Kategoriler
Bilim Sanat

İnsanlık tarihinde duyulan en yüksek ses!

Modern kültür ve sanatta çok büyük bir etkiye sahip olan bu tabloyu daha önce mutlaka görmüşsünüzdür. Norveçli ressam Edvard Munch tarafından 1893 yılında yapılmış. Tablonun adı çığlık. Yani bir insanın çıkarabileceği en güçlü ses! 

Bir insanın çıkarabileceği… Peki herhangi bir nesnenin çıkarabileceği en güçlü ses nasıl bir şeydir acaba? Aslına bakarsanız bu tablonun yapılmasından 10 yıl önce, 1883’te yaşayan insanlar böyle bir ses duydular. Kaydedilmiş tarihin en yüksek sesini…

O yıl Krakatoa volkanı patladı. Bir adayı tümüyle yok etti. İçinden püskürttüğü lavlar, saatte 100 km hızla gökyüzünde 40 km yükseğe kadar ulaştı ve 36.000 kişinin ölümüne yol açtı. Ama bu patlama sadece yakın çevresini değil dünyanın çok çok uzak noktalarını bile etkiledi. Patlama sırasında meydana gelen ses dalgalarının şiddeti o kadar yüksekti ki 64 km açıktaki bazı denizcilerin kulak zarları yırtıldı. 

Ses 5000 km uzaktaki Afrika kıyılarından bile duyuldu. Bu o kadar uzun bir mesafe ki patlama Kuzey Kutbu’nda meydana gelseydi, İstanbul dahil tüm Avrupa kentlerinde duyulurdu. Krakatoa volkanının bulunduğu noktada oluşan ses, “ses” tanımının sınırlarına ulaşmıştı. 

Sesin şiddeti desibel birimiyle ifade ediliyor. Cep telefonunuza indirebileceğiniz ücretsiz uygulamalarla bile etrafınızdaki seslerin şiddetini ölçebilirsiniz. Mesela ben oldukça sessiz bir ortamda sayılırım. Eğer hiç ses duyulmasaydı 0 db olacakken böyle sessiz bir ortamda 20-30 db ölçebiliyoruz.  Fısıltılı konuşma ya da hafif horlama 30 db’ken evinizdeki sessiz eşyalar 40 db civarında ses çıkarıyor. Yağmurun çıkardığı ses 50 db’ken biz insanlar normal bir konuşmada 60 db’lik ses çıkarıyoruz. Arabalar (tabi elektrikli olmayanlar) 70 db, kamyonlar 80 db gücünde ses kaynakları. Bu seviyeden sonra çıkan sesler insanlar için zararlı kabul ediliyor. O yüzden gürültülü mekanlarda, çok yoğun trafikte uzun süreler kalmak sadece psikolojik olarak değil biyolojik olarak da zararlı

Bu desibel ölçeği lineer değil logaritmik. Yani böyle onar onar arttığına bakmayın. Her 10 db’lik artışta biz sesi iki kat güçlenmiş gibi algılıyoruz. Dolayısıyla bir arabanın çıkardığı sese göre 10 db daha az ses çıkarsak da bizim için bu yarı yarıya daha az şiddetli gibi oluyor. Bu şiddetin seviyesi önemli, çünkü bizim iletişim kurmamızı sağlıyor.

Ses dediğimiz şey temelde moleküllerin titreşimi sonucunda oluşur. Ben sizinle şu anda molekülleri titreştirerek anlaşıyorum. Birisiyle konuşurken şu süreci aklınıza getirin. Beyninizin bir düşüncesi var. Bu düşünceyi basınç dalgalarına dönüştürüyor. Ciğerleriniz hava gönderiyor, ses tellerinizi titreştiriyorsunuz ve ağzınızı, dilinizi, hava sizin vücudunuzu terk ederken tam olarak doğru şekillerde hareket ettiriyorsunuz. Tüm bunlar etrafınızda yüksek ve düşük basınçlı alanlar oluşturuyor. Biz göremiyoruz ama dalgalı bir denizi hayal edin. Dalgalar, mors kodu gibi bir mesaj taşıyor. Havadaki bu kodlanmış mesaj dalga dalga yayılıyor. Saatte 1234 km hızla. Evet sesin havadaki yayılım hızı bu ve akılda tutması en kolay birimlerden biri: 1, 2, 3, 4… Saatte 1234 km. İşte ağzınızdan bu hızla çevredeki tüm havaya yayılan ses dalgalarının bir kısmı arkadaşınızın kulağına ulaşıyor ve oradaki kulak zarını titreştiriyor. Kulak zarının titreşimleri, üç küçük kemik yoluyla küçük bir sıvı kesesi içine iletiliyor. Daha sonra bu dalga bilgisi elektriksel uyarılara dönüştürülüyor ve beyne gönderiliyor. Tüm bunlar saniyenin sekizde biri kadar bir sürede gerçekleşiyor. 

