Kategoriler
Edebiyat

Kelimeler arasında

Bir kitabı okurken hep kelimelere odaklanırız değil mi? Kelimeler ve onların çağrıştırdığı anlamlar. Bu çok doğal. Peki hiç kelimelerin arasındakilere dikkat ettiniz mi? Anlamların oluşmasına yardım eden minik, mütevazi işaretlere?

Noktalama işaretleri. Her gün görüp de varlığına alıştığımız nesneler gibi. Yokluğunda fark ettiğimiz güzellikler gibi. Bazı yazarlar bunu bize hatırlatmak için bilinçli olarak onları yok ediyor.

Mesela James Joyce. Ünlü eseri Ulysses’in son bölümünde sadece iki tane nokta kullanmış. Demek ki kısa bir bölümmüş diye düşünebilirsiniz ama öyle değil. Bu bölümde İngiliz dilinde yazılmış en uzun cümlelerden biri var. Cümleye başlıyorsunuz ve 4391 kelime sonra noktayı görüyorsunuz. Böyle bir cümleyi okumak ne kadar sürer biliyor musunuz? Ben denedim, yaklaşık 45 dakika. Peki en uzun cümle hangi kitapta? Jonathan Coe’nun “The Rotters’ Club” adlı kitabında. Bu kitaptaki bir cümle 13955 kelime uzunluğunda. Okumadım ama okusaydım 2 saat filan sürerdi. Cümleler genellikle noktayla biter ve bir nefeste okunması beklenir. Böyle bir cümleyi bir nefeste okuyabilmek pek de kolay olmasa gerek 🙂 DEVAMI ▷

Kategoriler
Sinema

Beni uçabildiğine inandır Superman ya da Batman!

Batman ve Superman’in neden aynı filmde göründüğünü bilmiyorum. Çünkü henüz filmi izlemedim. Ama süper kahraman filmlerinin eskisi gibi görünmediğinin farkındayım. Bunun sorumlusu galiba bilgisayarlar. Yoksa onu kullanan tasarımcılar mı?

Benim için süper kahraman filmleri içinde Superman’in bambaşka bir yeri vardır. Superman serisinin ilk filminden bahsediyorum. Afişinde “bir insanın uçabileceğine inanacaksınız!” diyordu. Sadece bu söz bile bence çok şey vaat ediyor. Yapımı 5 yıl sürmüş bu filmin. Çünkü bir insanın uçabileceğine inandırmak teknolojik olarak çok zordu o yıllarda. Bilgisayarlar görsel efektler üretebilecek kadar hızlı değildi. O yüzden film yapımcıları ve yönetmenler “pratik efektler” üretmek zorundaydı. Minyatürler, maketler kullanmak, arka planı boyamak (matte painting) ya da oraya görüntü yansıtmak gibi çözümler üretiyorlardı. Bu çözümler bize ilkel gözüküyor olabilir. Çünkü şimdilerde hemen her şey bilgisayarlarla yapılıyor. CGI denilen “Computer Generated Images” yani bilgisayar tarafından üretilen görüntüleri izliyoruz. Süper kahramanları süperleştirmenin daha kolay bir yolu var mı? Açıkçası ben kolaycı bir insan değilim. O yüzden cevabını merak ettiğim asıl soru şu: yeni nesil görsel efektler daha mı inandırıcı? DEVAMI ▷

Kategoriler
Genel

#40sabahErkenKalk

Sabah baş ucundaki saat çalınca onu susturup uyumaya devam edenlerden misin? Erken kalkmanın faydalarını bilsen de bir türlü uyanamayanlardan mısın? O halde senin için bir projem var.

Arkadaşlar yeni projemizi açıklıyorum: #40sabahErkenKalk Arka arkaya 40 sabah boyunca erken kalkacağız. Saat kaçta? Onu bilemem. Bu biraz da şu anda kaçta kalktığınızla alakalı bir soru. Eğer sabah 7:00’de uyanıyorsanız 6:30’da kalkmayı deneyin. Ama ben sizin yerinizde olsam daha eğlenceli saatler seçerim. Mesela 5:55

Peki neden 40 sabah diyorum? Çünkü yeni bir alışkanlık geliştirmek için bunu sürekli tekrar etmek gerekir. Özellikle faydalı bir alışkanlık için çok sayıda tekrar şarttır. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama şu hayatta faydasız olan şeyleri yapmak genelde çok daha kolaydır. Mesela sağlıksız yiyecekler daha çok hoşunuza gider. Eğer #40sabahGecKalk gibi bir proje başlatsaydık bunu çok kolay hayata geçirirdik. Alışkanlık haline getirmek için iki sabah geç kalkmak yeter de artar bile. Üçüncü günün sabahı yepyeni bir alışkanlık kazanmış olursunuz. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Kumanda kimde?

Bugünkü videoya biraz daha farklı başlamaya ne dersiniz? Önce başka bir video izleyin. Eğer 8 dakikanız varsa hemen şimdi bu videoyu durdurun ve önce şu linkteki diğer videoyu bir izleyin. Sonra kaldığımız yerden devam ederiz.

Hala burada mısınız? Neden? Diğer videoyu izlemek için vaktiniz mi yoktu yoksa kumanda bende mi diyorsunuz? Neyi istersem onu izlerim. Elbette benim söylediklerimi yapmak zorunda değilsiniz. Ama yine de size göstermek istediğim bir şeyler var. İzleyin…

İzlediğiniz görüntüler “Kanıt” adında 8 dakikalık deneysel bir kısa filmdendi. Bundan 21 yıl önce Mart 1995’te çekildiği sırada sizin bir kısmınız belki de bu dünyada yoktu, bir kısmınız da filmdeki çocukların yaşındaydı. DEVAMI ▷

Kategoriler
Teknoloji

Takım olan Mikrorobotlar

Robot deyince hayalinizde nasıl bir şey canlanıyor? Mesela oğlumun aklına Transformers, eşimin aklına da mutfak robotu geliyor. Bense çok daha küçük şeyler düşünüyorum.

Stanford Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, kendi ağırlığının binlerce katı yükü taşıyabilen robotlar üzerinde çalışıyor. Nasıl mı? Oldukça kompleks gibi görünen bazı problemleri çözmek için kopya çekerek. Bu araştırmacıların biyomimetik uzmanı olduğunu söylemiş miydim? “Biyo-mimetik” yani “Biyoloji” ve “Taklitçilik.” Yaptıkları şey doğadaki modelleri ve sistemleri inceleyerek insanlığın karmaşık problemlerine çözüm üretmek. Bahsettiğim örnekte çözülmesi gereken problemimiz: Kendi ağırlığının binlerce katı yükü taşıyabilmek. Doğada bunu taklit edebileceğimiz bir örnek var mı? Tabiki var! En favori hayvanlarımdan karıncalar. DEVAMI ▷

Kategoriler
Sanat

Pi Günü – Pi Sanatı

3. ayın 14. günü. Yani Pi günü. Bugün dünyanın tüm dairelerine bakın. Çevresinin uzunluğunun içinden geçen o uzun çap çizgisinin Pi katı kadar olduğunu göreceksiniz. Aslında bu oran başka günlerde de hep aynı. Tüm zamanların ve tüm mekanların en şaşırtıcı numaralarından biri.

Ben bugün onun güzelliğine bir göz atmak istiyorum. Pi sayısından ilham alınarak yapılan sanat eserlerine. Mesela şuna bir bakın. Pi sayısıyla nasıl bir ilgisi olduğu hakkında bir fikriniz var mı? Renklerle, sayılar arasında bir ilişki kurmaya çalışın. Çünkü her renk bir sayıyı işaret ediyor. Turuncu 3, Kırmızı 1, Sarı 4 gibi. Biyoinformatik, bilgisayar ve istatistik gibi konularda uzman Martin Krzywinski bu sayıyı sanatsal olarak böyle yorumlamayı tercih etmiş. DEVAMI ▷