2021 hepimizin bildiği sebeplerle hepimiz için oldukça zor geçen bir yıl oldu. Çoğumuzun bir kaç saatliğine de olsa bu dünyadan kaçtığı, uzaklaştığı filmlerse sığınağımız… İşte o sığınakta izlediğim iyi filmleri hemen her yıl bu dönemde sizlerle paylaşıyorum. Bazılarınız biliyordur, her hafta Perşembe 21:00’da Dlive.tv/Barisozcan adresinden yaptığım TIMECODE canlı yayınlarında daha çok geçen yüzyılın klasiklerini analiz etmeye çalışıyorum. Bu videoda yaptığım seçki ise tamamen güncel 2021 yapımı filmlerden oluşacak. Elbette izlemediğim ya da hala gösterime girmesini beklediğim başka yapımlar da var ve ayrıca bu liste tamamen sübjektif. Analiz yapmayacağım. Spoiler vermeyeceğim. Her yerde bulabileceğiniz özetleri aktarmayacağım. Sadece kendi bakış açımla neden bu filmleri beğendiğimden bahsedeceğim. Bir de çarpıcı bulduğum bazı kısa bölümleri paylaşağım.
Gerçek nedir?
Bir şeyin gerçek olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?
Binlerce yıldır bunların yanıtını arıyoruz. Bu arayışın bugüne kadarki en iyi öykülerinden biri “The Matrix” filminde anlatıldı.
- Merhaba, ben Thomas Anderson. Pek çoğunuz gibi ben de bilgisayarlarla çalışıyorum. Gerçek dünyanın sınırlamalarının ötesinde hissettiğim bu özgürlük duygusunu seviyorum.
The Matrix, bugüne kadar yapılmış en iyi filmlerden biri. İzleyenler açılış sahnesinin o ikonik görüntülerini gayet iyi hatırlayacaktır. Ancak size gösterdiğim görüntüler 1999 yılında çekilen o filmden değildi. 2021 yılında o görüntülere bakılarak tümüyle bilgisayar ortamında üretilmiş yeni görüntülerdi.
Neal Stephenson’ın bu ay çıkan yeni kitabı “Termination Shock.” Biliyorsunuz bu yazar 30 yıl önce bugünün dünyasını öngörüp “metaverse”ün tanımını yapmıştı. Yani geleceği bazılarımızdan daha iyi görüyor. Yeni kitabında da, iklim değişikliğinin insan toplumunu önemli ölçüde değiştirdiği yakın bir gelecekten söz ediyor. Okumaya yeni başladım o yüzden sonunu ben de bilmiyorum, ama iklim konusunda takip ettiğim ve kurgusal olmayan bir başka organizasyon var.
Geçtiğimiz hafta robotlar dünyasında iki büyük gelişme yaşandı. Gelişmeler büyük ama robotlardan biri büyük, diğeri küçük.
Büyük olanı dünyanın en gerçekçi insansı robotu. Bir laboratuvarda cansız bir manken gibi gözleri kapalı duran bu robot önce omzunu hareket ettiriyor. Sonra kamera arkasından birinin parmağını şıklatmasıyla birdenbire uyanıyor. Kısa bir süre etrafına şaşkın gözlerle baktıktan sonra kendi bedenini incelemeye başlıyor. Yüzündeki ifadeler bugüne kadar gördüğümüz diğer insansı robotlardan çok daha gerçekçi. Bu şaşkınlık koreografisinin sonunda nihayet onu uyandıran bizleri fark ediyor… ve irkiliyor mu, ürküyor mu? Sanırım neler olduğunu anlamaya çalışıyor ve nihayet ellerini uzatıp bize gülümsüyor.
1000 Beyin Teorisi
Bilim dünyasının en zor problemlerinden biri insan zekasının nasıl çalıştığı problemi… İronik değil mi? İnsan beyni, beynin nasıl çalıştığını hala tam olarak anlayamadı. Nasıl oluyor da şöyle havlu kadar bir şey düşüncelerimizi oluşturuyor?
Nasıl oluyor da ben beyni böyle bir havluya benzetebiliyorum? Şöyle oluyor, iki elimle bu havluyu biraz buruşturursam kendi içinde kıvrımları olan bir çeşit yapı ortaya çıkıyor. Beyin deyince aklımıza ilk gelen şekil değil mi bu? Memeli hayvanların beyninde işte böyle bir dış katman var ve en büyüğü de biz insanlarda… İnsan beyninin %70’ini kaplayan bu dış katmana “neokorteks” adı veriliyor. Yani “yeni kabuk, yeni zar” anlamında bir kelime. Kıvrımlı kıvrımlı gözüken bu zarı açsanız yaklaşık 2 – 3 mm kalınlığında bu büyüklükte bir havluya benzer. İnsanın zekasıyla ilgili her şey bu havlu kadar alanın içinde yer alan hücrelerde meydana geliyor. Biz çevremizdeki dünyayı, evreni kafamızdaki bu havluyla anlıyoruz. Yeni keşifleri bu havluyla yapıyoruz.
Bir gün herkesin kendi dijital versiyonu olacak! Öyle ya da böyle. Size çok benzeyen bir kopya ya da stilize edilmiş bir avatar. Evet bu kelimeyi çoktan duyduk ve kullanmaya başladık.
Avatarlar, internetteki sanal kimliğimiz oldu. Kendimize minik bir profil görseli seçtik ve internetteki her yerde kullanmaya başladık. İnternetin bir sonraki aşaması için -yani bugünlerde çok konuşulan metaverse için- avatarlar yeterli olmayacak. Gerçek zamanlı olarak hareket ettirebildiğimiz, çok gerçekçi 3 boyutlu dijital insanlar kullanacağız.