Biz belli şiddetteki dalgalar yardımıyla birbirimizi anlıyoruz. Eğer konuşmak yerine çığlık atarsak 60 db yerine 100-110 db ses çıkartabileceğimizden karşımızdakine hiç dokunmadan ona fiziksel olarak zarar verebilme potansiyelimiz var. Konserlerde bu ses şiddeti daha da yükseliyor. Guinness Rekorlar Kitabı’na göre dünyanın en gürültülü müzik grubu Deep Purple. 1972’de Londra’da verdikleri bir konserde 117 db’lik sesle izleyicilerden üç kişinin baygınlık geçirmesine sebep olmuşlar. 2009’da Kiss grubunun Kanada’da verdiği bir konserde 136 db’e çıkılmış ve sadece konsere gidenler değil çevredeki pek çok yerdeki insanların kulaklarında hasar meydana gelmiş. Çünkü 136 db insanın ağrı eşiğinin üstünde kabul ediliyor. Bir jet motorunun çıkardığı ses bu güçte.

Jet motoru demişken, NASA’nın Florida’daki fırlatma rampalarında neden böyle havuzlar yapıldığını biliyor musunuz? Çünkü insan eliyle yapılmış en gürültülü araçlardan biri roketler. Fırlatma esnasında öylesine yüksek ses çıkartıyorlar ki ateşlemeden hemen önce bu havuz bir kaç saniyede suyla dolduruluyor. Akustik dalgalardan roket motorlarının etkilenmemesi için… Çünkü o esnada motorlardan 160 db’in üzerinde ses çıkıyor. Dünyanın en güçlü roketlerinden Satürn 5 fırlatılırken 100 metre uzaktan 170 db ses şiddeti ölçümlenmiş. Karakatoa patladığında 100 metreden değil 100 milden yani yaklaşık 160 km uzaktan 170 db şiddetinde ses işitildiği tahmin ediliyor!

O gün volkanın 64 mil açığında seyreden Norham Castle adlı bir geminin kaptanı seyir defterine şu satırları yazmış: “Patlamalar o kadar şiddetli ki, mürettebatımın yarısından fazlasının kulak zarları paramparça oldu. Herhalde kıyamet günü geldi çattı…”

O volkanın kaynağındaki sesin şiddetinin ne olduğu tam olarak bilinmiyor. Bildiğimiz anlamdaki ses tanımının ötesine geçmiş. Çünkü ses dalgaları, çok sayıda molekül içeren yüksek basınçlı alanlardan ve ardından nispeten seyrek olan düşük basınçlı alanlardan oluşur. Ancak belirli bir seviyeye (ki bu tam olarak 194 desibeldir) ulaştığınızda, düşük basınç bölgelerinin tamamen boş olduğu bir nokta gelir – orada hiç molekül yoktur. Teknik olarak ses bundan “daha yüksek” olamaz. Gürültü kaynağında daha fazla enerji varsa, hava molekülleri ileri geri hareket etmek yerine toptan itilir ve ses dalgası bir şok dalgasına dönüşür.

Krakatoa’nın oluşturduğu bu şok dalgaları o gün dünyanın etrafında tam dört kez dolaşmış. Kaynağında 310 db olduğu tahmin edilen bu patlama yüzlerce km ötedeki yerlerden bile bugüne kadar yapılmış en gürültülü konserlerden daha yüksek bir ses olarak duyulmuş. 

Doğanın çığlığı.

İnsanlık tarihinin en şiddetli sesini üreten bu olay meydana geldiği sırada hayatta olan kişilerden biri de Norveçli ressam Edvard Munch’tı. Olaydan 10 yıl sonra dünyanın diğer ucunda, ta Norveç’te yaptığı ve adına “çığlık” dediği bu tabloya bakınca hemen insanın çığlığı gibi algılıyoruz. Oysa ön planda kulaklarını tıkamış kişi, belki de arka planda Krakatoa’daki patlama nedeniyle kırmızıya dönüşmüş gökyüzündeki ses dalgalarından korunmaya çalışıyordur. Belki de doğanın çığlıklarına kulak tıkayan insanlığın, olup bitenler karşısında çığlık atmaktan başka yapabileceği bir şey kalmamıştır. 

“İnsanlık tarihinde duyulan en yüksek ses!” için 16 yanıt

yavv abi sen bu kadar özgün içerikleri nereden buluyorsun helal olsun bide bunu her hafta video atıyorsun ya cumartesi uyumadan önce düşünüyom acaba yarın hangi konuyu ele alacan diye

Barış Bey merhabalar, 10dB değil 3dB fark olan seslerin şiddetinin oranı 1:2 dir.

Bir ekleme yapayım; örnek olarak 60 ve 70 dB ses kaynaklarının toplamında 60 dB lik kaynak ihmal bile edilebilir çünkü duymamız çok güçtür. 60dB+70dB=70.4dB

Hine muhteşem bir konu ama abi videoyuda izledimde o çığlık tablosuda neydi öyle onu her gördüğümde içim ürperiyor

Öğrenmek isteyen ve merak edenler için çok iyi bir bilgi kaynağı bu site.teşekkür ederimm…

araştırmalarınızı yaparken genelde hangi siteleri kullanıyorsunuz

Barış abi merhabalar,
Seninle beraber film izlemek çok öğretici ve keyifli oluyor.Bu hafta da film izlemek için sabırsızlanıyorum..
Saygılarımla.

MERYEM ÖZCAN

Ninemin adaşı Meryem Özcan,
Sen Barış Özcan’ı Öz’ünle besledin.
Can’ınla besledin,
Şimdi o bir değişim elçisi.

Merak etme,
Kalmasın arkada gözün.
Çünkü Öz’ün olan,
Barış Özcan var.

Enes Aksoy

Merhaba Barış abi, 25 yaşında iki yıllık bir öğretmenim ve öğrencilerime içinde oldukları yaşın gerektirdiklerini yaşarken bunun yanında dünyaya daha şeffaf ve geniş bakabilmeleri, yenilikçi olmayı, düşünmeyi, araştırmayı yaşam biçimi haline getirebilmeleri için etkinlikler, deneyler yapıyorum, hem kitaplar öneriyorum hem de kendim onlara okuyorum, elimden geldiğince ne yapabiliyorsam onu yapmaya çalışıyorum. Senin benim kendimi geliştirebilmem, bana farklı pencereler sunmak adına önerebileceğin kitap, film, faydalı olabilecek bir site gibi tavsiyelerin varsa sabırsızlıkla bekliyorum.

Benimle sadece Instagram’dan bile konuşsan yeterli abi. Biliyorum her insanın kendisine edindiği bazı stresleri dinlemeye vaktin yok ama. Eğer bir gün vaktin olursa. Ne olur Instagram’dan cevap ver. Şu anda 24 yaşında universiteye hazırlaniyorum ve izin verirsen sana kendimi ifade edeyim oradan. Sonrada hayatımda doğru yaptıklarımı ve yanlış yaptıklarımı soyleyip bana bir tavsiye versen. Lutfen. Tavsiyelerin benim için çok önemli. Sadece boş olduğunda birkaç dk ni ayirip cevap verirsen çok sevinirim.

Barış abi merhaba. Sesle ilgili videonu yeni izledim. İzlediğimde aklıma Kuran’da geçen Semud kavmi geldi. Allah onları ‘bir ses göndererek’ helak ettiğini söylüyor. Yaratılan düzen içerisinde gönderilen/duyulan sesin bir sebebe dayanması gerektiğini düşünüyorum. Sence de böyle olabilir mi ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir