Kategoriler
Bilim Teknoloji

Beyin okuma makineleri artık gerçek!

Bir insanın kafasına bakıp, onun içinden geçen düşünceleri anlayabilir misiniz? 

Mesela bu kişi sizce ne düşünüyor? Acı çektiği kesin. Terlemiş vücudundan, yüzündeki çizgilerden, gözlerindeki bakışlardan bunu görebiliyoruz.

Peki ya aklından geçen daha karmaşık düşünceleri okuyabilir miyiz? Şöyle parmaklarımızı alnına dokundursak ve beyninin kıvrımları arasında bir yolculuğa çıksak… 

Yok canım, bu sadece bilim-kurgu filmlerine konu olabilecek türde bir senaryo. “Beyin okuma” diye bir şey gerçekte mümkün olamaz… değil mi?

“Beyin okuma” demeyelim ama “Beyin kayıtlarından dilin sürekli anlamsal yeniden inşası”nın (Semantic reconstruction of continuous language from non-invasive brain recordings) mümkün olduğu laboratuvarda kanıtlandı. 

Hayır, bu gördüğünüz bir bilim-kurgu senaryosu değil, bilim dünyasının en prestijli yayınlarından biri olan “Nature”da çıkmış bir makale. Daha 1 Mayıs 2023’te yayımlandı ve nörobilim alanında çok önemli bir adım olduğu için ben de sizinle sıcağı sıcağına paylaşmak istedim. 

Evet, artık insanların aklından geçenler yazıya dönüştürülebiliyor. Texas Üniversitesi’ndeki bu üç araştırmacı Alex, Shailee ve Jerry, gönüllü katılımcılardan topladıkları yüzlerce saatlik veriyle bir yapay zekayı eğitmişler. OpenAI GPT-4  ya da Google Bard gibi bir dil modeli olarak geliştirdikleri bu araca “semantik dekoder” adını vermişler. 

Alex diyor ki: “geliştirdiğimiz bu modelle, karmaşık fikirleri uzun süreler boyunca dili deşifre ederek alabiliyoruz.”

Nasıl yani? Şöyle. Gönüllüye bir podcast dinletiyorlar. Podcast’teki sunucu bir sürü şey söylüyor, gönüllü de bunları dinliyor. Dinlerken beyninde bazı aktiviteler oluşuyor. 

Ne gibi aktiviteler bunlar? Size bu araştırmacıların yaptığı örneği doğrudan göstereyim. Soldaki baloncukta gönüllünün kulağına söylenen şeyi görüyoruz. Türkçesi: “ikimiz de kuzeyli olduğumuzdan hayatlarımız hakkında hikayeler paylaşmaya başladık.” Bu cümleyi işiten kişinin beynindeki bazı bölgeler hemen aktive oluyor ve bu aktivasyonu, yeni geliştirilen yapay zeka teknolojisi yani “semantik dekoder” kelime kelime deşifre ediyor: “we started talking about our experiences in the area he was born in i was from the north.” İngilizce bilenler bu cümlenin gramer açısından o kadar da mükemmel olmadığını fark edecektir. Şöyle çevirebiliriz: “onun doğduğu yerdeki deneyimlerimizden bahsetmeye başladık ben kuzeyliydim.” Mükemmel değil ama yaklaşık olarak ne düşündüğünü anlayabildik. 

Bakın bu son derece önemli bir sıçrama. Evet geçtiğimiz yıllarda Neuralink’le beynine çip takılan domuzlar ve maymunlar hakkındaki deneyleri canlı yayınlarda, videolarda hep birlikte izlemiştik. Beyin-bilgisayar arabirimi denilen bu yöntemde geçtiğimiz aylarda başka önemli gelişmeler de yaşandı. 

Daha 6 ay önce California Üniversitesi’nde yapılmış bir deneyi göstereyim size. Bu kişi felç geçirdiği için 15 yıldır konuşamıyor. Kafasındaki cihaz bir BMI yani beyin-bilgisayar arabirimi. 

Karşısındaki ekranın üst kısmından ona bir mesaj gönderiliyor: “Good Morning! – Günaydın.” Hasta bu selamlama karşısında kendi vereceği cevabı düşünüyor ve beyninden gönderdiği bu sinyalleri okuyan bilgisayar da onun cevabını ekranın alt kısmına yansıtıyor: “Hello – Merhaba.” 

Gönüllümüze yeni bir cümle gösteriliyor: “How are you today? Bugün nasılsın?” Beyindeki sinyaller kelime kelime deşifre ediliyor: “I… am… very… good… Çok iyiyim.” 

İnanılmaz ama gerçek. Eskiden göz hareketleriyle farenin imlecini hareket ettirmek mümkündü. Şimdi doğrudan beyindeki sinyallerle anlaşıyoruz. 

Fakat bugün size anlatmakta olduğum gelişme bundan da ileri bir seviyede. Çünkü bu örnekte olduğu gibi beyne ameliyatla herhangi bir cihaz bağlamaya da gerek kalmadı artık. 

Kısa bir aradan sonra sizlere bu yeni teknolojinin nasıl çalıştığını anlatacağım hem de bir canlandırma yaparak…

Şu beyin okuma konusunu bir de canlandırma yaparak anlatayım. Şu cihaz beyin okuyucumuz olsun. Yani semantik dekoder. Ben de gönüllüyüm. Bana bir şeyler dinletiyorlar.

Birisi konuşuyor. Diyor ki: “Henüz ehliyetim yok.” 

Beynim bu cümleyi duyunca bir şeyler oluyor. Ne olduğunu ben bile bilmiyorum ama bu cihaz anlıyor. Kelimesi kelimesine olmasa da yaklaşık olarak ne düşündüğümü buluyor:  “Henüz araba kullanmayı öğrenmeye bile başlamadı.” şeklinde çeviriyor. 

Bu arada bu örnekleri ben uydurmuyorum. Yayımlanmış olan araştırmadan aynen alıp kullanıyorum.

Başka bir şey dinleyelim şimdi: “Bağırsam mı ağlasam mı kaçsam mı bilemedim. Bunun yerine, ‘Beni rahat bırak! dedim.”

Hımm, galiba bu kez bir podcast değil de sesli kitaptan bir cümle duyduk. Bakalım beyin okuyucumuz bu cümleyi nasıl anlamış: “Çığlık atmaya ve ağlamaya başladı ve sonra ‘Sana beni rahat bırakmanı söyledim’ dedi.”

Yine birebir çeviri değil ama benim ilgimi çeken şey şu oldu. Edebi bir metin dinlediğimde beynimi okuyan bu cihaz da edebi bir deşifre yapıyor. Sanırım bunda “Large Language Model” yöntemiyle eğitilmiş bir yapay zeka olmasının da bir etkisi var. 

Peki kusursuz mu çalışıyor? Hayır. 

Şu örnekte tümüyle hata yaptığı cümleleri kırmızı renkli olarak görebilirsiniz. Özünde doğru anladığı yerler mor renkli olarak işaretlenmiş. Yani çoğunlukla bu şekilde anlıyor. Mavi yerlerse kelimesi kelimesine aklımızdan geçenleri okuduğu yerler. 

Kelimesi kelimesine… 

Deneklere sadece bir şeyler dinletmemişler. Bazılarına bir şeyler de izletmişler. Şu anda onlara izletilen Sintel adlı bir animasyonu görüyorsunuz. Yavru bir ejderhaya bakan bir kız hakkında kısa bir video klip bu. Altta akan kelimeler beyin okuma cihazının kaydettikleri. Yani bunu izleyen kişilerin o sırada aklından geçenler…

Mesela tüm bunları izlerken siz ne düşünüyorsunuz? Benim aklımdan şu soru geçiyor. Telepati mümkün mü? Bu yolla henüz değil. Evet beyne takılan herhangi bir cihaz olmadığını söylemiştim ama gönüllüler şöyle kocaman bir makinenin içine sokuluyor. fMRI cihazı bu. Dolayısıyla bugün itibariyle çok pratik bir yöntem değil. Fakat araştırmacılar kısa bir süre sonra sadece fNIRS gibi daha mobil yöntemlerle de bunun yapılabileceğini düşünüyor. 

Düşünsenize kafanıza bere gibi bir şey geçiriyorsunuz ve o bere beyninizdeki kan akışının durumuna göre sizin aklınızdan geçenleri okuyor. Neden olmasın? 

Buna yeni bir tür yalan makinesi diyebilir miyiz? Peki ya kötü amaçlarla kullanılırsa? Bunu da düşünmüş araştırmacılar ve bir sıkça sorulan sorular metni hazırlamışlar. İlk soru şu:

“Bu teknoloji, örneğin siyasi mahkumları sorgulayan otoriter bir rejim veya çalışanları gözetleyen bir işveren tarafından bilgisi olmadan biri üzerinde kullanılabilir mi?”

1984.

Sorunun cevabını vereceğim birazdan. Ama nöroetikçilerin, bu en son gelişmenin zihinsel mahremiyet için bir tehdit oluşturup oluşturmadığı konusunda ikiye bölünmüş durumda olduklarını söyleyebiliriz. Boston’daki Harvard Tıp Okulu’ndan biyoetik uzmanı Gabriel Lázaro-Muñoz, “Panik çağrısı yapmıyorum, ama bunun gibi sofistike teknolojilerin gelişimi ufukta beklediğimizden çok daha yakın görünüyor” diyor ve ekliyor: “Bence bu kural koyucular ve kamuoyu için çok önemli bir uyandırma çağrısı.”

Az önce sorduğum soruya araştırmacıların verdikleri yanıtsa: Hayır. Bu teknoloji şu anda çok yeni. Önce sistemin eğitilmesi gerekiyor. Hem de o büyük ve pahalı ekipmanlarla. Deneklerin o tarayıcıda farklı zamanlarda toplamda 15 saate kadar yatarak, tamamen hareketsiz kalarak ve dinledikleri hikayelere konsantre olarak durmaları gerekiyor. Ancak o zaman yapay zekayı eğitebiliyorsunuz. Ha bu arada aklınızdan bambaşka şeyler geçirerek onu yanıltabilirsiniz.

Beyninizi okumaya çalışanlara karşı direnme rehberi:

Diyelim ki size köpekler hakkında bir hikaye dinletiyorlar. Siz o sırada kedileri düşünebilirsiniz. Mesela kedilerin aslında gizli bir dil kullanarak evrende daha yüksek bir medeniyetle iletişim kurduklarını hayal edebilirsiniz. Pizzaların, sadece yemek değil, aynı zamanda uzay aracı olarak da kullanıldığı bir dünya düşünebilirsiniz. Bunun gibi absürt şeylerle onu hackleyebilirsiniz.

Dediğim gibi şu anda böyle teknikler işe yarayabilir. Ancak beyin okumak çok yakın bir zamanda çok sıradan bir hale gelebilir. Peki ya beyne yazmak. Yani o okumalardan sonra belli fikirleri beyne yerleştirmek?

  • Beyni okumak ve davranış değişikliği yapmak mümkün mü? (Dr. Rafael Yusta) Evet. Sadece bir zaman meselesi. Bu bilim-kurgu değil. Bugün farelerde yapabildiğinizi yarın insanlarda da yapabilirsiniz. 

“Beyin okuma makineleri artık gerçek!” için bir yanıt

Abi videolarına ailemle akşamları çay içerken birlikte izliyoruz. Bize muhteşem misyon ve vizyon aşılaması oluyor. Her şey için videoların için çok teşekkürler. Sayende birçok bilgiye kolay bir şekilde kısa sürede ulaşabiliyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir