Kategoriler
Bilim Uzay

Çin, uzaylı bir medeniyetten gelen sinyalleri mi yakaladı?

Bu yayın “Günlük Bilim ve Teknoloji” haberleri veriyor. Geçtiğimiz günlerde Devlet destekli bu gazetede, Çinlilerin dev Sky Eye radyo teleskopunun uzaylı uygarlıkların belirtilerini yakalamış olabileceğine dair bir rapor yayımlandı. 

Şu rapor

O! Kaldırılmış. 

Evet yayınlandıktan bir süre sonra o rapor da ona ilişkin diğer tüm haberler de silindi. 

Silinen o raporda Pekin “Normal” Üniversitesi’nde Dünya dışı uygarlıkları arama takımının başındaki bilim insanı Zhang Tonjie’nin bir demeci vardı. Bu bilim insanı dünyanın en büyük radyo teleskobu olan Sky Eye lakaplı FAST tarafından tespit edilen dar bantlı elektromanyetik sinyallerin, daha önce yakalananlardan farklı olduğunu söylüyordu ve ekibinin bunları araştırmaya devam edeceğini belirtiyordu.  DEVAMI ▷

Kategoriler
Canlı Yayın Uzay

Türkiye’den uzaya giden ilk dondurma

Bugün çok farklı bir fırlatmaya tanık olacağız. Bir dondurmayı uzayın sınırına göndereceğiz. Üstelik bu kez Cape Canevaral ya da Boca Chica’dan değil; Türkiye’den gerçekleştirilecek bu fırlatma. Konya Bilim Merkezi’nden gönderilecek aracımız 100.000 fitin üzerindeki bir irtifaya uçacak. Yolcumuzsa bir astronot değil. Lezzetiyle uzaya götüren bir dondurma: Twister Cosmix. 

Cosmix Dünya’daki lezzet misyonunu tamamladıktan sonra tekrar uzaya, kendi evine dönüyor bugün. Beraberinde sizlerin hazırladığı mesajları da taşıyarak… DEVAMI ▷

Kategoriler
Tasarım Verimlilik

Neden tişörtlerimin veritabanı var?

Buradan ve şuradan giren veri miktarını hiç merak ettiniz mi? Araştırmacılar sıradan bir insanın beynine günde 34 GB veri aktığını hesaplamış. 2008 yılında. Her yıl bu verinin %5.4 oranında da arttığını bulmuşlar. Bu hesapla 2022’de beynimiz her gün 74 GB veriyle uğraşmak zorunda kalıyor. 500 yıl önce yaşayan en zeki, kültürlü, donanımlı insanın hayatı boyunca karşılaştığı veriyle biz bir günde muhatap oluyoruz. Böylesine karmaşık bir ortamda bu gelen girdileri filtrelemek; onları işlemek; ve anlamlı çıktılar ortaya koymak gerekiyor. Bunu yapabilmek için de bence en iyi yöntem yazmak.  DEVAMI ▷

Kategoriler
Tasarım

Saatler neden hep 10:10’u gösterir?

Hiç dikkat ettiniz mi? Bir saatçiye girdiğinizde vitrindeki ya da duvarlardaki saatlerde ya da saat reklamlarında genellikle 10:10 geçeyi gösterir. 

Evet, bazılarında 1-2 dakika ileri ya da geri olabilir ama analog saatler genellikle 10:10’u gösterirken sunulur. Online bir satış sitesine girip saat diye aratın. Dijitalleri ayıklayıp sadece Analog saatleri filtreleyin. Onlarca markanın yüzlerce modelinin neredeyse hepsi aşağı yukarı 10:10 konumundadır. Üzerindeki tarihler, günler farklıdır ama zaman aynı noktada durmuş gibidir. DEVAMI ▷

Kategoriler
Bilim Kitap

Bilimle ilgili tek bir kitap okuma hakkım olsaydı bu olurdu: Kozmos

Issız bir adaya gitseydiniz, yanınıza alacağınız 3 kitap ne olurdu? Bu soruya verdiğim cevaptaki ilk iki kitap yıllardır değişip duruyor ama üçüncü kitap 40 yıldır hep aynı: Kozmos. Bir yere gidecekseniz yanınızda tümüyle evreni de götürmek çok mantıklı değil mi? Bu kitap gerçekten de evren ve onun düzeniyle ilgili pek çok şeyi içinde barındırıyor. Açıklanması zor, karmaşık kavramları sanki bir arkadaşınız sizinle sohbet ediyor gibi çok sade bir dille anlatıyor. Adı sizi yanıltmasın, sadece uzayla, astronomiyle ilgili değil bu kitap. Felsefe, tarih, biyoloji, kimya gibi çok geniş bir konu yelpazesine sahip. İçinde elmalı kek tarifi bile var. Şaka değil, gerçek. DEVAMI ▷

Kategoriler
Motivasyon

Şu 3 kelimeyi unutmayın: Citius, Altius, Fortius

Şu 3 kelimeyi unutmayın:

Citius, Altius, Fortius
Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü.

Bu üç kavram insanlığın ilerleme arzusunu ne kadar da güzel anlatıyor, öyle değil mi? Ve uzaya yükselmekte olan bir roketle ne kadar uyumlu gözüküyor.

Oysa bu sözler herhangi bir roketin üstüne hiç yazılmadı. Keşke yazılsaydı. Kimsenin aklına gelmedi herhalde. 

Bu sözleri Fransa’da gençler arasında düzenlenen bir spor müsabakasının açılışında Henri Didon adında bir hatip söyledi. Ta 1881 yılında. O etkinliğe katılan kişilerden biri bu sözleri çok beğendi. Daha sonra da sadece oradaki gençlere değil sporla ilgilenen tüm insanlara ilham olabilsin diye Olimpiyat komitesine sundu. Onlar da bunu çok beğendiler ve bir “motto” haline getirdiler. Çünkü kendi tanımlarıyla “Olimpik hareketin ideali sadece atletik ve teknik değildir, aynı zamanda insanlara ahlaki ve eğitici bir bakış açısı kazandırmayı da ifade eder.” DEVAMI ▷