Kategoriler
Verimlilik

Günde 2 Bardak Boncuk Stratejisi

Günde kaç bardak çay içiyorsunuz? Ya da kaç fincan kahve? Özellikle çalışırken insanın odaklanmasına, dikkatinin artmasına yardımcı oluyor değil mi bu tür içecekler? Eğer bu konularda yardıma ihtiyacınız varsa; yaptığınız işten, çalıştığınız dersten çabucak sıkılıp başka şeylerle meşgul olmaya başlıyorsanız size enteresan gelebilecek bir tavsiyem var. Dökün o bardaktaki çayı, fincandaki kahveyi, onun yerine içini boncukla doldurun. Sonra aynı bardaktan bir tane daha alıp masanızın üstüne her ikisini birden yerleştirin. Şimdi önünüzde boncukla dolu bir bardak ve bir de boş bardak var. DEVAMI ▷

Kategoriler
Verimlilik

2019’da Zinciri Kırma

2019 Zinciri Kırma TAKVİMİ ► http://bit.ly/zinciri-kirma-2019 2019 Zinciri Kırma POSTERİ ► http://bit.ly/zinciri-kirma-poster

Bugün 16 Aralık 2018.

%95,89’unu yaşadığımız 2018’in 350. günündeyiz.

“Vay be, ne çabuk geldi de geçiyor!” diye hayıflanası geliyor insanın değil mi? Onun yerine geri kalan %4,11’lik kısma odaklanmanı öneririm. Yılın son 15 gününde yapılabilecek en güzel işlerden biri ne biliyor musun?

Kendine bir hediye düşünmek.

Doğum günü hediyesi gibi bir şey. Çünkü bence her insanın iki doğum günü vardır. Birisi gerçekten doğduğu gün. Diğeri de yılın doğum günü. Yani yılın doğduğu gün. İlk gün 🙂 DEVAMI ▷

Kategoriler
Verimlilik

Bir kavanoz hayata kaç taş sığar?

Son yayınladığım videoda bir harita göstermiştim. Hatırladınız mı? Hani şişeden çıkmıştı. Haritanın 3. Adımında da “zor olanla başla” demiştim. O kısımla ilgili sizlerden bazı yorumlar geldi. Bunu biraz daha açmak istedim. Konuyu sadece test çözerken zor sorulardan başlayın şeklinde dar yorumlamamak lazım. Ben daha çok yapmamız gereken işler listesinde bize zor gelse de önemli olan şeyleri önceliklendirin demek istedim. Çünkü genellikle zor olan şeyler aslında bizim öncelik vermemiz gereken işlerdir. Bununla ilgili çok güzel bir hikaye vardır. Hazır böyle bir yolda yürüyorken size o hikayeyi anlatayım. DEVAMI ▷

Kategoriler
Verimlilik

7 çalışma tekniği ve 1 bilgi haritası

Bugünlerde sınavlardan boğulduğunu söyleyen pek çok kişiden mesaj almaya başladım. Ders çalışmaktan bunalanlar… Ne yaptıysam olmuyor diyenler… Sadece okulda değil hayatta da başarıya ulaşmak isteyenler… Oraya ulaşmak için nasıl bir yol takip etmek gerekir? Bunun cevabı bana gelen başka bir mesajda saklı. Aslında bana gelmedi bu mesaj, yıllar önce ben de aynı çaresizlikle bir sahilde dolaşırken onu kıyıya vurmuş bir şişenin içinde buldum. Bu şişenin. İçinden bir harita çıktı, bir de not: Aradığın hazine, çapraz dikili palmiyelerin dibinde! İşte bugün o hazineyi bulmak için yaptığım yolculuğu ve o yolculukta attığım 7 önemli adımı sizinle paylaşacağım. Yani başarı haritasını… DEVAMI ▷

Kategoriler
Eğitim Verimlilik

Daha etkili öğrenmek için ne yapmak gerek? Feynman Tekniği ve Ötesi

Öğrenmek, hayatta kazanabileceğimiz belki de en önemli alışkanlık. Şu anda bir öğrenciyseniz ne mutlu size. Tek işiniz “öğrenici” olmak. İleride başka işleri yapmaya başlayınca sakın bundan vazgeçmeyin. Peki çok iyi bir öğrenici olmanın sırrını söyleyeyim mi size? Öğretmen olmak.

Öğretmen olmak derken sadece meslek olarak öğretmenlikten bahsetmiyorum. Herhangi bir konuyu öğrenmeye çalışırken uygulanabilecek bir yöntemden söz ediyorum. Diyelim ki öğrencisiniz ve bir sınava hazırlanıyorsunuz, ya da çalışansınız, girişimcisiniz ve bir sunuma hazırlanıyorsunuz. Öğrenilecek konuya nasıl hazırlanmak lazım? Nasıl ders çalışmak lazım? Soru bu.

Benim kendi bulduğum cevap 3 kelimeden ibaret. Fizikçi Richard Feynman 4 adımlı bir strateji öneriyor. Ama bütün bunları açıklamadan önce nasıl çalışmamak gerektiği konusunda Stanford Üniversitesi’nde “öğrenme” uzmanı olan profesör Candace Thille’in şu 5 uyarısına kulak verelim.

  • Altını çizme, not al! Diyor ki satırların altını, üstünü çizmeyi bırakın. Tümüyle bir zaman kaybı. Altını çizdiğiniz için daha iyi öğrenmiş olmayacaksınız o konuyu. Peki ne yapalım? Kitap okurken, bir konuyu öğrenmeye çalışırken, altını çizmeye değer bir fikirle karşılaşırsanız, o fikri kendi sözlerinizi kullanarak tekrar ifade edin. Yani notlar çıkartın. Benim videolarımda yapmaya çalıştığım gibi o konuyu kendi hikayenizin bir parçası haline getirin.
  • Zor olduğunu bil! Öğrencilerde genellikle şöyle bir yanlış kanı var: “Eğer bir konuyu çalışırken zorlanıyorsam demek ki öğrenemiyorum.” Böyle düşününce o konuları atlayıp ya da erteleyip daha kolay konuların üzerine eğilmeye başlıyorlar. Yani bir anlamda potansiyellerini ziyan ediyorlar. Oysa önce zor olandan başlamak lazım ve başlarken de o konunun zor olduğunu bilerek ve kabullenerek. Öğrenmek dediğimiz şey aslında o zorlukla mücadele sırasında gerçekleşiyor.
  • Sıkıştırma! Son ana bırakma! Biliyorum işe yarıyor bu teknik. Son gece konsantre olup çalışınca ertesi gün sınavdan iyi not aldığım zamanlar benim de oldu. Ama son anda öğrendiğim o konuları artık hatırlamıyorum. Hayatıma pek de fazla bir şey katmadı. Çünkü o bilgiler sadece ezberlendi. Bilgisayarlardaki RAM gibi geçici hafızaya kaydedildi ve kullanıldıktan sonra da çöpe atıldı. Bunun yerine aralıklarla çalışmak daha doğru bir strateji. O aralarda da belki bazı bilgiler unutulmuş olacak. Ama tekrar çalışıldığında bir daha silinmemek üzere kalıcı belleğe yerleşecek. Yani hayatınızın, hikayenizin bir parçası haline gelecek.
  • Geri bildirimlere açık ol! Özellikle hoşuna gitmeyecek olanlara. Güçlü olduğun tarafları zaten biliyorsundur. Öğrenmek ve dolayısıyla gelişebilmek için zayıf olduğun tarafları da bilmelisin. Dost acı söyler. İleride acı çekmemek için dostunun sesine kulak ver.
  • Israrcı ol! Benim kapasitem ancak bu kadar deme. Kimsenin zekası sabit değil. Geliştirilebilir. Bir de ben sözelciyim, sayısalcıyım ayrımını çok da önemsememek lazım. Bir konuyu öğrenirken zekamız kendisinin sözelci mi yoksa sayısalcı mı olduğunu bilmez. Bazı konularda daha çok zorlanır bazılarında daha az. Siz zorluğa değil öğrenilecek konuya odaklanın. Merak etmeyin kapasiteniz ona yeter.
  • DEVAMI ▷

    Kategoriler
    Verimlilik

    Çok çalışmak mı? Derin çalışmak mı?

    Sabah. Uyandı. Baş ucunda çalan telefonun alarmını kapattı. Hazır eli telefonuna değmişken o gün ona yapacağı 2617 dokunuştan ilk 34 tanesini yaptı. Onunla gün boyu harcayacağı 145 dakikanın 15 dakikası geçmişti bile. Sonra televizyonu açtı. Evden çıkmadan önce 75 dakika kadar günün haberlerini, havanın durumunu, trafiğin halini izledi. Bir de akşama 225 dakika boyunca izleyeceği dizilerin özetlerini… Artık çalışmaya hazırdı. Ama önce bir tweet attı: “Su gibi akıp geçer zaman.” DEVAMI ▷