Bilim dünyasının en zor problemlerinden biri insan zekasının nasıl çalıştığı problemi… İronik değil mi? İnsan beyni, beynin nasıl çalıştığını hala tam olarak anlayamadı. Nasıl oluyor da şöyle havlu kadar bir şey düşüncelerimizi oluşturuyor?
Nasıl oluyor da ben beyni böyle bir havluya benzetebiliyorum? Şöyle oluyor, iki elimle bu havluyu biraz buruşturursam kendi içinde kıvrımları olan bir çeşit yapı ortaya çıkıyor. Beyin deyince aklımıza ilk gelen şekil değil mi bu? Memeli hayvanların beyninde işte böyle bir dış katman var ve en büyüğü de biz insanlarda… İnsan beyninin %70’ini kaplayan bu dış katmana “neokorteks” adı veriliyor. Yani “yeni kabuk, yeni zar” anlamında bir kelime. Kıvrımlı kıvrımlı gözüken bu zarı açsanız yaklaşık 2 – 3 mm kalınlığında bu büyüklükte bir havluya benzer. İnsanın zekasıyla ilgili her şey bu havlu kadar alanın içinde yer alan hücrelerde meydana geliyor. Biz çevremizdeki dünyayı, evreni kafamızdaki bu havluyla anlıyoruz. Yeni keşifleri bu havluyla yapıyoruz.