Kategoriler
Sinema Teknoloji

Cep telefonuyla video çekim teknikleri

Hemen hepimizin cebinde video çekebilen bir cep telefonu var. Ama onun video çekebilme potansiyelini ne kadar kullanıyoruz? Bu videoda en basitinden en gelişmişine kadar benim uyguladığım bazı teknikleri sizinle paylaşmak istiyorum. Şu anda Android işletim sistemli bir Samsung Galaxy S21 Ultra kullanıyorum ama göstereceğim tekniklerin bir kısmını kendi cep telefonunuzda da uygulayabileceksiniz. 

Önce şu soruyla başlayalım: Neden profesyonel kameralarım varken bir cep telefonuyla da video çekmeye ihtiyaç duyuyorum? Cevabı çok basit. En iyi kamera o anda yanımda olandır. Bir kartopu savaşının ortasında haliyle cebimde bir sinema kamerası taşıyamıyorum. Cep telefonum su geçirmez olduğu için böyle zorlu koşullarda bile inanılmaz görüntüler yakalıyor. Cep telefonlarının benim gibi videografırlara en büyük katkısı bu oldu. Çekim konusundaki bazı kısıtlardan kurtararak özgürleştirmek. Kendini daha iyi ifade edebilmek. DEVAMI ▷

Kategoriler
Çevre Uzay

Dünyanın en yalnız insanı kim?

Dünyada yapayalnız, tek başına kalmak… nasıl bir şey olurdu acaba? Bununla ilgili bir çok dizi/film çekildi. En komiklerinden biri de “The Last Man on Earth – Dünyadaki son adam.” Her zamanki gibi bir şeyler oluyor, dünyanın ayarlarını kurcalıyoruz ve bir şekilde yeryüzündeki insanların tamamı yok oluyor bu dizide. Bir kişi hariç. O kişinin post-apokaliptik bir dünyadaki yaşam mücadelesini anlatıyor işte bu hikaye. Bu kez korkunç değil de komik bir üslupla… Gelişmiş bir medeniyet, içinde insanlar kalmazsa ne işe yarar ki? Boş sokaklarda tek başına bowling oynayıp arabalara delik açmaktan başka ne yapabilirsiniz? DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji Uzay

Astronot yerine Evrenot diyelim!

Az önce Türkiye Uzay Ajansı’nın 10 yıllık 10 hedefiyle ilgili düzenlenen bir toplantıyı izledim. Aslında canlı olarak yayınlayıp yorumlamak da isterdim. Ancak böyle bir etkinliğin yapılacağından bile haberim yoktu, o sırada Birleşik Arap Emirlikleri’nin geçtiğimiz Temmuz ayında gönderdiği “Hope – Umut” isimli uzay aracının Mars yörüngesine girmesini canlı olarak takip ediyordum. Girdi bu arada, BAE Mars’a uzay aracı gönderen 5. Ülke ünvanını resmen kazanmış oldu. O sırada bir izleyicimin attığı mesajla Türkiye’nin de aynı saatlerde uzay parogramıyla ilgili hedeflerini açıkladığını duydum. Bir yandan Mars’a giden araçla ilgili gelişmeleri takip ederken bir yandan da bizim uzay ajansımızın koyduğu hedefleri dinlemeye çalıştım. Tabi evde televizyon yayınlarını alamadığım için YouTube’dan takip etmek durumunda kaldım. Konuyu araştırınca “Gelecek Bilimde” kanalının canlı yayın yaptığını fark ettim. Orada Ayhan Tarakçı, Zafer Emecan ve Burak Çankaya çok güzel bir şekilde konuyu hem açıkladılar hem de yorumladılar. Ben bu kaydı yaparken onların yayını hala devam ediyordu. Konuyu sıcağı sıcağına yaşamak isteyenler onların ayrıntılı yorumlarına da bir göz atabilirler.  DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Yeni bir Twitter/Facebook/Instagram mı doğuyor! CLUBHOUSE Çılgınlığı

Yeni teknolojik araçları erkenden denemeyi seviyorum. Özellikle de sosyal medyayla ilgiliyse… Siz diyorsunuz ya yorumlarda “ilk!” Ben de internet mecralarına mümkün olduğu kadar erken girip, kullanım dinamiklerini anlamaya çalışıyorum. Twitter’da, Facebook’ta, LinkedIn’de, YouTube’da daha ilk kuruldukları aylarda hesap açtım. Bunun en büyük istisnası TikTok’tur herhalde. Hala bir hesabım yok, daha doğrusu var da kendi adımı alamadığım için hala kullanmayı deneyemedim. Öte yandan YouTube’da çok erken hesap açtım ama düzenli içerik üretmeye, hesap açtıktan 8-9 yıl sonra başladım. Önce o mecraları ve hayatımızı nasıl etkileyebileceklerini anlamaya çalıştım. Hoşuma giden yerlerde kaldım, vaktimi ziyan ettiğini düşündüğüm yerlerden uzaklaştım. Her şeyin bir kullanım ömrü var sonuçta. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji Uzay

Elon Musk iki roketle dünyaya nasıl meydan okudu?

Bu hafta roket fırlatmaları ve fırlatamamalarıyla tarihe geçen bir hafta oldu. Üstelik sadece uzay tarihine değil, ekonomi ve siyaset tarihine de geçecek çok hareketli gelişmeler yaşandı ve bitmedi. Hala devam ediyor. Dünya adeta kocaman bir iş yerine, devasa bir açık ofise dönüşmüş gibi. Ve bu ofisin küçük kutucuklarında, bilgisayarlarının başında hapsolmuş insanlık bir yandan işini gücünü yapmaya çalışırken bir yandan da kafayı yemeye başladı galiba. Patlamış mısırlarınızı hazırlayın. Her kurumsal yapıda kaçınılmaz olarak gerçekleşen o ofis dedikodularından geliyor. Yan “cubicle”da çalışan bir arkadaş vardı ya. Hani ofisin en zengin 34. çalışanıyken birkaç ayda en zengini haline geldi. Ulan Elon ya, Elon Musk. Bu hafta bir gangstere dönüştü ve görünen o ki bundan epeyce bir keyif alıyor.  DEVAMI ▷

Kategoriler
Bilim Teknoloji

Dünyanın içinden bir tünel kazarak öbür tarafa çıkılabilir mi?

Geçenlerde yolda yürürken aklıma meşhur bir konu geldi. Bu konu. Yani “Dünyanın içinden bir tünel kazarak öbür tarafa çıkılabilir mi?” sorusu. Bu konuyla ilgili bir video yapıp yapmamaya karar vermek için yazı tura atayım dedim. Cebimden “bitcoin”imi çıkardım, havaya fırlattım, ama tutamadım. O da doğruca yerdeki mazgallardan birinin boşluğundan aşağıya düştü. Derin bir çukura bir şey düşürdüğünüzde ne yaparsınız? Ne zaman yere düşeceğini anlamak için kulak kabartırsınız değil mi? Ne kadar uzun sürede düşerse o kadar derin bir çukurdur… Ben de aynı şeyi yaptım. Çünkü yürüdüğüm yolun altında dünyanın en uzun tüneli vardı. Bugüne kadar insanların kazdığı en uzun yer altı tüneli New York şehrine su taşıyan 4.1 metre çapındaki “Delaware Aqueduct”ı yani su kemeridir. Uzunluğu tam 137 km. Fakat dikey olarak aşağıya inmiyor. Dünyanın en uzun ilk 5 tünelindeki gibi su taşımak amacıyla yapıldığından toprağın altında yatay olarak ilerliyor. Gerçek dikey derinlik olarak baktığımızda dünyanın en derin yapay çukuru Kola derin sondajıdır. Eğer yazı mı tura mı geleceğini anlamak için fırlattığım para o çukura düşseydi dibine ulaştığında çıkacak sesi işte tam şimdi duyardım. Fırlattıktan 50 saniye sonra. 23 cm çapındaki bu delik Ruslar tarafından bilimsel amaçlarla 1970 yılında kazılmaya başlanmış. Tam 29 yıl sonra 12262 metre derinliğe ulaşınca kazma işlemini durdurmak zorunda kalmışlar. Çünkü o derinlikte sıcaklık beklediklerinin neredeyse iki katına 180 °C’ye ulaşmış. 2000’li yıllarda ondan biraz daha uzun petrol kuyuları açılsa da gerçek derinlik olarak insanlık Kola derin sondajından daha aşağıya inemedi.  DEVAMI ▷