelim. Resmin altındaki “super zoom” özelliğini kullanarak ayrıntıları görmeye çalışalım. Bu 21069 x 21069 piksel ölçülerindeki büyük resim başka küçük resimlerden oluşuyor. İçinde bir sürü çizim, eskiz, illüstrasyon var. Bazıları güzel, bazıları sıradan gibi gözüküyor. Aralarda popüler kültüre yapılmış göndermeler göze çarpıyor: Pikachu, Michael Jackson, bol bol Yoda ve Star Wars…

Yine de sizce küçük küçük resimlerden oluşturulmuş bu kolaj bu kadar değerli olabilir mi? Bir de yapana bakalım. Eser sahibi olarak “Beeple” adında 1981 doğumlu bir kişiyi görüyoruz. Asıl adı Mike Winkelmann olan bir grafik tasarımcı bu kişi… 1 Mayıs 2007’de bir karar vermiş. Bugünden sonra her gün bir resim çizip online olarak yayınlayacağım. Bir “zinciri kırma” hedefi koymuş kendine anlayacağınız… ve kırmamış da. 2007’den 2020’ye kadar 13,5 yıl boyunca her gün bir resim çizmiş. Bunlardan seçerek oluşturduğu kolajın adı o yüzden “ilk 5000 gün” anlamına geliyor. 

Enteresan bir hikaye. Ama yine de böylesine büyük bir değerlemeye nasıl ulaştığını açıklamak için yeterli değil. Çünkü bu görsellerin her birine hemen şu anda internet üzerinden siz de ulaşabilirsiniz. Kendi web sitesinde parça parça yayınlanmaya devam ediyor. Bunları indirip renkli baskısını alıp duvarınıza yapıştırabilirsiniz. Ya da böyle tek tek uğraşmak istemiyorsanız yılın sonuna doğru çıkacak kitabını alabilirsiniz. 

Aynı görseller internette bedava, kitap olarak basılınca da en fazla $65 ederken neden bu görsele bunun 1 milyon katından fazlasını ödeyesiniz ki? Aynı soruyu bu resim yerine şu resim için de soramaz mıydık? Mona Lisa tablosuna internetten bedavaya ulaşabiliriz. İndirip renkli baskısını alıp duvarımıza yapıştırabiliriz. Hakkında yazılmış onlarca kitabı uygun bir fiyatla satın da alabiliriz. Ama tablonun orijinalini almak isteseydik ne kadar ödemek zorunda kalırdık? Yüz milyonlarca dolar değil mi? O zaman buradaki asıl değer tablonun reprodüksiyonlarında değil. Çünkü onlardan sonsuz sayıda var. Asıl değer az olanda. Orijinal versiyonunda. Çünkü ondan sadece bir tane var. Az olan değerlidir. 

Bir kitabın ilk baskısından bir kaç tane kaldıysa fiziksel maliyetine göre değeri kat kat artar. Artık maddi değerinin yanı sıra manevi bir değeri de vardır. Az bulunan pullardan, oyuncaklardan, çizgi romanlardan yapılan koleksiyonları düşünün. 

Şimdi bu benzetmeyi günümüze taşıyalım. Artık değerli olan şeylere dijital varlıklar da eklendi. Bir tablonun illa tuval üzerine yağlı boya olarak yapılması gerekmiyor. Bilgisayar ekranında Cinema 4D ile 3 boyutlu bir görsel olarak da tasarlanabiliyor. Ama dijital olduğu için kopyalanarak çoğaltılması çok daha kolay oluyor. Eğer orijinal olan versiyonu kopyalarından ayırt edebilecek güvenilir bir yöntem icat edebilseydik o zaman o ilk özgün versiyon çok daha değerli olurdu. 

Aslında böyle güvenilir bir yöntem icat edildi. Beeple’ın “Everydays” adlı bu eserinin hemen altında yazan şeye bakın: non-fungible token. Kripto para birimlerinin kullandığı teknoloji bu kez sanat eserlerinin ya da koleksiyon parçalarının özgünlüğünü tescil ediyor. Non-Fungible Token, kısaca NFT değiştirilemez token anlamına geliyor. Bu tokenlar, kripto para birimlerinin aksine birbirleriyle takas edilemiyor. Çünkü her değiştirilemez token, dijital para birimlerinin aksine birbirinden farklı. Genellikle Ethereum altyapısındaki bu dijital varlıklar, ERC-721 ve ERC-1155 standartlarına göre oluşturuluyorlar.

Dolayısıyla bu JPEG resim orijinal haliyle başka bir yerde yok. Bir kişi bu resim dosyasını satın almak için Mart 2021 kuruyla 525,846,025 TL ödedi. Bunu kağıt parayla yapsaydı, onlarca kasayı doldurup taşıması gerekirdi. 

Tabiki bunu yapmadı. Artık 21. Yüzyıldayız. Bu ödeme ne böyle kağıt paralarla ve ne TL ne de dolar gibi bir para birimi cinsinden gerçekleşmedi. Dünyanın en eski ve en önemli müzayede kurumlarından biri olan Christie’s’de 11 Mart 2021’de yapılan açık arttırmada satılan bu resmin altındaki açıklamalara bakmaya devam edersek, eser sahibinin bir de dijital cüzdanı olduğunu görüyoruz. İşte satış sonrasında ödeme bu cüzdana kripto para transferi şeklinde gerçekleşti. 

Videonun başında verdiğim haberi şöyle okumak daha doğru. Dijital olarak 13,5 yılda yapılan bir dijital eser, yeni nesil dijital parayla satıldı. Kripto sanat, kripto parayla el değiştirdi. Yine de bu kadar değerli olmamalıydı diye düşünüyor olabilirsiniz. Onu satın alan kişiye hala çılgın diyebilirsiniz. O kadar acele etmeyin. Bir zamanlar bitcoin için de benzer şeyler söyleniyordu. Kripto sanatın neden bu kadar hızlı bir şekilde değer kazanmaya başladığını anlatmadan önce bu videonun sponsoru Paribu’dan bahsetmek istiyorum.

Paribu; hızlı, kolay ve güvenli kripto para işlem hizmetleri sunan bir platform. Kullanıcılar buradan Bitcoin dahil onlarca kripto para işlemi ve TL yatırma/çekme işlemleri gerçekleştirebiliyor. “Kolay Al/Sat” seçeneğiyle sadece miktar belirleyerek tek adımda kripto para işlemi yapılabiliyor. Paribu’da 10 TL’ye bile kripto para alabilmek mümkün. Ayrıca kullanıcılara 7 gün 24 saat destek hizmeti sağlanıyor. Verdiği bu tür finansal hizmetlerin yanı sıra beni etkileyen en önemli özellikleri sorumluluk aldıkları sosyal konular oldu. Yayınladıkları manifestoda “geleceği sadece beklemeyip, onu inşa edenlerden olmayı seçiyoruz” diyorlar. Gerçekten de öyle. Tıpkı hayat gibi alışkanlıklarımız da değişiyor. Her şey bu kadar hızlı yenilenirken; sadece finans değil sanat bile merkeziyetsizliğin özgür dünyasında kendisine bir yer bulurken bu konuda global standartları belirleyecek finansal servisler geliştiren Paribu bu dönüşümün güvenilir bir adresi olmak için şeffaflık ve doğruluk rotasından ayrılmayacağını belirtiyor.

Evet yarının dünyası böyle bir şey. Kripto sanat çağı resmen başladı. Sadece dünyadan Beeple gibi çizerler değil, Türkiye’den Murat Yıldırım gibi tasarımcılar da bilgisayar üretimli imgeleme çalışmalarını NFT teknolojisiyle dijital satışa çıkardı. Murat’ı Instagram’dan uzunca bir süredir takip ediyordum ve hatta onun “Furry Artworks” çalışmalarını da paylaşmıştım. Daha sonra uluslararası çağdaş sanat organizatörlerinin ve küratörlerin de radarına girmiş. Yaratıcı çalışmaların Instagram’ı olarak niteleyebileceğimiz Behance platformunun kurucusu Scott Belsky, Furry Artworks koleksiyonunu, 2020’nin en yenilikçi reprodüksiyon tekniği olarak duyurdu. Yani kripto sanatın hem bizden hem de dünyadan temsilcileri var. Modern sanatçıların üretimleri de klasik sanatçılarınki gibi değer kazanmaya başladı.

Yine de bir JPEG resme o kadar para vermek hala çılgınca mı geliyor? O kadar parayı şöyle bir madene mi vermek akıllıca? Ne de olsa altın bu. Çok kıymetli. Neden? Çünkü dünyada diğer madenlere göre daha az bulunuyor. İyi ya sanat eserleri de öyle. Siz zenginlerin neden sanat koleksiyonu yaptıklarını sanıyorsunuz? Çünkü milyonlarca dolarla sahip olabilecekleri altın, aynı miktarla satın aldıkları sanat eserleri kadar değerini koruyamıyor. Sanat eserleri yıllar içinde değerini diğer varlıklara göre çok daha fazla arttırabiliyor. Bitcoin neden bu kadar değer kazanıyor? Çünkü öyle bir tasarımı var ki 2140 yılında yeni bitcoin üretilemez hale gelecek. Altın ya da bir sanat eseri gibi dünyada sınırlı sayıda bitcoin olacak. 

İşte o yüzden blok zinciri teknolojilerine, onu kullanarak üretilen kripto para birimlerine ve şimdilerde kripto sanat eserlerine biraz daha dikkatli bakmak lazım. Kimin çılgın, kimin akıllı olduğunu zaman gösterecek. O JPEG resme 69.3 milyon dolar ödeyen kişi bundan 5 sene sonra onu 169 milyon dolara satarsa bu günleri, bu videoyu bir kez daha hatırlarız. O kadar eder mi? Bilemeyiz. Sonuçta tarihte ilk kez zinciri kırma yöntemiyle 5000 günde çizilen 5000 resim yine ilk kez blok zinciri yöntemiyle tescillenerek satıldı. Onun sadece bu hikayesi bile başlıbaşına değerli.

 

“Bu JPEG Resim 69.300.000 Dolara Satıldı! NFT Kripto Sanat Çağı Başladı” için 14 yanıt

Merhaba Barış Ağabey eye floaters yani gözde oluşan siyah cisimler ile ilgili bir video yapar mısın ?

İnsanlık için 69 milyon dolara hayırlı bir iş yapma basiretini gösteremeyip jpeg dosyasına bu parayı veren tek kelime ile şerefsizdir

Merhaba Barış Abi. Hatırlıyorum da 2020 yılının kasım ayında, ilk kez senin vidonu izlediğim zaman konuşma tarzın beni etkilemişti sonra sayfayı biraz alta kaydırdığımda adının Barış Özcan olduğunu gördüm. Bu isimi unutmamalıydım. Bu yüzden ismini bir kâğıda yazdım. O izlediğim ilk videon “Uzaylılar bizi buldu mu? Oumuamua nedir?” isimli videondu. Ben seninle o gün aldığım gazetenin arka sayfasındaki Oumuamua ile ilgili makaleyi okumam ile seni tanımam başladı. Hemen internette araştırma yaptım. sonra da Youtube’a girip Oumuamua yazdım karşıma çıkan ilk videoya tıkladım. İşte o an “Sahilde bir yürüyüş yaptığınızı düşünün. Yerde binlerce küçük taş var. Hepsi birbirinden farklı. Yine de uzaktan baktığınızda bunların hepsinin de taş olduğunu görebiliyorsunuz. Doğal yollarla oluşmuş milyonlarca taş. Sonra bunların arasında uzaklarda bir şey dikkatinizi çekiyor. Diğerlerinden daha farklı görünen bir şey. Hem daha parlak, hem de şekli çok daha farklı. İnce uzun bir şey. Acaba bu da doğal yollarla oluşmuş bir taş mı yoksa yapay olarak üretilmiş bir nesne mi?” sözleri çıktı ağzından daha da çok meraklandım. O video bitti. Başkasını açtım. O bitti Bir başkası. O bitti bir başkası… o gün en az 15 vidonu izlemişimdir. Senin kanalına abone olmayı o kadar isterdim ki. Ama maalesef bu mümkün değil. Çünkü daha bu Eylül ayında 12 Yaşıma gireceğim. Bir Youtube kullanıcısı olabilmem içinde 13 yaşıma basmam gerekli 🙁

barış bey, youtube dan akademik link sayfasını izleyin de böyle popüler kültürün esiri olup gitmeyin. sadece video altında zaten size gereken cevabı vermiş.
işiniz gücünüz para.

Merhaba Barış Abi sana resme superzoom ile baktığın sitenin adını sorabilir miyim ? Birde yazıların sonuna kaynakça eklersen güzel olur ama yine de harika videolar üretiyorsun 🙂

ben youtube hesabımı 9 yaşında açmıştım sende açabilirsin youtube umursamıyo yani

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir