Kategoriler
Tasarım Teknoloji

Tesla Cybertruck siparişi verdim!

Bir saniye…

Şu formu bir doldurayım…

…ve siparişi ver… meden önce neler olduğunu bir anlatayım size…

Geçtiğimiz Perşembe günü Tesla bir etkinlik düzenledi. TSİ sabaha karşı olduğu için canlı olarak yayınlamadım ama canlı olarak takip ettim. 

Bilmeyenler için Tesla sadece elektrikli otomobiller üreten bir firma. Kurucusu ve sahibi de Elon Musk. Daha önce hem Elon Musk konusunda hem de Tesla konusunda bu kanalda çeşitli videolar hazırladım ve yaklaşık 1 yıldan beri de bir Model 3 kullanıcısıyım. Hem elektrikli araç teknolojilerini hem de Tesla’yı yakından takip etmeye çalışıyorum. Dolayısıyla uzun süreden beri beklenen yeni bir Tesla aracının -bir Tesla kamyonetinin- açıklanacağı bu etkinliği büyük bir heyecanla izlemeye başladım. 

Tesla kırmızısı bir ortamda lazerlerle son derece futuristik bir sahne tasarlanmıştı. Synthysizer müziği de ambiyansı tamamlamakla kalmıyor onu tam bir siberpunk atmosferine dönüştürüyordu. 

Burada bir duralım. Siberpunk edebiyatının sinemadaki en iyi yansımalarından biri nedir? Tabiki “Blade Runner – Bıçak Sırtı” filmi. Bu filmle ilgili oldukça ayrıntılı bir analizi de yine bu kanalda yapmıştım. Hem filmi hem de bu analizi izlemenizi tavsiye ederim. Kanalımdaki az izlenen ama çok severek hazırladığım videolarımdan biridir. Bütün bunları biraz da neden etkinlik sırasında heyecanlı olduğumu açıklamak için anlatıyorum. Severek kullandığım bir aracı üreten Tesla, onun severek takip ettiğim lideri Elon Musk az sonra Kasım 2019’da Los Angeles’da sahneye çıkacak ve yepyeni bir kategoride yepyeni bir araç tanıtacak!

Bir dakika! Ta 1982’de yapılan Blade Runner filminin açılış sahnesindeki müziğe benzer bir atmosferi bu yüzden mi tasarlamışlar? Bir dakika, bir dakika… Filmi biraz daha başa alalım. Geleceği anlatan bu filmin daha ilk sahnesinde ne yazıyordu? Los Angeles, Kasım, 2019. 

Gel de heyecanlanma şimdi. Filmdeki gelecek tasviriyle uzaktan yakından ilgimiz olmayabilir ama tam da onun öngördüğü tarihte ve öngördüğü kentte yeni bir şeyler doğmak üzere…

Etkinlikte Elon sahneye çıktı ve çok kısa konuştu. “100 yıldan beri kamyonetler 3 aşağı 5 yukarı aynı şekilde görünüyor” dedi. “Üzerinden markalarını çıkarsanız hangisinin hangisi olduğunu bile anlayamazsınız. O derece birbirlerine benziyorlar. Artık farklı bir şeyler yapmanın vakti geldi. Artık kamyonetlerle sürdürülebilir enerjiyi birleştirmenin vakti geldi.” dedi.

Ben de içimden “evet, evet, evet” deyip duruyorum. Bir kamyonet için… Kamyonet. “Türkçe’deki en havalı olmayan kelimeler listesi”nin zirvesinde bu kelime vardır herhalde 🙂 Ha İngilizcesi de pek farklı sayılmaz: “pickup truck.” Yani “truck – kamyon” tamam da… “pickup” ne oluyor? Başına pickup koyunca kamyonun tüm havası sönüyor.

Sanırım Tesla da bunun farkında olmalı ki böylesine bir ambiyans yaratıp bizi havaya sokmaya çalışmış. Neyse ben Elon’dan bile uzun konuştum. Pickup truck yerine onlar cyber truck adını verdikleri bu yepyeni aracı sahneye çıkardılar.  “Karşınızda cyber truck” dediler ve dumanların sislerin içinden alkışlarla yavaş yavaş ilerleyen aracın neye benzediğini görmeye çalıştım. Ve gördüm. O anki duygularımı tam olarak hatırlayamıyorum. Ama bir Instagram hikayesi olarak sıcağı sıcağına şöyle bir şeyler paylaştım galiba… Çünkü kendime gelmem birkaç dakika sürdü. 

Bakın tasarımı hakkında hala bir yorum yapmadım. Ama soruyorum şimdi size. Bu tasarımı beğendiniz mi, beğenmediniz mi? Lütfen üst köşede beliren anket şıklarından birini seçerek tercihinizi yapın. Siz onu yaparken ben de sizlerin tahmini hakkında bir tahminde bulunayım. Muhtemelen sonuçlar birbirine çok yakın çıkacak. %51’e %49 gibi bir oran bekliyorum. Çünkü bu tasarımın şöyle bir özelliği var: kutuplaştırıcı.

Bunu etkinliği canlı olarak izleyenlerden de anlayabiliyorsunuz. Araç sahneye çıktıktan ve içinden 6 kişi indikten sonra belli bir süre kalabalığın çıkardığı seslere bakarak onların tam olarak ne hissettiğini anlayamıyorsunuz. Ortada elleri cepte bir ileri bir geri dolaşan Elon’ın bile kafası karışmış gibi görünüyor. Etkinlik ve araç hakkında daha fazla bilgi vereceğim ama önce kendi hikayemi anlatmaya devam etmek istiyorum.

Etkinlik sona erdi. Ben hala tasarım konusunda şöyleyim??? Aklım soru işaretleriyle dolu. Ertesi gün etkinlik kaydını bir kez daha izlerken tam şu noktada artık dayanamadım, durdurdum videoyu, açtım telefonu, dedim “Elon! Ne yaptınız abicim böyle siz! Nasıl bir tasarım bu?” Tabi işin esprisi… Elon Türkçesini daha o kadar ilerletemedi. Yeterli seviyeye gelince ayrıca konuşacağız. Ama zaten benim derdim yönetimle değil, tasarımcıyla. O yüzden açtım Skype’ı aradım bu tasarımı yapan kişiyi, dedim “Aybars! Ne yaptınız abicim böyle siz! Nasıl bir tasarım bu? Dur ilk sorum şu: Neden üçgen?” Şimdi siz bunu da espri sanıyorsunuz ama değil. 

Bu kişi Aybars Turan. Yaklaşık 4 yıldır Tesla tasarım stüdyosunda çalışıyor. Daha önce Tesla kamyonlarının konsept tasarımları ve dış modellemesine katkı sağlamıştı. Şimdi de Cyber Truck için 3 boyutlu konsept tasarımları hazırladı. 

Onunla sadece bu yepyeni aracı değil aynı zamanda onun yepyeni tasarım anlayışı üzerine konuştuk. Çünkü dikkat ederseniz bu aracın logosundan itibaren her şeyi farklı. Kavislerin yerini köşeler almış. İşte bu yeni tasarım dili hakkında sağolsun aklımdaki soruları cevapladı.

Tasarımla ilgili anahtar cümle bence şu: “Başka bir şeye benzemiyor.” Zaten etkinliğin açılışında 100 yıllık tarihinde kamyonet tasarımlarının neredeyse hiç değişmemiş olmasını vurgulama sebepleri de bu. 

Tasarımcının işi problem çözmektir ve burada kendilerine verilen pek çok problem var. Dayanıklı olacak, güçlü olacak, hızlı olacak vs. bunları hemen her motorlu araç üreticisi ve onun tasarımcısı çözmeye çalışıyor. Ama burada Tesla takımının çözmesi gereken bir problem daha ortaya konulmuş: “Başka hiç bir şeye benzemeyecek.”

Aybars ilk yaptıkları tasarımlarda ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, eninde sonunda klasik kamyonetlere benzemeye başladığını anlattı. Bu arada dört ayrı tasarım ekibi kendi içlerinde yarışıyorlarmış. Dedim ya size bu devir “savaş ve barış” değil “yarış ve barış” devri diye. Başarı bu şekilde elde ediliyor. Kendi içinde bile olsa yarışarak! Bizler bir insan olarak doğarken bile yarışı kazanan hücrelerden ortaya çıkmıyor muyuz? İşte bu tasarım da 7-8 aylık bir yarışın kazananı. Öyle sosyal medyada dolaşan çeşitli esprilere bakarak iki dakikada hazırlanmış bir tasarım olduğunu zannetmeyin. Binlerce fikir, yüzlerce eskiz, uzun bir hazırlık sürecinde farklı yollara sapmalar, sonra geri dönmeler, sonra tekrar ilerlemelerle dolu sancılı bir dönem. 

En çok ilgimi çeken konu da şu oldu. Elon her hafta düzenli olarak atölyeye gelip tasarımlar üzerine konuşuyormuş. Şimdi genellikle yönetici ve tasarımcı ilişkisinde tasarımcılar farklı, uçan kaçan işleri yapmak için fırsat kollar. Yöneticiler de tam tersine onları uçmak yerine hayatın gerçeklerine kondurmaya çalışırlar. Oysa burada Elon tasarımları daha da uçlara çekmek için özel çaba sarf etmiş. 

“Getirin bakalım çocuklar, göreyim bu haftaki işlerinizi. Oğlum bu ne? Üçgen mi çizdiniz bana? Çok güzel. Ama bu kesmez. Ben dik üçgen istiyorum. İç açıları da 180 dereceyi geçmesin lütfen.” Tabi bu konuşmalar temsili dememe gerek yok herhalde. 

Asıl vurgulamak istediğim şey şu. Ortada bir vizyon var. Hayal eden, uçmaktan korkmayan bir vizyon. Kendinden emin. Dolayısıyla ortaya böyle bir tasarım çıkabiliyor.

Nasıl bir tasarım? 

Ben buna “hazmı zor bir tasarım” demeyi tercih ediyorum. Çünkü başka hiç bir şeye benzemiyor. Biz insanlar bu gibi durumlarda zorlanırız. Daha önceki bir videomda beynimizin tahmin edilemeyen şeyler konusunda zorlandığını söylemiştim. Müzik dinlerken bile bir tahmin oyunu oynuyoruz ve sonraki notayı bildiğimizde dopamin salgılıyoruz. Bu bize keyif veriyor. Keyif konfor sağlıyor ve bir müddet sonra bu konfor alanından çıkmaya, yeni şeyler denemeye korkar bir hale geliyoruz. Şunu iddia ediyorum ki yeryüzündeki başka hiç bir otomobil firması böylesine cüretkar bir tasarımı ortaya koyamaz. Bakın yapamaz demiyorum. Uygulamak için harekete geçemez. Amacım bir markayı övüp diğerlerini yermek sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Bize ne bu markalardan. Ben tasarım felsefesi ve vizyon konusundaki düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum ki bunları bambaşka bir alanda kendi hayatlarımıza da tatbik edebilelim. 

Şimdi tekrar etkinliğe dönmek istiyorum. Çünkü orada en az tasarım kadar şaşırtıcı bir başka şey daha oldu. Tasarım ekibinin başındaki Franz sahneye elinde çok büyük bir çekiçle geldi. Bir balyozla. Ceketini çıkarttı. Normal bir kamyonetin kapısına balyozu indirdi ve kapı doğal olarak içe göçtü. Ardından aynı şeyi cyber truck için de yaptı. Daha da sert bir şekilde vurdu ve kapıya hiçbir şey olmadı. Sonra 9 mm kurşunla yapılan testleri gösterdiler. Kısaca kurşun geçirmez, son derece dayanıklı bir gövdeye sahip olduğunu sadece anlatmadılar aynı zamanda göstermiş oldular. Çünkü cyber truck’ın dış cephesinden kullanılan bu malzeme başka nerede kullanılıyor biliyor musunuz? Elon’ın sahip olduğu diğer şirketi olan SpaceX’in Mars’a göndereceği uzay aracında. 30 kat güçlendirilmiş paslanmaz çelikten yapılmış bir kamyonet bu. Mars’ta bile gidebilir. Aslına bakarsanız Starship adlı uzay aracının tanıtımında Elon’a Mars için özel bir rover yapıp yapmayacakları sorulduğunda çok net bir cevap vermişti. Tesla’nın bütün araçları Mars’ta gitmeye hazır. Ben boşuna bu arabaya “Martian – Marslı” adını vermedim. Cyber Truck uzay gemilerinde kullanılan bir malzemeyle yapılmış. Diğer kamyonetlerdeki gibi normal bir iskeleti yok, “exoskeleton” denilen ve genellikle havacılık endüstrisinde kullanılan bir teknik uygulanmış. Havacılık ve uzay endüstrüsünden öğrendiklerini otomotiv alanında uygulamışlar. Peki buradan ne sonuç çıkartabiliriz? Farklı alanlara ilgi gösteriyorsanız bundan suçluluk duymayın. Çünkü en yaratıcı fikirler genellikle birbiriyle alakasız gibi görünen iki alanın birleşmesinden ortaya çıkar. 

Tesla’nın gövde gösterisi orada bitmedi. Bitseydi iyiydi ama sıra camlara gelmişti. Önce normal bir cama gülle attılar ve doğal olarak kırıldı. Sonra bu araçta kullanılan cama daha da yüksekten daha da büyük bir gülleyi bıraktılar ve camda en ufak bir çizik bile oluşmadı. Ama sonra o gülleyi az önce elinde balyozla dolaşan tasarımcı Franz aldı ve cyber truck’a doğru ilerledi ve…

İlk deneme başarısız. Sonra bir de arka camda denemeye karar verdiler. Ve fiyasko! İki denemede de kırılmaz denilen camlar tüm dünyanın gözleri önünde çatır çatır çatladı. Bu noktada izleyenler ve daha sonra bu konuyu yorumlayanlar bunu bir pazarlama taktiği olarak yorumladılar. Gerçekten de etkinlik bu sayede normalde haber olmayacak mecralarda bile haber olmaya başladı. Ha ha camları kırıldı, rezil oldular 🙂 Fakat camlar kırıldıktan sonra Franz’ın yüzüne dikkat ederseniz hiç de şaşırmış görünmüyor. Gerçekten de bunu çok ileri seviye bir pazarlama taktiği olarak yorumlayabilir miyiz? Bence hayır. Bence bunun iki açıklaması var:

Birincisi Murphy kanunları gereği daha önce Microsoft’tan Bill Gates’in ve Apple’dan Steve Jobs’ın da başına geldiği gibi her canlı demoda bu tür aksaklıklar yaşanabilir. Bunların yaşanabileceği bilindiği için etkinlik öncesinde defalarca test edilir. Nitekim Aybars en az 50 defa test ettiklerini söyledi. Zaten Elon da bu testlerden birinin video kaydını paylaştı. Demek ki 5o test yetmiyormuş. 51.si bardağı taşıran, camı kıran son damla olabiliyormuş. 51. Bölge gibi bir gizem olsa gerek bu da…

İkinci açıklaması da bence şu: eğer bir kamyonet ya da kamyon üretiyorsanız “kamyoncu edebiyatı”nı bileceksiniz. O camlara “nazar etme ne olur, çalış senin de olur” sticker’ını yapıştırmadan yollara çıkmayacaksınız. Dedim ya Elon’ın hem Türkçe’sini biraz daha geliştirmesi hem de bu tür jargonlara hakim olması gerekiyor.

Her ne olursa olsun bu aracın dayanıklı olduğunu bence anladık. Hem de bunu unutulmaz bir anıyla beynimize kazıdık.

Çekme gücüyle ilgili bir test daha yapıldı. Bu araç öncelikli olarak ABD pazarı için yapılacağı için oradaki en büyük rakibi olan Ford F150 ile bir halat testi yapmışlar. İkisi de var gücüyle gaza asılınca cyber truck büyük bir rahatlıkla diğerini çekmeyi başarıyor. Hem de bunu yokuş yukarı yapıyor. Off-road ortamda böyle bir performansı gösterebilen aynı araç yollarda da hızıyla göz kamaştırıyor. 0’dan 100 km hıza 2.9 saniyede çıkabiliyor, elektrikli bir motora sahip olmasının avantajıyla. Bu testi de normalde tamamen farklı kategoride olan bir araçla yapıyorlar. Porche 911’le… Spor arabadan daha çabuk hızlanabilen bir kamyonet. Bakın bu iki aracı yarıştırmaya bile gerek yok. Yan yana söyleyince bile komik oluyor: Porche 911’e karşı bir kamyonet. 

Tanıtımın sonunda arka kasaya bir de elektrikli bir ATV bindirilip şarj edilince gösteri tamamlanmış oldu. Tesla’nın böyle bir ATV’yi üretip üretmeyeceğini sorduğumda net bir yanıt alamadım ama en azından onun tasarımcısının da Aybars’ın sıra arkadaşı olduğunu öğrendim. Umarım o da yapılır. Umarım yeryüzünde karbon emisyonunu arttıran her aracın güçlü bir sürdürülebilir enerjiyle çalışan alternatifi de olur. 

Gelelim benim bu aracın tasarımı konusundaki kişisel düşüncelerime… Şu anda kullandığım Model 3’ün tasarımını çok beğeniyorum. Ama dışından çok iç tasarımını. Çünkü başka hiç bir şeye benzemiyor. Dışından baktığınızda da gayet tatmin edici ama şaşırtıcı değil. Eski bir tasarımcı olarak cyber truck tasarımını da bu bakış açısıyla değerlendiriyorum. Bence Tesla’nın en ikonik tasarımı bu. 

Logo tasarımında şöyle bir kural vardır. En iyi tasarım en çok akılda kalıcı olandır. Hatta bunun için şöyle bir test yapabilirsiniz. Elinize bir kağıt kalem alın ve markaların logosunu aklınızda kaldığı kadarıyla çizmeye çalışın. Eğer bunu başarabiliyorsanız o logo güçlü bir logo demektir. Mesela bu kanalın logosunu bir çizmeye çalışın bakalım aklınızda kalmış mı?

Ben her gün kullanmama rağmen Model 3’ün çizimini yapamam. Ama hiç kullanmama rağmen VW Beetle bir başka deyişle tosbağa vosvosu çizebilirim. Çünkü onun tasarımı ikoniktir. Şu anda sanırım hemen hepimiz aynı şeyi Cyber Truck için de söyleyebiliriz. Hatta havada bile çizebilirim. Doğar doğmaz ikonikleşecek olan bir araç tasarımı bu. Ve evet başka hiç bir şeye benzemiyor.

En azından gerçek dünyadaki hiç bir şeye. Ama hayallerin dünyasında onu bir yerlerden gözümüz ısırıyor. James Bond filmlerinden. Total Recall, Blade Runner ya da Geleceğe Dönüş gibi bilim kurgu filmlerinden. 

İlk bakışta henüz bitmemiş, çok basit, “bizim yiğen bile bunu çizer” diyebileceğiniz bir tasarım gibi görünebilir. Ama Picasso’nun resimlerine baktığınızda da aynı şeyi düşünebilirsiniz. Oysa sanatta kübizm akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Picasso o eserleri birden bire vermeye başlamadı. Önceleri o da hepimizin görmeye alıştığı normal resimler çiziyordu. Orada ustalaştıktan sonra konfor alanından çıktı. İşte ben bu kamyonet tasarımına bakınca biraz da bunları düşünüyorum. Kübist sanatçılardan öğrendiklerimi uygulamaya çalışıyorum. Dış dünyanın nesnelerini sadece göründükleri yanlarıyla değil görünmeyen tüm detaylarıyla ele almaya çalışıyorum.

Tabiki internetteki çoğu kişi buna da bana da gülecek. Ama internetin işi bu zaten. Meme üretmek. Konfor alanından çıkmadan, oturduğun yerden, fazla düşünmeden yazmak, çizmek, eğlenmek. Bunları da yapacağız arada sırada.

Ama bir yandan hayallerimizin peşinden koşmaktan da çekinmeyeceğiz. Hazmedilmesi başkaları için zor da olsa kendimizi yansıtan işleri yapmaktan geri durmayacağız. O yüzden ben hazmedilmesi zor da olsa çok sevdiğim bu tasarımın ön siparişini şimdiden veriyorum. Hemen her hafta sonu ailece çıktığımız doğa yolculuklarında doğaya en az zararı verecek bir aracı beklemeye başlıyorum. Bakalım 2021’in sonlarına doğru üretime başlayacaklarmış. Umarım 2022-2023 gibi bir tur atarız. Kamp yapmaya gideriz.

Son bir şey daha… Hani demiştim ya Cyber Truck’ın en büyük rakibi Ford F-150 diye… Biliyorsunuz Ford’un kurucusu Henry Ford, insanlar at arabalarıyla dolaşırken otomobil üretmiş, hatta üretim verimliliği konusunda adeta yeni bir çağı başlatmıştı. Bundan 100 yıl kadar önce… ve demişti ki: “İnsanlara ne istediklerini sorsaydım, daha hızlı giden at üretirdim.” 

Ben bu söze bir de şunu eklemek isterim. İnternete, başkalarına çok da kulak asmayın. Eğrisiyle, doğrusuyla, üçgeniyle, dikdörtgeniyle kendiniz olun. Hayallerinizle, fikirlerinizle sapasağlam durun!

“Tesla Cybertruck siparişi verdim!” için 16 yanıt

Şuana kadar gelecekte var olacak olan araçların tasarımlarının neden bukadar alışılagelmişin dışında olmasının sebebi tam olarak anlaşılmış değil ama umarım gelecek, farklılıkların, tanınmayanın ya da bilinmeyenin korkulmadığı ve takdir edileceği bir gelecek olur. Kim bilir? Belki de bu yüzden gelecek, olağandışı olanlara aittir.

Merhaba Barış bey ben sizin Özbekistanlı takipçinizım sizinle nasıl ilişkiye geçe bilirim

“…Ben bu söze bir de şunu eklemek isterim. İnternete, başkalarına çok da kulak asmayın. Eğrisiyle, doğrusuyla, üçgeniyle, dikdörtgeniyle kendiniz olun. Hayallerinizle, fikirlerinizle sapasağlam durun!”
Herkes hayallerine sımsıkı bağlı insanların istediklerini alabileceğini söylüyor peki bu hayallere giden yolda sürekli “ya bir hevesle çıktın yola boşver gitsin,nasıl olsa olmayacak” gibi düşüncelerin oluşturduğu o sert rüzgarlara karşı hayatın istenildiğinden daha çetin olan şartlarına karşı biz nasıl yol alacağız abi?
Geçmişi hemen arkamıza alsak dahi gelecek geçmişin gölgesini taşımayacak mı?

Sokrates’in dediği gibi ”Öğrenmek, eskiden bilinmiş bir şeyi yeniden hatırlamaktan başka bir şey değildir.”Bu arada felsefe ile alakalı da video çeksen abi gerçekten iyi olur.

Hayatın bir düzen içinde işliyor kendine ait notlar tutuyorsun ve bir hedefin var. Hayatını örnek aldığım çok az sayılı kişilerdensin. Dışardan hayatın ailen mutlu görünüyor, sen de öyle. Umarım gerçekten de öyledir. Kendine iyi bak.

Barış abi cybertruck videosunda zaten cybertrucktan bahsederken bir sanat eserini bize göstermiş olmadı mı?

Merhaba hocam
Sipariş verdim
Nasıl iptal edebilirim
100 dolar kestiler karttan
Geri alabilir miyim ödediğim meblayı

ciddi ciddi bütün videoların yazılı hali hazırlanış seneryosu var şok oldum. videoyu açıp aynı zamanda okuyarak aşşağıya inince cidden bu emek süper gerçekten. Başarı gerçekten tesadüf değilmiş.

Baris abicigim bu arabalardan hangi renkler uretilecek ve siz hangi rengi satin aldiniz tesekkurler

Barış abi ben İran’dan yazıyorum surekli senin videolarını izliyorum. Sana bir sorum olacak. Uzaya olan ilgini de biliyorum,belki senin bir tahminin vardır diye soruyorum. Herşeyi içinde bulunduran suyah enerji, kara madde, görünebilen herşey hatta bigbang bile bir alan kaplamistir . ama onlarin o alani kaplaması icin o alanin onceden bos olması gerekiyor. iste benim sorum su o bos alan nedir neden var yada neden olmasi lazım? Herkes soruyor neden galaksi var neden yıldızlar gezegenler var. Bende soruyorim neden bos alan var. bunun icin bir video yapabilir misin ? yada bana bir şekilde cevap verebilirsen cok sevinirim. Bu soruyu düşünmekten kafayi yedim ben.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir