Kategoriler
Bilim Uzay

Dünya 2025’teki güneş fırtınasına hazır değil!

Kristale bakma sanatı iç gözle ilgili bir kavramdır.
Ancak o zaman görebilirsiniz. Tekrar deneyin. 

Benim bir kristal kürem yok. Elimde ona en yakın şey bu. Bakalım buna bakarak geleceği görebilecek miyim? Hımm. Evet. Bir yıldız görüyorum. Böyle çok parlak. Ama üzerinde lekeler de var, böyle kara kara… Bu bizim güneş ya. Üzerindekiler de güneş lekesi. O da ne! Ben diyeyim 3 yıl, siz deyin 5 yıl içinde bu güneşten bize doğru çok sert rüzgarlar esecek. Gece gündüze… Gündüz de geceye dönüşecek…

Adım Nostradamus olsa bu söylediklerime inanan bir sürü kişi bulabilirdim. Ona bile gerek yok, isimsiz bir falcı bacı avucunun içine ya da kahvenin fincanına bakarak böyle şeyleri söyleyince kendine taraftar toplayabiliyor. Ama her nedense bilim insanları dünyayı ve onun kaderini ilgilendiren konularda konuşunca pek ses getirmiyor. O yüzden az önce kehanet kisvesi altında bilimsel bir araştırmayı duyurmak istedim. 

Bu araştırmaya göre önümüzdeki yıllarda, çok büyük bir olasılıkla 2025 Temmuz ayında, yüzyılda bir meydana gelen şiddette bir uzay hava durumu felaketiyle karşı karşıya gelebilir ve bir internet kıyameti yaşayabiliriz. Nasıl yani? Uzay hava durumu? Yüzyılda bir! Konuyu anlayabilmek için geleceği şimdilik bir kenara bırakıp geçmişe bakalım. 

Bundan 100 yıl önce tüm dünyayı etkileyen biri çok diğeri az önemli iki felaket meydana geldi. Çok önemli olanını artık duymayan kalmamıştır: İspanyol gribi. Bugünkü Corona virüs salgınına benzer şekilde tüm dünyayı etkiledi ve milyonlarca kişinin yaşamını yitirmesine yol açtı. Etkileri 3 yıl kadar süren bu salgının ardından meydana gelen daha az önemli felaketse bir fırtına. Sadece 3 gün süren bir fırtına

Evet yaklaşık 100 yıl önce, Mayıs 1921’de ABD ve İngiltere de dahil olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde elektrik ve telgraf kontrol odalarında aynı anda birden fazla yangın çıktı. İsveç’te Karlstad Exchange’de hafif bir duman kokusu alan çalışanlar önce elektrikli araçların çalışmadığını fark ettiler. Sonra ekipmanlarına ağır hasar veren bir yangın çıktığını gördüler. New York’ta, Brewster istasyonundaki bir santralde başlayan başka bir yangınsa kısa sürede tüm binayı yok etti. Hindistan, İngiltere ve Yeni Zelanda da dahil olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde o zamanlar daha çok yeni ortaya çıkan elektrik ve telgraf tellerinde problemler yaşandığına dair benzer raporlar paylaşılmaya başlandı. 

Bu olaydan önce New York semalarında “Aurora Borealis” görüldüğü söyleniyor. Hatta bunu gören kişiler Avrupa’dan gelen zeplinlerin Manhattan’ı bombaladığını zannetmişler. Doğru duydunuz: New York’ta Aurora Borealis görülmüş. Normalde kutuplara yakın çok kuzey bölgelerde görülen doğal bir fenomen bu. Güneş’ten gelen yüklü parçacıkların dünyanın manyetik alanına girmesi sonucunda böyle ışımalar oluşuyor. Bu parçacıklar güneş rüzgarlarıyla taşınıyor. Zaten Aurora’nın Borealis’i bizdeki “bora” yani rüzgar demek.

Dediğim gibi bu doğal bir fenomen ve dünyanın atmosferi ve manyetizması güneş aktivitelerine karşı koruyucu bir kalkan gibi davranıyor. Ne demek güneş aktiviteleri? Güneşin üzerindeki lekeler var ya… Bunlar geçici olarak oluşan karanlık bölgeler. Bu lekelerin ardından güneş püskürmeleri ve “coronal mass ejection”lar meydana geliyor. Yani güneş çok büyük kütleli plazma fırlatıyor. Tıpkı bu plazma küresinde olduğu gibi. Plazma ne? Maddenin dördüncü hali. Hani katı, sıvı, gaz diye sıralıyoruz ya. Bir de bu plazma var. İşte güneşten dört bir tarafa sürekli olarak bu plazma fırlatılıyor ve bazen de dünyanın olduğu tarafa denk geliyor. Bu güneş aktiviteleri bazen azalıyor, bazen artıyor. En çok arttığı döneme bilim insanları solar maksimum adını veriyor. Yaklaşık 11 yılda bir güneşin aktiviteleri bu maksimum seviyeye ulaşıyor. Ta 1700’lü yıllardan beri bunlar kaydediliyor. 

Şu ana kadar bu şekilde tam 24 güneş döngüsü kaydedildi. 18. Yüzyılın, 19. Yüzyılın, 20. Yüzyılın tüm aktivite verileri elimizde var. Adeta bir sarkaç gibi hiç şaşmadan bunlar artıyor ve azalıyor. Ama gördüğünüz gibi bu 11 yıllık döngülerin yanı sıra bir de 88 yıllık döngüler var. İşte bu döngülerin içerisinde çok şiddetli güneş fırtınaları oluşuyor. Az önce sizlere geçen yüzyılda meydana gelen ve üç gün süren bir fırtınadan bahsetmiştim. Ondan önceki yüzyılda 1859’da bugüne kadar kaydedilmiş en güçlü güneş fırtınası olayı meydana geldi. Buna Carrington Olayı deniyor. Bırakın kutupları, İsveç’i, New York’u; Küba gibi ekvatora yakın bölgelerde bile Auroralar görülmüş o dönemde. 

Dolayısıyla kayıtlı tarih içerisindeki son iki 88 yıllık dönemde iki çok güçlü güneş fırtınası meydana gelmiş. Fakat bu iki dönemin bugünden çok önemli bir farkı var: Teknoloji. O zamanlar elektrik ve telgraf gibi altyapılar yeni yeni başlıyordu ve bu fırtınalardan zarar görse de insanların hayatını felç edecek derecede etkilemedi. Modern teknolojinin ve internetin yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandığı son 30 yıllık dönemse güneş aktivitelerinin az ve zayıf olduğu döngülere denk geldi. 

Bir başka deyişle modern teknoloji güçlü bir güneş fırtınasıyla hiç karşılaşmadı. Şu anda 25. Güneş döngüsüne girmiş durumdayız ve bilim insanları artık bu aktivitelerin yeniden giderek güçleneceğini öngörüyor. Bu yeni döngünün maksimuma ulaşacağı dönem Temmuz 2025 olacak. Her ne kadar güneş fırtınalarının da tıpkı depremler gibi tam olarak ne zaman meydana geleceği bilinemese de olasılıklar bu dönemlerde oldukça artıyor. 

Peki modern teknolojiye bu kadar bağlandığımız bir dönemde yüzyılın güneş fırtınası gelirse ne olur? Kimse tam olarak bilmiyor. Normal bir fırtına olduğunda en fazla bölgesel olarak elektrik kesintisi yaşarsınız değil mi? Güneş fırtınası olduğunda tüm dünyanın elektrikleri aynı anda kesilebilir. Peki ya global ve çok uzun süreli bir internet kesintisi olursa ne olur? Bunu da kimse bilmiyor. Çünkü internetin icadından beri böyle bir durum yaşanmadı. Ama bazı tahminler var. Mesela çeşitli veri kaynaklarına dayanarak bir internet kesintisinin ekonomik etkisini hesaplayan Netblocks web sitesine göre bir haftayı aşan bir internet kesintisinin Türkiye’ye maliyeti 1 milyar dolardan fazla. Tüm dünyadaki maliyeti ise yarım trilyon dolara yaklaşıyor.

İnsan yaşamına doğrudan bir etkisi olmasa da neredeyse her alanda bağlandığımız çeşitli hizmetlerin aksamasından ötürü dolaylı olarak insan yaşamını da tehdit edeceği düşünülüyor.

Size güneş aktivitelerinin bilim insanları tarafından 400 yıla yakın bir süredir kaydedildiğini söylemiştim. Ama bir de yeryüzü bu aktiviteleri başka bir şekilde sürekli kaydediyor. Ağaçların ve kutuplardaki buzların içine atmosferdeki değişimler halkalar halinde yazılıyor. Yeni bir araştırma son 10.000 yılda üç büyük olayı ortaya çıkardı. M.S 775 ve M.Ö 5259 ve 7176 yıllarında yeryüzü çok büyük kozmik vakalarla karşılaşmış. Bunların çok büyük bir ihtimalle güneş fırtınası olduğu düşünülüyor. Ama öyle sıradan fırtınalar değil. Bugüne kadar bilim insanlarının gözlemlediği o en büyük Carrington olayından 100 kat daha güçlü mega fırtınalar. Demek ki 10 yıllık, 100 yıllık döngülerin yanı sıra 1000 yıllık, 10000 yıllık başka döngüler de var. Bunlar meydana geldiğinde neler olacağını ise kimse tam olarak hesaplayamıyor. İnternetin kesilmesini de geçtim, elektronik depolama cihazlarında “bit flip” denilen etkiye yol açabilir mi? 0’lar 1’lere, 1’ler 0’lara dönüşebilir mi? Ya da harddiskler silinebilir mi? Bırakın insanların, tüm dünyanın dijital hafızasını kaybettiğini bir düşünsenize…

Kısaca ne modern teknoloji henüz güçlü bir güneş fırtınasıyla karşılaştı ne de modern insan bir mega güneş fırtınasıyla… İlkini önümüzdeki 11 yıllık döngünün ortalarında bekliyoruz ve bunun aynı zamanda o bin yılda bir gelen türde bir mega fırtına olmamasını umuyoruz. 

Bütün bunları işte şu küreye bakarak tahmin ediyoruz. Çünkü bu küre masallarda geleceği gösteren o kristal küre değil. Bu güneşi inceleyerek elde ettiğimiz bilgilerin ışığında modellediğimiz bir plazma küresi. Buna bakıp, içindeki döngüleri görüp bir sonraki döngüyü haber verenlerin sesini her nedense kimse duymuyor. Tıpkı bundan 100 yıl önce tüm dünyayı etkileyen biri çok diğeri az önemli iki felaketten ilkini inceleyip uyaranları zamanında kimsenin duymaması gibi. İşte o felaket yüzyıllık döngüsünü tamamladı ve Coronavirüs olarak karşımıza çıktı. Bir isim benzerliği olsa da o zamanlar için daha az önemli o ikinci felaketin yani “coronal mass ejection”la güneşten fırlatılan plazmanın dünyayı etkilemesi felaketinin de yüzyıllık döngüsü tamamlandı. Yenisi olduğunda meydana gelecek elektronik anomaliler için biz şimdiden uyaralım ve o yıllar geldiğinde ortaya çıkması muhtemel “güneş fırtınası karşıtları” daha oluşmadan gardımızı alalım. 

Küre, pek çok anlamının yanı sıra, bazıları tarafından geleceğin sembolü olarak kabul edilir. Zihinlerinizi genişletin. Geleceği görebilmek için iç gözünüzü ve beyninizi kullanın. 

  • Burada güneş var. Güneş mutluluk demektir. 

Doğru güneş mutluluk demektir. Aydınlık! Burada da güneş var. Ama bu güneş bizi bilginin ışığıyla aydınlatıyor. 

“Dünya 2025’teki güneş fırtınasına hazır değil!” için 8 yanıt

Barış abi seni daha 500 600 bin oldugun zamandan buyana takip ediyorum. O zamandan bu yana videolarda kitap tavsiyelerindeki kitapları okudum her defasinda daha cok okumayada çalışıyorum ama bir kitap tavsiyesi videosu daha gelir mi?
(Bilim içerikli kitaplar daha güzel olabilir yani tercih senin.)

Uzay araçları ve astronotlar Güneş plazmasından korunuyor zaten. O teknolojiyi: alın bunu bilgisayarınıza ekleyin bir sorun olmayacak deyip insanlara satacak olmaları aklıma gelmiyor değil. 🙂

İnternet kesintisinin ardından geçtiğimiz günlerde Ekşi Sözlük’te sayfalar arasında gezerken bir debe entry’sine denk gelmiştim. O entry’de bu videonuza atıfta bulunuyorlardır. Şimdi izleme fırsatım oldu.

Böyle bir kesintinin ekonomi bakımından etkisi muhtemelen çok daha büyük olacaktır diye düşünüyorum. İnternet’in çökmesi geleneksel finansı değil, kripto para piyasası olarak adlandırdığımız yeni finans sistemi için bile hiç kuşkusuz son derece yıkıcı olacaktır. Nasdaq gibi borsaların ve geleneksel finans sisteminin devre dışı kalacak olması da buz dağının yalnızca görünen kısmı.

Videonuzu keyifle izledim, sevgiler.

Eğer bankacilik önlem almazsa tüm kayıtları silinebilir ayrıca blockchain kapanırsa muhtemelen tüm hesaplar ve yatırım sıfırlanır

Dün meydana gelen (5 kasım 2023) jeotermal fırtına bunun öncüsü olabilir mi?
Türkiye’den bile kuzey ışıkları göründü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir