Kategoriler
Edebiyat Sinema

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri

85 yıl önce “The Hobbit” diye bir kitap yayımlandı. J. R. R. Tolkien adında bir filolog tarafından yazılmış bir çocuk romanıydı bu. “Orta Dünya” diye bilinen tamamen kurgusal bir evrende yaşayan, kısa boylu, tüylü ayaklı bu hobit ırkının yanı sıra, elfler, cüceler, büyücüler ve daha nice renkli karakterlerle doluydu.

Bu roman çok beğenilince, Tolkien hikayenin devamını yazmaya başladı ve 1954-55 yıllarında “Yüzüklerin Efendisi” üst başlığıyla üç kitaplık bir seri daha yayımlandı. Burada tek cilt olarak görüyorsunuz, çünkü aslında üç ayrı hikaye değil. Tek ama epik bir fantezi bu. Hatta böyle bir kategoriyi yaratan ve en üst düzeyde temsil eden bir eser. O yüzden 1968 sonrasında genellikle birleştirilip tek cilt halinde yayımlandı. O günden beridir -farklı formatlarda basıldığı için hesaplanması pek kolay olmasa da- dünyanın en çok satan, en çok okunan kitaplarından biri oldu. DEVAMI ▷

Kategoriler
Felsefe Sinema

Her şey her yerde aynı anda

Bu film yeni Matrix mi?

Neden?

Bu soruyu en son ne zaman sordunuz? 

Ben bu filmi izlemeye başlamadan hemen önce sormuştum mesela. Neden?

Dünyada bu kadar “önemli” şeyler varken ben başka bir şey yapmak yerine neden film izliyorum? Neden başka bir filmi değil de bu filmi izliyorum? Ve neden bu filmin adını “Matrix” gibi kolay hatırlanan tek bir kelime koymak yerine bir cümle yazmışlar? 

Everything Everywhere All at Once. Her Şey Her Yerde Aynı Anda.

Belki de Hollywood gibi bir stüdyo sistemi yerine bağımsız sinemacıların bu filmi yapmış olmasından?.. Bu küçük farklılık ve oldukça mütevazi sayılabilecek bütçesi dışında, pek çok açıdan Matrix’le kıyaslanıyor bu film. Watchowsky’ler yerine bu kez yönetmen koltuğunda kendilerine ilk isimleri aynı olduğu için “Daniels” diyen ama yine de iki kişi var. Matrix’teki gibi havalı Kung Fu sahneleri yüzeysel izleyiciyi oyalamak için bire bir. Görünenin ardındaysa elbette görünmeyen Matrix gibi başka bir şey var. Hatta başka şeyler. Multiverse. Birden çok evrende geçiyor bu film. DEVAMI ▷

Kategoriler
Sinema Teknoloji

Geleceği en çok tahmin eden film hangisi?

Geleceği hepimiz merak ederiz. Başımıza neler geleceğini, Dünya’nın nasıl bir yer olacağını… Bilinmeyeni bilmek isteriz. 

  • Gelecekteki bazı şeyleri bilebilme şansımız olsaydı ne olurdu? (Spielberg)

Bilim-kurgu filmleri çoğu zaman bunu tahmin etmeyi dener. Geleceği göstermeyi sever. Bazen kötümser -distopik-, bazen de iyimser -ütopik- bir dünya resmi çizer. Kameranın icadından çok kısa bir süre sonra ta 1902’de yapılmış filmlerde Ay’a yolculuk kehanetinde bulunuldu. Ve bu kehanet kendini gerçekleştirdi. 

Bundan ötürü mü Ay’a gidildi yoksa zaten gidilebileceği için mi bu fikir önce insanların aklına düştü ve bununla ilgili romanlar yazdılar, filmler çektiler? Tavuk mu yumurtadan çıkar, yoksa yumurta mı tavuktan? Benzeri bir paradoks gibi gelmiştir bana bu durum. DEVAMI ▷

Kategoriler
Gelecek Sinema

Beyninizi çiple ikiye ayırma ister miydiniz? Severance Dizisi

Bir sorum var. Şu çipi size versem… Onu taktığınızda beyniniz ikiye bölünse… Bir parçası sadece okulda ya da işyerinde yaşadıklarınızı hatırlasa; öbür parçası da hayatınızın geri kalanında yaşadıklarınızı… Okula ya da işe gittiğinizde evinizi, ailenizi unutuyorsunuz. Eve gittiğinizde de çalışma hayatınızı… İki farklı hayat. Birbirinden tamamen bağımsız. Böyle bir çipi beyninize taktırmak ister miydiniz? 

Bu son derece ilginç soru, aynı zamanda son derece ilginç yeni bir dizinin konusu. Severance. Bilim-kurgu, gizem, psikolojik gerilim ve bolca felesefe içeren bu dizi 2022’de izlemeye başladığım en iyi ve son yıllarda gördüğüm en özgün yapımlardan biri. Nasıl olmasın ki? Daha ilk bölümün ilk sahnesine bakın şimdi… DEVAMI ▷

Kategoriler
Sinema

BABA, Neden bu kadar “Baba” bir film?

Tüm zamanların en “baba” filmi neden BABA? Ta 1972 yılında gösterime girmiş bir film, neden hala sinemaseverlerin gözdesi? Konunun uzmanlarının yaptığı en iyi filmler listelerinde neden hep en tepede? İnsanlar bu filmi neden çok seviyor, sinemacılar neden bu filmi bir sinema şaheseri olarak görüyor?

Her şeyden önce şunu bir ayıralım: Bir filmi sevmek ile “iyi film” demek aynı şey olmayabilir. Bazen bir film size kendi hayatınızla ilgili bazı şeyleri hatırlatır. Filmin konusunu kişisel olarak önemli buluyor olabilirsiniz. Bazı filmleri değişik nedenlerle başkalarından daha çok sevebiliriz. Bir de kişisel bir anlamı olmasa bile sinemasal ya da sanatsal değeri adına, “iyi” dediğimiz filmler olabilir. Film sanatını ciddi bir iş, ciddi bir disiplin olarak kabul edip çalışan insanlar, koca koca üniversiteler var. Yani, bir filme “iyi” demek için nesnel, objektif kriterlerle filmleri araştırmak, okumak, analiz etmek mümkün. Üzerinde bir felsefe inşa edilebilecek kadar geniş bir konudan bahsediyoruz: Sinema. İşte bütün bu “ciddi” kriterleri masaya koyduğumuzda, İtalyan asıllı Amerikalı yönetmen Francis Ford Coppola’nın filmi Godfather, Türkçe adıyla Baba, çekildiği günden bugüne kadar hep en üstlerde oldu. Gelin bunu sorgulayalım. Neden? DEVAMI ▷

Kategoriler
Sinema

2021’de izlediğim en iyi 21 Film

2021 hepimizin bildiği sebeplerle hepimiz için oldukça zor geçen bir yıl oldu. Çoğumuzun bir kaç saatliğine de olsa bu dünyadan kaçtığı, uzaklaştığı filmlerse sığınağımız… İşte o sığınakta izlediğim iyi filmleri hemen her yıl bu dönemde sizlerle paylaşıyorum. Bazılarınız biliyordur, her hafta Perşembe 21:00’da Dlive.tv/Barisozcan adresinden yaptığım TIMECODE canlı yayınlarında daha çok geçen yüzyılın klasiklerini analiz etmeye çalışıyorum. Bu videoda yaptığım seçki ise tamamen güncel 2021 yapımı filmlerden oluşacak. Elbette izlemediğim ya da hala gösterime girmesini beklediğim başka yapımlar da var ve ayrıca bu liste tamamen sübjektif. Analiz yapmayacağım. Spoiler vermeyeceğim. Her yerde bulabileceğiniz özetleri aktarmayacağım. Sadece kendi bakış açımla neden bu filmleri beğendiğimden bahsedeceğim. Bir de çarpıcı bulduğum bazı kısa bölümleri paylaşağım.  DEVAMI ▷