Kategoriler
Bilim

Hiç Dejavu yaşadın mı? Dejavu yaşadın mı?

Şöyle bir şey başınıza hiç geldi mi? Bir şey görürsünüz. Mesela bir kedi. Schrödinger’in kedisi değil. Normal bir kara kedi. Sanki daha önce o anı yaşamışsınız gibi gelir. 

  • Hımm… Dejavu!

dersiniz. Daha önce de bu anı yaşamış gibiyim.

  • Ne dedin? 
  • Hiçbir şey. Küçük bir dejavu yaşadım da….

Nedir bu dejavu? Ne görmüşsünüzdür? Ne olmuştur?

  • Ne gördün?
  • Ne oldu?

Daha önce de bu anı yaşamış gibiyim. Nedir bu dejavu? Ne görmüşsünüzdür? Ne olmuştur?

Dejavu neredeyse herkesin hayatta en az bir kez yaşadığı bir durum. Bu videoyu izleyen her 3 kişiden 2 tanesi bu durumla karşılaştı veya karşılaşacak. 8-9 yaşlarına kadar pek görülmüyor, en çok 20’li yaşlarda hissediliyor ve yaşlandıkça azalıyor. Çok film izleyenlerde ya da çok gezenlerde daha sık rastlanıyor. Hani gezerken yeni bir mekana geldiğinizde ya da yeni bir duruma girdiğinizde o mekanı ya da durumu daha önceden yaşamış gibi hissedersiniz ya işte öyle bir şey. 

  • Dejavu, genellikle, aslında yeni olduğunun farkına varılmasına rağmen, mevcut durumu daha önce yaşamış olma duygusu olarak tanımlanır.

Az önce konuşan bilim insanı da dahil olmak üzere bu fenomen, çok uzun bir süredir filozofları, nörologları ve yazarları şaşırttı. Ta Eflatun zamanında bu duygu geçmiş yaşamların kanıtı olarak görülmüş. Kavramın isim babası da bir başka filozof: Émile Boirac “hadi buna Déjà vu diyelim” demiş. Fransızca’da “daha önceden görmek” anlamına geliyor. Yani insanlık kendini bildi bileli adını koysa da koymasa da bu hissi yaşıyor. Freud buna “bastırılmış duygular” derken, Jung “kolektif bilinçdışı”na bağlıyor. 

“Lafı uzatma, neden dejavu yaşıyoruz, onu anlat” diyeceksiniz. Ama o kadar kolay değil. Bilimin hala tam olarak anlayamadığı insana ait gizemlerden biri bu. Öyle ki bu konuyu araştırırken ne fark ettim biliyor musunuz? Her konuda yazılmış yüzlerce kitap varken, bu konu hakkında bilimsel anlamda kaleme alınmış tek bir kitaba rastlayabildim. Adında, konusunda Dejavu geçen bir sürü dizi/film var. Ama yapılan bilimsel çalışma sayısı çok fazla değil. Elde kurgu bol, veri az. Çünkü böyle bir durumu “hadi laboratuvara girip gözlemleyelim” diyemiyorsunuz. 

“Hadi bakalım hıçkırmaya başla” deyince nasıl hemen hıçıkıramıyorsak “hadi bakalım bir dejavu yaşayalım” da olmuyor. Dejavu da beyin hıçkırığı mı acaba? 

Değil 🙂

Şimdi dejavu yaşayanlara soruyorum. O anda başınıza gelecek bir şeyleri de hissettiniz mi? 

  • Aaa bu anı yaşamıştım sanki. Şimdi şöyle bir şey olacak…

Eğer yaşadıysanız yalnız değilsiniz. 

Son yıllarda bazı ilginç test düzenekleri kullanılmaya başlandı. Sanal gerçeklik deneyleri yapıldı. Araştırılan soru şu: Dejavu acaba hatırlayamadığımız anılarımızdaki mekansal benzerliklerden kaynaklanıyor olabilir mi?  

Mesela geçmişte bir akvaryumcuya gittiniz ya da bir filmde böyle bir dükkan gördünüz. Fakat bu önemsemediğiniz, hatırlamadığınız bir anı olarak beyninizin bir yerlerinde öylece duruyor. 

Bir gün doktora gidiyorsunuz. Bekleme salonuna girince birdenbire dejavu yaşıyorsunuz. “Ben bu anı daha önce yaşamıştım” diye düşünüyorsunuz. 

Aynısı olmasa bile daha önce gördüğünüz o akvaryum dükkanı ile bu bekleme salonu arasında mekansal bir benzerlik var. Bu iki yeri kuşbakışı gördüğümüzde mekansal benzerliği daha iyi fark ediyoruz.

Psikoloji Profesörü Dr. Anne Cleary ve arkadaşları sanal gerçeklik ortamında buna benzer mekanlar tasarlayıp içine denekleri yerleştirmiş.  Bu mekanların yerleşim düzenleri birbirini andırıyor ama normalde hiç alakası olmayan yerler. Bazen o kadar alakasız ki bir yatak odası ile kıyafet mağazası arasında bile bir dejavu hissi yaşatacak kadar küçük ipuçları bırakmışlar. 

Sanal gerçeklik gözlüğü takan denekler deneyin 1. fazında bu tür mekanlar içinde dolaşmışlar. Mesela o yatak odasına girmişler. Daha sonra katıldıkları deneyin 2. fazının bir aşamasında kıyafet mağazasına geldiklerinde dejavu yaşayıp yaşamadıkları sorulmuş. Daha fazla sayıda kişi bu duyguyu yaşadığını hissetmiş. 

Sonra yeni bir şey daha denemişler. 2. fazda kıyafet mağazasını değil de yine o yatak odasını göstermişler. Deneklerden bazıları o odayı daha önce gördüğünü unutmuş. Ve işte bu unutanların daha fazla dejavu yaşadıkları gözlenmiş. 

Yani belki de dejavu yaşayanlar gerçekten de o ana benzeyen bir anı geçmişte yaşadılar, fakat daha sonra unuttular. Peki ya “ben bunu daha önce de gördüm ve şimdi ne olacağını biliyorum” diyenler? Bu kehanet hissini de test edebilir miyiz?

Sanal gerçeklik düzeneğiyle bunu da yapmışlar. Bu kez sadece mekanları göstermekle kalmayıp, o mekanların içinde bir yürüyüş rotası oluşturup bunu video olarak kaydetmişler. 

Mesela akvaryumcuya soldaki kapıdan girdiniz, sağa döndünüz, sol çapraza biraz ilerleyip sonra tekrar sola yöneldiniz. Bu hareketin videosunu ilk fazda göstermişler. 

İkinci fazda bu kez bekleme odasında neredeyse aynı hareketleri yaparak bir video daha oluşturmuşlar. Fakat o son dönüşten önce hareketi durdurmuşlar. Cevabını aradıkları soru şu: Böyle bir anı görüp dejavu yaşayanlar acaba bir sonraki dönüş yönünü tahmin edebilecekler mi? 

İlginç bir şekilde hayır. Hangi yöne döneceklerini kestirememişler. Böyle bir anda dejavu yaşayanların sayısı artıyor ama bir sonraki adımın ne olacağını doğru bir şekilde tahmin edemiyorlar. Ama tahmin edebileceklerini hissediyorlar. Buna “dejavu illüzyonu” adını vermiş bilim insanları. 

Bir zamanlar açıklanamaz ve laboratuvarda yeniden üretilmesi imkansız gibi görünen şeyleri bile inceleyebileceğimizi gösteriyor bu deneyler. 

Konuya şu ana kadar hep beynimiz ve onun içindeki anılarımız yönünden baktık. Dr. Michio Kaku ise daha kozmik bir ölçekten yaklaşıyor. Dejavunun çoklu evrenlerle bir ilişkisi olabilir mi? 

Sponsorumuzun kısa mesajının ardından biz de bu soru üzerinde düşüneceğiz. 

Bu videonun sponsoru Türkiye’nin en büyük online terapi platformu: EvimdekiPsikolog.com hayatın zorlukları ile mücadele ederken psikolojik danışmanlık almak isteyen herkese, her yerde erişilebilir, kolay ve uygun maliyetli uzman desteği sağlayan dijital bir platform. 

2018’den bu yana hizmet veren Evimdeki Psikolog bünyesinde bu zamana kadar 100 binden fazla seans yapılmış. 250’den fazla uzman psikolog bulunuyor. Bu uzmanlar yeterlilik belgeleri kontrol edilip, testlerden ve mülakatlardan geçerek katılabiliyor. 

Ana sayfadaki “psikolog seçmeme yardımcı ol” butonuyla anında size en uygun uzman önerilerini alabilir, önerilen uzmanla dilerseniz ücretsiz ön görüşme yapabilirsiniz. Sadece bireysel değil çift terapisi de almak mümkün. Üstelik çiftler seanslara farklı yerlerden de katılabilir.

Psikoloğunuz ile rumuz bilgileriniz dışında hiçbir iletişim bilginizi paylaşmadan tamamen anonim bir şekilde irtibat kurabilirsiniz. 

Psikolojik desteğin lüks değil bir ihtiyaç olduğu günümüzde bu platformdan destek almak ve %15 indirim kodundan faydalanmak için açıklamalar bölümündeki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

Dr. Michio Kaku’nun sorusu şu: 

  • Farklı evrenler arasında geçiş yapmak herhangi bir ölçekte mümkün müdür?

Fizikçilerin bir kısmı, şu anda oturduğunuz odanızın içinde bile çoklu evrenlerin var olduğuna inanıyor. Bizler dalgayız diyorlar. Kuantum fiziğindeki dalga fonksiyonuna göre titreşen dalgalarız. Bu dalgalar titreşir ve zamanla birbirlerinden uzaklaşır. 

Nobel Ödüllü Steve Weinberg bununla ilgili şöyle bir örnek vermişti. 

Radyoyu düşünün. Oturma odanızda TRT 1 dinliyorsanız, o radyo tek bir frekansa ayarlıdır. İstanbul için 95.6. 

Fakat o sırada oturduğunuz o odada başka radyo kanalları başka frekanslarda yayın yapıyor değil mi? Hepsi aynı anda var. 91.4 TRT FM. 88.2 Radyo 3. 103.4 Türkü kanalı gibi… 

Tüm bu radyo frekansları oturma odanızın içinde titreşip duruyor. Ama bizim alıcılarımız yani bizim radyomuz o sırada yalnızca bir frekansa ayarlı. 

Yani başka bir deyişle, iki evren aynı fazdayken, aralarında tutarlıdırlar. İleri geri hareket edebilirsiniz. Ancak zaman ilerledikçe, bu iki evren birbirinden ayrılır. Farklı frekanslarda titreşmeye başlarlar. Artık birbirlerine müdahale edemezler. 

Neden radyodan TRT 1 dinlerken aynı anda  türkü kanalını da dinleyemiyoruz? Radyomuzun tüm frekansları dinlemesi neden mümkün değil? Çünkü radyonun kanalını değiştirdiğinizde artık bu diğer frekanslarla uyum içinde titreşmiyor. 

Kuantum fiziğinde de aynı şeyler geçerli. Biz atomlardan oluşmuş durumdayız. Bizim atomlarımız da titreşiyor. Ancak Dr. Michio Kaku gibi teorik fizikçiler atomlarımızın artık bu diğer evrenlerle uyum içinde titreşmediklerini söylüyor. “Onlardan koptuk” diyor

  • Yani başka bir deyişle, deja vu muhtemelen beynimizin önceki durumların anılarını ve parçalarını ortaya çıkaran bir parçasıdır. 

Kuantum fiziğinde, bizi çevreleyen gerçekten bir anlamda paralel evrenler var. Fakat sorun şu ki, onlardan uyumsuz olduğumuz için giriş yapamıyoruz. Onlarla uyum içinde titreşmiyoruz. Radyomuz artık o frekanslardan ayrıldı.

O yüzden bir kedi görürseniz, kara kedi deyip geçmeyin. Belki de gerçekten Schrödinger’in kedisidir. Çünkü Dejavu genellikle “Matrix’te bir aksaklık” anlamına gelir. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir