Ödül deyince aklımıza ya Oscar gelir ya da Nobel. Biri sanatı diğeri bilimi konuşmamızı sağlar. Fark ettiyseniz bunlar birer insan ismi. Fakat Oscar’ın kim olduğunu kimse bilmiyor, sembolik bir isim. Nobel ise gerçek bir insan. Bilim ve edebiyat dünyasının en prestijli ödülleri 120 yıldır bu isimle dağıtılıyor. Albert Einstein, Marie Curie gibi kişilere Nobel ödülü veriliyor. Orhan Pamuk ve Aziz Sancar bu ödülü alınca göğsümüz kabarıyor. Oysa zamanında ödüle ismini veren Nobel hakkında gazetelerde “ölüm taciri öldü” diye haberler çıkmıştı. Peki nasıl oldu da adı ölümle anılan bir kişi artık ödülle anılmaya başlandı? Kim bu Alfred Nobel?
Ekim 2021’de Dünya’dan bir uzay aracı gönderilecek ve üzerinde şöyle bir plaka taşıyacak. Bu plakada uzay aracının adı, gönderilme tarihi, o tarihte gezegenlerin konumu ve izleyeceği rota gibi bilgilerin yanı sıra özenle seçilmiş bazı sözler var. Tam 20 tane söz bu araçla beraber uzaya çok özel bir görev için taşınacak. Bunları söyleyenler arasında Albert Einstein ya da Carl Sagan gibi isimleri görmek hiç de şaşırtıcı değil. Oysa tüm bu sözlerin içinde kaynağı anonim olan sadece bir tane söz var. O da bir Türk atasözü. Buraya yazıldığı şekliyle tercüme edersek anlamı “Balta ormana girdiğinde ağaçların çoğu, “Hiç değilse sap bizden biri” dedi.” Evet sözlerin neredeyse tamamı İngilizce yazıldığı için ufak anlam kaymaları olabilir. “Neredeyse tamamı İngilizce” diyorum çünkü bu sözlerden bir diğeri de Orhan Pamuk’tan alıntılanmış ve plakaya orijinal haliyle, Türkçe kelimelerle kazınmış. 20 sözden biri Türkçe atasözü, diğeriyse Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’tan alınmış. Yazıların %10’u doğrudan bizimle ilişkili.
Kristale bakma sanatı iç gözle ilgili bir kavramdır.
Ancak o zaman görebilirsiniz. Tekrar deneyin.
Benim bir kristal kürem yok. Elimde ona en yakın şey bu. Bakalım buna bakarak geleceği görebilecek miyim? Hımm. Evet. Bir yıldız görüyorum. Böyle çok parlak. Ama üzerinde lekeler de var, böyle kara kara… Bu bizim güneş ya. Üzerindekiler de güneş lekesi. O da ne! Ben diyeyim 3 yıl, siz deyin 5 yıl içinde bu güneşten bize doğru çok sert rüzgarlar esecek. Gece gündüze… Gündüz de geceye dönüşecek…
Şimdi. Bu evrendeki, bu “universe”deki gözlerinizi kapatın ve “metaverse”de açın.
Gördükleriniz 2021’de özellikle de son aylarda dijital teknoloji dünyasında gittikçe daha çok konuşulan bir kelimeyle ilgiliydi: Metaverse.
Kripto paralarla ilgilenenler bu yeni evreni inşa etmeye başladıklarını söylerken oyun dünyasındakiler biz çoktan orada yaşamaya başladık diyorlar. Zaten az önce gösterdiğim görüntü PlayerUnknown (bilinmeyen oyuncu) lakaplı oyun geliştiricisinin inşa etmeye başladığı 64km’lik Prologue’dan bir görüntüydü. Neden 64 km? Çünkü 2’nin 6. kuvveti. Bu daha sonra dünya büyüklüğündeki Artemis sanal evrenine dönüşecek ve o bile metaverse’ün sadece küçük, küçücük bir parçası olacak.
Dijital Vücut Dilinin 4 Yasası
Vücut dilimizin en az konuştuğumuz dil kadar etkili olduğunu söylememe gerek var mı? Hatta bu ikisi arasında bir yarışma olsa kazanan vücut dili olur. Bununla ilgili çok komik bir Seinfeld bölümü vardı. Bizim George’un gözüne yanlışlıkla greyfurt suyu sıçrayınca gözünde bir tik oluşuyor ve istemsizce göz kırpmaya başlıyor. Daha sonra iş yerinde patronu başka bir çalışma arkadaşının neden son zamanlarda işe geç geldiğini soruyor:
- Her seferinde daha da geç kalıyor. Ters bir şey mi var?
Şimdi George’un konuştuğu dille vücut dili arasındaki rekabete bakın.
Son 1 haftadır, sabah yataktan kalkıyorum, örtüsünü katlıyorum ve telefonumu açıyorum. Böyle değil, şöyle… Başucumdaki kitabımı açar gibi…
Teknoloji dünyasında uzun zamandan beri bu kadar heyecan verici bir yeniliği hayatımın içine dahil etmemiştim. Bu videoda katlanabilen telefonlar ve onların geleceği hakkındaki kişisel görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Videonun sponsoru benim kullandığım Galaxy Z Fold 3’ü de üreten Samsung ve bu kanalın izleyicilerine özel bir linki de açıklamalar bölümüne yerleştirdim ama videonun tüm editöryal kontrolü bende ve söyleyeceklerim tamamen kendi deneyimlerime dayalı olarak ortaya çıkan kişisel görüşlerim.